17 mayıs 2000 galatasaray arsenal maçı

  • tam 25 yaşındaydım o gün. daha 10 ay önce gölcük depremi olmuş, yaralar sarılmamıştı. ülkede bir acı hakimdi.

    galatasaray şampiyonlar liginde kör topal ilerliyordu. şampiyonlar ligi grubunda chelsa den 5 yemiş, gol bile atamamıştık. şampiyonlar ligi grubundan çıkma ihtimalimiz kalmamıştı.
    en azından gruptan 3. olup uefa ya girmemiz gerekiyordu. son maçımız dünya devi milan ile ali samiyen stadında idi.
    tek bir olasılık vardı. galibiyet. beraberlik bile işe yaramıyordu. takım iyi oynuyor ama bir türlü bal yapamıyordu. bu maç takımım kendine güveni açısından bir ilk olabilirdi. olacaktı da. son düdük. çaldığında skorbord 3-2 galibiyetimizi gösteriyordu. hemde çok iyi bi oyunla. star gazetesi ertesi gün ana sayfadan tam sayfa manşet ile okuyucuya sesleniyordu.
    yendik mi-lan..
    3. olup uefaya katılmıştık. işte bundan sonrası avrupaya futbol dersi verecektik.
    tam 8 maç ve yenilgi yüzü görmeden.
    leeds maçı öncesinde alkol alıp türk bayrağı ile poposunu silen 2 ingiliz holiganın taksimde öldürülmesi yarı final ve final maçını yalnızca bir spor organizasyonundan çıkarmıştı.
    önce finale gelene kadar maçları hatırlayalım..
    23.11.1999 bologna - galatasaray:1-1
    09.12.1999 galatasaray - bologna:2-1
    4.tur
    02.03.2000 b. dortmund - galatasaray:0-2
    09.09.2000 galatasaray - b. dortmund:0-0
    çeyrek final
    16.03.2000 r. mallorca - galatasaray:1-4
    23.03.2000 galatasaray - r. mallorca:2-1
    yarı final
    06.04.2000 galatasaray - leeds united:2-0
    20.04.2000 leeds united - galatasaray:2-2

    ve final..
    danimarka kopenhag. parken stadı. iki ingilizin öldürülmesi ile bir önceki turda da yine bir ingiliz takımının elenmesi ile daha da bir önem kazanmıştı.
    o zaman daha askerden yeni gelmiştim. gelişi güzel bir işte çalışıyordum. param yoktu. günübirlik maç bileti uçak bileti dahil 1000 dolara maça gidilebiliyordu. gidememiştim. param yoktu. halen içimde bür hüzündür bu. ahh. ahhhh.
    televizyondan seyredecektik. o gün ettiğim duaların sayısını bilmem. o gün ülkede tüm evlerde dualar ediliyordu. zira o günleri yaşayanlar bilir, bu maça gelene kadar basında, insanlarda bir kurtuluş savaşı havası vardı.
    uefa kupası finali (kopenhag)
    17.05.2000 galatasaray - arsenal: 4-1 (penaltılarla)
    ve trt spikeri son düdük ile defalarca ağlayarak haykırıyordu. allahım sana şükürler olsun. allahım sana şükürler olsun. allahım sana şükürler olsun.
    bir daha bu ülke böyle bir zafer kazanır mı. sanmam. ama kazanırsa yine galatasaray kazanır. zira galatasarayda olan takım ruhu farklıdır. tüm yabancı futbolculara önce galatasaraylılık ruhu aşılanır. galatasaraydan ayrılan her oyuncu. gittiği yerde ücretsiz galatasaray reklamı yapar zira. bunu futbolcuların instagram paylaşımlarından anlarsınız. bu sadece galatasaraylılara mahsustur. ve başarıya getirir.
    son söz. bugün 17 mayıs. tam 20 yıl geçti. ve aynı heyecanı yaşıyorum.
    mayıslar bizimdir...

  • 19. yıl dönümüdür. neyin başarıldığına biraz daha ayrıntılı bakmak gerekirse;

    -uefa şampiyonlar ligi grup aşamalarında son sıraya ittiği ac milan 1998-1999 serie a şampiyonu,

    -uefa kupası dördüncü turunda geçtiği borissia dortmund 1997 şampiyonlar ligi şampiyonu,

    -çeyrek finalde geçtiği real mallorca 1998-1999 la liga üçüncüsü, ve kupa galipleri kupası finalisti

    -yarı finalde geçtiği leeds united 1999-2000 premier league üçüncüsü, 2000-01 şampiyonlar ligi yarı finalisti,

    -finalde yendiği arsenal 1998-99, 99-2000, 2000-01 premier league ikincisi ve 2000-01 şampiyonlar ligi çeyrek finalistidir.

