20 eylül salı türk erkeğinin onurunu kurtarmam

  • modern toplumun en kötü alışkanlıklarından biri olan sabah işe gitmek eylemini icra etmek için modern toplumun en kötü araçlarından biri olan dolmuşa bindim. şükür ki modern toplumun en büyük lütuflarından biri olan arka dörtlünün sol cam kenarı boştu, anne kucağı gibi orada beni bekliyordu.

    huzur içinde yolculuk devam ederken boşalan sağ yanıma bir kız oturdu. modern toplumun ön yargıları anne kucağında gelip bulmuştu beni. aman bacaklarımı açmiyim, aman kolum kıza değmesin, aman sağ tarfta ki manzarayı da görmeyiveriyim, dekoltesi filan vardır da çekiştirir durur bu şimdi derken dolmuşun pencere camında kayboldum yeminlen. buğulu cama yazılmış bir yazı kadar farkedilmeden devam etti bir mühlet yolculuk.

    kaptan sağda salla, başkan dök bizi, solda bi tükür abi, reyis müsaitse sümkür derken bir baktım tekli koltuklar bile boşalmış. ama kız hala yanımda. lan bu niye kalkmıyor? uyuyor mu acaba diye düşünüp tee ilerde bir şeye bakıyormuşum gibi yaptım. dolmuş ilerledikçe onu takip edip sağa döndüm ve kızın kirpiklerinin açık olduğunu farkettim. e uyumuyordu da. normal bir türk kızının böyle bir durumda gariban göğnüme ümit vermemek için, ellenmemek, dillenmemek için kalkıp hızlıca başka bir koltuğa geçmesi gerekirdi. aklıma modern toplumun kaynağı batı geldi. dedim bu kız kesin yabancı, ya görmemiş kötü şeyler, ya da sayısını bilmiyor. tam bu düşünceyi irdelerken istemsizce sağa doğru bir bakış attım. dudağının üstündeki hiç epilasyon görmemiş tüyler dikkatimi çekti. o kadar sıcak ve samimiydiler, o kadar bizdendilerki ayıp olmasa sarılıp öperdim onları tek tek. evet kız türk tü. hemen yanlış anlaşmaya mahal vermemek için omzumun üstündeki olmayan cisime üfledim ve elimle silkeledim.

    madem öyle şu işin hakkını verip '' bakın siz korkmazsanız aslında her türk erkeğinin barzo olmadığını göreceksiniz, biraz sabrederseniz şirinleri bile göreceksiniz, kötüler yüzünden aramıza duvar örmeyin, erkek terörüne boyun eğmeyin " demiş olmak için rahatsız etmeme eylemine var gücümle devam ettim. dolmuş son durağa yaklaşırken kız birden dönüp '' pardon, vapur iskelesine kadar gidiyor mu'' diye sordu. oha dedim milletin içinde ne biçim konuşuyorsun, hadi başbaşa kalacağımız bir yere gidelim. yani demedim öyle tabi de kızdaki özgüvene cesaret bak inmek üzereyken soru sordu. inince peşime takılır filan falan... gün bugündür dedim. hayır gitmez dedim. iskele biraz daha aşağıda, ben oraya gidiyorum, isterseniz eşlik edebilirim dedim ve yuhh istersen gel bi de öp cevabını bekledim. olan olmuştu artık geri döndüremezdik. fakat kız çocukluğumun gök kuşakları gibi beni şaşırtmaya niyetliydi. çok iyi olur dedi.

    bütün toplumsal yargıların mına koyuyorduk tek tek. artık onunla güzel bir sohbet için beş yürüme dakikası zamanım vardı ve muhtaç olduğum kudret damarlarımda ki asil kanda mevcuttu. sorularımı avını özenle seçen bir serengeti tavşanı gibi seçip onu ürkütmeden yolu sürdürdüm. adanalıymış, tatile gelmiş, beşiktaşa gidecekmiş derken istanbul ne kadar kalabalık filan falana girdi bu. ben o sırada on yıllık ilişkmiz varmış gibi kızla, sağa sola bakıyorum kesen filan var mı kızı diye. neredeyse elimi omzuna atıcam " hı hı evet beybisi " diye devam edicem öyle bir ruh hali. sonra birden durdum dedim ki işte kopuş noktası burası. bunlar modern toplumun olması gereken kaybedişleri. tut kendini. kız tam " ya vapur da erken kalkmazsa canım sıkılır şimdi " filan derken " yoo çok gecikmez en fazla on dakika da bir dedim " ve ona biraz ilerde ki beşiktaş iskelesini gösterdim. teşekkür için uzattığı elini james bond vari bir edayla sıkıp hızlıca eminönü iskelesine yöneldim. işte başarmıştım. o da görmüştü selam verince hemen iş koymayan türk erkeğini, bende kanıtlamştım aslında o kadar abazan olmadığımızı.

    gururla akbili bastım. dııt sesinden sonra bekleme alanına geçince aklım başıma geldi. ulan ya kız bana iş koyuyorduysa? öyle ya. tatile geldim, istanbul'u bilmiyorum, ses tonunuz çok güzel, ay ne kadar sexi bir vücdunuz var... tamam bu sondakileri ben uydurdum ama istanbul'a tatile geldim dermiydi iş atmasaydı bir kız? valla bilemiyorum altancıklar. biraz hüzün, biraz keder hepsi geçeeer. bize kar kalan nedir bu dünyadan diyordu ya bir şarkıda. sahi bize kar kalan neydi lan? vay mınaski. sırf sizin onurunuzu kurtarıcam diye bir aşkı başlamadan mı bitirdim yoksa. neyse. buraları okuyorsa o centilmen erkek benim. kara murat.

    düzeltme : edit.

    edit 2; birinizde takdir edin mk dil fetişistleri. ayrıca ironiden anlamayan nesle nesquik.