hala giremediğimiz ve girmek de istemediğimiz avrupa birliğine uyum adı altında hayatımıza giren ötv..
20 yıldır artarak yoluna devam ediyor. baktılar ki bu musluk iyi akıyor, kapatmadılar.
e malum, halk zaten keyiften dört köşe.
avrupa birliği'nde bu verginin uygulanmasındaki amaç, gelir elde etmekten ziyade sosyal fayda sağlamaktır. peki ya bizde?
özetle 2bin liralık telefonun, 3700 liraya satılmasını sağlayan o müthiş vergiye ötv, bunu alkışlayana aziz türk milleti denir.
mesela pırlantada sıfır olan ötv oranı, cep telefonunda %50'dir. çünkü bizim için pırlanta zaruri ihtiyaç, cep telefonu ise lüks ihtiyaçtır.
unutmadan bir dipnot vereyim: maliye bakanı kemal unakıtan, "bu vergiler zaten deprem nedeniyle getirilmemişti. öyle olsaydı depremzedeye verilirdi" demişti. o kadar da dürüstler.
hani çarşı-pazar bastılar birkaç ay evvel, hatırlıyor musunuz?
stoklayıp, 2 katına patates soğan satıyorlar diye yaygara kopardılar.
bu ötv sistemiyle, devletin bu karaborsacılardan ne farkı kalıyor?
devlet, vatandaşını kazıklayabilir mi ya? 1'e aldığını 2'ye satmak ne demek?
ben bu ülkenin vatandaşıyım, müşterisi değilim.
devlet bana hayatı kolaylaştırmak için var.
ben devletin gelir kaynağı veya sağacağı bir inek değilim. bu siyaset üstü bir durum.
ama ne yazık ki holiganizm seviyesinde bir kesim var ki sırf kendi siyasi düşüncesini savunmak adına bu zamları bile savunuyorlar.
en tehlikelisi ve acınası tablo bu.
bak yoksulluk değil. açlık sınırından bahsediyorum.
insanlara açlık sınırında maaşı reva görenler, utanmadan halkın temel ihtiyacı olan ulaşım ve iletişimden fahiş oranlarda vergi alıyorlar.
dünyanın en düşük maaşını ver, en pahalı akaryakıtını, telefonunu, arabasını kullan.
ne güzel dünya be.
insanların maaşından gelir vergisi kesiyor musun? kesiyorsun.
zaten vergisi alınmış, tahsil edilmiş olan kazançtan neden hala vergi kesiyorsun?
bebek maması da dahil olmak üzere, kardeşim benim maaşımdan vergimi zaten aldın diye kimse niye sormuyor bunu?
ee bizim neden yerli ürünlerimiz yok? neden olsun ki? pazar riski yok, üretim maliyeti yok.
yüzde 50 kazanıyor zaten devlet, neden üretimin derdine düşsün?
35-40 liraya rakı, 1000 liraya televizyon, 2 liraya mazot, 50-60bin liraya sıfır araba almayı isterdik di mi hepimiz?
sor kardeşim. neden alamıyoruz diye sor.
"dünyada her millet, icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortak sayılır."
m.k. atatürk