2016 amerikan-rus kutuplaşması

  • https://www.youtube.com/…gqyidcfste1e30kqidpzm3ufg5

    1* bundan yaklaşık bir buçuk ay önce, brics-batı soğuk savaşı yazısı ile dünyanın rusya ve abd saflarında kutuplaşmaya doğru sürüklendiğini yazdım. bir yanda abd liderliğinde batı bloku öte yanda bu bloka rakip olmak isteyen brics ülkeleri bulunuyor...

    2* fakat bu bloklaşma, soğuk savaş döneminin klasik kapitalist-komünist mücadelesi gibi değildi. bu mücadelede ideolojiler savaşmıyordu. ideoloji savaşını batı'nın kapitalizmi çoktan kazanmıştı. bu sefer kavga kapitalist ideoloji üzerinden hakimiyet kurma savaşıydı. liberal serbest piyasa ekonomisi, abd'nin kurduğu dolar hakimiyetiyle tüm dünyaya, özellikle 1990'yılından itibaren yayıldı. artık rusya da komünist dönemin geleneksel politikalarına sahip değil. fakat rusya'nın amacı bu kez abd dolarına bağlı tek kutuplu küresel finans ekonomisini yıkmak. bunu açıkça söylüyorlar. bunun için brics ülkeleri yeni bir banka kurmak için kolları çoktan sıvadı.

    3*olayları, bir tür 3. dünya savaşının işaret fişeği olarak görenler olabilir. fakat unutmamak lazım, 1. ve 2. dünya savaşı, 19. asrın tamamına yayılmış bir ekonomik mücadelenin sonucunda ortaya çıktı. yüzyılın başında napolyon bonaparte önderliğindeki fransa, ingiltere'nin küresel hakimiyetini kırmak amacıyla bir savaş başlattı. savaş önce kuzey amerika'da sömürgeleşme yönünde ilerlediyse de napolyon bu sevdasından kısa sürede vazgeçti. new foundland'da bulunan fransız toprakları abd'ye satıldı. napolyon, ingilizlerin gücünü kırmak için iki seçeneğe sahipti. ya doğrudan adaya saldıracaktı, ya da ingiltere'nin sömürgelerini ondan koparacaktı. o, ikinci yolu tercih etti.

    4* ingiltere'nin kurduğu ticaret ağının temel noktası hindistan'dı. dünyanın en kalabalık islam memleketi olan babür imparatorluğu 18. yy'da ingiltere tarafından yıkıldıktan sonra, tüm hint yarım adası ingiliz ticaretine açılmıştı. bu sayede ingiltere dünya çapında bir sömürge ağına sahip olmuştu. bu gerçeği bilen napolyon, ingiliz ticaretini baltalamak için bu ağın tam ortasında kılıcını saplamak istedi. yani mısır'a... osmanlı devleti'ne...

    5* napolyon 1798'de mısır seferi'ni başlattı. kahire ve çevresini kısa sürede işgal etti. fakat osmanlı devleti ve ingiltere anında ittifak oluşturdu ve karşı saldırı başlattı. denizlerin barbaros hayrettin'den sonra belki de en ünlü ismi olan horaito nelson kumandanlığındaki ingiliz donanması denizden fransızları kuşattı. osmanlı ordusu ise karadan gelecekti. durumu bilen napolyon kahire'de kapana kısılmamak için osmanlı ordusunu yok etmek adına ilerlemeye başladı. filistin'de bulunan akka kalesini fethederek suriye'ye yayılmak istiyordu. akka kalesi cezzar ahmet paşa'nın elindeydi. napolyon paşa'dan kalenin teslim edilmesini istedi. kan dökülmesini istemiyordu. zaten vakti de yoktu. fakat 91 yaşındaki cezzar ahmet paşa, teslim mektubunu yırtıp direnme kararı aldı. kuşatma 19 mayıs 1798'de başladı ve 1 yıldan fazla sürdü. cezzar ahmet paşa başarıyla direndi ve napolyon'u yendi. fransız general ülkesine geri döndü.

