24 haziran 2016 ingiltere'nin ab'den ayrılması

  • brexit hakkında bazı kısa veriler (grafikleri blogdan alıp burada tek tek linkleyemedim, kusura bakmayın)

    brexit referandumunu yakından takip etmedim, "nasıl olsa ab'de kalacaklar" rahatlığı yüzünden herhalde. detaylı analizleri konuyu daha iyi bilenler yapıyorlar zaten, bense dünden beri rastladığım ilginç grafikleri seçip (grafikli hali), kısa kısa yorumlar yapacağım:

    ***

    1) ihtiyar, fakir, eğitimsiz, pasaportsuz...

    -burada korelasyonlardan bahsediyorum. en önemlisi eğitim derecesi ve brexit arasındaki ters ilişki. nüfusunun yarısı üniversite mezunu olan bölgelerde, brexit desteği %20-30 arası. nüfusun sadece beşte birinin üniversite okumuş olduğu yerlerde iste destek %60 civarı.

    -sofistike işlerin yoğun olduğu bölgeler de ab'de kalmaktan yana

    -pasaportu olmayan ve ülke dışına çıkmamış insanların ab ve göçmenlik hakkındaki perspektifleri çok farklı. neredeyse herkesin pasaport sahibi olduğu bölgelerde brexit desteği sadece %20-25

    -az para kazananlar brexit'ten yana.

    -yaşlılar çıkmayı istiyor. nüfusun yarısının genç olduğu bölgelerde brexit desteği %20, ama ortalama seçmen yaşı arttıkça destek %70'lere çıkıyor. özellikle yaş önemli bir faktör oldu çünkü gençlerin katılımı epey düşük iken, ortalama yaşın 50 olduğu bölgelerde katılım oranı %80'lere yakın.

    -genel katılım oranı olan %72'de bence gayet düşük. bu herhangi bir yerel seçimden daha önemli. sadece ingiltere'yi değil, iskoçya ve irlanda'yı etkiliyor (onlar yakın zamanda birleşik krallıkta kalma kararı almışlardı, şimdi sağ kanat ab'den ayrılmayı bahane ederek tekrar referandum istiyor). sadece birleşik krallığı değil, tüm birliği etkiliyor (tüm aşırı sağ bundan cesaret alacak). sadece avrupa'yı değil tüm dünya'yı etkiliyor.

    ve genç nüfusun yarısı, toplam nüfusun da %30'u, aylarca medyayı domine eden duygusal propagandalara rağmen, kıçını kaldırıp sandığa gitmemiş.

    ***

    2) ab faturasını kim çekiyor

    almanya, fransa, ingiltere, italya, hollanda, isveç, avusturya, danimarka, finlandiya aldığından fazlasını veren ülkeler. en çok net katkı yapanlar almanya ve ingiltere. en bedavacılar ise polonya, yunanistan, portekiz, çek cumhuriyeti, romanya ve macaristan.

    yalnız dikkat: bu "ab'nin net ekonomik yararı" değil, sadece devlet bütçeleri ve ab bütçesiyle ilgili kısmı. alman devleti belki çok katkı yapıp macarları, yunanlıları besliyor ama bir yandan da alman şirketleri, bu ortak pazar sayesinde oralara mal satıp net ihracat yapıyorlar.

    ***

    3) ab'ye "üyelik parası" o kadar fazla değil

    ingiltere'nin ab'ye gönderdiği para senelik 18 milyar - 5 milyar anında indirim = 13 milyar pound. aldığı para ise 4.5 milyar. net olarak 8.5 milyar içerdeler. bu günlük 23 milyona geliyor. ayrılma yanlıları milleti korkutmak için bu rakamın günlük 55 milyon olduğunu söylüyorlardı. iki kattan fazla bir yanıltmaca.

    dahası ingiltere'nin zaten yapacağı 1 milyarlık uluslararası yardım bu katkının içinde ve özel sektöre akan 1.4 milyar'lık araştırma fonları var.

    kısacası ab'ye üyeliğin doğrudan maliyeti 6 küsur milyar pound, yani 8-9 milyar dolar. bu maliyet, ortak pazarın avantajlarına değer mi, bunun getiri götürü muhasebesini ben bilemem ama tamamı zarar olsa dahi, bu ingiltere ekonomisinin sadece %0.3'ü.

