5 mart 2016 turgut vidinli rezaleti

  • memleketin en güvenli olması gereken yerlerinde bombalar patlıyor, güneydoğuda aylardır nereye varacağı belli olmayan yoğun bir çatışma yaşanıyor, her gün asker polis sivil onlarca insan ölüyor, binlercesi evinden yurdundan oluyor, düzine düzine insan her gün egede boğularak can veriyorken bizim arsızlar utanmadan her yok bilmem ne maçında kanat oyuncusunun performansını, yok bilmem ne takımının teknik direktörünün artıları eksilerini dert etmiş onları yazıyor.

    olmadı değil mi, olmadı, o da olmamış.

  • öncelikle hem rezaleti yaşayanları hem de çocukluğumdan beri mekan sahiplerini tanıdığımı belirterek mümkün mertebe tarafsız şekilde bir entry girme niyetinde olduğumu belirtmek isterim.
    ilgili mekana önceleri ailemle sıklıkla gitmekte idim. daha sonra çalışanların tavır ve terbiye sıkıntıları, zorla hesaba birşeyler ekleme çalışmaları, daha düşük tutarda hesabı olan masaları kovma çabaları gibi gözlemlerim sonucu gitmeyi kestim. yaşadıklarımı ne bir yerde paylaştım ne de eşime dostuma ilettim. bir iki yıl sonra çarşıdan bir arkadaş grubumun ısrarı üzerine kalabalık bir ekip olarak gittik mekana. hesap geldiğinde adisyonda bizim ısmarlamadığımız kalemler olduğunu gördük ve itiraz ettik. garsonlar anında ses yükseltip üstümüze yürümeye başladı. biz de geri adım atmayınca "yan masadan bazı kalemleri de size yazmışız, pardon" falan şeklinde geri vites yaptılar ve biz bu ya tutarsa diye geçirilen kalemleri ödemeden ayrıldık. bunu ne sosyal mecrada paylaştım, ne de mekan sahibine ilettim. yakın dönemde bir başka arkadaşım da mekanda gelen bir balığı reddettiği için kovulunca ve başka bir ziyaretinde ablama mekan garsonlarının terbiyesizlik yaptığını duyunca artık yakın çevreme ve aileme bu mekanın bu şekilde olduğunu belirttim ve gitmemelerini önerdim. annem babam zaten aylık ziyaretlerini balık pazarındaki bir başka mekanda yaptıklarını, onların da bu mekana gitmediğini öğrendim. yine mekan sahibi ile iletişime geçmedim.

    gelelim bu olaya. bu olayı facebook hesabımdaki herkes paylaşmaya başlayınca öğrendim. iç güdüsel ilk tepkim "hiç şaşırmadım. bu mekanda bu potansiyel fazlasıyla var" oldu. daha sonra fark ettim ki olayı yaşayanlardan tanıdıklarım var. onları dinledim. daha sonra mekan sahibi arkadaşıma şimdi bakınca gayet naif ve saf bir şekilde "sizin beşiktaştaki mekanda büyük olay olmuş dün. internet yıkılıyor şu an. haberiniz vardır muhtemelen ama ben yine de söyliyeyim dedim. iyi pazarlar" şeklinde bilgilendirdim. karşılığında şu tarz yanıtlar bekledim.
    a) farkındayız, ilgileniyoruz. teşekkürler bilgilendirmen için
    konu kapanır benim için ama takip ederim
    b) çok üzüldük, olayı yaşayanlarla iletişimdeyiz
    konu kapanır benim için, iletişimdelerse üzüntüler giderilir, takipçisi olmam konunun
    vb.

    onun yerine şu cevapları aldım:
    - 10 kişi 2500 lirayı ödemeden kaçmaya çalışmışlar. bu kadın grup daha öncede başka mekanlara aynı taktiği uygalamış şahıslardır. beşiktaş mekanları bunuda biliyor. taktikleri bu.

    bu noktada insanları tanıdığımı, parasal sıkıntıları olmadığını, bu insanların böyle organize bir suç örgütü gibi beşiktaş mekanlarını hedef alarak bedava rakı balık yaptıkları bilgisini kimden almış olabileceklerini sordum. mekanla ilgili internette sürekli benzer şikayetler olduğunu ve hatta hadi onlara inanmıyorsan benim de başıma zamanında şu geldi diye onca zaman anlatmadığım şeyi "bana da mı inanmıyorsun da garsonlara inanıyorsun?" diye anlattım. bunun üzerine
    - kaç kişi gittiniz de 500 lira fazla istediler? yediğin içtiğin için istemişlerdir. burası fast food çu değil. bira söyleyip saatlerce oturanların mekanıda değildir. gelmeyin buraya. sorun yaşamıcanız mekanlara gidin. hesapta yanlışlık varsa para üstünü veririz
    şair burda o para benim için para üstü diyor.
    -senin karın ağrın bence arkadaşlarının yalanı dışında 500 tl olmuş dediğim gibi yanlışlık olduysa para üstü verilir. kara kampanyası mekanı lekeliyemez. iyi yorumlar ve memnuniyetler bize yeter. dükkanın müşteri kalitesi. mekandada kuyruk oluyosa demekki tercih edilen bir yerdir. duvarlardaki resimlere bak.

