21 haziran 2017 akasya avm kadına şiddet rezaleti

  • ön edit: ilgilenen herkes için son durum ve yorumlarını yine arkadaşımın kaleminden olduğu gibi paylaşıyorum; "arkadaşlar sabah 10.05 de akasya halkla ilişkiler müdiresi kübra hanım tarafından arandım. ekşi sözlükteki yazıyı okumuşlar. dün telefon numaramı bırakarak şikayet yazdırmıştım telefonla arayarak. olayı çok ciddiye aldıklarını , kamera görüntülerinin görevli birimce izlediğini, öncelikle bir kadın ve sosyolog olarak çok üzüldüğünü, gerekenin yapılacağını söyledi daha sonra tekrar arayarak miscar otoyıkama çalışanının iş akdinin iptal edildiğini söyledi. bu zaman diliminde miscar otoyıkamanın sahibi de arayarak çok özür diledi.üzgün olduğunu, çalışanı işten çıkardığını belirtti. yeterli olmadığını ve konunun aslında yönetim ve işleyiş boşluğu olduğunu düşündüğümü iki yöneticiye de söyledim.ayrıca işe alınırken sabıkalı olup olmadığının incelenip incelenmediğini, gerçekte iş akdinin olup olmadığının araştırılmasını talep ettim. miscar firma sahibinin özel hattımdan araması biraz korkutucuydu neyse bunu da akasya yönetimine ilettim. telefonumu araba yıkama kaydımdan bulmuş. ama yine de arayıp aramamayı danıştığı akasya şirket avukatının miscar firma sahibine beni aramamasını salık vermesini beklerdim.
    yeterli değil biliyorum.otoparkta hiçbir güvenlik yoktu.fiziki zarar görseydik üzgün olmaları birşey değiştirmeyecekti.
    birçok vatandaş arayarak bilgi almak istemiş, kendilerine yapılan basın açıklaması çerçevesi dışında bilgi verilmemiş.
    1-akasya avm yönetiminin bu olayda hiçbir sorumluluğu yok mudur?
    2- kayıt alan güvenlik kameraları başında görevli var mıdır? var ise neden güvenliğe haber verilmemiştir?
    3-otopark katlarında güvenlik görevlileri gezmekte midir?
    4-bu olanlar aslında bir güvenlik zaafiyeti değil midir?
    bir de kafalarda oluşmuş bir konuya açıklık getirmek istiyorum .
    canım ciğerim herşeyim esra'nın asistanım olduğunu belirtme nedenim öncelikle bu yazının sadece kısıtlı kişi barındıran facebook hesabımda paylaşılmış olmasıdır.esra ile çalışma arladaşlığımız ve dostluğumuz 12 yılı doldurdu bu sene.bilenler bilir neredeyse benim üstümdür. :) kliniğimin herşeyden sorumlu kişisidir." patron" kelimesini hitap için o bulmuştur. işyerinde kullandığımız resmi dil, işçıkışı onun isteğiyle bu şekli almaktadır .
    sanırım "patron arabaya bin " repliği ilerde karşımıza çıkacaktır :)
    ekşi sözlük yine koca bir misyon üstlenmiştir. sahiplenen herkese teşekkür ederim. tüm internet gazeteleri ekşi sözlükten aldıkları bilgiler ile topluma bu olayı duyurmuştur.
    teşekkür ederim iyi ki varsınız.iyi ki varsınız. ülkeme olan ümidimi yeşerttiniz ,yeniden."

    sabah sabah uyanıp aldığım ilk haber.

    tanıdığım en şahane insanlardan biri, hayvan sever, doğa dostu, bisikletçi, muhteşem bir anne, müthiş bir hekim, bulunabilecek en özel dostlardan biri bu dünyada. ismini paylaşmayacağım...

    ama kadın ya.... tamam başka da bir sebep gerekmiyor bu zihniyetteki insanların hadsizleşmesi, çirkinleşmesi, canavarlaşması için.

    sabah sabah elim ayağım boşaldı öfkeden.

    iş için şehir dışına çıkma hazırlığımı durdurup, bunu yazmaya başladım.

    yeter artık...

    arkadaşımın bana whatsapp mesajı olarak gönderdiği yazıyı olduğu gibi kopyalayıp paylaşıyorum...

