25 yaşındaki bir gencin hayatı

  • yıldızlı üst edit: mesajlardan ve bazı entry'lerden anladığım kadarıyla şöyle bir durum var.
    arkadaşlar siz bir işte çalıştığınızda kuru ekmeğinize salça sürüldüğünü görüp mutlu olmaya inandırılmışsınız. bilmiyorsunuz ki avrupada millet ekmeği geçmiş portakallı ördek balla mı daha lezzetli yoksa tereyağı ile mi diye tartışıyorlar. her gün düzenli spor yapıp aylık diş bakımı için dişçiye gidiyorlar. adamların aydan aya düzenli gittiği dişçileri var. ya adamların işsizlik maaşı 600 euro. fransadaki işsiz bir insan türkiyeye yaşamaya gelse hayat standartı benden yüksek mk. ben nasıl bir hayat yaşayayım bu şekilde.
    siz bu düşünceyle akşam survivor cemalcan'a oy atıp kazandığında mutlu olursunuz.
    ben size insan gibi yaşamanın bu olmadığından bahsediyorum. kandırıldığınızın farkında değil misiniz? bu kadar mı vizyonunuz düşük. sizin bizim yaşıtlarımız fransada hollandada avusturyada macaristanda üniversite harçlığıyla araba alıp, akşam istedikleri gibi eğlenip hayatlarını yaşıyor.

    hayatımı özetleyeyim size..

    başlıkta yazdığım gibi 25 yaşındayım. 16 sene okul okudum. 2 üniversite bitirdim. çok iyi derecede ingilizce biliyorum. 15 ülkeyi otostopla vs gezdim. nepal'inden hollandasına, ukraynasından benin'ine. şuan istanbulda beşiktaşta 2+1 evde 2 kişi yaşıyorum, kiramız 2k ve yarı yarıya ödüyoruz. uluslararası bir televizyon kanalında 3.5 k maaşa geçinmeye çalışıyorum.
    kira + faturalar +aidat 1.500 diyelim
    yeme içme 1000 tl diyelim
    hayalet giderler + ayda 4 defa dışarı çıkıp eğlensem1000 tl
    etti mi sana 3.5 tl. e maaş bitti.
    artı kyk borcum var 27 bin tl. onu n'apacağım?

    ben nasıl para biriktireyim?

    geçen gün araba alayım diye düşündüm ve araba fiyatlarına baktım. yürürü temiz, beni idare edecek güzel bir araba baktım (ki standatlarım bu konuda düşüktür) ve en uygunu 50 bin liradan başlıyor.

    ben bu aracı nasıl alabilirim?
    ev konusuna hiç girmiyorum bile, fiyatların ne kadar uçtuğunu tahmin bile edemezsiniz.

    nasıl bir hayat yaşamam bekleniyor? nasıl mutlu olabilirim ki ben? her gün sabah 8.30'da iş başındayım. 17.30'a kadar çalışıyorum ve sonucunda mutlu olamıyorum. bu şekilde hayat geçmiyor.

    eminim ki sizin de hayatlarınız zordur. daha az maaş alan vardır. daha çok çalışan vardır. bir kere geldiğim bu hayat böyle mi geçecek?? ev araba vs alamayacak mıyız? özellikle 20-30 yaş arası insanların hakettiği standart bu mu?
    bakın yemin ediyorum 6 aydan fazla süredir telefonumun camı kırık, tamir ettiremiyorum. 500 tl istiyorlar. telefonu 2bin tl'ye aldım zaten.

    edit: ayda 4 defa eğlenmeme takılmış birisi.. dostum hiç eğlenmeyelim, hep çalışalım istersen. bazılarına o kadar iyi öğretilmiş ki şükretmek. her şeye 'buna da şükür" diyorlar. tabiki şükretmek önemli ama türkiyede insanca yaşamak için gereken para ayda minumum 5 bin tl' dir.
    insan spor yapmalı, hobi edinmeli, sinemaya gitmeli.. belki buzdolabına et girmeli. ne dersin?

    edit 2 : biri de gezime takmış kafayı. gittiğim ülkeleri üniversite zamanında gezdim. otostopla gezdim. tren garlarında, parklarda uyudum. yani toplam harcadığım para yüm gezilerimde 3 bin lirayı geçmez. bu yaz 4 gün tatil yaptım, karaburuna gidip çadırda kaldım. harcadığım para toplam 500 tl. gidip 5 yıldızlı hotellerde kalmıyorum. çadırda uyuyup noodle yiyorum.

    edit 3 : hahaah babasının prensesi gibi yetişen genç diyor biri. 15 yaşımda ailevi sorunlardan dolayı tek başıma izmirden istanbula lise okumaya geldim ben. 10 senedir de tek başıma hayatımı idame ettirmeye çalışıyorum. bar tuvaletleri temizledim, aylarca günde 15 saat garsonluk yaptım. kim babasının prensesiymiş acaba?

    edit 4 : bazılarının anlamadığı şey şu; insanların insanca yaşamaya paraları yettikten sonra arta kalan parayla birikim yapması gerekiyor. burayı tekrar dikkatli okuyun lütfen.
    ben alıyorum 3.5 bin tl maaş. adam bana birikim yap diyor (bkz: swh). standartlarımı düşürsem kenara 1000 tl para atabilirim. 50 ayda 1 araba mı alayım yani? bu mudur mantık?

    edit 5 : eğlenceye ve hayalet giderler 1000 tl yazmış olmama takılmışlar bazıları, özelden laf sokuyorlar. hiç mi t-shirt'ünüz eskimiyor. hiç mi yeni ayakkabı ihtiyacınız olmuyor. eğlencenin anlamı illa alkol alıp diskoda eğlenmek mi oluyor. yaşadığım ilçeye takılan olmuş. beşiktaşta yaşamamın amacı iş yerime yakın olması. bare işe gidiş dönüş sürem kısalsın da şu acınacak hayatımda daha fazla kendime vakit ayırabileyim diye beşiktaşta yaşıyorum.

    edit 5 : evlilik konusunu açayım mı acaba diye düşünüyorum. hadi birazcık değinelim. yaş 25 evlilik çağına geliyoruz. bu zamanlar ciddi düşünülerek sevgili olma, tanışma dönemleri. napayım kızı mehmet abinin esnaf lokantasına mı götüreyim? ekrem coşkuna mı götüreyim? hadi evlenecez diyelim ev eşyalarını nasıl alayım? benim evleneceğim kız da benim çevremde olan, bana denk maaşı olan birisi olur büyük ihtimal. e hadi yarın bir gün çocuk yapalım desek, vallahi sıçtık (bkz: swh)

    edit 6 son edit : özelden mesaj atan herkesin mesajlarını okudum ve okumaya devam edeceğim. destekleyici, fikir verici, güzel mesaj atanlar, kendi hayatlarının da aynı olduğunu söyleyen arkadaşlar var. mesaj atan herkese teşekkür ediyorum. çok fazla mesaj geldiğinden herkese dönüş yapamıyorum. yapabildiğime yapıyorum. mesaim bitmedi hala 17.21 saat 9 dakikam var.

    edit vallahi son artık : 1000 tl ile eğlenmeye takanlar için. arkadaşlar 1000 tl'nin içinde hayalet giderler var. yani bulaşık süngeri, prill, tshirt, ayakkabı, 2 tane ölümden kurtarıp sahiplendiğim kedimin kum ve mama masrafları vs vs... (ölümden kurtardığım diye yazmamın sebebi bazı arkadaşların "paran yoksa bakma" diyecek olmaları. o yüzden peşinen yazdım)