12 ağustos 2016 forza beşiktaş'ta yazılan yazı

  • babam gazete arabalarıyla dağıtıma çıkardı.
    o öğleden sonra gazete arabasını süsledik, şampiyonluk kutlamasına çıkacaktık.
    beşiktaş kazandı ama şampiyon olamadı, biz arabanın üzerindeki bayrağı indirdik.
    babama "hani şampiyon olacaktık?" diye sorduğumda 6 yaşındaydım.
    hatırladığım ilk gözyaşlarımdı...

    ***

    8. cumhurbaşkanı turgut özal futbola pek takılmazdı, eşi beşiktaşlıydı, aile beşiktaş'a yakındı.
    9. cumhurbaşkanı demirel beşiktaşlıydı, bir keresinde kafasında beşiktaş şapkasıyla maça bile gelmişti. "binaanaleyh çarşı bir sivil toplum örgütüdür" demişti.
    demirel döneminin başbakanlarından bülent ecevit beşiktaşlıydı, şeref bey stadı'nda pankart dahi açılmıştı.
    10. cumhurbaşkanı ahmet necdet sezer beşiktaşlıydı, bir keresinde kongre aidatını yatırmayı unutmuş olduğu için sehven kongre üyeliğinden bile çıkarılmıştı.
    11. cumhurbaşkanı abdullah gül beşiktaşlıydı, yeni şeref bey stadı'nın ilk golünde senin benim gibi havalara zıplamıştı.

    ***

    bu beş benzemez devlet büyüğünün beşiktaşlı olmalarından kendimize hiç pay çıkarmadık, imtiyazı aklımızın ucundan geçirmedik.
    hatta her maç, her sene hakkımız yendi, elimiz kolumuz bağlandı, ekmeğimize kan doğrandı, bize kafayı yedirdiler, yastığımıza ağladığımız geceler armağan ettiler.
    bizim tattığımız üzüntülerin yakınından uzağından geçmeyenler vardı.
    4 sene üst üste şampiyonluk + uefa ve süper kupa sürecinde bu arkadaşların her maçını tribünden izleyenler mesut yılmaz ve mehmet ağar'dı.
    onlarda fatih terim, bizde rasim kara vardı. onlar 3 puan için arif'in tiyatral yeteneğine muhtaçken bizim takım takır takır top oynardı.
    seba'ya şerefli ikincilik tabirini icat ettirdikleri sezondan bile daha güçlü yapılanmışlardı, daha kilit yerlerde adamları vardı.
    beşiktaş her zamanki gibi çatır çatır doğranırken bunlara ne lazımsa onu çalarlardı.
    avrupa'da oynuyorlar diye lig maçlarını istedikleri güne koyarlardı.
    fatih terim ve rasim kara, a milli takım'dan ayrılmış, biri galatasaray'a diğeri beşiktaş'a gelmiş iki yeni soluk, iki yeni teknik adamdı.
    o günlerde hakkaniyet olsaydı, bugünün futbol imparatoru belki de halen rasim kara hocamdı.

    ***

    televole'nin magazin, skandal, sansasyon değil, yalnızca spor magazin olduğu yıllardı.
    bu televolelerde 15 günde bir galatasaray takımının abd ziyareti haberi geçilir, fethullah gülen ziyaretini konu alan vtr hakan şükür'ün kötü esprileriyle sonlanır, algı işi tamamlanırdı.
    federasyon başkanı haluk ulusoy'du, okyanus ötesine dua almaya gidiliyordu, mehmet ağar ve mesut yılmaz her galatasaray maçında şeref tribünündeki yerlerini koruyordu.
    bir istanbulspor gündüz maçında ispatlandığı üzere, son 5 dakikaya geride dahi girseler, bir değil iki penaltı çalınıyordu.
    aklımızda futbolundan çok hirsiz var söylemiyle kalan hagi penaltıları gole çeviriyor, fatih terim artist artist müfit erkasap'ı tokatlıyordu.
    bütün bunlar olurken beşiktaşlılar, 2-0'dan 2-2'ye gelmiş bir bursa maçının faturasını dahi rasim kara'ya kesiyor, sergenle şifo ikisi birden oyundan çıkar mı diye sorguluyordu.
    rasim kara kahverengi paltosunu ve filtreli sigarasını alıp gitti.
    beşiktaş'ın üst üste dördüncü şampiyonluğunu zalad'ın ellerini kullanarak çalan galatasaray 4 sene üst üste şampiyon oldu, aldı başını gitti.
    çünkü briegel'in taş gibi beşiktaş'ı da bu kadar tezgahın üstesinden gelemedi.
    kaçan şampiyonluğu halilagic'in geri pasında, fevzi'nin ıskasında aramak züğürt değil, dürüst tesellisiydi.

