25 yaşından sonra kızların değerinin düşmesi

  • katılmadığım önerme.

    29 yaşındayım ve kendimi çok daha değerli hissediyorum. ne ayakları yere basmayacak hayaller kuruyorum, ne de bana faydası olmayacak insanlarla iletişim. o kadar memnunum ki durumumdan. ve halimden de bir o kadar memnun.

    bir şarkıda, "her yaşın bir güzelliği var en güzel çağımdayım" diye bir söz geçiyordu. ben açıkçası daha önce kendimi bu kadar güzel hissetmiyordum. bu söz bana artık daha anlamlı geliyor. güzelliğimde 5-6 sene öncesine göre bir değişiklik olmamıştır, olsa olsa kırışıklar belirmiştir göz çevremde ama asıl güzelliğin fiziksel olmadığını yeni yeni anlıyorum ve bu durum bence, beni daha değerli kılıyor.

    her anı yeni bir birikim demek ve birikimdir insanı değerli kılan.

    ekleme: yıllanmış şarap konusuna hiç değinmeyeceğim.*

  • bizim bi komşu var adam üç seferdir yaşlısını boşayıp gencini alıyor. ve bu adam öyle dinci yobaz falan değil. geçip karşısına 4 evlilik haktır desen ağzını yüzünü dümdüz eder ama gel gör ki bu da başka yobaz.
    ilk eşi 8 yaş küçüktü.
    ikinci eşi 14 yaş küçüktü.
    yenisi tam 17 yaş küçük.
    78'li adam gidip 95'li kız ile evleniyor.
    şimdi kabahat kimin?
    üçüncü sefer evlenen bir sapığa kız veren babanın mı, mal gibi daha 21 yaşına yeni giren nerdeyse babası yaşında adamla evlenen kızın mı, yoksa okul önlerinde toy kız arayan kart zamparanın mı?
    bunun ile evlenen kızlar da okumuş veya hali hazırda okuyor olan kızlar. hiç birinden çocuğu yok, yapmayı da düşünmüyormuş.
    en büyük fobisi aldatılmak ve bakire olmayan kadına tahammülü yok.

    erkeklerin toy kadın peşinde gezmesinin alt metni bu aslında.
    egoları o kadar büyük ve o kadar benciller ki kadınlar onlar için bir meta sadece.

    kadının değeri düşmüyor aslında. sadece genele yayabileceğimiz bu örnekteki erkek gibi metalaştırmak derdindeler. o yüzden sürekli "kadın, kadın" diyorlar.