12 ekim 2021 dış güçlerin sahneye çıkması

  • muhalif olmak, gözlerinize perde indirmemeli.
    doğruya doğru demeyi bilmeli insan.
    evet, erdoğan olmasaydı dolar şimdi 20'yi bile geçerdi.

    tarih kasım 2002. akp iktidara geldiğinde dolar 1.67 tl idi.
    işte her şey o zaman başladı. büyük bir ekonomik krizin içinden çıkmış ülkede kur, 1.67 idi. fıkra gibi. ama dış güçler, bizim atağa kalkacağımızı anladı.
    zira rte, siyasi bir lider gibi davranmıyordu. hedefleri vardı.
    dış güçler tüm tuşlara basmaya başladılar. henüz kim olduklarını bilmiyoruz.
    ama varlar, ondan eminiz. yıllar içerisinde dolar çeşitli pozisyonlar eşliğinde yükseldi.
    ağzımıza, yüzümüze, gözümüze, her yerimize yükseldi dolar.
    ama pes etmedik. diz çökmedik. boyun eğmedik.

    başkanlık sistemi ile hepsinden kurtulmanın vakti gelmiş idi.
    reis bey, verin etkiyi dövizle faizle enflasyonla mücadele nasıl edilir görün dedi.
    halk, milli hamleyi görmüştü. verdi yetkiyi.
    o vakitler dolar 4.5 tl civarıydı. şimdi ise 9.
    tarih, böyle bir mücadeleye şahit olmamıştı. örneği yoktu bunun.
    resmen destan yazıyorduk direnişimizle.
    tabii ilk başta bu tablo size başarısızlık olarak görünebilir.
    fetömetre'yi üflemeniz ile bu sorun çözülecektir.
    zira reis olmasaydı ne 9'u, 20'yi bile geçerdi dolar. tuhaf ama gerçek.

    dönemin yıldızı parlayan bakanı, berat albayrak sahneye çıktı.
    maaşı dolarla mı alıyonuz, halkın merso ile bmw ile ne işi var dedi.
    haklıydı da. ne işimiz vardı bunlarla. mis gibi metroda götümüzü fortlatmak dururken, kim sikerdi bmw'yi, merso'yu.
    dış güçler öfkeden kuduruyordu. ne yapsalar olmuyordu. halk yemiyordu.
    derken bir başka koz kullandılar; açız diye bağıran dış güçlerin gizli ajanı bir vatandaşa, bu bana biraz abartı geldi diyerek savuşturuyordu reis.
    dedim ya, başaramıyorlar diye. her yolu deniyor ama başarısız oluyorlardı.
    derken doların nabzı yükseldi. terletiyordu halkı. inim inim inletiyordu.
    elektrik faturaları cin gibi çarpıyordu. 50 liralık yakıt alan doblolu dayı, artık dolmuşa biniyordu. ama biz yine de şanslıydık. çünkü bizim bir liderimiz vardı.

    dış güçler, dört koldan saldırıyorlardı ekonomimize.
    her gece loş ışıklı bir ortamda, yuvarlak masa etrafında toplanıyorlardı.
    önce yumurta ile denediler şanslarını. bir koli yumurta 30 lira oldu.
    sonra durmadılar, pirince el attılar. ama halk, pilavsız da yaşarım dedi.
    sonra domatese el uzattılar. daha kış gelmeden domates 15 liraya dayanmıştı.
    halk, menemen soğanlı mı soğansız mı tartışmasına bir son verip, domatessiz menemen yaparak bu saldırıyı da bertaraf etmişti.
    ama durmak bilmiyor, sürekli saldırıyorlardı. sıra ayçiçek yağına gelmişti.
    geçmişinde yağ kuyruğu olan bir ülkeydik biz. 5 lt yağ 100 liraya dayanmıştı lakin bizler direndik. artık yağ alamayacak hale gelerek, olası yağ kuyruğunu da engelleyerek dış güçlerin oyununu bozduk.

    reis, hemen bir markete gitti ve 1000 liralık abur cubur aldı.
    abartıyorlar, fiyatlar normal gibi şeyler söyledi.
    işte bunu beklemiyorlardı. şaşırdılar, afalladılar.
    reisin direnci, onların inancını kırıyordu.
    ve derken dolar 9 bandını ezdi geçti. ama kabul edin iyi direniyoruz.
    sabredin kardeşlerim. direnin. zafer allah'a inananlarındır.
    unutmayın ki dolarda asıl direnç 10 bandıdır. doların 9'u geçmesi sizi endişelendirmesin.

    zira bu adamların tek dertleri var, bize diz çöktürmek.
    ama başaramayacaklar. ezanlarımız dinmeyecek, bayraklarımız inmeyecek bir kilo peynir 70 lira olmuş amına koyduklarım.

    zorunlu edit: başlığa yazılanlara göz gezdirdim.
    bana küfredenler olmuş, aktroll ilan eden bile olmuş. okumaya durumu olmayanları gördüm.
    işte her şeyin tek sebebi tam olarak bu. okumuyoruz arkadaşlar.
    bu yüzden gelişmiyoruz, sığ kalıyoruz. gördüğümüze, duyduğumuza hemen inanıyoruz.
    kelimelerden ziyade olayları okuma yetimizi kaybediyoruz. analiz yapamıyoruz.
    toplumsal olayları bu yüzden göremiyor ve gerçekleri anlayamıyoruz.
    şayet okuyor olsa idik; tügva için mahkemenin verdiği kararı anlardık. bu kararın hemen ardından anonim birinin, gazeteciye taşıdığı belgeleri de anlardık.*
    pudra şekeri olayı ile konuya girip, hemen ardından kokain ticareti yaptığı iddia edilen siyasiler gibi.
    bir el, sistemli bir şekilde cımbızla parçalıyor akp'yi. ufak ufak, sindire sindire halkın önüne atıyorlar.
    17-25'de neler oldu, ne değişti diyenleriniz olacaktır. belki içerikler doğruydu ama hamleyi yapan fetöydü. işte bu ters tepti toplumda. ama şimdi anonim bir el var. bu kadar şey yapıp, anonim kalmayı başarabilen bir güçten bahsediyoruz.
    sedat peker'i bu ülkeden kovalayan kim ise, ona sahip çıkıp açıklaması için belgeleri sunan da aynı kişilerdir.
    önce kovaladı, akp'ye düşman etti sonra da pisi pisi yaptı. harika tezgahtı. zira suç dünyasından birinin itirafları toplum üzerinde etkili olurdu. burada mesele sedat vs. değil. ayrıca eski düzen videoları, seçim sürecine girildiğinde ardı ardına gelmeye devam edecektir muhtemelen.
    görmüyor musunuz, tilkiyi yakalayıp aslanların önüne atıyorlar.
    bu filmin sonu, oscarlık olacak. öyle bir dönüşüm ve değişim olacak ki en muhalif insan bile inanamayacak.
    iyi seyirler.