    6* sömürge politikası çöken napolyon bu kez avrupa'yı ingiltere karşısında örgütlemek için ambargo politikası uyguladı. avrupa ülkelerinin ingiltere ile ticaretini yasakladı. avusturya ve prusya'ya saldırdı. iki ülkeyi de kısa sürede mağlup etti. ardından büyük bir orduyla rusya'ya yürüdü. moskova'ya yaklaşsa da kaybetti. ordusu dağıldı. fransa'ya geri döndü. 1813'te yeni bir savaşa hazırlandı. tüm avrupa karşısında birleşti. leipzig savaşı sonu oldu. savaşı kaybeden napolyon paris'e çekildi. koalisyon güçleri paris'e kadar geldi ve napolyon'u tutuklayıp elba adasına sürgüne gönderdi. fakat bir şekilde oradan kaçan napolyon yeni bir savaş başlattı. 1815'te belçika'nın waterloo kasabasında karşı karşıya gelen ordular büyük bir savaş verdi. 60 binden fazla insan öldü. napolyon bir kez daha kaybetti. st. helena adası'na sürüldü ve orada öldü.

    7* napolyon savaşları'nın ardından viyana'da toplanan ülkeler klemens wenzel von metternich'e ait güçler dengesi isimli politik bir doktrin ortaya koydu. bu doktrinin amacı napolyon belasını başlarına açan ulusal fikirlerin bastırılmasını ve avrupa'da herhangi bir ülkenin çok güçlü hale gelmesini engellemekti. yeni sistem belki de istemeden, belki tasarlanmış bir biçimde ulusal akımların parçalamak üzere olduğu osmanlı imparatorluğu'nun da ömrünü uzatıyordu. sistem diğer yandan yeni bir yarış başlatıyordu. avrupa'da savaşmama sözü veren ingiltere, rusya, fransa, prusya ve avusturya dünyanın geri kalanında büyük bir sömürgeleşme yarışı başlatmıştı.

    8* güçler dengesi sistemi bir müddet avrupayı kana bulamaktan korudu. fakat ingiltere diğer ülkelerden oldukça öndeydi. prusya ise aralarındaki en zayıf ülkeydi. fakat prusya'nın şansı, dünyanın gelmiş geçmiş en önemli devlet adamlarından otto von bismarck'a sahip olmasıydı. bismarck bu küresel savaşsız ortamı çok iyi değerlendirdi ve parçalanmış halde bulunan alman prensliklerini bir bir prusya'ya bağladı. topraklarını daha da genişletmek için fransa'ya saldıran bismarck önemli alsace-lorraine bölgesini de ele geçirdi.

    9* iç politikada ileride hitler ve roosevelt'e ilham verecek sosyal reformlar düzenleyen bismarck dış politikada da bir çok ittifak kurarak savaş riskini sıfıra indirdi. alman imparatorluğu'nun güçlenmesinin ardından sömürgeleşme yarışına katılan almanya 1884'ten itibaren güneybatı afrika, doğu afrika, kamerun, kısmen yeni gine üzerinde sömürge hakimiyeti kurdu. 1890 yılına gelindiğinde oldukça güçlenen alman imparatorluğu'nun başına 2. wilhelm geçti ve belki de hayatının hatasını yaparak bismarck'ı görevden aldı.

    10* kuşkusuz bismarck yeni bir savaşın çıkmaması için sıkı çalıştı. bu sayede alman imparatorluğu'na büyüme fırsatı sundu. bunu yaparken de realpolitik denilen siyaseti uyguladı. kissinger'in deyimiyle "güç hesapları ve ulusal çıkarlar üzerine kurulu dış politika" uygulayan bismarck alman devletini geliştirdiği gibi avrupa'yı da felaketten korudu. fakat bu barış dönemi ülkelerin daha da güçlendiği bir döneme neden oldu. daha çok güçlenen devletler, daha büyük savaşlar çıkarırlardı.