    ***

    4) krizin boyutları büyük...

    brexit sonrası global piyasalarda yaşanan değer kaybı 2 trilyon dolar (ben de para kaybettim, planı bozulan lord gibi, baron gibi hissettim kendimi). ingiliz hisselerindeki kayıpsa 170 milyar dolar.

    hisselerdeki kayıplar çoğumuza hayali gelebilir, spekülasyon deyip geçebiliriz. ama daha somut bir örnek olarak pound'daki dolara karşı kayıp yaklaşık %8. bunun eski haline dönmesi zor. ingiltere, sattığından daha fazla tüketen bir ülke. 300 milyar açıkları, 800 milyar dolarlık ithalatları var. pound'un değer kaybı, ithalatı onlarca milyar dolar pahalılaştıracak.

    asıl korkutucu olan, olası bir resesyon: ingiltere hazine'sinin raporları ortalama olarak, 2030'da %5 daha ufak bir ekonomi öngörüyor, yani her sene kaybolan 150 milyar dolar. bu brexit yanlıları tarafından felaket tellallığı olarak kenara itilebilir. ama gsmh sadece %1 düşse bile, bu 30 milyar dolar demek. yani ab üyelik masrafları devede kulak.

    ***

    5) ...ama o kadar büyük değil

    paul krugman abimiz durumu çok da abartmamak gerektiğini söylüyor. 5 senelik euro-pound ilişkisine baktığımız zaman, bu düşüş o kadar da büyük bir şok değil.

    ayrıca ingiltere'nin bir lüksü var: amerika gibi, kendi parasıyla borçlanabiliyor. düşüş sonrası bile dolardan da, eurodan da daha değerli bir para birimi, yani talep var. abartmadıkları sürece, para basarak borç ödeyebilirler.

    ***

    6) göçmenler

    brexit kampanyasının en çok ekmek yediği konu göçmenlik oldu. özellike suriyeli mülteciler krizi sonrası bu konuda insanları korkutmak kolay.

    ingilteredeki göçmenlerin yarısı ab dışından gelme, yani pakistanlı, hintli, amerikalı, avustralyalı vs ama savaş mültecilerinin oranı çok sınırlı, sadece 5000. (hükümetin gelecekteki planı 20 bin). yobazların ezici çoğunluğu homegrown, ab ile alakaları yok.

    göçmenlikteki en büyük artış, ab'nin genişlemesinden sonra yaşandı. sürtüşmenin ana kaynağı da bu dalgayla gelen ve ucuza çalışan polonyalılar. bugün ingiltere'de 900 bin polonyalı, 400 bin irlandalı ve 300 bin alman yaşıyor. diğer göçmenlerin durumu değişmese de, toplamda 3.3 milyon ab göçmeninin durumu belirsiz olacak.

    benim pek düşünmemiş olduğum bir diğer ayrıntı da ab ülkelerinde yaşayan 1.2 milyon ingilizin durumu. herkes gelenlerden bahsediyor ama gitmiş olanlar unutuluyorlar. bunların geleceği de önümüzdeki senelerdeki anlaşmalara bağlı.

    ***

    7) "ab ne demek?"

    benim için en can alıcı veri google trendsden geldi: referandum sonrası ingilteredeki en popüler aramalar "ab ne demek", "ab'de kimler var", "ab'den çıkınca ne olacak".

    eğer insanlar bunca yıllık ab deneyiminden sonra, bunca aylık referandum propagandasından sonra, hala en basit bilgileri dahi özümsememişlerse, ab'den ayrılmak gibi aşırı karmaşık bir konuyu tüm boyutlarıyla nasıl değerlendirebilirler ki?

    gerçeklerin "ötesine geçmiş", onları umursarmış taklidi dahi yapmayan demokrasilerde yaşıyoruz (post-factual). bu referandum sonucu %52 ile ab'de kalma yanlısı çıksaydı da durum sabit. abd'deki trump paralelini görmemek imkansız. güvenle "artık o kadar da olmaz canım" diyebileceğimiz şeylerin sayısı hızla azalıyor.

  • milletdeki havaya bak ab'den cikiyorlar. biz daha girememisiz adamlar cikiyorlar.