30 kilo domates alıp kışlık malzeme hazırlamak

  • gözlemlediğim kadarıyla, bu dönemde her türlü eğitim seviyesinden ve sosyoekonomik düzeyden kadının domates görünce elinin ayağının titrediği, hemen kavanoz kapağı arayışına girdiği epik çılgınlık.

    şu an mülteci sorunu, ekonomik kriz, okul kitap kırtasiye fiyatları vs vız gelip tırıs gidiyor tüm ülke tek yürek haldır haldır domates rendeliyorlar. bir haftadır duyduğum tek muhabbet şokta domates 7,5, çarşamba pazarında çanakkale domatesi 10 lira falan. bunu profesörü, hakimi söylüyor :)) sabah erken marketin kapısına gidiyorlar. gerçi ne yicez kışın taş mı mukavva gibi sera domatesi mı? market 10’da açılacak koşayım bitmeden alayım.

  • yaşlanmak birinin 30 kilo domates almasına oha amk 30 kilo domates nedir diye tepki vermek yerine 30 mu azmış demeye başlamak ya da en azından bunu normal karşılamaktır.

  • kışın tatsız, tuzsuz kış domatesine 25,30 tl vermek yerine yazın tatlı, tuzlu yaz domatesini 5 tl den alıp konserve yapmak hen ekonomiktir hemde daha lezzetlidir. yapın yaptırın. yatırım tavsiyesidir.

    dip not: kışın kullanırken dikkatli kullanın. kapağı açıp direkt yemeğe boca etmeyin. önce bir kontrol edin. kokusunda, renginde bozulma var mı. kapağı doğru düzgün kapanmayan ve hava alan konserveler bildiğin zehir oluyor. ölenler oldu bildiğim. aman dikkat.

  • 30 kilo domates almayı zenginlik olarak görecek hale geldik ya!

    bugünlere gelmemizde emeği geçen herkese sevgi ve selamlar.

  • dün gece bayrampaşa sebze halinden 120 kg domates alarak katıldığım etkinlik.

    yanında 3-4 kilo kapya ve bi koli starking elma alarak cilaladım *

    ayrıca şok marketlerde(660 gr) paşabahçe cam kavanoz 1.15tl.

    donanımhaber ölücüsü bildirdi.

  • gıda sektöründe çalışan bir kimya mühendisi olarak diyebilirim ki; "kendi elinizle zehir hazırlamaktır."

    şimdi teknik terimlere pek girmeyelim ama bizim cahil çiftçilerimizin çok sevdiği bir yöntem var;
    (bkz: systemic pesticide)
    ya da türkçesiyle (bkz: sistemik pestisit) *

    pestisit biliyorsunuz zehirli, zararlı kimyasallar. çiftçiler genellikle böcekler vs. parazitler gelmesin diye tarlasında, bahçesinde kullanılır...
    pestisiti uygulamanın da çeşitleri var, contact pesticide, translaminar pesticide, systemic pesticide vs. vs.
    "contact pesticide" olsa güzelce yıkarsın bir nebze geçer, ama bizim bilinçsiz, cahil çiftçimiz 2 dolar daha kar etmek için "systemic pesticide" yöntemini, yani bitkinin damarlarına, hücrelerine, çekirdeğine, her tarafına nüfuz eden ilaçlama yöntemini çok seviyor. zehir domatesin içinde olduğu için yıkamak falan hiç bir işe yaramaz.

    oysa gerçekten organik olduğuna güvendiğiniz bir markanın fabrikasyon ürününü kullanmak daha sağlıklıdır.
    fabrikada organik meyveden (pestisitsiz meyveden) ürün imal ediliyor, eğer meyve/sebze pestisitli gelmişse o pesticide'i o meyvenin içinden çıkarana kadar anamız ağlıyor bizim... ki tam olarak çıkartamazsın da, bilimsel olarak imkansız bu... çünkü zehir artık meyvenin hücrelerinjde moleküllere bağlanmış, bir nevi "meyvenin kendisi" olmuş...

    bu devirde pazardan meyve almak = zehirlenmektir

    tamam fabrikasyon ürünlere karşı halk arasında bir önyargı var, kabulumdür, ki bir çok konuda da halkımız haklı aslında...
    ama bu meyve sebze konusunda güvendiğim markaların fabrikasyon ürünleri tercihimdir.

