27 ağustos 2016 çeşme altınyunus otel rezaleti

  • ikinci kez entry girdiğim başlık çok azdır. ama dayanamayıp buna gireceğim.

    birincisi: herkesin çocuğu kıymetlidir. bu kesin. benim o yaşta yavrum olsa canın yanar, panik olurum. sıkıntılı olan bu değil. sorun sakinleşip salim kafa ile bile düşünürken yaşanan akıl tutulmasında.

    ikincisi: sen de suçlusun. 1 buçuk yaş gibi küçük bir çocuğu gözetiminden uzak oynamasına izin verdiğin için. örneğin sen eşinle rahat rahat kahvaltı yapacaksın diye çocuğunu kontrolsüz bahçeye salmamalısın.

    üçüncüsü : kalp krizi, kafa travması vb şeyler yaşansa o zaman doktor olmasa ne olurdu diyen arkadaşlara ambulanslarda doktor var mı bir araştırmasını öneriyorum. çok aramasın çünkü yok. acil tıp teknisyeni var. iki yıllık mezunu adamla, sağlık meslek lisesi mezunu adam müdahale ediyor ambülanslarda. ve yalnızca bizde değil, dünyada böyle. çünkü her ambulansa bir doktor zimmetlemek hem gereksiz, hem pahalı iş gücünü ucuz işte çalıştırmak açısından mantıksız. tekrarlıyorum, ambulansta doktor yok. (insanlarkendinibilebilseydinin bilgilendirmesi ile şehir merkezinde çok acil durumlarda kullanılmak üzere çok nadiren ambulansa doktor verildiğini öğrendim)

    dördüncüsü : üç kuruş verince kendini patron sanan işçi kafası çok komik duruyor. beyaz yakalası, memur 'u fark etmez. özünde işçisin. ve eline ilk güç geçince başka bir işçiye patronculuk oynamak hoşunuza gidiyor. orda asgari ücretle çalışan, gecesi gündüzü olmayan personelden kediyi yakala deme hakkını bir odaya sırf geceliğine bilmem kaç yüz lira vermen sana sağlamaz. adamın iş tanımı belli, görevi belli. garsona işe başlarken kimse bir kedi bir çocuğu tırmalarsa bütün gün kedi peşinden koşacaksın demedi ve o da bunu bilerek işi kabul etmedi. yılda iki hafta tatili olan bir kölesin ve cebinden üç kuruş çıkınca başkasına zulüm etmen çok saçma. kızın için çık sen yakala kediyi.

    beşincisi : bencilsiniz. bu ülkede doktoru olmayan köy var, ilçe var. adamın otelde yok diye ağlamasının tek açıklaması ülkenin ankara'dan doğusunu görmemesidir. bu ülke henüz hastanelerinin acillerini çeviremiyor. mezun doktorun diplomasına sırf bu açığı kapatsın diye 2 küsur sene el koyuluyor. artık yakında tus'u kazansa bile gidemeyecek. dur bir, hizmetini yap diyecekler. yani adam hem bencil, hem cahil.

    altıncısı: illa doktor olsun şımarıklığı. acil müdahale için hemşire kesmiyor çünkü. bu boku diğer tüm alanlarda yediniz. illa 4 yıllık mezunu olsun, iki de dil bilsin diye diye teknikerin işini yapan ingilizceye hakim, orta derece almaca bilen mühendislerimiz, uzmanlarımız oldu. bir otelde otursun, yılın 3 ayı belki biri kafasını havuza çarpar - birini kedi tırmalar da herhangi bir hemşirenin yapabileceği ilk müdahaleyi yapsın diye 6 yıl okul okumuş doktor da yetiştirelim de tam olsun.

    yedincisi: birlikte bir düşünelim başka nerelerde doktor yok. mesela okullarda yok. özel okullarda "belki" var. işyerlerinde de yok. şirketler genelde osb'nin sağlık hizmeti ile anlaşıp doktor bulundurmuyor. kaldı ki altınyunus çeşme merkezde bir otel. sağlık hizmetine ulaşmak çok kolay.

    sekizincisi: hayvanları sevmeyi bilin ve öğrenin. çocuklar ne kadar melekse hayvanlar da o kadar melek. bu dünyanın masumu. farkında olmadan çocuğunuza travma yaşatıyorsunuz. keşke basit davranışlarınızın onlara ne yaptığını görebilseniz.

    son olarak da: steril ortam sağlanamayışını, doğru ve hızlı yönlendirme yapılmayışını eleştir. bunlara tamam. çocuğuna da üzül, panik ol. ona da tamam. ama geri kalan hiçbir şey seni haklı yapmaz, yapmıyor. bir tatilimde voleybol oynarken dizi çıkan adam bu yaptığınızı yapmadı. şehrin ortasındaki otelde bir daha böyle bir olay yaşarsa konunun sahibi (dilerim ki yaşamaz) kış ortasında köyde doğumu yaklaşırken doktor arayan bir kadını düşünüp empati kurmasını tavsiye ederim. belki o zaman her otelde neden doktor olmadığını anlar. umarım ki trollsündür.

  • özet geçiyorum gençler:

    kral ve kraliçe'nin prensesini kedi çizmiş.

    kral ve kraliçe çocuğu kaptıkları gibi "doktoooor" (sanki ağır yaralı) diye bağırarak resepsiyona koşuyorlar.
    küstah resepsiyonist bu acil durumda telefonu müşterisinin suratına kapatmayıp kral ve kraliçeyi bekletiyor.

    kralımız dava açıp otellerini ellerinden alma planları yapmaktadır.
    bir de o şerefsiz kedinin kellesi getirile.