27 ocak 2017 fitch açıklaması

  • iki gün önce dünya yolsuzluk endeksi açıklandı. bir senede 9 sıra geri düştük.

    arkadaşlar elinizi vicdanınıza koyun, bir ülke olsun, 14 yıldır bir kişi tarafından, gönlü nasıl istiyorsa o şekilde yönetilsin, yasama, yürütme, yargı onun emrinde olsun ama bu kişi çıkıp "müteahhidler yolsuzluk yapıyor" diye şikayet etsin.

    bu kişi 14 yıldan önce bir 8 sene de istanbul'a belediye başkanlığı yapmış olsun, yani 22 yıldır istanbul bu kişinin avucunda olsun. ama bu kişi istanbul'un mimarisinin ne kadar çirkin olduğunu başkalarına şikayet etsin.

    elinizi vicdanınıza koyun arkadaşlar, siz s&p ya da fitch yöneticisi olsanız ne yaparsınız? bu ülkenin içinde bulunduğu durumdan tek başına sorumlu olan kişi, karşısına muhtarları falan toplayıp meseleleri onlara şikayet ediyorsa ne yaparsınız? restoranda aşçı yemeğinizden çıkan sineği size gösterip "bak işte yemekte sinek var, gördün mü" dese nasıl bir tepki verirsiniz? müteahhidler yolsuzluk yapıyormuş. bunu bana niye söylüyorsun, çöz. benim sana söylemem lazım bunu. istanbul'un içine sıçılmış, evet çok haklısın da o şehri 22 senedir sen yönetiyorsun? arkadaşlar ülke yokuş aşağı giderken vatandaşın cebindeki dolardan medet umacak ciddiyette bir devlete nasıl bakardınız bu kuruluşlarda çalışsanız?

    evet bu kuruluşlar emperyalizmin maşalarıdır da, arkadaş göz var, nizam var, dön de bir haline bak, bizim ülkemizin bu haliyle iyi puan alma ihtimali olabilir mi?

    bir de şöyle sorayım, be kardeşim biz eskiden bir imf bilirdik, şimdi snp'si çıktı, moody çıktı, don jones çıktı, fitch çıktı. amerikadaki mortgage bono marketi ile bizim ne işimiz olabilir? yahu bunları bizim hayatımıza sokan kim? biz neden gerizekalılar gibi "bu moody's bize kaç puan verecek" diye karne alacak çocuklar gibi mallaşıyoruz. bizim evimize girecek ekmek neden bu "emperyalist maşası" şirketlere bağlı. 14 sene önce böyle değildi. kim bizim ülkemizi neoliberalizmin en reziline, en aşağılık haline entegre etti? kim bizi emperyalistlerin maşalarının ağzına bakar hale getirdi? halkın, kamunun mallarını "babalar gibi satarım" diyen kimdi, "devleti şirket gibi yöneteceğiz" kimin lafıydı. bu tüketici, borçlanıcı hayat tarzını bize kim dayattı? 14 yıl önce böyle değildi.

    mesele fitchin verdiği puan meselesi değil, mesele merkez bankasının faiz yükseltmesi meselesi de değil. mesele bizim yokuş aşağı gitmemiz. fitch puan düşürse de artarsa da, merkez bankası faiz yükseltse de durum bu. herkes borçluyken, topraktan kopuş gerçekleşmişken 2001'den çok daha farklı ve çok daha derin bir mekanizması olan buhrana giriyoruz. ne zaman çıkacağımızı hiç kimse söyleyemez. ben şöyle söyleyeyim yeterince küçülünce çıkarız, 2005'ten beri yaşadığımız sanal şişmeyi, hazır yiyicilikten aldığımız şişkinliği üstümüzden atınca çıkarız, bu esaslı bir küçülme demektir, ama bu sırada yaşayacağımız toplumsal çöküşün tarifi olmayacak. bir daha söylüyorum, herkes borçlu ve köyden kopulmuş durumda. son 14 senede nüfusun yaklaşık %10`u tarlasını sattı, şehire geldi. 2001'i hafifleten iki önemli faktördü, borçsuzluk (hatta birikim) ve kırsaldan sağlanan gıda desteği. şimdi ikisi de yok.

    siyasi görüşünüzü bir tarafa bırakın, elinizi vicdanınıza koyun ve ülkenin haline bir bakın lütfen, ne hale geldiğimize bakın.

  • dünyada bizden başka kredi notunun açıklanmasını bekleyen halk mı var lan dedirten açıklama.