16 nisan 2017 referandum sonuçları

  • hiç üşenmedim şu agit raporunu noktasına virgülüne okudum, sonra açtım anayasa mahkemesi'nin (2014/5425) mansur yavaş aleyhinde aldığı kararı tekrar okudum, sonra da anayasa'yı açtım ilgili bölümleri okudum.

    öncelikle not: anayasa madde 67 (ek: 3.10.2001-4709/24 md.) seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz.

    önce anayasa'yı yapıyorsun, diyorsun ki her ne karar, kanun vs. değiştirirsen değiştir, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 1 yıl içinde uygulanmaz.

    sonra seçim kanunundan ysk sorumludur diyorsun.

    sonra ysk kararları yargısal incelemeye tabi değildir diyorsun.

    sonra ysk, oyların sayımı başladıktan sonra mühürsüz oy pusulası hede hödö kararını açıklıyor.

    sonra mevzu bahis raporda da yazdığı gibi ysk bu kaçak pusula sayısını açıklamıyor (rapor sayfa 14: ysk bu talimattan etkilenen oy pusulası sayısını bildirmemiştir ve partiler tarafından atanan sandık kurulları üyeleri sandık sonuç tutanaklarını imzaladığı için konunun kapandığını belirtmiştir; ysk kararını temyiz olanağı mevcut değildir.)

    anayasa'nın 148. maddesi 3. fıkrası:

    "herkes, anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, avrupa insan hakları sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla anayasa mahkemesine başvurabilir. başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."

    e bu maddede geçen "kamu gücü" bu halde kim oluyor? ysk. ysk hem anayasa madde 67'yi hem de 198 sayılı kanun'un 77, 98 ve 101. maddelerini çiğnemiş oluyor.

    bugün de ysk "mühürsüz pusula ve zarfların, 1990, 1994 ve 2004 yılları da dahil olmak üzere daha önceki seçimlerde de onlarca kere geçerli sayıldığını" açıklıyor.

    şu mühürle ilgili olan 98 ve 101 numaralı maddelere bir baktım da:
    madde 98 – (değişik: 8/4/2010-5980/19 md.)
    madde 101 – (değişik: 8/4/2010-5980/21 md.)

    "1990, 1994 ve 2004 yılları da dahil olmak üzere daha önceki seçimlerde de onlarca kere geçerli sayıldı" derken insanları bu kadar mı keriz yerine koyuyorsunuz artık, 98 ve 101. maddeler 2010'da son halini almış, ondan önce içleri boştu ve senin kararına kalmış durumdaydı zaten. millet "nasıl böyle bir karar alırsın?" diyor sen "bak daha önce de aldım ben" diye saçma sapan bir argümanla geliyorsun, bari verebiliyorsan 2010'dan sonrasına dair bir örnek ver. ben vereyim, 30 mart 2014, bitlis'in güroymak ilçesindeki sandıkta sadece 1 mühürsüz zarfla oy verildiği tespit edilince akp itiraz etmiş, itirazı kabul etmiş, 1 haziran 2014'de orada seçimin tekrarlanmasını kararlaştırmıştınız.

    avukat değilim ama benim gibi sıradan bir vatandaş bile 1-2 saatte tüm bu bilgilere ulaşıp yorum yapabiliyorsa, basiretsiz muhalefet parti üyeleri toptan m.v. görevlerinden alınsın artık. "sonuç değişmez re re rö rö" itelemasyonu yapmaktansa, çatır çatır vatandaşın hakkını savunan temsilciler görmek istiyoruz artık.

  • guzel bir motivasyon cumlesi vardir, sporla ilgilenenler icin. "i found iron to be my greatest friend, it never lies to me, never runs. friends may come and go, but 200 pounds is always 200 pounds."

    diyerek biter, mealen der ki, "...butun bu surecler icinde, demirin en iyi arkadas oldugunun farkina vardim.asla yalan soylemez, asla terk etmez.. arkadaslar, gelir ve gider, ama 200 kilo her zaman 200 kilodur..."

    bunun bir versyonu, benim icin rakamlardir. tartismalarin odak noktasi degisir, konudan sapar, yanlis yonlere girer... ama rakamlar, her zaman rakamlardir, asla terketmezler, asla yalan soylemezler.

    sanilanin aksine, ulkeden umidimi kesmis, hic bir sey olmayacgini dusunen bir birey olarak ve bu dogrultuda kararlar almaya calisan biri olarak, dun, bir umit gordum. herkesin aksine, beni ulkeye bagladi. tam tersi.

    uc buyuk sehirden cikan hayir, butun oranlar arasinda, en onemlisi.

    tarih, tek adam rejimi gormustur, mumkundur. tarih, secimlerde hile gormustur, mumkundur. tarih, histeri krizi geciren bir toplumun, cok dramatik sekilde bir yenilgi ile tarih sahnesinden elenmesini gormustur.
    ama tarih, hic bir zaman, uretenin, sermaye gucu yaratanin aksi yonunde akmamistir.

    iste bu imkansizdir. bu gune kadar olan secimlerden farkli olarak, ilk defa, 3 buyuk sehir tam bir konsesus ile, hayir dedi.
    asagidaki fotografa iyi bakin, bu sabah wikipedia'dan faydalanarak olusturdum. sehirlerin gdp ye olan rakamsal katkilari, gdp icindeki paylari ve evet/hayir demeleri.

    http://hizliresim.com/brwwbd

    sonuc, gdp nin %66.2 sini olusturan sehirler, hayir diyor. %33.8 u evet diyor.

    bu durum daha onceki secimlerde gorulmedi. manisa, adana, ankara, mersin, antalya, hepsi konsensus olarak hayir demis durumda.