    artık bu sohbet biran önce bitsin istiyordum ve şöyle dedim
    - umarım bir yerde senin, bir kız arkadaşının, bir akrabanın başına gelmez sizin yaşattığınız. iyi pazarlar
    ve şu cevabı aldım
    - biz paramızı verir yer içeriz

    bir insandan insanlığı, bir mekandan insanları çıkardığında geriye sadece masalar, sandalyeler ve duvardaki eski mutlu resimler kalıyor...

  • iyi vakit geçirmek isteyen bir grup kadının gecesinin tatsız ve seviyesiz olaylarla sonlandığını rezalettir.

    olay dün gece 12 sularında vuku bulmuş olup, defalarca kez polis aranmasına rağmen müdahale edilmemiş, üzerimize kapılar kitlenmiş ve birkaç arkadaşımız darp edilmiştir.

    yaşanan olayları birinci ağızdan aşağıda okuyabilirsiniz:

    şimdi size çok güzel başlayan bir gecenin turgut vidinli’de nasıl kabusa döndüğünü anlatacağım. her arkadaş grubu gibi biz de ayda bir toplanıp rakı içeriz. dün gece, her ay olduğu gibi yine buluştuk. rezervasyonumuzun olduğu masaya oturduk. sayımız belli, telefonda alakart olursa ne olur, fiks menü olursa ne olur konuşmuşuz. tercihlerimizi belirtmişiz, hiçbir sıkıntı yok. özellikle herkesin gelmesini beklemiş, meze vs söylememişiz masaya. bir tek ala rakı açılmış ve tabaklarımızda sadece peynir var. herkes gelince fiks istediğimizi söyledik. ala rakı 190, fikste yeni rakı var o da 140 tl dediler. tamam dedik, aradaki farkı hesaba yansıtırsınız yani 50 tl fazla ödeyeceğiz. aradan zaman geçti, siparişler verildi, yemeğe başlandı. garson gelip bazı mezeler fikse dahil değil dedi. hangileri dedik gösterdiler tamam dedik bu 3 mezeyi de hesaba eklersin. buraya kadar her şey normal… kalabalık bir ekip olduğumuz için masada sıkıştık. yandaki masada oturan bir amca ve eşi kalkacaklarmış yani garsonlar bize öyle söyledi. bekliyoruz kalkınca o masa bizim masaya eklenecek. ancak garsonlar amcaya seslerini yükselttiler. biz de garsonlara dönüp “yahu baban yaşında adam, ne yapıyorsun öyle konuşma“ diye uyardık. hatta bizim yüzümüzden sıkıntı yaşadıkları için bir tabak yollatmak istedik yan masaya, maksat cumartesi gecesi eğlenmeye çıkmışız, kimsenin gönlü kırılmasın. garson “ya yollamayın şunlara bir şey zaten şimdi tutup yakasından atacağım dışarı” demesin mi?! sinirlendik, çok sinirlendik… o sırada amca ile eşi kalktı. hadi dedik, neyse.
    yanımıza uğrayan arkadaşlarımız oldu, erken kalkanlar oldu, herkes hesabını ödedi. kredi kartı ile ödeyenler fişlerini bize bıraktılar. fiks menüye dahil olup erken kalkanlar (meze ve ala rakı farkı dahil olmak üzere) ve nakit ödeyenler hesabın kendi payına düşen kısmını da yine bize bıraktılar. devamlı dışarı çıkan bir ekip olduğumuz için tecrübeliyiz tabii. neyse gelelim gecenin sonunda yaşanan çirkinliğe… hesabı istedik, geldi. fark ettik ki hesap yanlış ama öyle böyle değil hem de tam tamına 715 tl fazla!
