30 haziran 2016 ab ile vizelerin kalkması

  • bir ülkenin dış politikasının, 5 ay gibi kısa sürede ne kadar değişebileceğinin ansiklopedik tanımıdır.

    unutmadan bilmeyenler için not yazalım. batılı ülkelerde bu dış politikalar on yıllar mertebesinde yazılırlar.

    (bkz: siyaset bilimi)

  • 65 yasındaki dedemin siki kalkar bu vize kalkmaz.

    keşke dedem arada kalkan su sikini üç beş çomara saplasada toptan kurtulsak.

  • buna sevinmeyi bir türlü anlamıyorum. vize nedir ulan vize? iki evrak toplayıp konsolosluğa gidiyosun epi topu. sanırsın tüm türk vatandaşlarına oturum, çalışma izni falan verecek adamlar. lan gidip gideceğin 1 hafta, 2 hafta, olsun olsun 1 ay! daha uzun süre gidip keyfine dolaşabilecek adamın zaten vize alma derdi olmaz. sen vize almakta sorun yaşıyorsan, adamlar zaten vizeyi kaldırsa da bir bahane bulup seni kapılarından geri çevirirler.

    sanırsın avrupa'nın tapusunu üstümüze yapacaklar da bir coşku bir heyecan bir şey! tamam amenna kalksa ben de sevinecem ama allah aşkına, kim binmeyeceği eşeğin önüne ot koyar?

    "bilmem kaç milyon suriyeli gelsin bizim memlekete, saldım çayıra mevlam kayıra, ne bir kontrol ne bir düzenleme ne bir şey, kafalarına göre takılsınlar. buna karşılık biz de senede 1 hafta avrupa tatili yapacağımız zaman vizeyle uğraşmayalım." bu manyaklık değil de nedir?

    git avrupa'nın sıçan deliklerine kadar gez istersen, eninde sonunda buraya döneceksin buraya aloooooo!! çoluk çocuğun burada büyüyecek! o ne idüğü belirsiz, sokaklara salınmış milyonlarca suriyeliyle birlikte!

    bugün "abi bi lira abi bi lira" diye dolaşan çıplak ayaklı çocuklar, bundan birkaç sene sonra biraz büyüdüklerinde, senin veya çocuğunun gırtlağına sustalıyı dayayıp cebinden parasını telefonunu alacak! direnirse bıçağı takacak! ırkçılık falan yaptığım yok. bu insanlar sersefil, sokaklarda yaşamaya mahkum edilmiş insanlar. bu çocuklar aç! aç aç! bunu kocaman puntolarla yazmak isterdim. aç! o çocuklar okul yüzü görmeyecek, eğitimden haberleri olmayacak, bir meslekleri olmayacak... aç kalınca ne yapacak? bugün yalvar yakar istediğini, yarın zorla alacak!

    hatırlarsınız 10 yıl kadar önce, 2000'li senelerde tinerci dehşeti kol gezerdi, özellikle istanbul'da. her akşam haberlerde 2-3 farklı tinerci cinayeti dinler/izlerdik. sebeplerine dair rivayetler muhtelif ama çok şükür artık o boyutta değil bu tehlike. fakat bundan 10 sene sonra suriyeli dehşeti izlemeye başlayacağız haberlerde. belki de sadece haberlerde görmekle kalmayacağız.

    eee? ama avrupa'ya vizesiz gidebiliyoruz. ne mutlu!

    edit: entrymden "vize almaya ne var canım sanki atla deve" anlamı çıkıyor sanırım. birkaç mesaj aldığım için şunu tane tane net olarak ifade edeyim;

    vize, kimi durumlarda can sıkan bir şey. sırf, konsoloğluğa gitmek için iş yerinden izin almak bile başlı başına sıkıntı olabiliyor. "vize almak önemsiz bir iş" manasında yazmadım bu entryi. vizesiz seyahatin, ülkeye milyonlarca mülteci doldurmanın karşılığı olarak kabul edilebilecek kadar büyük bir şey olmadığını anlatmaya çalışıyorum.

  • turkiye'ye goreli demokratik donemler yasanirken dahi vize serbestligi verilmesi gundeme bile gelmemisken, fasizme dogru gittigi su gunlerde bu adimin atilmasi "bayram degil, seyran degil, enistem beni niye optu" dedirtmelidir.

    karsiliginda ne sozler veriliyor? ne aliniyor ne veriliyor? yillardir erdogan ile yanyana gorunmek dahi istemeyen merkel'in, tarihinin en karanlik gunlerinden gecerken turkiye'nin yollarini adeta asindirmasi , en ufak bir elestiri dahi getirmemesi nedendir?