26 kasım 2015 can dündar'ın tutuklanması

  • bu mevzuya "özgür basın darbe aldı" algısıyla yaklaşanlar okumaya devam etsin, basın zaten özgür değildi diyenlerin bildiği şeylerden bahsedeceğim, onlar okumasa da olur :)

    şimdi memlekette özgür bir basın olduğunu zannedenler gidip kck basın davasına baksın.

    özgür basından dem vuranlar, sokakta öldürülen gazete dağııtımcılarına baksın.

    ve eğer bugün hala muhalefet edebiliyorsan, o izin verdiği için edebiliyorsun.

    erdem gül içeri girerken yılmaz özdil yazabiliyorsa, o izin verdiği için yazabildiğini göreceksin. kimisine izin verir ki küçük muhalif toplumun gazını alsın, daha geniş bir kesime hitap eden biri fazla ileri giderse elinden kalemi alır, onu da içeri tıkar.

    can dündar olmanız da buna engel değildir.

    bu ülkede özgür basın yoktur, uzun zamandır yok. bunu bilin de yazın buraya, bunu bilin, sonra istiyorsanız yine falanca yalnız değildir diye imza kapmanyası açın.

    alayı yalan, hepimiz yalnızız.

    tek adamların sandık desteği yüzde 50, toplumsal desteği yüzde 80 iken, terör örgütlerine giden tırların içindekiler için "ister silah ister değil, nolmuş ki" pervazsızlığındaysa o tek adam, o istediği, izin verdiği için gazeteleriniz çıkabiliyor, köşelerinizde yazabiliyorsunuz demektir. kandırmayın kendinizi...

    bu dönem böyle bir dönem, hani sokaklara çağırıyor kimi arkadaşlar, gezi mezi patlasın bir daha diye bekliyor.
    bakın arkasında böyle yüzde 80'lik bir toplumsal destek olan, devlet gücünü de kemiksiz elinde tutan tek adam, yüzde 20'nin tamamı sokağa dökülse bir kaşık suyla boğar tüm sokağı.

    biraz tarih okuyun, biraz tek adamlar nasıl gelmiş, nasıl hüküm sürmüş, nasıl gitmiş bir araştırın.

    bizim ülkemizde genelde ecelleriyle gidiyorlar, öyle bir adetimiz yok ancak dünya örneklerinde toplumsal desteği kaybettikten sonra hala devlet erki ve zoruyla iktidarı elinde tutmaya çalışırken sokak hareketleriyle gönderilir o tek adamlar, genelde de kanlı olur.

    o yüzden yırtmayın kendinizi, niye çıkmıyor insanlar sokağa diye, çünkü zayfız, çünkü güçsüzüz, çıkın da alnınızı karışlayım diye bekleyen bir devlet var.

    bu toprakların üzerinde, bu devlete karşı direniş geleneği yaratmış bir tane halk var; kürtler...

    ve bu devlet onları evlerinden çıkarmamaya çalışıyor, vuruyor, öldürüyor, katlediyor. bakın ilçelerde insanların evlerinin kapısına tank dayayan bir devletin varlığıyla beraberiz.
    bunu hanginiz dert etti, hangi "özgür" basınınız yazdı bunları. hepsi şu kadar terörist öldürüldü diye verdi sevil ölümleri.

    doğuda kürtleri yalnız bıraktığınız için, tek direniş kültürü olan halkı kendi acıları ve kanları içinde bir başına bu devletin insafına terk ettiğiniz için yalnızsınız ve şimdi o pervazsız güç sizi de vuruyor. hiç bağırmayın, bunlar iyi günleriniz.

    ha ne yapacağız peki?

    kendi alanınızda, yaşam döngünüzde direnin, işinizle, kültürünüzle, kitabınızla, yetiştirdiğiniz çocuğunuzla direnin. küçük küçük de olsa direnin. zira direnmeyi bırakırsanız önünüzde iki seçenek var, ya bu devlete biat edeceksiniz ya da fare gibi yaşayacaksınız.

    dün twitter da apo uyan yazmıştı, milliyetçilik ne acayip şey, nice muhalif koç yiğitler, dış ülkeyle bir sorun oldu diye uzunun arkasında sıra sıra dizildiler diye, evet.

    milliyetçilik hastalığından kurtularak direnmeye başlayabilirsiniz, korkmayın, hain yaftasını takan pespayenin, ahlaksızın, karaktersizin tekiyse rahatsız etmiyor sizi...

  • "biliyorsunuz mit tırlarında silah taşındığına dair yaptığımız haberden dolayı bir soruşturma yürütülüyor. bizzat cumhurbaşkanı'nın şikayetçi olduğu bir soruşturma bu.

    başbakan yardımcısı tuğrul türkeş 'vallahi de billahi de türkmenlere gitmiyordu' açıklamasını yaptı. herhalde bizim soruşturmamızda gelip tanıklık yapacaktır. bugünkü hükümet adına o sözünü tekrarlayacaktır diye düşünüyorum.
    türkmenler'in de bize gelmediğini söylemeleri üzerine bu kez asıl suçluları değil, bu suçu ortaya serenleri soruşturma konusu yaptılar.

    biliyorsunuz bazı tırlar tekrar bombalandı rus uçakları tarafından. devlet birşey yapıyorsa milletin bunu bilmeye hakkı var. çünkü bu devlet bizim devletimiz. ve biz de gazeteci olarak milet adına kamuyu denetlemekle görevliyiz. bu kez karşılarında hemen sinmeye hazır gazeteciler yok. bu kez kararlılıkla bu işi takip edecek, dik duracak, sonuna kadar arkasında duracak gazeteciler var."

    can dündar