    tabii hemen adisyonu istedik ancak adisyonda da bir tuhaflık var. tuhaflığı hemen açıklayayım; öncelikle adisyonda sadece 2 kalem var, 20 tane bira ve ala rakı, fikse girmeyen 3 meze adisyonda yok… herkesin rakı içtiği bir masada bu kadar biranın tüketilmesi mümkün değil. hemen dönüp fotoğraflara baktık (çok fotoğraf çeken bir grubuz), kim bira içmiş tespit ettik. elimizdeki kredi kartı fişlerinden de anladık ki 3 kişi bira içmiş ve ödemiş. masada başka bira içen yok, herkes rakı içmiş. bira içenler de (uğrayıp kalkan arkadaşlarımız) toplamda 6 bira içmiş. yani 20 biranın içilmesi mümkün değil (bu arada mekana önerimiz şu oldu kamera kayıtlarına bakalım ancak kamera sistemi yokmuş). ardından adisyonda yazan diğer şeye dönelim ala rakı. onu da 190 tl olarak yazmışlar. dönüp söyledik haliyle biz bunun farkını ödeyeceğiz, sizinle böyle konuştuk ve onayladınız diye. inkar etmeye başladılar. şimdi sakin kafayla yine bir hesap yapalım; 3 meze tabağı 20 liradan desek 60 tl, 190 tl ala rakı, 20 tane bira (hadi diyelim içilmiş olsun bira 10 tl imiş) 200 tl; 450 tl eder. yani 715 tl gibi bir rakama yine ulaşamıyoruz. 265 tl yine fazla, yine fazla… nedir bu diyoruz şef garson geliyor ve diyor ki o da bizim servis bedelimiz!
    yani hesabın hiçbir açıklaması yok, nerden bakarsanız tutarsız, nerden bakarsanız saçmalık… aramızda avukat arkadaşımız var, ona danışıyoruz ve hemen polisi arıyoruz. biz polisi arayınca şef garson asıl ben sizi şikayet ederim deyip beni tartaklıyor. masadaki herkes olayı anlamaya çalışırken birden turgut vidinli’nin kapıları kapatılıyor ve yine aynı şef garson kafama bardak atıyor. neden polisi aramışmışız! biz polisi aramaya devam ediyoruz, aradan 20-25 dakika geçiyor. darp edildiğimizi, mahsur tutulduğumuzu ve hesabın yanlış geldiğini söylememize rağmen polis gelmiyor. inanır mısınız turgut vidinli’de bir saate yakın süren bu olay sırasında bir tane polis gelmedi. beşiktaş meydandayız, istanbul’un göbeğinde…
    kapıları nasıl kapatırsınız, bizi nasıl mahsur tutarsınız derken biri geliyor. turgut vidinli’de yetkili biri bulduk diye hemen konuşmaya başlıyoruz ancak kapılar hala kapalı! şef garson yani matematikte 4 işlemi yapabildiğim için beni darp eden ve kafama bardak fırlatan (bu arada adı ramazan), başka arkadaşlarımı da darp etmeye çalışıyor. ön tarafta yetkili kişiyle sakin sakin konuyu çözmeye çalışan arkadaşlarımın yanından ayrılıyor arkada ne olup bittiğine bakmaya gidiyorum o sırada şef garson ramazan gülerek bana “ne oldu çok mu acıdı” diyor. yani hem beni darp ediyor hem de pişkin pişkin yaptığı şeyden utanmadan benimle dalga geçiyor… işte o sırada bende ipler kopuyor, ramazan’ı boğazından yakalıyorum ve içki dolabına yapıştırıyorum. arkadaşlarım araya giriyor, bir şekilde kapıyı açıyoruz inanın o bölümü hatırlamıyorum, çok sinirliydim. başka bir mekana geçip oturuyoruz sakinleşmeye çalışıyoruz. fakat bir bakıyoruz ki eksiğiz. tam nerede iki arkadaşımız derken telefonumuza mesaj geliyor. arkadaşlarımız turgut vidinli’de beni darp edip üzerine dalga geçen şef garson ramazan ve 3 garson tarafından tartaklanmaya devam ediyor, kapılar kapalı mahsur tutuluyor! bir bölümümüz hemen arkadaşlarımızı almaya gidiyor ancak yine şiddete maruz kalıyor. iki arkadaşımızı zar zor mekandan alıyoruz. polisi devamlı aramamıza rağmen gelmiyor. şikayetçi olacağız, olamıyoruz. darp ediliyoruz, kendimizi korumaya çalışıyoruz, kapılar üzerimize kitleniyor, rehin tutuluyoruz. ve tüm bunlar beşiktaş’ın göbeğinde turgut vidinli’de oluyor… lütfen turgut vidinli’ye gitmeyin. lütfen kadına şiddete tepki gösterin. evet, biz 715 tl fazla gelen bedeli ödemedik ama sanırım çok daha büyük bir bedel ödedik dün gece… lütfen siz de sessiz kalmayın ve #turgutvidinliyegitmeyin #kadınaşiddetvar