3 mayıs türkçülük günü

  • bu özel günde de atamızın bu anısını tekrar okuyalım istedim.

    "orduya ilk katıldığım günlerde, bir arap binbaşısının 'kavm-i necip evladına sen nasıl kötü muamele yaparsın' diye tokatladığı bir anadolu çocuğunun iki damla gözyaşında türklük şuuruna erdim. onda gördüm ve kuvvetle duydum. ondan sonra türklük benim derin kaynağım, en derin övünç membaım oldu. benim hayatta yegane fahrim, servetim, türklükten başka bir şey değildir."

    kutlu olsun.

  • öncelikle moderatör beylerden bir ricam olacak. kendilerinden türkçü bir hassasiyet beklemiyorum. fakat işin doğrusunu yazmaları için yıllardır süre gelen hatayı düzeltmelerini talep ediyorum. işin doğrusu şudur: 3 mayıs türkçülük günü değildir. 3 mayıs türkçüler günüdür. malesef yıllardır 3 mayıs türkçüler günü başlığı açılamıyor. açılmak istendiğinde ise 3 mayıs türkçülük günü başlığı ile ilişkilendiriliyor. türkçülük günü diye bir gün yoktur sayın sözlük yönetimi. bu, olageliş değil, uydurageliştir. bu bir hatadır. düzeltilmesini talep ediyorum.

    şimdi.
    buranın ötesinde kendini türk-islam sentezci tanımlayan, alevi olduğu için türkçü ali balseven'i katledenlerle aynı istikamette yürüyen, partizanlığı
    ülkü sanan, oy için ite kopuğa ses çıkarmayan, biatçı gelenekten gelip püsküüdçü'ye lokum olan, türkçüler gününün adını söylemeye çekinip milliyetçiler günü olarak anan, atsız ata'nın partilerde ülkü yoktur buyruğuna uymayıp vıcık vıcık arapçılığa bulanmış ve son olarak toplam 9 sayfayı bulmayacak röportajdan dokuz ışık mitini uyduranlara inanan mehepe partizanları size buradan ekmek çıkmayacak. bunu bilip okuyun. bilmeniz gereken birşey daha var: sizin bu şerefli günde hiç payınız yoktur. kısacası biz kılıçaslan, siz keykubat.

    ayrıca bu başlığa birazdan üşüşecek kürtçü, komünist, ve islamcı parazitler, sizi unutmadan peşin peşin cevabınızı verelim.

    "bugün türkiye'de türklüğe ve dolayısı ile türk bayrağına düşman üç zümre vardır: moskofçular, kürtçüler ve siyasi ümmetçiler."
    hüseyin nihal atsız

    gelelim 3 mayıs türkçüler gününe. buraya kadar okuyan tüm türkçü andacanlar 3 mayıs türkçüler gününüz kutlu olsun. selam sizlere! yine hüseyin nihal atsız'ın dediği gibi;
    ey ekmeği alınanlar! selam sizlere!
    ey rütbesi çalınanlar! selam sizlere!
    kardeş yahut arkadaştır diye evleri,
    ocakları dağıtılan ülkü devleri!
    selam size! üstünüzde bütün bakışlar,
    bir gün olur, tarih sizi elbet alkışlar!

    pekala türkçülük türkçü düzen nedir?
    buna en güzel cevabı tayma (bkz: caner kara) vermiştir. ister dinleyin, ister okuyun.

    ve türk ulusu bugün senin günündür, kutlu olsun!

    itidal

    türkçü bir toplumun hiçbir kesiri
    olamaz hocanın, şeyhin esiri.
    mutlaka yakalar çağdaş asırı.
    imanı, belası olmayacaktır.

    ağzını yamultan bir cahil yobaz,
    şuurlu türkçünün dengi olamaz.
    çöl yeli kayadan zerre alamaz.
    arap, aklınızı almayacaktır.

    mesnetsiz haberler verip mekke’den,
    çatırtı çıkartıp festen, takkeden,
    mercedes parası vurup tekkeden
    dergâhtan yolunu bulmayacaktır.

