şaka maka 14 yılda araba almanın kolaylaşması

  • araba almanın kolaylaştığı bir gerçek. bu durumun akepenin başarısı olup olmadığı ise sorgulanabilir. son 20 yılda da kolaylaştı araba almak son 50 yılda da hatta son 100 yılda da. 2002 yılından geriye bakınca da son 14 yılda kolaylaşmıştı. hatta size bir müjde vereyim: 14 yıl sonra da bugüne göre daha kolay olacak.

    başlığın özellike "son 14 yıl" şeklinde açılması ve bu şekilde akepenin 14 yıllık iktidarının belirtilmiş olmasının bu başlığın masum bir tespitten öte bir tür akepe propagandası olduğuna dair ciddi şüpheler oluşturuyor ve muhaliflerin haklı tepkisini çekiyor. ayrıca muhaliflerin başlıkla dalga geçmesine neden oluyor ki muhalifler bu dalga geçme eylemi ile kimseye haksızlık da yapmış sayılmazlar.

    son 14 yıl denilen süre türkiye'de oto sanayi tarihinin üçte birine falan takabül eder. düşün ki memlekette oto sanayi adam gibi 1970'lerde başlamış (ki neden böyle olduğunu, bu kadar geç kalındığını da biraz sonra aşağıda açıklamaya çalışacağım)

    memlekette yıllara göre motorlu araç sayısı

    1933 yılı- 7.575 araç
    ..
    1970 yılı- 403.454 araç
    1980 yılı- 1.696.681 araç
    1990 yılı- 3.750.678 araç
    2002 yılı- 8.655.170 araç
    2011 yılı-16.089.528 araç
    2016 yılı-20.887.427 araç

    http://www.turktrafik.org/…-motorlu-arac-sayisi.pdf

    adam bilinç altında hesabı şu şekilde yapıyor:

    1970-1980 yılları arasında araç sayısı 1.2 milyon arttığına göre akepe araç sayısını 14 yılda "cehape zihniyeti"ne göre on kat yani 12 milyon arttırmış demek ki akepe başarılıdır. yani akepe araba sayısını yılda yaklaşık 1 milyon falan arttırmış ve eski hükümetler de keşke (aynı aritmetik oranda) bu kadar arttırabilseydi. :(((

    bugün memlekette açık olan oto sanayiye en etkin fabrikalar ve türkiye'de sanayiye ya da montaja başlayış tarihleri:

    ford otomotiv-1959
    otosan-1959
    otokar-1963
    tofaş-1968
    man temsa-1968
    oyak renault-1969
    bmc-1976
    anadolu ısuzu-1986
    honda türkiye-1996
    toyota otomotiv-1990
    hyundai assan-1995
    mercedes benz-1995 (mesaj geldi otomarsan ismiyle 1967'den beri varmış)

    bunlar zannediyor ki türkiye'de bin yıldır otomobil piyasası vardı ama türkiye hep beceriksiz hükümetlerle idare edildiği için millet fakirdi, refah yoktu ve kimse araba alamıyordu akepe geldi ve bizi kurtardığğğ.

    yani 1974'te ve 1978'te iktidara gelen ecevit de keşke araba sayısını yılda 1 milyon arttırabilseydi ama sadece 100 bin falan artmış o dönemlerde. işte cehape zihniyet. (bu arada bunları diyen adamın babası demirele bastı oyu o dönemde ve 1960-1980 arası dönemin 11 yılında bu adamın babasının oy verdiği demirel başbakandı. 1980-2000 yılları arası dönemde yine bu adamların babalarının oy verdiği sağcı hükümetler yaklaşık 16 yıl hükümetlik yaptılar.)

    bu akepenin gelişen teknolojinin insanlarda bir takım refah ve konfor oluşturmasından prim elde etmeye çabalaması hakkaten tiksindirici bir durum. nasıl ki eskiden internet diye bir şey olmadığı için internetten hastane randevusu sisteminin var olması mümkün değildi ve a partisi de olsa b partisi de olsa internet yaygınlaştıktan sonra internetten hastane randevusu sistemini muhakkak getirecekti, araba sayısının artması, konut kalitesinin artması, yapılan yol miktarının artması da gelişen teknoloji ile alakalı ve ortada bir takım siyasi başarılar olduğunu ispatlamıyor. akepe zaten zihniyet olarak gelişen tekonolojinin ve bilimin düşmanı olduğu için akepelilerin bu tür konfor ve kalite gelişmelerini kendilerine mal etmeleri dünyanın en büyük ironilerinden. bütün okulları imam hatipe çevirme fırsatı yakaldık diyen ve ülkede ses çıkaran bir seküler kesim olmasa hakkaten bu emelini gerçekleştirecek olan zift karası bu zihniyet bilimin dünya üzerindeki en büyük düşmanlarından biridir.

