4 kasım 2016 s. demirtaş'ın gözaltına alınması

  • wuhuuuu... okudum çoğunuzu... siyaset bilimi duayenlerinin görüş ve beyanlarına bakılırsa, gözaltı akabinde tutuklanırsa kendisi ve diğer milletvekilleri, bu ülkenin kürt sorunu bitecekmiş. hele de bu anı çok bekleyenler varmış, mevzu vatansa gerisi teferruatmış. yaş itibari ile hakim olamadığınızı umuyorum ve size yaklaşık yirmi sene önce leyla zana, orhan doğan, ahmet türk, hatip dicle, sırrı sakık ın yaka paça gözaltına alınıp, tutuklandıklarını ve akabinde mensubu oldukları partinin (dep ) kapatıldığını hatırlatmak isterim. net tarih söylemek gerekirse 1994 te oldu bunlar... yani ben lise ikideyken. şimdi koca kazık kadınım, anneyim, bildiğin yeni dönem orta yaşlısıyım, konu hala aynı, zihniyet hala aynı...

    şimdi siz topluca diyorsunuz ki kürtlere alenen, " biz, siz kendinizi siyaseten ifade edemeyin diye seçimlere baraj koyduk, mitinglerinizde bombalar patlatıldı, parti binalarınız kapatıldı, buna rağmen yıktınız barajı, eeee dur o vakit seçimleri iptal edelim, bir daha seçim yapalım ama seçime giderken de her türlü baskıyı uygulayalım, eee yine olmadı, yine geçtiniz barajı... eee o zaman bir dakika, yanımızda stepne olmak dışında bir fonksiyonu olmayan iki pabucumun muhalefeti tadında muhalefet partisi var nasıl olsa. onlarla beraber bu milletvekillerinin dokunulmazlıklarını da kaldıralım. çocuk oyuncağı yaw, hoop kabul edenler, etmeyenler, kabul edilmiştir. bundan sonrası bizde. önce parti örgütünü, sonra da milletvekillerini alalım. zaten tarafsız basın diye bir şey bırakmadık, ne diyorsak onu yazıyorlar, eee bir de bu bizim halkın yumuşak karnı, en hükümet karşıtı adam bile, konu kürtler oldu mu ağzından salya saçabiliyor nasılsa... ohhh be işlem tamamm... "

    siz hikayenin büyük bir kısmının böyle olduğu gerçeğini inkar edebilirsiniz. ama hendek, ama şu bu diye garip garip bahaneler ileri sürebilirsiniz, en sevdiğiniz konudur, ölü yarıştırabilirsiniz mesela... ama inanın bu sizi haklı yapmıyor, doğru hiç yapmıyor... bu ülke tarihinde defalarca çekilmiş, yazılmış ve yönetilmiş bir filmin yeni bir uyarlamasını izliyorsunuz. sonunu, yaşını başını almış insanlar biliyor ve inanın filmin sonundan nefret ettiği için bu insanların çabasıydı barış. eşek, elektrik ve aksandan oluşan esprilerinizle bir ırkı aşağılaya aşağılaya bitiremediniz, bitmediniz de... şimdi de siyaseten, hatta ne siyaseteni komple yok olunsun istiyorsunuz... şu internet kısıtlamalarını bile makul buluyorsunuz ayarlaması çok kolay minik dar algılarınızla...

    sizin ülke yakın tarihini bilmeden atıp tuttuğunuz boş beleş küfürlere inat, kendisi yasal bir partinin eşbaşkanı ve kendisine ve partisine oy verenlerin siyaseten temsilcisidir. ne tutuklanan ilk kürt milletvekilidir ne de bedel ödeyecek olan... sizin demokrasi anlayışınız aynı kıtlıkta kaldığı sürece son da olmayacaktır. ama demokrasi herkese lazım... adalet ve hukuk üstünlüğü herkese ait... elbette basın özgürlüğü de her daim olması gereken... ama sizi aslolanın dışında, bu " ses kesmeler " mutlu ediyorsa, eee buyrun minik mutluluklarınızla oynayın oyuncak gibi... yalnız çocuklar oyuncaklardan çabuk bıkarlar... hep yenisini isterler. sizin sonraki talebiniz ne? cümleten ölelim mi???

  • beşir atalay: öcalan’ın mesajları bizim de düşüncemiz.
    mehmet metiner: öcalan türkiye'nin demokrasisine katkı sağlıyor.
    yalçın akdoğan: öcalan’ın olayları okuma kabiliyeti ve tecrübesi var.
    yiğit bulut: öcalan ortadoğu’da türkiye’nin önünü açıyor.
    bülent arınç: öldürmek için dağa çıkmıyorlar.
    sadullah ergin: öcalan bölgenin reel politiğini daha sağlıklı değerlendiriyor.
    yasin aktay: öcalan dünyanın geleceğini iyi okuyor .
    etyen mahçupyan: öcalan’ın çok geniş bir prestij alanı var; nadir insanlardan birisi.
    nihal bengisu karaca: öcalan çıktı; geleceği gösteren bir konuşma yaptı. eğer öcalan'ın nevruz'da uzattığı eli havada bırakırsa, bunun vebali altında kalırız.
    emre aköz: pkk bir terör örgütü değildir.
    orhan miroğlu: bana göre pkk terörist bir örgüt değildir.
    abdülkadir selvi: öcalan bu süreçte sorumluluk bilinciyle hareket ediyor. ilerleyen aşamalarda öcalan’ın konumunu türkiye artık tartışmalı.
    hilal kaplan: bir zamanlar “ölmeye hazırım” diyen öcalan, şimdi “yaşatmaya hazırım” diyor.

    bu demeçleri verenler mışıl mışıl uyurken, ak çomarların birazcık gururu varsa; bu başlıktan uzak durmaları gerekir.