    11* işte, 1. dünya savaşı bu uzun kaynak kapma yarışının ardından yaşanacaktı. görüldüğü üzere 1815'ten itibaren 1915'e dek süren konferanslar, diplomatik ittifaklar ve barış dönemleri yeni bir rekabet yaratmıştı. rusya'nın osmanlı devleti'ne karşı yürüttüğü düşmancıl politika ve giderek artan rus tehdidi ingiltere ve fransa'nın osmanlı imparatorluğu'nun "hasta adam" olarak yaşamasına yönelik fikrini değiştirdi. bir de türk dostu benjamin disraeli yerine türk düşmanı william ewart gladstone göreve gelince, ingiltere ile osmanlı dostluğu tamamen bitti. gladstone "türkler, insanlığın dev bir insanlık dışı örneğidir. türk hükümeti olarak adlandırdığı osmanlı hükümeti için ise hiçbir hükümetin işlemediği kadar günah işlemiş, hiçbir hükümet onun kadar günahkârlığa saplanmamış, hiçbiri onun kadar değişime kapalı olmamıştır" diyecektir.

    12* 1910'lardan itibaren, daha sonra meydana saçılan gizli anlaşmalarda istanbul'un rusya'ya, petrol bölgesi olan arap diyarının ingiltere'ye, kuzey ortadoğunun fransa'ya ve akdeniz-ege hattının da italya'ya verildiği görülecekti. ingiltere her nekadar rusya ile zoraki bir ittifak kurmuşsa da, rusya ile dost değildi. bir kaç yıl önce rusya'nın japonya ile olan savaşında japonya'yı parasal yönden destekleyecekti. ingiltere ayrıca arap diyarındaki petrol bölgeleriyle rusya'nın komşu olmasını da istemiyordu. bu nedenle kafkasya'dan erzurum'a kadar uzanan bölgede ermeni devleti tasarlamıştı. hemen güneyinde ise bir kürt devleti planı bulunuyordu. bu paylaşımlarda olmayan tek büyük devlet ise almanya idi. bu denklem osmanlı'yı alman saflarına itti ve büyük savaş bir avusturyalı veliahtın vurulmasıyla başladı.

    13* savaşın başlamasıyla rusya erzurum ve civarına kadar indi. bu hareket, ermeni devleti planını baltaladı. rusların o bölgelerden çekilmeye niyeti de yoktu. ingilizler de arap diyarını kolayca ele geçirdi. geriye anadolu kalıyordu. istanbul rusya'ya söz verilmişti ama imparator 2. nikolay bolşevik devrimini bastırmakla meşguldü. savaş sırasında patlak veren bu devrim ingiltere'ye güzel bir fırsat tanımıştı. ingilizler müttefikine yardıma koşacak ve rus imparatorunu kurtaracaktı. tabiki bunun karşılığı olacaktı: istanbul. kötü günler yaşayan ruslar istanbul için diretemeyecek, böylece ingilizler istanbul'u güçlü ruslar yerine kontrollerindeki yunanlara bağışlayacaktı. ingiliz ve fransız kuvetleri yaklaşık 600 bin askerle çanakkale'ye geldi. her şey hazırdı. 1453'te kaybedilen istanbul, yeni sahiplerini bekliyordu. fakat hiç olmayacak birşey oldu. yaklaşık 900 bin kişinin savaştığı çanakkale'de, bir albay tüm gidişatı değiştirdi. kendinden emin ingiliz ve fransız kuvvetlerini mağlup eden hikayeyi başlattı. o albay mustafa kemal'di.

    14* düşman kuvvetleri çanakkale'de durdurulunca tüm planlar alt üst oldu. ingiliz yardımı yetişmeyince bolşevikler rusya'da iktidarı ele geçirdi. böylece itilaf devletleri büyük bir müttefiki kaybetmiş oldu. üstelik bu yeni devlet ideolojik açıdan da ingiliz siyaseti için son derece zararlıydı. tüm bunların nedeni bir albaydı. planı bozan türkler iyi bir dersi haketmişti. ingiliz başbakan lloyd george'un deyimiyle, türkler aşağılanmayı ve orta asyaya geri sürülmeyi haketmişlerdi.