    türkiye'nin 1970'li yıllardaki araç üretim kapasitesi ile 2016 yılındaki araç üretim kapasitesi bir değildir. ve eğer arap ülkeleri gibi satacak devasa petrol kaynaklarınız yoksa vatandaşınızın araç alabilmesi için o aracın en azından montajının ülkenizde yapılmasını sağlamak zorundasınız ki istihdam olsun. vatandaş da araç alacak parayı kazanabilsin. bu nedenle eğer siyasi bir iktidarın araç satış ve vatandaşın araç alabilme refahı başarılarını insan gibi karşılaştırmak istiyorsanız ülkenin bu yıllardaki araç üretim kapasitelerini de karşılaştırmak zorundasınız. mesela 1970 yılındayız diyelim fabrika daha dün açılmış adam kalkıp soruyor "yav 2016'da oluşacak araba alma kolaylığı bu 1970 yılında neden olamıyor lanet olsun!" bu adama "hey dostum ne çektiysen o malın aynından istiyorum"dan başka ne denilebilir?

    aynı durum türkiye'nin askeri alandaki teknolojik üretimlerinde de var. milli tank, milli savaş gemisi, milli helikopter vs. çoğu yabancı ortaklı projeler de insanlara bir "islamcı iktidarın başarı hikayesi" mavalı anlatılıyor bunlarla.

    aselsan 1975 yılında kurulmuş
    havelsan 1982 yılında kurulmuş
    tusaş, tai 1983 yılında kurulmuş

    bunlar milli tankı ya da milli helikopteri ya da bunların bazı kısımlarını, parçalarını, montajlarını acaba neden 1990 yılında değil de 2010 yılında yapmayı başarabildiler? burası çok yüksek zeka gerektiriyo baylar bakınız... neden acaba? 1990'daki siyasi iktidarlar berbat tayyipin iktidarı ise müthiş bilimci ve tekonolojici olduğu için mi? yoksa 1990 yılında bu kurumlar kurulalı henüz 5-10 sene olmuştu da ondan mı? 5-10 senede henüz yeterli personeli, yeterli deneyimi, yeterli tekonolojik kapasiteyi ve yeterli tesisi elde edememiş oldukları için mi?

    islamcı iktidar sırf islamcı olduğu için ve türkiyeyi olabildiğince islamcı bir ülkeye çevirebilemsi için her türlü safsataya ve hileye, her türlü yalan ve yanlış istatistiğe balıklama atlıyor bu gerici partizanlar.

    keza inşaat maliyetleri, baraj, yol, köprü ve tünel maliyetleri son 50 yılda inanılmaz oranlarda düşmüş, yapım ve üretim hızları da gelişen teknoloji ile muazzam artımıştır.

    türk mühendislerinin tarihte ilk inşaa ettikleri baraj 1930 yılında inşaatına başlanan ve 1936 yılında bitirilen ankaradaki çubuk 1 barajıdır ki onda bile şantiye şefliğini haydinberger isminde bir alman mühendis yapmıştır. bugünkü teknoloji ile artık bu ebatta barajların yapımı 2 yıl sürüyor. emek maliyeti, enerjiye ve baraj için gerekli malzemeye ulaşılabilirlik, nakliye gibi maliyetlerin tümü gelişen teknoloji ile düştü.

    batılı ülkeler 1850'den beri baraj yapabiliyorken biz 80 yıl geç elde ettik baraj yapabilme yeteneğini.

    batılı ülkeler toplu konut meselesini 1940'larda çözebilmişken biz en az 50-60 yıl geç becerebildik bunu. hala daha başarabildiğimiz de söylenemez.

    1930'da abd'de 26 milyon araç vardı ve her 1000 kişiye 211 araç düşüyordu.
    2014'de türkiye'de 18 milyon araç vardı ve her 1000 kişiye 253 araç düşüyordu.

    80 yıl sonra anca o seviyeye gelebilmişiz. neden acaba? cehape zihniyeti yüzünden mi?

