40 yaşında renkli pantolon giyen erkek

  • türk insanının en büyük sorunu bu. evet evet, yanlış okumadığınız. türk insanının en büyük sorunu bu. bir başkasının dinine, giyimine kuşamına, cinsel yönelimine, yaşam tarzını kendi değer ve ahlakına göre yargılayıp eleştirmek ve müdahalede bulunmak, türk insanının en büyük sorunu.

    40 yaşında bir adam düşünün. masmavi bir pantolon giymiş olsun. bu adamın kendi halinde var olduğu sürece sana ne gibi bir zararı var? hiç. bak yine söylüyorum. hiç.

    istediğim gibi giyinirim. istediğim adamla sevişirim. istersem saçlarımı kısacık keser, istersem de maviye boyarım. bunların sana ne zararı var? hiç. bak yine söylüyorum. hiç.

    bir adam başka bir adama aşık olabilir.
    bir kadın başka bir kadınla sevişebilir.
    70 yaşındaki bir teyze tırnaklarına oje sürebilir.
    bir kadın saçlarını kısacık kestirme hakkına sahiptir.
    bir erkek istediği renkte pantolon giyebilir.
    bir erkek isterse saçlarını pembe boyayabilir.
    bir insan, içinde bulunduğu bedenin cinsiyetine ait hissetmediği için bunu değiştirebilir.
    kimse bir tanrıya inanmak zorunda değildir.
    60 yaşındaki bir amca liseli kostümüyle bir partiye katılabilir.
    bir kadın istemiyorsa evlenmek zorunda değildir.
    bir erkek, eşi çalışırken evde kalıp çocuklara bakabilir.
    herkesin yaşamı kendisine aittir.

    rahat bırakın başkalarını. size hiçbir zararı olmayan insanları rahat bırakın.

    sen şimdi türkiye'de doğdun diye, erkeklerin çoğu "ciddi" pantolonlar giyiyor diye bunu doğru ve geçerli mi sandın? ya japonya'da doğsaydın? erkeklerin bir kısmının saçlarını boyayıp kaşlarını tıraş ettiği bir ülke olan japonya'da doğsaydın ne olacaktı?

    kendi halinde varlığını sürdüren herhangi bir insanın hiç kimseye herhangi bir zararı yoktur. durduk yere insanlara sinir olup nefret kusuyorsanız bir psikolog ile acilen görüşmenizi öneriyorum. önyargılarınız sağduyunuzu kör ediyor çünkü.