    sübyancı, oğlancı şerefsizleri
    kurtarmaz imama has cübbeleri.
    türkçü bir devletin mahkemeleri,
    bunlara gözünü yummayacaktır.

    eğitir o devlet vatandaşını.
    bunlara yedirmez asla başını.
    kaptırmaz en ufak kara taşını.
    hiçbiri voliyi vurmayacaktır.

    ağzını arapça yayan şeytanlar,
    dünya kaç bucakmış; o zaman anlar.
    aklını başına alan insanlar,
    kan emen putlara kanmayacaktır.

    yobazın tarikat, tekke fitnesi,
    yıkılır yedikçe türkçü tekmesi.
    böylece kesilir baykuş ötmesi.
    bir daha bu yurda konmayacaktır.

    yakası kurtulsa halkın bunlardan,
    bir ilham alarak eski günlerden,
    bin misli müreffeh olur dünlerden.
    bizi de o zaman anlayacaktır.

    türkçü bir düzenin türk çocukları,
    milliyet azmini okuldan alır.
    masaldan arınır ak alınları.
    ilhamı bilimden, akıldan alır.

    yalandan kurtulan yeşil fidanlar,
    milliyet aşkına gark olacaktır.
    ağacın suyundan çıksa yalanlar;
    yaprakta, meyvede fark olacaktır.

    türkçü bir düzende türkçü öğretmen;
    iş değil, kutsal bir vazife yapar.
    milliyet aşkını işler derinden.
    o aşkla, azimle büyür çocuklar.

    vatanı eğitim ışığı bürür.
    o çağda hiç kimse cahil kalamaz.
    çocuklar ilimle, bilimle büyür.
    yıkıcı şeytanlar menzil alamaz.

    türkçü bir düzende üniversite,
    aydınlık üretir; işsizlik değil.
    kalkınma ocağı olur fakülte.
    doğruyu öğretir, sessizlik değil.

    en yeni tekniği, en doğru yolu,
    aramak ve bulmak akıl işidir.
    bilime, tekniğe gelir her konu.
    bunlar da illaki okul işidir.

    düzenli düzende üniversite,
    müşteri aramaz pazarcı gibi.
    bina dikilerek her memlekete,
    diploma satılmaz hıyarcı gibi.

    seçilir en parlak gençler özenle.
    odası, gıdası verilir tek tek.
    fakülte çalışır çağdaş düzenle.
    gençlerden başarı beklenir bir tek.

    türkçü bir düzende sağlık, eğitim,
    parayla satılmaz; devlet işidir.
    paralı öğretmen, paralı hekim
    olamaz; yoksulu devlet işitir.

    türkçü bir düzende türkçü komutan;
    emri, komutayı üstünden alır.
    sızamaz sımsıkı orduya şeytan.
    selamı postalın altından alır.

    bir okul görevi görür her kışla.
    en sosyal adalet orada sağlanır.
    zenginle fakiri ayırmaz asla!
    millet birbirine böyle bağlanır.

    o devlet, şehidi sayıya vurmaz.
    sahipsiz değildir yetimi dulu.
    ve asla kanını yerde bırakmaz.
    bulur her intikam alacak yolu.

    o düzen, gazinin başını eğmez.
    parmağı kanasa hakkını verir.
    metreyle, santimle gazi ölçülmez.
    bir düzen sadece hakla yükselir.

    türkçü bir düzende işçinin hakkı,
    patronun kârına ortak olmaktır.
    hangi ter sularsa işleyen çarkı,
    o işin nimeti o tere haktır.

    işletme, fabrika kazancından pay
    vererek işçiyi ortak edecek.
    yürüyecek bant, çalışacak ray
    ve işçi kendini patron bilecek.

    siyasi, bölünmüş sendika olmaz.
    doğrusu mecburi ve tek sendika...
    partizan sendika hak arayamaz.
    fitneyle çalışmaz hiçbir fabrika.

    türkçü bir düzende yerli sermaye,
    küresel çeteye kurban edilmez.
    dövizli global gelecek diye
    içeride üreten, yapan ezilmez.

    ithal et, ithal ot, ithalat olmaz.
    ekeni, biçeni kurban ederler.
    bir devlet her şeyi dışarıdan almaz.
    alırsa onu da ithal ederler.

    türkçü bir düzende emeklilerin
    maaşı evine postayla gider.
    bankada ne işi var dedelerin?
    bu düzen emeğe ihtiram eder.

