2021 öğretmen atama takvimi

  • alanım bilişim. 87 puanla alanimda 84. oldum. normalde her sene en az 300 kişi alındığı için, hatta bu sene pandemiden ve ziya selcuk'un bilişim öğretmenleri hakkında yaptığı açıklamalardan dolayı daha yüksek kontenjan beklediğinden bu atamada giderim diye düşünüyordum. 5 yıldır süren ve sürüyle doktorun çözemediği kronik ağrılarım ve 7-8 yıldır ilaç tedavisiyle çözülemeyen kronik depresyonuma rağmen geçen sene it gibi çalıştım. eğitim bilimleri ile beraber 13 tane ders. oturunca kalçamdan belime kadar yayılan ağrılarım olmasına rağmen günde en az 4 saat, çoğu zaman 6 saat, hatta bazı günler 9 saat çalıştığım oldu. her ağrı cektigimde, her moralim bozulduğunda kendi kendime ataninca kredi çeker hem bu kronik ağrıları, hem depresyonu bir şekilde halleder hayatımı bir düzene sokarım diyordum. kredi deyince de öyle uçuk rakamlar gelmesin aklınıza, ortalama 10.000 lira, hadi bilemedin 15.000 lira civarı bir şey. ama ayda 300 lirayla geciniyorsaniz büyük para. yaşım 2 ay sonra 28 oluyor. biraz birikmiş param vardı, evden para almamaya çalışıyordum. param bitti, bir ay falandır kredi kartıyla bir şekilde idare ediyordum çünkü ataninca odeyebilecektim. kendimi zihnen o kadar hazırlamıştım ki dünden beridir hala kötü bir şaka gibi geliyor yaşananlar. çünkü 2000 din kültürü, 500 arapça öğretmeni alınan yerde bize verilen kontenjan sadece 50. evet 50. dışarıda kaldım yani. geçen senelerde kontenjanlar şöyle olmuş:

    2015 867
    2016 1204
    2017 1105
    2018 1181
    2019 801
    2020 384

    eş dost aile sınava tekrar girersin dünyanın sonu değil diyor. yahu benim kolumu kaldıracak halim kalmamış, ben bu ruh halinde sınava bu kadar süre kalmışken nasıl günde 6 saat masada oturayım. geçen sene nasıl bir motivasyonla çalıştım çevremi geçtim ben dahi şaşırıyorum zaten. hayatımda hiçbir şeye bu kadar motive olmamıştım. hadi diyelim tekrar o motivasyonu buldum, sınav günü basiretimin bağlanmayacagi ne malum? hadi basiretim bağlanmadı, stres yaptım, şıkları kaydırdım. sınava giderken yolda ayağıma taş çarptı. sınav esnasında hafızamı kaybettim. yani bir aksilik olmayacağının garantisi var mı? hadi sınavı kazandım, atama en iyi ihtimalle 2022 eylülünde olacak. ben 2022 eylülüne kadar ne yapacağım? pandemi olmasa girer garsonluk yaparsın, ama milletin mevcut işini kaybettiği yerde kim nasıl iş bulsun? 28 yaşındayım, ayda 300 lirayla geçinmeye çalışıyorum. hastaneye gidebilmek için atanmam gerekiyor. kyk borcum duruyor. yaşadığım kişisel ve ailevi sorunlara hiç deginmiyorum bile. şu saat oldu gözüme uyku girmedi. battı balık yan gider deyip bir rakı aldım, doğrulup doğrulup ondan biraz içip sakinleşip tavana bakıyorum. arkadan millet yazıyor kontenjanlar açıklanmış diye, hepsine ölü taklidi yapıyorum. üzgün bile değilim, hala mana veremiyorum olanlara. altı üstü ortalama 5000 lira olan, bazılarının akşam yemeği parası olan maaşı alamadığım için hayatımın en azından iki sene daha böyle devam edecek olmasına ne zaman üzülecegim, o üzüntü ne zaman kine dönüşecek, o kini ne kadar yaşayacağım, o kin soğuyacak mı soğumayacak mı. bilmiyorum.

    ben artık hiçbir şey diyemiyorum. umarım öyle bir hale gelirsiniz ki yaşamaktan korkunç bir ızdırap duyup intihar edebilecek cesareti de gösteremezsiniz. yaşadığınız her an bağırmak istersiniz. her zerrenizle acı çekersiniz ve 100 yil yaşarsınız. normalde bunu söylemezdim ama eğer sizden çıkmazsa çocuklarınızdan çıkar umarım. ben bunun diyetini istiyorum. yaptığınız her şeyle hayatımızı ufak ufak rezil ettiniz, ama hiçbir yaptığınız bu kadar koymadı. kendime üzülmüyorum. ağıt da yakmıyorum. sadece nefretle doluyum.

    edit: arkadaşlar ben "ben alınmıyorsam kimse alınmasın" kafasında değilim. ben bunu dersem bütün inanclarimla celismis olurum. din kültürü ve arapça okuyanlar da atansin elbette, benim başkasının işinde gözüm yok. benim ve benim gibilerin zoruna giden şey şu: bu din kültürü ve arapça kadroları gerekliliğe göre değil, ideolojik saiklerle belirleniyor. her yeri imam hatip yaparsanız bu kadar çok alım olur zaten. hatta muhtemelen onlarda dahi mevcut açığın çok altında alım yapılıyordur, bunun da farkındayım. bilişim alanından bağımsız olarak söylüyorum; bir ülkenin muasır medeniyet dediğimiz seviyeye gelebilmesi için din öğretmenine mi ihtiyacı vardır yoksa fizik, biyoloji, matematik, coğrafya, ingilizce öğretmenine mi? eğer amacınız eğitim sistemi ile donanımlı bir jenerasyon yaratmaksa cevap belli, bunu tartışmaya dahi açmıyorum. ama derdiniz kendi yasadiklarinizin kat kat beterini başkalarına yasatmaksa, eğitim sistemini tamamen ideolojik saiklerle düzenlemekse buna itiraz edilmesi normal. yoksa çekememezlik durumu yok. bunu siz de biliyorsunuz, bu kadar alçalıp çirkeflesmeyin bari.