    "bugün akasya avm’nin miscar araba yıkama bölümünde şiddete ve hakarete maruz kaldım. yaşadıklarım sosyal hayat içerisinde kadınlara uygulanan şiddetin münferit değil meşru ve normal olaylar olduğunu kanıtlıyordu adeta.
    14:30 gibi arabamı yıkatmak için asistanım esra ile park yerine geldiğimde, kontağı kapatır kapatmaz bir adam yaklaştı. "arabanız çok kirli, ayrıntılı yıkama yapalım, 350 yerine 100 lira" dedi. "istemiyoruz" dedik. yineledi, “o zaman 650 lira yerine 300 liralık temizlik yapalım, motoru yıkayalım” dedi. yok kardeşim, normal yıkama 30 lira yazıyor iç-dış yıkatmak istiyorum dedim. biraz önce elimden almış olduğu anahtarı üzerimize firlatıp "laftan anlamıyorsunuz bu kirler çıkmaz, git içerde öde, ne ödersen" dedi bağırarak. bir de adamda insanın üzerine yürüme durumu var. sürekli üzerinize abanarak bağırıyor.
    içeri girdik. “bu beyefendinin adı, görevi nedir?” dedim. arkamızdan bir görevli geldi, elinde telsiz, takım elbiseli. dedi ki "müdüre şikayet edin, hanımefendi. duydum tarzını, onun adına özür dilerim."
    tam müdürü soracağım, adının ümit olduğunu öğrendiğim; insanın üzerine yürüyüp zorla yıkama paketi satmaya çalışan zat içeri girdi. bana "sen boş boş konuşuyor musun burada" dedi. seninle konuşmuyorum kardeşim, müdürünle konuşacağım dedikten sonra adam çıkıp gidince bankodaki genç; "hanımefendi dönüşünüzde müdire hanım da burada olacak, siz ona bakmayın, ödemenizi alayım dedi.
    ödedik parayı, akasya avm’ye çıktık.
    17:30 sularında döndük. fişi verdim, arabayı alıp gideceğim. müdürle konuşup işi büyütmemek niyetindeyim. sözkonusu adam köşeden pis pis sırıtıyor. arabam geldi. bir baktım, aynı bıraktığım gibi hiç yıkanmamış. paket yıkama satmaya çalışan köşeden sırıtmaya devam ediyor. içeri girdim. müdire gülden hanım orada. yanına gittim, kendimi tanıttım ,elini sıktım. "arabama bir bakar mısınız" dedim. baktı, inanamadı. “bu araba hemen vıp yıkamaya alınacak” dedi. bizi içeri davet etti. dışarı çıktı benim kabadayıya bir şeyler söylüyor. kabadayı bağırıyor, kadının üzerine yürüyor. dışarı çıktım. kadına dönüp "ödememi geri alayım ve ben gideyim" dediğim sırada bu oto yıkama çalışanı adam; "aç köpekkkkk" diye bağırarak üzerime yürüdü. 3 kişi tutmaya çalışyor. esra bir yandan bağırıyor: "patron arabaya bin!”
    böyle durumlarda öyle bir hale geliyorum ki, adam bıçak sallasa kanım akmaz.
    "bırakın" diye bağırıyor müdire hanım. "bırakın bakalım ne yapacak.” diyor. ben hiç kımıldamıyorum. "gel diyorum, bıraksınlar gel bakalım. terbiyesiz.” diyorum.
    söylediğim en kötü laf bu "terbiyesiz".
    "bana terbiyesiz diyemezsin, o... "diyor.
    zor tutuyorlar.
    kurtulup kurtulup üzerime atlıyor. ben hiç kımıldamıyorum. bekliyorum. bıkmışım bu ülkeden. haklıyken susulmasından, hukuksuzluğu içimize sindirmiş olmaktan, kabadayının cahilin özgüveninden, olanların ne kadarı üzerimdeki şortla ilgili diye düşünmekten…
    bıkmışım işte.
    öyle dikiliyorum.
    esra bağırıyor: "patron arabaya bin!”
    "önce paramı ödeyin" diyorum ve ekliyorum; “yıkamadığınız arabanın parasını alamazsınız.”
    bir adam geliyor, elinde 30 lira. "haklısın ama anlayış göster adam oruçlu abla" diyor. arabaya biniyorum.
    o sıra adam elini boğazına götürüp keser gibi yapıp çıkış yönünü gösteriyor. "gel" diye bağırıyor. sırtını dönüp çıkış yönüne doğru yürüyor.
    kendime geliyorum o anda. içinde 30 lira buruşmuş elimle camı açıyorum. o oruç diyen adama: "bak kardeşim, çıkışa gidiyor, seni öldüreceğim diye işaret ediyor” diyorum.
    “aç abla kapıyı” deyip, arabaya biniyor.
    arabamın arka camlarındaki koyu renk film nedeniye içerisi görünmüyor.
    zorla ekstra yıkama paketi satmaya çalışan, kadına öfkeli, muhtemelen işyeri sahibinin akrabası ve yine muhtemelen sabıkalı ümit adındaki kabadayı, arabamın önünü kesip camını yumrukluyor.
    arka koltuktaki, koyu renk camdan dolayı görmediği iş arkadaşı dışarı fırlıyor ve onu itekleyerek uzaklaştırıyor.
    biz de akasya avm den kaçabiliyoruz.
    eve gelip ekşi sözlük ve foursquare’den araştırdım. benzeri çok şikayet olmuş son 2 yıldır. hiçbir şey yapılmamış.
    şikayet edenler tehdit edilmiş. genelde kadın mağdurlar var.
    akasya yönetime şikayetimi yaptım.
    birşey çıkacağından ümidim yok.
    ama bana yapılan şiddete karşı, sadece terbiyesiz diye bağırabilip, şikayet dilekçesi yazabiliyorum.
    bu ülkenin bir kadın ferdi olarak şiddetle başedebilmenin başka bir yolunu bilmiyorum."