    1999-2000 uefa kupası yarı finalisti 3 takım (arsenal, leeds united ve galatasaray) bir sonraki sezonun da şampiyonlar ligi çeyrek finalisti hatta leeds united yarı finalistidir. kupa sahibi, üç ay sonra şampiyonlar ligi şampiyonu real madrid'i de yenmiştir.

  • 19. yıl dönümüdür. neyin başarıldığına biraz daha ayrıntılı bakmak gerekirse;

    -uefa şampiyonlar ligi grup aşamalarında son sıraya ittiği ac milan 1998-1999 serie a şampiyonu,

    -uefa kupası dördüncü turunda geçtiği borissia dortmund 1997 şampiyonlar ligi şampiyonu,

    -çeyrek finalde geçtiği real mallorca 1998-1999 la liga üçüncüsü, ve kupa galipleri kupası finalisti

    -yarı finalde geçtiği leeds united 1999-2000 premier league üçüncüsü, 2000-01 şampiyonlar ligi yarı finalisti,

    -finalde yendiği arsenal 1998-99, 99-2000, 2000-01 premier league ikincisi ve 2000-01 şampiyonlar ligi çeyrek finalistidir.

    1999-2000 uefa kupası yarı finalisti 3 takım (arsenal, leeds united ve galatasaray) bir sonraki sezonun da şampiyonlar ligi çeyrek finalisti hatta leeds united yarı finalistidir. kupa sahibi, üç ay sonra şampiyonlar ligi şampiyonu real madrid'i de yenmiştir.