    "evet sonucunu" istemeyen biri olarak, bu benim icin cok onemli. ama, goruyorum ki, evet sonucunu istemeyen diger insanlar, buna odaklanmiyor. yine sacma sapan konularla enerjimizi kaybedecek gibiyiz.

    refahin %66 sini elinde tutan, (dikkat ettiniz mi, nitelikli cogunluktur.) sehirler hayir diyorken, bu ulkeye evet gomlegi giydiremezsiniz. tutmaz. /kimse kusura bakmasin/ ile giriyorum, hayatin icinde olmayan, kuresel ekonomiden etkilenmeyen, ihracat yapmamis, uluslararasi pazara cikmamis, yozgat'in gimildak koyundeki adam, bir takim hezeyanlar ve "alim degilim ama arifim" goygoyu ile evet'i verdi ve sayica %1 fazlaydi diye, 3 buyuk sehrin, refahin %66'ini ureten sehirlerin buna icten ice boyun egmesini bekleyemezsiniz, beklememelisiniz, anlatmalisiniz. daha once bunu diyemiyorduk cunku boyle bir konsensus gorulmemisti.

    erdogan da bunun farkinda oldugu icin, dunku uzuntusunu anlayabilirsiniz.

    alabilecegi en kotu sonucu aldi. hayir ciksa, daha sansli olarak kendisini dusunebilirdi.
    neden derseniz, daha 2019'a cok var, (belki arada asilmasi gereken dev bir ekonomik kriz) ve evet gomlegi yirtilmak uzere. 44 beden bir adama, 38 beden gomlek giydirildi dun aksam itibari ile, dugmelerin 2019'a kadar iliklenmesine calisilacak, bu adma zayiflatilmaya, ufaltilmaya calisilacak ki o dugmeler iliklensin. ama bunun ne kadar zor oldugunun farkinda, adami oldurmeden 6 beden kucultmek? cok zor....

    dolayisi ile, kendi yarattigi bir canavar yetki, kendisini avlayacak gibi duruyor. simdi bakacak, bunu nasil lehine cevirebilir, 2019'a kadar nasil bu adami ufaltabilir, o gomlegi nasil, adami bogup oldurmeden, ilikleyebilir...

    iste, bizlerin, artik sacma sapan konular yerine, yapmasi gereken cok basit,

    2019'a kadar, butun toplumu kucaklayacak (ekmeleddin gibi bir facia degil) , enerjik, diri, genc, gozlerinden hirs, arzu, istek fiskiran, yerinde duramayan, sokagin diline hakim bir adami desteklemek, bu adami bulmak, cikartmak, yureklendirmek, cesaretlendirmek. ulke icin sans buyuk.

    2019 yetkileri ile is basina gececek bu kisi, o yetkilerle, 15 yillik geri gidilmisligi 3 senede restore eder, arkasindan da parlementoya yetkilerini verir.

    hep derlerdi ya, "tehlikenin farkinda misiniz?" diye, bu sefer, bu cumle, erdogan'in kafasinda donuyor,
    ve ben soruyorum, "tasarlanmis bu surecin getirecegi sanslarin farkinda misiniz?"

    su ana kadar bunu goremiyorum, goremedim. ulkenin bu halde olmasinin sebebi, su ana kadar bizdik, artik biz olmayalim. bir sefer olsun sacma konularla, "usulen yanlistir, odur budur ama tayyip cok kotu :(((((( " vakit kaybetmeden, 2019 icin hazirlanmaya baslamamiz lazim.

    cunku salt cogunluk, aslinda hayir diyor.

    yapilacaklar basit,

    kilicdaroglu istifa
    bahceli istifa

    bu kitleyi hakedecek, genc, diri, gozlerinden hirs, arzu, tutku akan bir lider,
    2019 baskanlik
    ardindan 3 sene restorasyon,
    ardindan yeniden parlemento.

    bunu istemek zorundayiz.
    bunu,basimizdaki bu kohne kadrolarla yapamayiz.
    asil simdi, bence, ayaga kalkma vakti. cunku arkamizda aslinda %66 var.

    ekleme, bu da 15 temmuzdan beri yazdiklarimin ozeti olsun:

    ..... artik bariz belli olan plan su
    15 temmuz olur, (kim yaptirir, bati medeniyeti.) tayyip buradan aldigi gucle tek adam olma referandumunu getirir. (kim destek olur evet cikmasi icin? bati medeniyeti... ki oldu gorduk bu da dogru cikti, ab 'nin, rubin'in akp karsitliklarinin evet oyu konsolide etmeye kullanilmasi... ) tek adam referandumunda, buyuk sehirler hayir der. (kim kazancli cikar?)

    cunku, turkiye'nin 15 senedir yasadigi geri gidisi restore edip yaklasan olasi 3. dunya savasinda bu topraklarin bati muttefiki bir uc karakol vazifesi gormesi lazim.

    2018'de dev bir ekonomik kriz cikar.

    %51 ile evet aldigi icin "hayir cikti boyle oldu" diyemeyen bir tayyip erdogan, agir yara alir.

    2019 senesinde, dunyaya entegre modern bir aday baskanligi alir, bu adamlarin getirdigi yetkilerle, bu adamlari siler gecer,
    3 sene restorasyon, ardindan parlementonun yetkilerinin yeniden tesis eidlmesi
    iste butun bu surecin bir isaret fisegi de
    kilicdaroglunun istifa edip artik yeni bir iderin hazirlanma sureci olacak.
    bu olursa, yazdigim senaryo isliyor demektir.

    bize dusen, oyle veya boyle, 2019'da baskanligi almaktir. bunun icin de, kilicdaroglunun istifasini istemektir.