    ***

    o gün başbakan sıfatıyla tribünlerde olan mesut yılmaz yüce divan'a gitti.
    mehmet ağar kimdir ortaya çıktı, biz biliyorduk da kimisi hayret etti.
    o galatasaray'ı okyanus ötesinden üfleyenler bu milletin, bu toprağın canına kast etti.
    cem uzan firar etti.
    adnan polat kovularak gitti.
    hakan şükür atalay demirci'yle arkadaş olacak kadar tükenip bitti.
    o galatasaray futbolcuları kahraman ilan edildi, arif erdem yaptırdığı penaltıları talk showlarda reyting malzemesi etti.
    önce rasim kara'nın, sonra da şenol güneş'in mirasını yiyen çakma imparatorun denizi de haziran 2016'da, avrupa şampiyonasında bitti.

    ***

    galatasaray; tff başkanı haluk ulusoy, başbakan mesut yılmaz, mehmet ağar, hakan şükür, fatih terim ve hatta cem uzan destekliyken;
    ve fethullah gülen kendilerine günde 3 öğün tok karnına kulhu okurken bile vahap beyaz'ın ceza sahası dışındaki pozisyona çaldığı penaltıya ihtiyaç duyan acziyet,
    beşiktaş ise onların ancak böyle geçebileceği (!) bir kuvvettir.
    2003 - 2004 sezonunda cem papila tetikçiliğinde aziz yıldırım'ın da aynı amaca farklı güçlerle ulaştığını düşünürsek, sarı aynı sarı, değişen sadece kırmızı ve laciverttir.
    beşiktaş yönetiminin, taraftarının, her organının görevi o günlerin peşine düşmek, iadesine mecbur etmektir.
    kupalar, şampiyonluklar geri gelir de, ağlaya ağlaya oturduğumuz sofrada boğazımıza dizilen ekmek, ödenemeyecek diyettir.

    ***

    süper kupa finali seba başkanımızın ölüm yıldönümüne rastladığı için maça farklı anlamlar yükleniyor, etmeyin.
    süleyman seba tüm rekabetlerin ve alınacak tüm kupaların üzerindedir. o'na hediye edilecek şey kupa değil, şereftir, o da bizdedir.
    seba bu kupayı aldığımızda değil, bıraktığı gibi kaldığımızda rahat uyuyacaktır. o'nu rahat uyutmanın bedeli bu kupa değildir.
    o kupayı alsak da almasak da süleyman seba bizim başkanımız, biz onun beşiktaş'ıyız. gelecek kupa müzeye +1 yazmaktan fazlası değildir.
    seba'ya "şerefli ikincilik" lafını ettirenlerden alınacak o kupa ve başka hiçbir kupa seba için yapılması gerekenlerin karşılığı değildir.
    rakibiyle aynı uçakta yolculuk ettiği için fitbolcularına şampiyonluk kutlatmayan adama, bulunduğu dünyada bir keyif rakısı içirecek bir şey varsa o da bu kupa değildir.
    seba'nın ebedi uykusundaki huzurunu, beşiktaş'ı oradan izleyen nemli gözlerini bu kupaya indirgemeyin. seba bu değildir ulan, seba bu değildir!

    ***

    cumartesi gecesi beşiktaş'ım kupayı almak için saniyeler sayarken seba'nın adını duymaya layık olmayanlara layıktır bir "fetö gelsin sizi kurtarsın"
    ve madem ki bir olduk, birlik olduk onca zamandan ve badireden sonra; bizim de bir isteğimiz var gücü yetenlerden...
    askeri okullar değil, galatasaray kapatılsın.