ohooo 3 yıl da bir şey mi en az 15-16 yıl geçmiştir ayrılığın üzerinden benimki attığında. boşandığımı duyunca merak etmiş, bir sıkıntım bir ihtiyacım var mı diye sormak istemiş sağolsun. canım benim ne kadar da düşünceli... "bu yaştan sonra hayata tutunmak için güzel bir sebebim var artık" dedi bir de sonra. "öyle mi? karına ve çocuklarına da bahset bence bu sebebinden sevinirler senin adına" dedim sustu, kesildi görüşme. çekmedi herhalde telefonu
3 yıl sonra mesaj atan eski sevgili
-
-
benimki 9 yıl sonra yazdı
-
ne güzel herkesin hikayeleri dokunaklı, romantik.
bir insanın yıllar içinde ne kadar davarlaşabilir kanıtı olan benimki şunu demişti:
"benim eve gelsene. evin altında köfteci açıldı. 1 porsiyon köfte ısmarlayayım sana."
ben belki 1,5 porsiyon yiyeceğim. belki yanında pilav da isteyeceğim. kafasındaki ben nasıl bir tipsem ısmarlamayı duyunca ayaklarım götüme vura vura geleceğim.
1 porsiyon köfteye de eski sevgilini sikmeye çalışmazsın be. iskender olsa bir acaba derim. şaka şaka. belki gece mangalı ama fazla iddialı olurdu. hatay usulü tavuk dürüm, bir ihtimal. kusura bakmayın 2 gündür yemek yemiyorum da. lan acaba arasam mı? neyse gece gece günaha gimeyelim. çık aklımda tavuk dürüm... mekke, müşrikler, uhud savaşı, tepeden kaçan okçular... -
şehir efsanesi falan değildir. bir özlü sözüm vardır bu konuda: "bir gün mutlaka ararlar." pek özlü değil ama sözlü. pardon... yani: doğru.
benim son 5 yıldır başıma gelen, açıklanamayan bir dönemim var. buna bu sene "5. geleneksel eski sevgili tarafından aranma festivali" adını koydum. istisnasız her sene, yılın herhangi bir ayında, 10 günlük bir periyot içerisinde geçmişte kalmış en az 3-4 sevgilim ya da flörtüm arar. genelde bu dönem, benim sevgilimle aramın bozulduğu ya da sevgilimden ayrıldığım zamana denk geliyor. hissediyorlar mıdır nedir ameka?
bu sene bu dönem şubat ayına denk geldi -geçen sene temmuzdu. ilk olarak 4 sene önceki sevgilim aradı. daha sonra 1 sene önceki flörtüm yazdı. en son da 2 sene önceki sevgilim yazdı. bir tane de gereksiz vardı da onu saymıyorum.
ben bu "nasılsın canım? merak ettim seni, rüyamda gördüm. nerelerdesin ya hiç aramıyorsun ya da hiiç öyle nasılsın diye aradım"cılara arafta kalanlar diyorum. ne doğru dürüst sevebilmişlerdir, ne de terk edebilmişlerdir. hayır neden ama? unutulabilecek bir kadınsam unut. unutulamayacak bir kadınsam çabala. niye araftasın? ya sev ya terk et ama değil mi? akılları başlarına sonradan geliyor işte. hayatlarına giren kadınların her birinden sonra "kimseyi koyamadım yerine yeniden" diyorlar ama bıraktıkları kişiyle sonradan gelip buldukları kişi aynı olmuyor ne yazık ki. kibarca söylüyorum: lütfen siktiriniz gidiniz efenim.
olması gereken şeyler doğru zamanda yapılmalıdır yoksa kaçar gider. "her şey, başka türlü olamayacağı için öyle olmuştur." sözüne her zaman katılmasam da, geçmişteki maziler için aynısını düşünüyorum. devam edemeyeceği için bitmiştir. her yıl oradan buradan çıkıyorlar. bazen her sene bu festivale katılanlar oluyor, bazıları 3-4 sene öncesinden gelip katılıyor. ama o kadar gereksiz bir muhabbet ki, artık zaman bile harcamıyorum. ya cevap vermiyorum, ya tersliyorum ya da kısaca konuşup devamını getirmiyorum.
ama sizin de eskiler ararsa vereceğim tavsiye şudur: oradan bir şey çıkmaz, boş verin. ölüye ilaç veremezsiniz. dillere destan bir aşkınız olsaydı zaten ne yapılır edilir devam ederdi; onsuz olamazdınız çünkü. o eskiden "seni sevdim eller aldı" muhabbetinin de sonuna gelindi. şimdi isteyen istediğiyle evleniyor. geçiniz bunları. belli ki yokluktan arıyorlar. ya sizden daha iyisini bulamıyorlar, ya çok yalnız hissediyorlar ya da bir kere daha sevişmek için yokluyorlar. tek nedeni bunlar olabilir. hakikaten aşık olan insanın aklı başına 3 sene sonra gelmez. aklı hep başındadır ve buna uygun şeyleri en kısa sürede yapar. sizi 3 sene arayıp sormamış adamdan ya da kadından hayır gelmez ben diyeyim. tecrübeyle sabit.