27 haziran suriye rejiminin türk ordusunu vurması

  • "pkk'nın akdeniz'e uzanmasını" önlemek diyorlar hala. deli olacağım.

    sizin coğrafya bilginizi bir, size coğrafya öğreteni ayrı, okuduğunuz/izlediğiniz "kaynakları" ayrı, o kaynaklarda konuşanları ayrı...

    ulan suriye dediğin memleketin (tartus hariç) bir tane limanı var takadan büyük gemilerin yanaşabileceği: lazkiye. suriye topraklarındaki tek liman bu. tek ulan tek. geri kalan tüm sahil şeridi tıraş. işe yarar diğer limanların tümü lübnan'da*.

    neymiş, "kürtlerin akdeniz'e ulaşmasını engelliyoruz". afedersin de lazkiye'yi bıraktığı anda esat dediğin yarraklara öyle yan basar ki o kadar olur.

    e lazkiye oyun dışıysa elimizde ne kalıyor? hatay.

    ulan türkiye hatay'ı mı bırakacak?

    idlib'e girme sebebimizin "sünni kardeşlerimiz" olduğunu elli trilyar kere söylediler be. neymiş, güvenli bölge. nasıl güvenli bölgeyse her çeşit "islamcı" orospu çocuğu orada. din kardeşlerimiz ama bunlar. kafa kesen tipler değil.

    ulan müslüman kardeşleri sevdiğinin binde biri kadar türkiye'yi seven biri böyle işler yapmazdı. binde bir bak, binde bir.

    atatürk boşuna dememiş gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler diye. aha budur gaflet de, dalalet de, hıyanet de.

    bu iş burada kalmaz. o garanti. ne olacak onu göreceğiz. umarım daha fazla askerimizin canı yanmaz. yazık lan yazık. el kadar bebeler ölüyor birisi kendince içeride diktatörlük dışarıda halifelik oynayacak diye.

    benim canım acıyor bundan. canı acımayanların da ölüsünü bir, dirisini bin siksin az biraz vatanperver olan cümle türk efradı.

    -

    *orada tartus limanı da var dendi. doğru. fakat atlanılan nokta şu: tartus'la lazkiye "bir" gibi. aralarındaki uzaklık eminönü-gebze veya ereğli-zonguldak kadar. ondan aklımdakini doğru yansıtamadığım için şöyle düzelteyim yukarıya dokunmadan: sahile bir defa ulaşabilirsin ve bu bosna'daki gibi bütün kıyılar hırvatistan'dayken öyle iyilik olsun diye neum'un bırakılması gibi olmaz. olamaz zira yapıya aykırı. lazkiye'yi almadan tartus'a inemezsin, tartus'u da almadan lazkiye'yi elinde tutamazsın. hasılı ortada "akdeniz'e ulaşmak" gibi bir mevzu varsa olay lazkiye'dir.

    la zaten tartus limanı dediğin yerin karayoluyla tek bağlantısı var: humus. hadi sizi kırmayalım, sahil şeridinden lazkiye yolunu ve o yol üstünden sapıp hama'ya giden yolları da ekleyelim, ediyor üç bağlantı. e bu üçün (şu anda) üçü de (afaki senaryoda ikisi de) esat'ın elinde. lazkiye'yse idlib-halep bağlantısına sahip. benim "lazkiye'yi mi bırakacak" deme sebebim de bu işte. ha lazkiye'yi bırakmışsın, ha halep'i. aynı bok. herifler de halep'i almış, ucunda bizim askerlerimiz var şimdi. birinin bile canı yanmadan dönsün memleketlerine inşallah. budur umudum.

    -

    devam edeyim. "akdeniz'e sadece liman için ulaşmak istemiyorlar" dendi. plajda denize girmek mi istiyorlar o zaman?

    vay arkadaş...

    "el kadar toprak yeter doğu akdeniz mevzunu karıştırmaya" dendi. doğru da burada yukarıda dediğimi tekrardan başka yolum yok: ışid'i attıklarından beri lazkiye dediğin yerde "oooh. deniz, kum, güneş, kızlar" diye takılıyor herifler. ha lazkiye'yi bırakmışsın, ha halep'i. aynı şey. aksi takdirde incecik bir şeridi vermen lazım kürtlere ki denize ulaşsınlar, o iş de yaş ve tıraş yani.