    ömrünü işinde geçiren işçi,
    saygındır; her yerde hakkı korunur.
    hakkından keserek kaçkın beleşçi,
    beslenmez; haklının farkı korunur.

    emekli aylığı türkçü düzende,
    asgari ücretten eksik olamaz.
    dün emek harcayan doyar bugün de(bugünde).
    yaşlısı gencinden geri kalamaz.

    türkçü bir düzende türkçü adalet,
    partiye pırtıya göre çalışmaz.
    devletin millete borcu adalet...
    kimsenin rütbesi hâkimi aşmaz.

    hiçbir suç gözünden kaçmaz savcının.
    her yerde kanunun borusu öter.
    en ufak bir hakkı her davacının,
    haklıysa tahtlıyı tahtından eder.

    misliyle çarpılır suçun cezası.
    en zalim suçlunun bacağı titrer.
    sussa da duyulur mazlumun ahı.
    adliye konuşmaz, adalet kükrer.

    türkçü bir düzende kırılan kalem;
    meclisten, saraydan dönmeyecektir.
    kanuna işlemez yukarıdan selam.
    ne hâkim ne savcı sinmeyecektir.

    temeli adalet olan düzende,
    kimsenin kimsede hakkı kalamaz.
    gücünü milletten alan düzende,
    adalet dışında hâkim olamaz.

    türkçü bir düzende çiftçinin malı;
    icrada, rehinde harman edilmez.
    yabancı tohuma, ithal mazota,
    yabancı bankere kurban edilmez.

    besici dururken ithal et alıp,
    ta yaban ellerden bozuk ot alıp,
    yabancı tezekten bile tat alıp
    köylüsü devlete düşman edilmez.

    kooperatifler ve kombinalar;
    çiftçinin, köylünün kârını güder.
    yeşerir otlaklar, dolar meralar.
    şehre göç gerekmez, tersine döner.

    türkçü bir düzende öğretmen, doktor
    bulunur en uzak mezrada bile.
    bir devlet millete böyle dokunur.
    vatandaş tükürmez şefkatli ele.

    türkçü bir düzenin hastaneleri,
    kapıdan çevirmez hiçbir yurttaşı.
    ücretsiz yapılır tedavileri.
    devletin aslıdır her vatandaşı.

    askerlik, vergi ve adliye gibi,
    hastane yurttaşın eşit malıdır.
    alırken herkesten aldığı gibi,
    verirken ayırmak olmamalıdır.

    türkçü bir düzende yurttaş primle,
    mülteci sorgusuz hizmet alamaz.
    bir devlet yaşarken senin verginle;
    yabana, yamyama kıyak yapamaz.

    türkçü bir düzende tıp fakültesi,
    mezbaha değildir; bilim üretir.
    birlikte çalışır her bir hücresi.
    o düzen, soruna çözüm üretir.

    türkçü bir düzenin gazeteleri;
    topluma palavra, yalan satamaz.
    basın da düzenle gider ileri.
    baldırla, bacakla manşet atamaz.

    pislikten arınır bütün kanallar.
    kadın pazarının bir sonu gelir.
    alkışa tutulmaz ucuz kadınlar.
    kültüre, bilgiye bir sıra gelir.

    hesabı sorulur yalan yazandan.
    fitneye, fücura geçit verilmez.
    haberci çıkamaz düzen bozandan.
    bölücü kalemler masum görülmez.

    o çağda insanlar akşama kadar,
    rezillik izleyip kararmamalı.
    bilim aramalı bütün ajanslar.
    vatandaş, faydalı şeyler duymalı.