    15* üç yıl boyunca türk ordusu yemen'den galiçya'ya kadar perişan edildi. ve üç yıl sonra 1918'de ingiliz donanması hiç bir direnişle karşılaşmadan istanbul'a kadar geldi. ingiliz komutan calthorpe istanbul'a muzaffer bir komutan edasıyla girdi. ingiliz askerleri resmi geçit töreni düzenledi. binlerce ingiliz askeri istanbul'da yaşan rum ve yunan vatandaşlar tarafından törenle karşılandı. fransız komutan louis franchet d'espérey de fatih'in istanbul'a girdiği kapıyı kullanarak atıyla istanbul'a girdi. dolmabahçe saray'ında kalacağını söyledi. ingiliz büyükelçi türklerin sıkı bir biçimde aşağılanması gerektiğini bildiriyordu. öyle de oldu. ingiliz ve fransız askerleri istanbul'un hemen her yerinde her gece eğlenceler düzenliyor, bir tek osmanlı askeri bile sesini çıkarmaya cesaret edemiyordu. üstelik kimi yerlerde ingiliz çavuşları osmanlı subaylarını hırpalıyordu. padişah da ortalıkta gözükmüyordu. ingilizler türkleri aşağılamak için gelmişti. önemli bürokratların evleri basıldı ve çoğu tutuklanıp sürüldü. harbiye nazırı evinden pijamasıyla sürüklenerek çıkarıldı. meclis basıldı. önemli mebuslar tutuklanıp götürüldü. karakola baskın yapan ingiliz askerleri yataklarında uyuyan türk askerlerini çekinmeden vurdu. istanbul'un bir bölümü kan ağlıyor, beyoğlu'nu mesken tutan işgalciler, istanbul'un yerlisi olan rum ve ermenilerle sabahlara kadar eğleniyordu. karanlık günlerdi.

    16* işgal yalnızca istanbul'da yaşanmıyordu. maraş'a fransızlar girdi. yunanistan ise izmir'i işgal etti. italya'ya söz verilen izmir'in yunanistan tarafından işgali, italya'yı hüsrana uğrattı. ingilizler bir yandan da bolşeviklerle mücadele ediyordu. devrik imparatora bağlı askerler beyaz orduyu kurdu ve ingiliz destekli bu ordular bolşeviklerden oluşan kızıl orduyla savaşmaya başladı. rusya iç savaş meşguldü. lenin, devrimin daha ilk günlerinde emperyalist tutkularla işgal edilen erzurum, kars ve çevresinden çekileceklerini ve bu bölgelerde herhangi bir hak taleplerinin olmadığını ilan etmişti. böylece ingilizlerin ermenistan hayali yeniden canlanıyordu. osmanlı devleti sevr'i de imzalamıştı. koca imparatorluk yalnızca ankara ve çevresinden ibaret kalacaktı. üstelik o haliyle bağımsız değil ingiliz mandası altına alınacaktı. zira türkler yeniden fetih hayallerine sarılabilirdi. bunun olmaması için eğitilmeleri gerekiyordu. manda, eğitim sorununu çözecekti.

    17* fakat bir sorun vardı. sevr anlaşması'nın geçerli olabilmesi için osmanlı anayasasına göre meclisin onayı gerekiyordu. oysa meclis kapatılmıştı. istanbul'daki eğlencesini kısa kesmek istemeyen ingilizler bu sorunun hal çaresini ararken, eski bir tanıdık yeniden karşılarına çıktı. doğudan isyan haberleri geliyordu. bir tümgeneral anadoluda direniş hareketi başlatmıştı. onun adı mustafa kemal'di. derhal ordudan atılması için osmanlı yetkilelerine talimat verildi. fakat mustafa kemal önce davranarak tüm görevlerinden istifa etti. zira yetkiye ihtiyacı yoktu. onun amacı halkı kenetlemekti.

    18* ingilizler direniş hareketinin bastırılması için osmanlı devletine baskı yaptı. hükümet, kazım karabekir paşa'ya mustafa kemal'i tutuklayıp derhal istanbul'a getirmesi için emir verdi. fakat kazım karabekir mustafa kemal'e biat etti. çünkü tüm bu planlar çok önceden kararlaştırılmıştı. ingilizler istanbul'u işgal etmeden bir kaç gün önce şişli'deki evinde kazım karabekir'le görüşen mustafa kemal anadoluya gideceğini ve bir hareket başlatacağını söylemişti bile. ve kazım karabekir'den de bir şekilde doğudaki ordunun başına geçmesini istemişti. günler sonra osmanlı hükümeti kazım karabekir paşa'ya tutuklama emri gönderdiğinde paşa mustafa kemal'in yanına geçmek için çoktan harekete geçmişti bile.

