4 ağustos 2018 aynı faytondaki iki atın ölümü

  • babam rahmetli faytoncu idi.

    yani biz doğmadan önce, memleketinde faytonculuk yapardı. annemi de o sayede tanıyıp evlenmiş. arada bir anlatırdı atını bize. beyaz, çok güçlü, ipek yeleli bir atı varmış. adı da ipekmiş zaten. salı günleri fayton yerine fırına un çuvalları götürürmüş. fırın da uzakmış. ipek'in kıçına şaplağı vururmuş, o da tek başına fırına gidip önünde durur ve fırıncılar da çuvalları boşaltınca onlar da kıçına vurup ipek geri gelirmiş. tin tin tin o yolu tek başına gidip gelirmiş. zekiymiş ipek. asla hiçbir yere uğramaz, isterse en sevdiği otlar olsun, durup yemezmiş.

    pazar günleri çok para kazanırmış babam. dere kenarı boyunca herkes faytona binip gezmek istermiş ama ne olursa olsun ipek'in yorulduğunu anladığı an asla çalışmazmış. derede elleriyle yıkayıp tımar eder, evin yolunu tutarmış. ipek sayesinde hem ev yapmış, hem de annemle evlenmiş.

    iyi bir at, ahıra sahibi girince hemen ayağa kalkan attır derdi.

    günler geçmiş, ipek'in siyah bir tayı olmuş, tay büyümüş kocaman at olmuş ve haliyle ipek de yaşlanmış ama babam ipek'i satmaya kıyamamış. dedemle arası kötü olmuş ama o yine de onu satmamış. satarsa kimse onun gibi bakmayacağını biliyormuş. yaptığı evin yanına küçük bir ahır yapmış. böyle barakadan, derme çatma ama sağlam bir ahır yapmış. ipek ölene kadar, tam 4 sene boyunca orada bakmış.

    babam kafasını salladığı zaman ipek de sallıyormuş. selamları o şekilmiş. bir gün tımar ederken ölmüş. boylu boyunca yatıyormuş. yorgunmuş. kaşımış kaşımış sonra yattığı yerden babama bakmak istemiş. bakamamış. zar zor kaldırmış kafasını ve hafifçe başını selamlarmış gibi sallayıp ölmüş.

    ağlardı bunu anlatırken. bana selam vermek istedi deyip göz yaşlarını silerdi. yutkunurdu acı acı ve aradan yıllar geçmesine rağmen ne zaman adalardaki fayton haberlerini görse duymadığım küfürler ederdi. şerefsiz bunlar derdi. at güçlüdür doğası gereği çalışır, taşır. ama hayvana köle muamelesi yapmak şerefsizliktir. onun çok terlediğini görüp, onu zorlamak insanlık değildir derdi. duymadığım küfürleri edip söverdi.

    eminim eğer yaşasaydı, bu son olaylardan sonra kesin soluğu adalarda alırdı. o atların hakkını savunmak için bağırıp dururdu. kafasını sallardı belki ölen atları okşarken...

    ne bileyim aklıma geldi işte. yaşayanlar, yani bizler bağıralım. bu olaya sessiz kalmayalım.

    edit: ipek'i merak eden olmuş. tek bir fotoğrafı var albümde. oğlu ile beraber.

    ipek: https://ibb.co/i03prk