    soydaşım, türkçülük efsane değil!
    gerçeği haykırır, masal anlatmaz.
    türkçü bir düzende yetişen nesil;
    kendini, toplumu asla aldatmaz.

    her işi el ele vererek çözer.
    çareler milletin sinesindedir.
    bu çağda yükselir millî şaheser.
    milliyet her şeyin ötesindedir.

    soydaşım, itidal susmak değildir.
    sabırla, azimle çalışmak gerek!
    itidal, emekle geçen devirdir.
    şuurla netice verir her emek.

    edit: kutlu olsun türk çocukları. türklük için küçük, sözlük için büyük bir şey oldu. artık 3 mayıs türkçüler günü başlığı açıldı.

  • " ey türk oğuz beyleri;
    üstten gök çökmedikçe, alttan yer delinmedikçe bil ki, türk milleti, türk yurdu, türk devleti, türk töresi bozulmaz.
    ey ölümsüz türk milleti! kendine dön! su gibi akıttığın kanına, dağlar gibi yığdığın kemiklerine layık ol! "

    "bilge kağan"

    3 mayıs türkçüler gününüz kutlu olsun!

  • türküm, mutluyum böyle olmaktan ama sadece allah türk'ü korumasin, iyi insanların hepsini korusun.

    türkçülük gününde doğmuş naçizane yazar beyanidir.

  • milliyetçiliği ayaklar altına alanlara ve bunlara kul köle olan sözde milliyetçilere inat,

    arapperestlere, emperyalist köpeklerine ve tüm türk düşmanlarına inat:

    kutlu olsun!

  • "ben her şeyden önce bir türk milliyetçisiyim. böyle doğdum. böyle öleceğim. türk birliğinin, bir gün hakikat olacağına inancım vardır. ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım."

    gazi mustafa kemal atatürk

  • konuya, güne ve neden anıldığına dair gerçekten 'bilgi' edinmek isteyenlerin okumasını rica edeceğim. uzun tuttuğum için kusra bakmayın ama daha kısa tutulamazdı.

    türkçülük-turancılık davası'nın ikinci oturumu ve akabinde birkaç bin meçhul türk genci tarafından gerçekleştirilen 3 mayıs 1944 ankara nümayişi sebebiyle anılan gündür. aynı zamanda cumhuriyet tarihinin ilk sivil nümayişi olma önemini taşır. bilinmeyen ve yanlış anlaşılanlar vardır hakkında.

    3 mayıs türkçülük günü, bir kutlama günü değildir. çünkü türkçülerin yıllarla süren büyük ıstırabı o gün başlar. 3 mayıs bir matem günü de değildir. çünkü türkçülere maskelerin ardındaki iğrenç yüzleri görme fırsatını tanımıştır. bunu ben değil, atsız söylüyor.

    türkçülerin her sene 3 mayıs'ı toplu veya yalnız anması, bize yolbaşçı nihal atsız'ın vasiyetidir. kendini bilmez türkümsü veya etnik döküntü bir yazar, yaş kitlesi üstünden vurmaya çalışmış. birinin türkçü olup 3 mayıs'ı anması için yaş önemli değil, bilakis 11 yaşında olması bizi mutlu eder.

    yaşananları küçümsemeye kalkılmış. 3 mayıs'ta yüzlerce insan asılmadı, hedef zaten fikirlerdi ama madem örnek vermek gerekiyor verelim. ulus'a yürüyen birkaç bin gençten 165'i tutuklandı, bu sırada kafaları yarılan, kolları - kaburgaları kırılanlar oldu. suçları? yürüyüş düzenlemek.

    silah değil kalem kullanan ve bütün aktiviteleri dergi çıkarıp, makale yazmak olan bir grup yazar, şair ve bilim adamı tutuklandı. bunların arasında çalışmaları bütün dünya tarafından kabul gören, manchester üniversitesi'nin fahri doktora verdiği, sigmund freud'la oturup psikanaliz tartışabilecek kapasitede, st. petersburg üniversitesi'nde büstü olan zeki velidi togan hoca da vardı. kendisi günlerce aç bırakıldı. diğerleri mi? mağazalardaki giyinme kabinleri boyutunda, tepesinde beş yüz mumluk üç ampül yanan tabutluk hücrelerinde tutuldular.