  • simdinin bebeleri anlamaz. anlayamaz degerini. o donemlere dek ingilize karsi 8-0 lar bizimdi. 4 ile ucuz kurtulduk derdik. monaco yuzyilda bir olacak isti. her mac 5 kere santrada bulurduk kendimizi.
    denizli ile n. xamax maci adeta ataturk'un samsuna cikisi gibi bir baskaldiri idi. tv bile vermezken apar topad yayina baglanmisti. trabzon aston villa'yi elemisti filan. roma yenmisti sonrasinda. zor donemlerdi. milli takim 4. 5. torbalarda. san marino'dan hallice...
    o donem takim maci milli macti. arif ve kubilay ile manu karsisinda desten yazip ilk ceyrek final ve 8 takimli grup fazina kalan gs icin ben bayragi kapip kosarak bagdat caddesine cikmistim. cadde yeni tek yon olmustu sanirim. halaylar davullar zurnalar uyumadik. mahsun klip cekmis filan. yonetmen kendisi degil ama tabii. sahsen fener tribunu kovalardim ama o mac unutulmazdi. sonra arifle grup fazinda barcayi 3-2 yenmistik. yenmistik diyorum bak. dedemin vefati haric agladigini gormedigim babam aglamisti. o da saglam fenerli. sene 96 iken fenerbahcem man u ve rapid wien'i yenip 9 puan yapmisti. mahsunlu kibariyeli klipler hafizada.
    milli takim euro 96 katilimi ile tarih yaziyor. vlaovic, pinto, laudrup derken 3 mac 0 cekiyoruz ama terim kendisini sahada degil saha kenarinda gosteriyor. ısvec filan elenmis 4. torbadan gruba kalinmis. ruya gibi yaz. sonra terim gs'ye bu kez hoca olarak geldi. hagi uygun mu dedi ergun gursoy. terim kendisine olacak seyleri konusalim dedi. non eu 3 oyuncu kurali ile hagi geldi. hassiktir hagi ya. hagi olum? dominasyon basladi. gs o ara 16 takimdan 24 takima cikan sampiyonlar liginde 2. olsa dahi sistem sebepli cikamamisti. kahrolmustuk...
    97'de sebnem paker eurvisionda 3. oluyor. zaten 96'da efes korac kupasi almisti. final four simdi oldugu gibi rutin degil. cok buyuk hayaldi. asvel yenerdi cikamazdik filan. vuslat hep baska bahara. futbolda oyle seyler akl gelmiyor dahi. naumoski milli kahramandi. basket oynarken formami alnima silerdim. gasol'u barca ile istanbul sahenk salonunda izlemisim. efsaneler gelmeye baslamis... mirsad ve okur nba'e gidecek daha.
    gs diyorduk. yaman cocuklardi. simdi oldugu gibi basari taraftari degildi tribundekiler. 14 sene kupa bekleyeni vardi. cefakardi. popescu ve taffarel geldi. kerpeten abi gibi n'oluyo lan cektik. chelsea maci uzdu. 5 ile gonderdiler. berlin umutlandirdi. son mac cocuklugumun (89) yildizlar karmasi milan karsisindaydi ve milan 2-1 ile ondeydi ve gs elenirken onlar ust tura cikiyordu. 2-2 oldu milan uefa kupasina gidiyordu. dk 90 3 oldu ve milan eve gs uefa kupasina...
    buyuk 7 takima kok sokturen bologna geldi. fanatik bolognali italyan dostlar vardi. eledik. dortmund geldi eledik.
    mallorca perisan oldu. herkes orada is bitti sandi. leeds saglamdi. ıngiliz tanri idi. gandhi bile mustafa kemal yenene dek tanri olduklarina inanmisti. o maclarda delirmistik. hakan efsaneydi. hagi keza. ılk kez bir turk takimi finaldeydi. hayalden de ote. kiskaniyor muydum? hayir. kopekler gibi mutluyduk.
    17 mayis dediler. arsenal dediler. yenilmez arsenal. suker, henry, vieira, seaman, ljungberg filan. henry son 8 macta 9 gol atmisti. gun gelmek bilmedi. gun geldi aksamk gelmek bilmedi. o gece ulkede dua rekoru kirilmistir eminim.
    bu kez evdeydim. henry'nin kafasini kurtarinca tafo dedim tamamdir kupa bizim. hadi popescu hadi oglum derken spiker ben agliyordum bile. babama sarilmistim. o da agliyordu. cadde karnaval yeriydi. sabahladik. arsenal en kibar tabirle kafasini alirken bir turk takimi uefa kupasi yani kupa 2'yi almisti. yerel kupa sampiyonlarinin katildigi cwc (kupa galipleri kupasi) yoktu artik ve cl ile uefa galipleri super kupa oynayacakti.
    filmin devami var. ama o gece be iste oglum. sonra juve, schalke, lpool, madrid kim gelse ust uste koyduk. fener yenilmez denen sevilla'yi yendi. chelsea'ye kok sokturdu. bjk bu sene efsaneydi. benfica karsisinda 4 direk olmasa bi finalde biz yapacaktik...
    ama ilk baska iste. o futbolda ezik oldugumuz ve birak hedefini hayali dahi kurulmayan donemde alindi bu kupa. sevilla'yi yenecegimize emindim ben. deivid chelsea ve intere cakarken aglamadim usulca bira tokusturdum. ama 17 mayista agladim. cok baskadi be cocuklar. yillarin intikamiydi. turkish delight yazamadi bir daha the sun.
    kac stadda maca gittim bilemem. parc de prince, bernabau, san siro, monaco 2. louis.. heyecan bastigi cok oldu. ıki yabanci takimi izlerken eglendigim cok oldu. ama 12 yil sonrasinda 2012 senesinde parken'e gidince bi degisik hissettim. mezarlikta fatiha okuyanlar gibi durdum ayakta ve andim o aslanlari. o gece tarih baska yazilmisti. evet kupa 1 degildi ama kupa kupaydi iste amk.
    sonra louis 2'ye bir mac icin gidince jardel ve digerlerini de madrid karsisinda alinan super kupa icin saygiyla anmistim ama ilkin tadi baska idi. o ilk 17 mayis idi...
    ıyi ki vardiniz amk. ezeli rakiptik ama gram kiskanmadan gurur duydum o gece. sesim kisilmisti. feda olsundu. ıcerde dalga geceriz itin gotune sokariz ama siz olmadan olmazdi. su kupadan sonra hic olmazdi.
    ıyi vardiniz 99 2000 kadrosu. simdi sunu yazarken bile gozlerim doluyorsa eger bu mutlulugun tarifi yok. eski maglubiyetleri bilenler icin hic yok. real madrid'e 5 atamadi diye hayiflanan cocuklar asla anlamayacak bunu. biz roberto carlos ve anelka'yi tribune cagirdiysak eger bu kupanin da payi var. bugun gruplardan cikmak hedefimiz denebiliyorsa bu kupanin payi var.
    biz gorulmez zinciri o gece kirdik. biz! hep birlikte! ıyi ki vardiniz.
    kurada turk takimi ceken ohh diyemedi o geceden sonra.