    19* fakat ingilizler yeni bir adım attı. anadolu halkının direnişe destek vermemesi için bir fetva hazırlattı. fetvada mustafa kemal'in hain olduğu ve kendisiyle savaşmanın bir din görevi sayılacağı yazıyordu. din görevi taşıyan bu fetvayı işgalci ingilizlerin uçakları dağıtıyordu. osmanlı hükümetine göre ingilizlerle anlaşılacağı sırada mustafa kemal ortaya çıkarak tüm işleri bozmuştu. osmanlı hükümeti o kadar acizdi ki, istanbul'un kendilerine bırakılacağını hatta bir kaç balkan eyaleti bile alabileceklerini düşünüyorlardı.

    20* acele hareket eden mustafa kemal ankara'ya geçti. kazım karabekir paşa ise ingilizlerden önce davranarak rusların çekildiği bölgeleri ermenilerden geri aldı. bir çok köy ermeniler tarafından yakılmış, köylüler bebek, kadın, yaşlı demeden katledilmişti. mustafa kemal'in başlattığı direniş ingilizlerin planlarını ikinci defa sekteye uğratmıştı. üstelik maraş'ta da direniş yaşanıyordu. tüm güneydoğu maraş'ta toplanmış ve fransızlara kahramanca direnmişti. bu direniş üzerine fransızlar suriye'ye geri çekildi. ingilizlerin ihanetine uğrayan italyanlar ise anadoluda savaşmayacaklarını açıkladılar.

    21* mustafa kemal bu avantajlı durumdan itibaren çok yönlü bir politikayı yürütmeye başladı. bolşeviklerle iletişime geçen diplomatlar aynı emperyalist güçlere karşı beraber savaşma teklifinde bulundu. böylece doğu sınırı güven altına alındı. üstelik bir kaç sosyalist politika karşılığında techizat yardımı alınacaktı. fransızlar ise daha fazla savaşmak istemiyordu. mustafa kemal'le görüşen fransız diplomat fransızların kuvayi milliye ile bir savaşı olmadığını söyleyecekti. savaşa sonradan dahil olan amerika ise anadoluya bir heyet gönderdi. sivas kongresi sırasında ortaya atılan amerikan mandası fikirleri amerikalıları etkilemişti. kongrede amerikan mandasını gerçekten savunanlar vardı. mustafa kemal bu kişilerin fikirlerini söylemesine karışmadı, hatta müsaade etti. böylece amerikalılar asla olmayacak bir şeyin fısıltısı nedeniyle direniş hareketine sempati ile baktı. ingiliz elçisi amerikalıalra "türkler asla vazgeçmediği diplomasi oyunuyla sizi güzelce kandırdı" diyecekti.

    22* 1920'ye gelindiğinde düşman olarak geriye sadece ingiltere ve yunanistan kalıyordu. ordusunu ankara'da toplayan mustafa kemal "şimdi savaş vakti" diyecekti. türkler diplomasiyi yeterince kullanmıştı. artık savaş olacaktı. mustafa kemal son dönem osmanlı paşalarının terk ettiği geleneksel ricat yöntemini kullanarak ingiliz destekli yunan ordusu'nu 300 kilometre kadar kendine çekmişti. izmir'den oldukça uzakta bulunan yunan ordusu önce iki savaşla eskişehir'de durduruldu. ardından gücünü toplayan yunan ordusu kütahya'ya saldırdı. önemli bir zafer elde etti. durumun vehametini anlayan mustafa kemal ordunun başına bizzat geçti ve yunan ordusunu anadolu içlerine kadar çekti. sakarya'nın doğusunda, polatlı önlerinde düşmanı karşılaya mustafa kemal düşmanı tekrar durdurdu. yunan ordusu afyon'a çekildi. türk ordusu tüm gücünü topladı ve son bir defa düşman üstüne yürüdü, 26 ağustos sabahı saldıran türk ordusu, düşmanı bozguna uğrattı. yunan ordusu dağıldı. komutanları ele geçirildi. kalanlar ise izmir'e kadar sürüldü. 250 kilometrelik arazi 6 gün gibi kısa bir sürede geçildi.

