28 yıldır sigara 20 yıldır içki içen 42'lik adam

  • evet sözlük bu 42'lik adam benim.
    başlıktaki matematiği şöyle açıklayayım:
    1973 doğumluyum.
    42 yaşındayım.
    1987 yılında sigaraya başladım.
    2015-1987: 28
    yani 28 yıldır sigara içiyorum.hem de ne içmek, tabir-i caizse hayvanlar gibi içiyorum.
    sigaraya başladığım tarihi dün gibi hatırlıyorum.daha ortaokulda bir velettim.
    atari-bilardo salonunda başladım sigaraya.
    önce ondan bundan içerken, sonra millet "siktir lan madem içiyon paket taşı" demeye başladı.
    samsun sigarası almaya başladım.samsun sigarasının filtresi renkliydi, sarı.maltepe'ye göre daha çekiciydi.
    paket taşımaya başladım.ama huzursuzum, mutsuzum.
    bir gün yine bir samsun paketi aldım.
    ama son paketim olacaktı bu.
    abdest aldım.kuran'a el basacağım."bu son paketim" diye.
    biliyorum, bunun sonu gelecek.ve daha 14 yaşındayım.bu kadar da bilinçliyim yani.
    kuran'a el bastım o gece.dün gibi hatırımda.evet, 42 yaşındayım ama dün gibi hatırımda o gece.
    karanlık oda diye tabir ettiğimiz bir odamız vardı, abimle ikimizin yatak odası.
    abdest aldım, ve kuran'a el de bastım.
    ama olmadı, en az bu gece kadar endişeliydim sigara içmekten dolayı.
    ama olmadı, yeminimi bozdum ulen
    olmadı, o gün bugündür tam 28 (yirmisekiz) sene geçti, ve öküz gibi sigara içtim hep.
    ardı ardına, birini yakıp birini söndürüp bazen.
    o geceden bu yana kaç bin paket sigara içtim allah bilir.
    sonra, alkole başladım.
    alkolle tanışmam, nispeten daha geç oldu.
    ben ki; benden daha önce sigaraya başlayan arkadaşlarımdan sigara isteyip de aldığım sigarayı kırıp yüzlerine atan; bira içen arkadaşlarımı ayyaşlıkla suçlayan bir gençtim.
    o derece yani.
    lise yıllarında ara ara içtiğim oldu.hatta, bir gece küçük efes kutu biralardan ( o zamanlar 33'lük kutu biralar vardı.belki hala vardır) 6 tane içmiştim.parkta.yanımda da liseden bir arkadaş.o içmedi.o gece içip kustum.eve geldim.babam, alkol açısından sabıkalı olduğu için annem direkt ona yöneldi."içmişsin" gene diye.oysa, o gün babamın kendi ifadesinde olduğu gibi" evden bile çıkmamıştı".ve o gece benden şüphelenmediler.oysa, bir yaklaşıp ağzıma koklasalar anlayacakları o kokunun müsebbibini.
    neyse, üniversiteyi bitirdim.
    bu sıra alkolle ilişkim şöyle böyle.bu arada hayvan gibi sigara içmeye devam ediyorum ama.
    okuıl bitti, askere gittim.
    alkol yok hala, sigara yine öküz gibi.
    hatta, askerdeyken kendime göre bir oruç stili geliştirdim.
    hiçbir şey yemiyorum ama sigara içiyorum, sözde oruç tutuyorum.
    askerden geldim.fabrikalarda falan çalıştım.sene 1995 falan.
    içiyorum ama, çok sınırlı.bin de bir.
    sonra bankaya başladım.
    artık bir şekilde düzenli içiyorum ama şöyle, koskoca geceye 3 bira sığdırarak.
    erkenden başlıyorum, 3 bira içiyorum, sonra lahmacun falan yiyorum, ağzım kokmasın, sarhoş olduğum belli olmasın diye saatlerce mahalle aralarında dolaşıyorum.
    fevkalade kontrollüyüm.
    ama, sonraları gecede 3 bira yetmemeye başladı.
    3 limiti 5'e yükseldi.
    ama yine de kontrollüyüm hala.
    6 bira benim için "oha yani" limiti.
    annem, izmir'e abimlere gidiyor torun sevmeye falan, ben fırsattan istifade 6 bira içip dağıtıyorum sözde.
    sonra çalıştığım bankalar t.m.s.f'ye devroldu.işsiz kaldım.
    bu süreçte içme sıklığım arttı.
    alkolllü bir lokalde çalışmaya başladım.
    hem çalışıyorum; hem de içiyorum.
    sene 2003 mesela, beşiktaş'ın 100.yıl şampiyonluğu o dönemden aklımda kalan.
    artık eve alkollü gitmek gibi korkum yok, alenen içiyorum ve annemin tepkisinden korkumuyorum.(babam 1992'de öldü bu arada)
    bağırıyor, çağırıyor, vız geliyor tırıs gidiyor.
    gitgide alkole bağlanıyorum.
    sigaraya hayvan gibi devam bu arada.
    böyle böyle giderken 2005 senesinde belediyede işe başlıyorum.
    cupka daha sağlam.
    istikrarlı bir şekilde alkole devam.sigaraya zaten öküz gibi devam:)
    2007 yılı.
    evleniyorum.