  • maç bitti geçtim uçaksavarın başına namlu kor gibi kıpkırmızı. aynı anda karşı dağda pkk lılar da saydırıyor havaya.
    askerdeyken uzman çavuş anlatmıştı bunu.
    ben ankaradaydım, maltepede. öğrenciyiz, maç bitti ortalık karnaval.
    o zamanın revücü nataşaları otel camından sarkmış, cimbom diye bağırıyor.3.sınıf bir romen orospu hagi benim memleket deyiverdi o kalabalıkta.
    esrarkeşi ibnesi orospusu... herkes o gece derdi tasayı bırakmış.
    kızılay aktık sonra, her tabakadan insan orada. zengini fakiri şarapçısı dindarı.
    7.caddeye geçelim dedik, lüks araçlar tıkamış caddeyi. döndük bir daha sakarya ya.
    başka bir şeydi o, futbol filan değil , başka bir şey ve sanmıyorum ki bir daha böyle bir şey görelim.

  • beşiktaşlı olarak oturup galatasaraylı olarak kalktığım serüvenin son ayağı olan maçtır.
    birkaç saat sonra yıl dönümü...

    elinde bir avuç çekirdek ile baba ile vakit geçirmek adına kısa pantolonum ile beşiktaşlı olarak gittiğim hezimet dolu chelsea maçı sonrası başlayan süreçte galatasaraylı oldum ben.

    dortmund maçının ilk ayağını izlemeye giderken babamın arkadaşlarına söylediği "artık avrupa takımları galatasaray ile eşleşmekten korkuyor" sözüne inanamayıp aynı zamanda gurur duydum ben.

    ilk defa bir gol için "kim attı kral attı, hem de elland rood'da!!!!" nidaları eşliğinde ağladım ben.

    sonrasında gelen o 17 mayıs 2000 günü ise artık ölümüne sevebileceğim bir sarı kırmızı sevdanın sadece tuzu biberiydi benim için.
    popescu o golü atıp tribünlere doğru uçarken benim de içimde birşeylerin kanatlandığı, istisnasız hayatımın en mutlu gününün yıl dönümü geldi çattı işte.

    büyüksün galatasaray, ilk sevdiğimsin. sen düştüğün zaman kalkmasını çok iyi bilirsin.

    türkiye'nin yüzü avrupa'ya dönük en büyük klübü; aldığın zaferin yıl dönümü kutlu olsun.

  • istanbul'da öğrenci evindeyiz, her nasılsa annem de bize gelmiş, kız arkadaşım da var. hep beraber izlemiş, sonrasında sokaklara dökülmüştük. maça dair birçok detayı unutmuşum... demin biraz nostalji yapayım dedim, uzun özetini izledim.

    adams denen şerefsiz, uzatmalarda 3 defa hagi'nin yüzüne dirsek atıyor, hagi de sinirlenip dirseğiyle adams'ın sırtına vuruyor. sonuç; adams sarı, hagi kırmızı görüyor. adams'ın yaptıklarına çok sinirlendim. resmen tekme tokat dövmüş hagi'yi...

    bu adaletsizlik sonucu 10 kişi kalmamıza rağmen kupayı kazanmak çok güzel bir kapak olmuş hakeme.

    bütün arsenal savunması ofsayt diye durduğunda arif ve hakan kaleciyle başbaşa kalıyorlar, arif belki de pozisyon ofsayt sandığı için ciddiyetsiz bir şekilde topu auta vuruyor. aradan 15 sene geçmesine rağmen hayıflandım lan.

    hakan şükür çok güzel top oynuyor. alıyor basıyor top dağıtıyor koşuyor. şimdi burak'ı düşündüm de... neyse o konuyu geçelim.

    capone yağ gibi akıyor. nasıl ve nerden bulmuşuz lan bu adamı...

    fatih terim henüz italya görmemiş, o yüzden biraz daha türk gibi. saçları kıvır kıvır, ceketi bol geliyor, gömleği çıkmış filan...

    ümit davala canavar gibi...

    arsenal'in kadrosu da efsane..

    bizimkilerin 10 kişi kalmışken bile yaldır yaldır oynayıp pres yapması, arsenal'in boş kaleye top yollayamaması, son dakikada armut kafalı thierry henry'in kafa topunu taffarel'in doksandan çıkarması , bülent korkmaz'ın omzundan sakatlanıp saha ortasında kolunu bedenine sardırması, hakemin bu işlem esnasında bülent'i saha dışına göndermek istemesi, bülent'in son dakikalarda bir kolu bedenine yapışık oynaması, yine son dakikada kullandığımız frikik topunda ümit davala'nın "ya hak" deyip 80 metreden kaleye abanması, kalecinin topu tutmasıyla son düdüğün çalması ve maçın penaltılara gitmesi.

    bizim çocukların penaltıları şiir gibi kullanması, özellikle hakan'ın 90'a takması. arsenal'in topu direğe nişanlaması, ve en sonunda "haydi popescu haydi oğlum" nidalarıyla gelen zafer... herkesin gözyaşlarına boğulması. her şey kusursuz, her şey mükemmel..