    23* mustafa kemal 9 eylül'de izmir'e girdi. kordon'da bulunan naim palas'a geçip rakı söyledi. servis yapan garson'a "yunan generali kosti burada rakı içti mi?" diye sordu. garson hayır deyince "madem rakı içmeyecekti neden izmir'i almaya geldi" dedi. bir kaç gün sonra ordunun yönünü kuzeye çevirdi. yıllar önce kaderi değiştirdiği çanakkale boğazı önlerine geldi. bir kaç ingiliz birliği orada bekliyordu. iki ordu yakınlaşınca çatışma ihtimali doğdu. bu sırada ingilterede kazan kaynıyordu. lloyd george hükümeti devrilmek üzereydi. ingiliz halkı savaş istemiyordu. 7 yıldır süren savaşın bitmesi isteniyordu. üstelik ingiliz askerinin anadoluda savaşmasının bir anlamı yoktu. ingilizler sömürgeleri kanada'da yeniden asker toplamak istemişti faka kanada bırakın asker vermeyi, bağımsızlığını ilan etmek üzereydi. mustafa kemal bu süre boyunca bekledi. türklerle savaşmak istemeyen ingilizler mecburen geri çekilmek zorunda kaldı.

    24* fakat bir problem vardı. barış görüşmelerine osmanlı hükümeti de davet edilecekti. üstelik padişah ingiliz gemisiyle istanbul'dan kaçmıştı. ankara hükümeti derhal saltanatı kaldırdı. ülkesinden kaçan padişah ise artık halife olamazdı. bu nedenle yeni halife olarak abdülmecit efendi seçildi. fakat abdülmecit efendi de yabancı ülkelerle mektuplaşarak şahsi adımlar atıyordu. hilafetin de kaldırılması gerekiyordu. kaldırıldı. 1923 yılının ağustos ayında barış antlaşması imzalandı. böylece yeni türk devleti kurulmuştu.

    25* savaşın diğer kaybedeni almanya ise şartları daha ağır bir anlaşma ile cezalandırıldı. fakat savaş sonrası hükümetin başına geçen stresemann, almanya'yı kısa sürede yeniden toparladı. güçlü diplomasisi sayesinde görünürde amerikancı ve ingilizci görünen stresemann iç politika gizliden gizliye almanya'yı tekrar eski haline taşıyacak atılımları atıyordu. nitekim kısa süre sonra hitler almanya'nın başına geçerek aşağılanmış devletinin intikamını almak isteyecekti.

    26* 1. dünya savaşını fransa kazanmış almanya kaybetmişti. fakat gerçekte zararlı çıkan fransa'ydı. fransa savaş esnasında en büyük yatırıma sahip olduğu rusya'yı kaybetmiş. alman saldırısı ensasında sanayi bölgesi büyük darbe almıştı. fransa'yı savaşın sonuna kadar götüren şey amerikan petrolüydü. alman sanayisi ise sıkı bir şekilde ayaktaydı. alman topraklarının büyük bölümünde savaş cereyan etmemişti. itilaf devletleri almanya'yı yeterince çözmeden aşağılayıcı bir antlaşmaya zorlayınca stresemann ise bir çok şartı kabul ederek almanya'yı bir anlamda kurtarmıştı. barışın ardından kısa sürede toparlanan alman sanayii bir caninin, hitler'in elinde muazzam bir savaş makinesine dönüştü ve avrupa'yı yeniden kana buladı.

    27* 2. dünya savaşında tekrar yenilen almanya bu kez hem aşağılanacak hem de ciddi anlamda çözülecekti. bu kez dersini alan ingiliz-amerikan-rus ittifakı önce almanya'yı ikiye böldü ardından askerini dağıttı ve bir çok askeri üssünü kapattı. böylece almanya toparlanması uzun süre alacak bir döneme girdi.