    hanım adayına diyorum ki, " yaa içiyom ama sosyal içiciyim, işte kırk da bir falan"
    nahhhhhhhhhhhhhh kırk yılda bir.
    evlenmeden önce son gecem.
    bizim mühendisler derneğinde içiyorum.evleneceğim ama içim kan ağlıyor.
    içim kabul etmiyor bu evliliği, istemiyorum.(bu ayrı bir film konusu)
    o gece, mesut hocam (işletme sahibi) benden hesap almadı.içtim, yine içtim ve gurbete gidecek gelin gibi ağladım.
    neyse, konuyu dağıttım.
    evlendim, bu arada sınırlı içebiliyorum.hanım atarlı.dışarı salmıyor.
    "yahu, evlensek de benim senden önce bir hayatım vardı, bırak arada takılayım eski mekanlarıma, sensiz gidiyom da sanki emel sayın mı dinlemeye gidiyom amk" falan diyorum ama nafile.
    senesine kalmadı boşandım.(boşanma sebepleri çeşitli)
    boşandım, spora başladım.
    ohh be boşandım, kilo vereceğim, venediğe, prag'a falan gezmeye gideceğim amk.
    brave heart filmindeki "freeeedooooomm" vaziyetlerindeyim.
    haftada bir gece içiyorum bu ara, öyle karar aldım.(bkz: saturday night fever)
    sonra pazar'ı da ekledim.
    ama yine kontollüyüm.
    2010'lu yılların başları.
    içiyorum, içti mi gene 6-8'den aşağı inmiyorum.
    ama controll, self controll.hem alkol, hem de kilo kontrolüne devam.manken gibiyim hala.
    de, olmadı.
    saflar sıklaştı.
    haftada 2 gece kuralı, bir gece arttı önce.
    sonra, 2 gece oldu, sonra 3 ve dahası.
    artık bulunduğum noktada her akşam içer vaziyetteyim.
    çok önemli bir şey olmazsa kimse içmemi engelleyemez.
    öyle ki, annemi gece 22:30'da bir misafirlikten aldım diyelim.
    o saatten sonra gidip içiyorum.(evde içmem)
    her akşam en az 8 tuborg gold birası içiyorum sözlük.
    ve yine hayvan gibi sigaraya devam.
    tıbben ölmüş olmam gerek aslında.
    ama hala ölmedim.
    inadına sağlıklıyım, cildim pürüzsüz tertemiz.
    beni gören yaşıma inanmıyor.
    bunların ne önemi var ki?
    biliyorum fazla yaşamayacağımı.
    kaza vb. gibi olaylar dışında biliyorum ki 50'li yaşların başında (tahminen) bu güzel dünyaya veda edeceğim.
    birgün gelecek öksürüklerim dinmeyecek, sırtımdaki ağrı geçmeyecek, geceleri terleyerek uyanacağım, halsizlikten şikayet edeceğim.
    ve gideceğim doktorun karşısına, akciğer kanseri, karaciğer kanseri gibi teşhisi konacak bana.
    ve hep ölüm duygusuyla yaşayacağım artık.
    içinizden belki " canın da amma tatlıymış ulan pezevenk, içmeseydin amk, hergün terör saldırılarında, trafik kazalarında vb.ne gencecik canlar kara toprağa giriyor" diyecek olanlar vardır.
    haklısınız.
    ama can tatlı be sözlük.
    ölmek istemiyorum.
    kara toprağa erkenden girmek istemiyorum.
    sabah kalktığımda pencerede bakıyorum bazı sabahlar.yapraklar kıpırdıyor ağaçlarda.çok seviyorum bunu.bu bana yaşama sevinci veriyor.içim coşuyor nedense kıpırdayan yaprakları görünce.
    o kıpırdayan yaprakları daha çok görmek istiyorum.
    galata kulesi'ne tekrar çıkmak istiyorum.
    taksim meydanında yaşlanıncaya kadar gezmek istiyorum.
    denizi, yağmuru, sisi, rüzgarı, bulutu, karı, güneşi, ayazı görebileceğim kadar daha çok görmek ve hissetmek istiyorum.
    daha edirne'den öte çıkmadım.
    hamburg'u, paris'i, torino'yu görmek istiyorum.
    çiçek abbas'ı tekrar tekrar izlemek istiyorum.
    opel astra classic 1.6 arabam var.
    40 yaşında şoför oldum ve 40 yaşında araba sahibi.o da otomatik vites.benim gibi kazma nerde manuel vites kullanacak?
    daha 35.000 km'deyim.
    arabamın 120.000 km'de olduğunu görmek istiyorum.
    yeni çekilecek filmleri görmek istiyorum.
    göz göre göre ölmek istemiyorum.
    ama elimden bir şey de gelmiyor.
    alkol ve nikotin tüm hayatımı esir almış durumda.
    genetik olarak da durumum iyi değil.
    babam, amcam, amca oğullarım vb.hepsi şeker, kalp gibi hastalıklardan genç yaşta terk-i diyar eylediler.
    iyi niyetle yapılmış her türlü öneriye açığım.

    not: durumu olmadığı için okumayan kardeşlerime saygılar.

    edit: imla, düzeltme ve genetik durum eklemesi.