29 ocak 2017 kıbrısın resmen yunanistana verilmesi

  • haberi gördüğümde aklıma gelen ilk şey, kuzey kıbrıs'ın balistik füzeler için üs olması oldu. ihtimali bile korkunç.

    - yunanistan rus yapımı s-300 uzun menzilli hava savunma sistemlerine sahip tek nato üyesi.
    - aynı füzeler 90lı yıllarda kıbrıs'a konuşladırılmak istendi, türkiye'nin sert tepkisiyle engellendi, füzeler abd'nin arabuluculuğuyla girit'e yerleştirildi.
    - iran aynı füze sistemlerinden satın aldı.
    - abd ve almanya güneydoğu sınırlarımızdaki patriotları geri çekti.
    - güneyde ışid ve pkk'ya ne tür silah yardımları yapıldığından habersiziz (geçtiğimiz günlerde abd "türkiye'nin yanındayız" mesajı yayınlarken aynı zamanda ypg'ye uçaksavar yardımı yaptı).
    - esad, başımızdaki muhakeme yoksununun öso'yu desteklemesini unutmayacak.
    - ırak, başika'daki tsk varlığına son verdi. sittin sene bizimle müttefik olmaz.
    - israil kendini iron dome'la sağlama aldı. pek tabi elinde balistik füzeler mevcut.
    - rusya, osmanlı'ya "hasta adam" ifadesini kullanan ilk devlet. biri "saygıdeğer, kıymetli dostum putin" mi demişti?

    peki etrafımıza konuşlandırılmış bunca balistik füzeye karşın bizim neyimiz var? hava savunma sistemimiz nerede? roketsan'a ne oldu? aselsan'a ne yaptınız? çakallar arasında kalmış kedi gibiyiz. çok ürkütücü.

    kuzey kıbrıs, etrafımızdaki bu çakal halkasını kıran tek kalemiz. ayrıca akdeniz'deki doğal kaynak savaşında garantimiz.

    ateşin tam ortasına düştüğümüzde, savaş bilfiil sınırlarımızdan girdiğide, ingiltere'nin (adadaki en etkili garantör) kuzey kıbrıs'a balistik füze yerleştirmesi işten bile değil. theresa may ziyareti şimdi daha anlamlı geliyor öyle değil mi? (bu ingilizlerin sinsiliği yok mu, dünya gözüyle parçalanışını görmek istediğim belki de tek devlet).

    roket mühendisi çağrı doğal gül şu yazısında durumun vehametini çok önceden anlatmış: http://www.diplomaticobserver.us/…03934dbbd3f3de1d2
    ...

    en ürkütücü olan ise, bu başlıkta yazılanlardaki cehaletin boyutu. korkuyla düşünüyorum, bunca cahil ve ahmak olan bir milletle varlığımızı nereye kadar sürdürebiliriz?