3. dünya savaşının başlaması

  • hala avrupa sokaklarında huzur diyor adamlar amk ya. olm avrupa, senin sadece 5 senede bir 1 haftalığına gidip, abi adamlar yaşıyor ya dediğin ütopik bir bölge değil.

    türkiye'deki kadar olmasa da alım gücü patates olmuş, yeni nesil eğer dedesinden, babasından kalan ev yoksa kiraya bile ev arkadaşı ile çıkıyor, ev alma kavramı bitti.

    gençler 30-40 yıl öncenin gençleri gibi donanımlı falan da değil. politik doğruculuk, sikik eğitim sistemi onları da köreltti. dünyadan bir haber bir cehalette yaşıyorlar.

    doğuda hayvan gibi büyüyen çin, hindistan ve pakistan var. sahra altı afrika yakında nüfus olarak bu ülkelerle aşık atar hale gelecek ve bu nüfusu besleyecek kaynak olmadığı için hepsi avrupa'ya akıyor.

    rusya'dan enerji alımı kesildikten sonra enflasyon burada da uçtu. saçma sapan twitter hesaplarının %1-2 lerine inanmayın. markete gidince anlarsınız %1'i.

    abd, çin ile uğraşırken, başına bela olmasın diye rusya'yı bitirmek için avrupa'nın anasını sikti. bu kadar çıkar çatışması varken savaş çıkmaması imkansız. ortada nükleer silahlar olmasa şu ana kadar da 10 kere çıkmıştı. fakat öyle görünüyor ki önünde sonunda onlar bile bizi gelmekte olandan korumaya yetmeyecek. siz hala millet barda eğleniyor ne savaşı demeye devam edin. en son rusya girmeden önce de kiev'de partiliyoruz diyordunuz, ananızın amını gördünüz. koca ülkenin erkek nüfusu kıyıldı, kalanlar ortalığa saçıldı.

  • polonya kendisine dikkat etsin.

  • türkiye'nin yakın zamanda sessiz kalıp idare edebildiği sürece taraf seçmemesi en doğru strateji olur aksi takdirde olan gene bize olur amk.

  • bir arkadaşımın dayısı, bosna savaşı'nda srebrenitsa'dan kurtulan kişilerden birisi. dediğine göre, o günden beri bir daha hiç konuşmamış. hiç.
    adamı görseniz, yemyeşil gözleriyle sürekli boşluğa bakıyor.

    şu an oturduğum ve bu entry'i yazdığım otuz daireli apartmanda yaşamış olan 75 kişiden, sadece altısı kurtulmuş auschwitz'den. yol boyunca, her bina önüne koydukları altın rengi plakaların üstüne yazmışlar isimlerini, bitmek bilmez biçimde sıralanıyorlar kaldırım üstünde.

    daha çocuk yaşımda, savaştan kaçan çeçenler tanıdım. grozni'de bıraktığı kızkardeşine, bombalamalardan sonraki günlerde ulaşamadığı için günün yarısını yarı baygın yaşayan kadınlar kaldılar aylarca evimizde.
    hamileliğinin son aylarında olan bir kadının, bir tank tarafından duvara sıkıştırılarak öldürüldüğünü gördüm.
    önce babasının, sonra sırayla annesinin, abisinin ve en son kendisinin kurşunlandığı, arkada yanan evi ve hayvanlarıyla, bir diğer genç kadının görüntüleri geliyor gözümün önüne.

    abhazya-gürcistan savaşına giden gencecik insanlar anlatılır ailede. ben, yaş itibariyle pek hatırlamasam da, hatıraları yaşıyor. ölüm haberi gelince bir gencin, annesinin ağlamaktan gözleri akmış. göremez olmuş.

    annemin halasının kızı, abidet, geride üç çocuk bırakıp öldükten sonra, annemin halası "benim kızım soğuk toprak üstünde yatıyor" diyerek ömrü boyunca bir daha ne kanepede oturmuş, ne yatakta yatmış. ölene değin toprak üstünde uyumuş o yaşlı kadın.

    sözlükte, roket görse dili tutulacak sefiller de gelmiş ortadoğu goygoyu yapıyor. savaş çıksa, açlıktan sıçar bokumuzu yeriz haberleri yok, ahmakça eğleniyorlar burada. milletin evladı nasıl da ucuz geliyor bunlara. savaş çıkarsa, umarım önce sizin gibi heyecanlı delikanlıların götünü keserler diyeceğim de, vallahi ananıza babanıza yazık.