    reha oğuz türkkan (hukukçu, tarihçi, yazar ve türkolog) - tabutluk
    orhan şaik gökyay (şair, öğretmen, yazar) - tabutluk

    nejdet sançar, hava girmeyen bir hücrede 22 gün kaldı. nihal atsız ise toprağın beş metre altında, küflü bir mezarda bir hafta tutuldu. aynı şekilde sançar ve atsız da sadece öğretmen ve yazardılar. şimdi bu işkenceleri küçümseyenler varsa, klimanın altında bir giyinme kabininde yarım saat dursunlar, ne hissedecekler? falakaları, fiziksel işkenceleri ve dava savcısının 'biz bunları huzurunuza vatan haini olarak getirdk. elbette her türlü işkenceyi göreceklerdir' ifadelerini saymıyorum dahi.

    dava, birçok yönüyle ergenekon davası'na benzer çünkü yine devletin şizofrenik hezeyanları vardır. birkaç yazar öğretmen, anayasal düzeni yıkmak, hükümeti devirmek gibi suçlardan içeri alınır. komik deliller sunulur, öyle ki atsız'a eşinin yazdığı 'sağlığın ne durumda?' şeklindeki mektuplar, atsız'ın oğluna yazdığı ve evinde bulunan vasiyet suç delili olarak alınır, yine evde bulunan orhun kitabeleri'ne ait göktürkçe tamgalar 'turancıların gizli konuşmaları' olarak incelenir.

    sonuç olarak askeri mahkeme davayı bozar ve sanıklar suçsuz olarak kabul edilir. yine ergenekon'da olduğu gibi birilerinin yılları heba edilir, binbir çeşit maddi ve manevi işkence de yapanların yanına kâr kalır. bu yüzden, hoşlanmayanlar onu benimsemesin. yalnız kendilerine benzeyenler, yani türk'e benzemeyenler onu yadırgamasın. biz 3 mayıs'ı sevmekte devam edeceğiz.

    dolayısıyla, bugünün ve geleceğin türkçülerinin 3 mayıs'ı anması, hatırlaması bir vasiyetten ötesidir. aynı şeylerin bir daha başına gelebileceğini, vatanını sevdiği için 'vatan haini' olarak yargılanabileceğini, tabutluklarda işkencelere uğrayabileceğini, köpeklerin bile yatmayacağı pis hücrelerde haftalar geçirebileceğini idrak etmesidir. 3 mayıs, bir gün türkçülerin değil de türklerin günü olarak kabul edilene kadar bunların tekrar olma ihtimali vardır. ve eğer o gün gelirse, türkçülerin de en az atsız kadar cesur ve haklı olma zorunluluğu vardır.

    'sözlerimi bitirirken tarihî bir misâl zikretmeden kendimi alamıyorum: taşa tutularak öldürülecek bir maznun hakkında isa peygamber’e fikrini sordukları zaman ilk önce hiçbir söz söylememiş. ısrar olununca “içinizde hiç günahsız olan kim ise ilk taşı o atsın” diye cevap vermiş.

    siz de, eğer bir parça olsun benim gibi düşünmüyorsanız, iyi veya kötü daima doğruyu söylediğime kani değilseniz istediğiniz şekilde karar verin. siz hâkimler de insan olduğunuz için belki insanlık icabı zuhûllerde bulunabilirsiniz. fakat yanılmaz hâkim olan zaman, yani tarih, hepimiz hakkında en âdil kararı verecek, ırkçı ve turancı olduğum için mahkûm olursam bu mahkûmluk hayatımın en büyük şerefini teşkil edecektir.'

    pazartesi saat 16.55, 19 şubat 1945 - hüseyin nihal atsız

    atsız, taleben olmakla iftihar ederiz...