  • antidepresan etkisi gösteren şahane olay. tam durup üzüleceğim, ağlayacağım bir şeylere bir bakıyorum, önümde doğranmayı bekleyen 10 kilo domates var. yazın yemiyoruz biz bu kadar bamyayı, anne neden kış için 5 kilo bamya?

    yemin ederim derdim tasam kalmadı, dünyaya farklı bir pencereden bakıyorum artık.

  • tamamen doğal ürünler yetiştirip yiyebilmek ve bir nebze toprakla uğraşmak adına erzurum'un bir ilçesinde sahipleri tarafından boş bırakılan 200 m² büyüklüğünde bir bostan yerinde işe giriştim. ayırabileceğim zaman eşimle beraber akşam mesai sonrası 1 saat ve hafta sonları.

    tamamen deneyimsiz ve teknik bilgiden bağımsız olarak komşu bostan sahiplerinin ne yaptığına bakarak ve bazen sorarak bostanda:

    marul
    tere
    dereotu
    maydanoz ( bu şerefsiz içinde 1.000 kadar tohum olan paketten ancak 3-5 tane çimleme yaptı)
    roka ( daha yiyemeden tohuma kaçıp sap oldular vardır bir tekniği ama bilmiyoruz )
    reyhan
    soğan
    patates ( evde kızartma için soyulan patateslerin filizlenmiş kabukları kullanıldı)
    mısır
    fasulye
    kabak
    salatalık
    domates
    biber
    havuç olmak üzere çeşitli bitkileri tohum ve fide ( sadır) olarak ektim-diktim. yiyeceklerimin doğal olması adına gübre ve ilaç kullanmadım. arada çapa ve yabani ot temizliği yaptım ki bu işin en bezdirici aşaması yabani ot:)

    30 gün kadar sonra günde 2-3 marul söktüm 40 gün kadar sürdü kalanlar tohuma kaçıp sap oldu.
    taze soğanları yedik bir süre sonra kartlaştığı için kuru soğan olmaya yöneldiler.
    tere ve dereotu 15-20 gün yedik sonra tohuma kaçtılar.
    reyhanı 15 günde bir üstten biçip kurutuyoruz köke yakın daha çok budaktan gür bir şekilde yeniden çıkıyor bunu sevdim :)
    salatalık 45-50 gündür yiyoruz halada çıkıyor.
    kabak bir aydır yiyoruz hergün 3-4 tane çıkıyor taze ve dolmalık.
    mısırlar için 10-15 günümüz var yavaş yavaş taneleri doluyor.
    fasulye haftada bir kilo kadar topluyoruz toplamda 5-6 kilo topladık veo kadar daha toplarız.
    biber 5-6 kilo kadar topladık ve hala çıkıyorlar.
    domates günlük sofralık olarak koparıyoruz ve dün 15 kilo kadar topladık ve 9 kavanoz doldurduk. gidişata göre 30-40 daha yolumuz var.

    zirai ilaç ve herhangi bir hormon kullanılmadığı için gönül rahatlığı ve manavda aldığınızdan çok daha lezzetli olmasının yanı sıra kendi emeğinizin karşılığı olduğunu düşünürseniz müthiş bir keyif. yorucu iş temposundan zaman ayırabilecek ve benim gibi kendi yeri olmasa bile uğraşacak yer bulabileceklere kesinlikle tavsiye edebilirim. yetersiz geldiğiniz anlarda internete girip ilgili ürünler için yetiştirme ve sulama teknikleri öğrenilebiliyor tecrübe ise daha sonra.