    28* 2. dünya savaşının ardından dünyayı kontrol etmek isteyen abd ve sovyet rusya soğuk savaş başlattı. dünya kutuplara ayrıldı. siyasi, ekonomik teknolojik, diplomatik ve askeri alanda süren rekabet 1991 yılında sovyetler birliği'nin çözülmesi ile sona erdi. komünist rejim liberal kapitalist model karşısında dayanamamıştı. sovyetler dağılınca abd rusya'daki iş birlikçileri ile rus ekonomisini dağıtmaya başladı. rus ekonomisi iki yılda %40 küçüldü. rusya öylesine çözülüyordu ki, bu orantısız küçülme ani bir refleks yarattı. 2000 yılında yönetimi ele alan putin geç de olsa rusya'yı amerika'nın ellerinden kurtardı. yerli işbirlikçiler rusya'dan kaçtı. putin yakalayabildiklerini hapse attı. rusya'yı yeniden güçlendirmek için yeni politikalar başlattı. fakat rusya komünist rejime geri dönmedi. kapitalist sınırlar içinde kaldı. amerika karşısında yeni ittifaklar aradı. putin amerika'nın siyasal değil ekonomik açıdan vurulması gerektiğini düşünüyordu. bunun için amerika'nın hakim olduğu küresel finans sistemine alternatif getirecek yeni bir ekonomik iş birliği kuruldu. işte brics böyle doğdu.

    29* yazının başında belirttiğim brics-batı soğuk savaşı bu tarihten itibaren yaşananları anlatıyordu. yeniden güçlenen rusya ile gittikçe güçlenen çin, hindistan, brezilya ve güney afrika cumhuriyeti'nin oluşturduğu brics, abd'nin yönettiği tek kutuplu dünya düzenini sona erdirmeyi planlıyordu. yeni düzende bir çok kutup yeni kaynaklar için yarışacaktı. işte arap baharı tam da bu noktada patlak verdi ve rusya'ya yakın olan libya ve mısır'da yönetimi devirdi. suriye'de ise iç savaşa neden oldu. bunun yanında abd bir de ukrayna'yı rusya'dan söküp ab'ye monte etmek amacına çok yaklaşmıştı ki, rusya işte bu noktada devreye girdi. önce ukrayna ardından da suriye'de olaylara dahil oldu. 2014'ten itibaren kartlar yeniden karıldı ve iki taraf da ülkeleri kendi saflarına çekmek için mücadeleye başladı.

    30* yukarıda bahsi geçen yazıda türkiye, ukrayna, suriye, küba, vietnam gibi ülkelerde yaşanan kutuplaşma süreci anlatıldı. bu yazıda da başka bölgelerde yaşanan kutuplaşma yarışı anlatılacak. öncelikle belirtmek gerekir ki, bu süreç asla bir savaş süreci olarak tasarlanmadı. zira napolyon savaşları'nın ardından yaşanan süreçte de görüldüğü gibi büyük savaştan önce, uzun sayılabilecek yıllarda kaynak kapma yarışı yaşandı. diplomatik ittifaklar kuruldu ve bölgeler paylaşılıncaya kadar savaş olmadı. devletler artık genişleyecek sınırları kalmadığında ise kıyamet koptu. bugüne bakıldığında kutuplaşma sürecinin henüz tamamlanmadığını görüyoruz. bu ihtimalde savaş yalnızca bir kaçık tarafından çıkarılabilir. mevcut durumda bu profile uyan tek ülke kuzey kore. fakat kuzey kore'nin dahi gerekli hazırlık ve ittifak kurulmadan büyük bir nükleer savaş başlatmayacağını tahmin edebiliriz. mevcut durumda, hangi ülkelerin hangi kutuptan yana olduğunu izlemekle yetineceğiz. yarış dünyanın her yerinde sürecek.

    31* abd, ezeli düşmanlarıyla barışıyor. bazı ülkelerde seçimleri etkiliyor ve hükümetleri değiştiriyor. peki hangi ülkede neler oluyor? brics'e katılmak isteyen hangi ülkede, seçimi kazanan yeni hükümet abd'ye yanaştı? the washington post hangi seçimin ardından "seçimi obama kazandı" manşetini attı. kuzey kore'nin denediği iddia edilen hidrojen bombası hangi mesajı veriyor? son olarak, ortadoğuda gelişen suudi - iran çatışmasının bu kutuplaşmayla ilgisi ne? kim hangi tarafta? petrol neden 37 dolara kadar düştü? sıradaki kavga hangi bölgede yaşanacak? hepsi bir sonraki yazıda.