    şimdi baraj, otomobil, yol gibi şeyleri araplar gibi uçsuz bucaksız yeraltı kaynaklarınız olmadığı için sürekli dışarıdan satın alamıyorsunuz ve kendiniz yapamadığınız sürece de bunların hiçbirine sahip olamayacaksınız.

    baraj ya da otomobil yapabilmek için ne gerekir sorarım size. öncelikle okuma yazmayı öğrenmek lazım değil mi. okuma yazma bilmeden baraj yapabilmek mümkün mü?

    türkiye'deki okur yazar oranı ne zaman %80 seviyelerine gelebildi?

    1990 yılında.

    baraj ya da otomobil yapabilmek için başka ne lazım?

    okul lazım, newton fiziği öğrenmek lazım, üniversite lazım, makine mühendisliği okumak lazım. sonra da sanayi için devlet ya da özel teşebbüs lazım.

    biz mesela 7 yaşına gelmiş her çocuğun ilkokula erişimini hangi yıl sağlayabildik?

    ilkokulda net okullaşma oranı ancak 2000 yılı itibari ile %90'lara ulaşabildi. bugün bile her çocuk ilköğretime erişim sağlayamıyor.

    türkiye'de ilk makine mühendisliği bölümü ne zaman açıldı?

    gerçek anlamda 1926 yılında darül fünun fen edebiyat fakültesi bünyesinde açılan makine-elektrik enstitüsünde makine-elektrik mühendisliği bölümü ile.
    ondan önce 1867'de açılan osmanlı mühendishaneleri yılda toplam 30 mezun veriyorlardı. sivil hizmetler için ilk mühendislik okulu 1883 yılında açılan hendese-i mülkiye mektebidir ve 1909 yılında açılan mühendis mekteb-i alisi de 1910-1928 yılları arasında toplamda sadece 237 mezun vermiştir. (kaynak)

    peki osmanlı gelecekteki vatandaşlarının (bizim) teknoloji alanında refah bir hayata erişemeyeceğimizi neden umursamadı?

    çünkü osmanlı bunları sorgulayacak kapasitede idarecilere sahip değildi. yanlış bir siyaset izliyordu ve halkını, milletini gelecekte zillet içine sokmaktan hiç çekinmiyordu. çünkü osmanlı teokratik bir krallıktı ve dini saiklerle yönetilirdi. gelişime ve değişime açık değildi. bir mollanın bir şeyhülislamın, dinle kafayı bozmuş bir idarecinin sözünü gelecekte bir gün aç ve açıkta kalma, yenilme ve ezilme ihtimallerine tercih ediyorlardı. yapılması gerekeni, değiştirilmesi gerekeni akılla bulma yolunu değil eski dini metinlerde arama yolunu seçmişlerdi.

    bu ülkenin islamcıları şunu kafalarına soksunlar: osmanlının evrile evrile, gelişe gelişe geldiği en ileri nokta biziz siz değilsiniz. 21. yüzyılın esas osmanlıları türkiyenin çağdaş insanlarıdır. osmanlıyı yıkan da sizsiniz, yüzyıllardır bu ülkeye ayak bağı olmaktan başka bir işe de yaramıyorsunuz.

    bu yüzden eğer siyasi bir propaganda yapılmak isteniyorsa dürüst olup son 14 yıldaki araç artışı, araç alımının kolaylaşması gibi meselelerden çok konu edilmesi gereken şeyler şunlardır: osmanlıyı yıkan ve yok eden, osmanlıdan geriye kalan milleti ezilen ve diğer medeniyetlerden daha geri, daha konforsuz, daha az refah hayatlar yaşamaya mahkum eden dini içerikli medrese eğitimi, arap kültürü empozesi, gerici zihniyet azaldı mı? kaç tane imam hatip millete zillet saçtığı için kapatıldı mesela son 14 yılda? çağdaşlaşma ve modernleşme için neler yapıldı? yapılan şey şu:
    türkan saylan'ın vakıf aracılığı ile hakkari'ye kurdurduğu çağdaş yaşam kız ilköğretim okulunu 2014 yılında imam hatip'e çevirmek: http://www.cumhuriyet.com.tr/…_saylan_a_uzandi.html ve açılan diğer bir milyon imam hatip okulu daha.

    yani eğer osmanlının dini saiklerle yönetilen bir devlet olması bugün türkiye'de yaşayan benim geri kalmışlığa mahkum olmama neden olmuşsa hala daha dini saiklerle devlet yönetmeye kalkışmak gelecekte benim çocuklarımın ve torunlarımın da aynı şekilde geri kalmışlığa mahkum olmasına neden olmayacak mı?

    bu kadar çok somut data varken bile bunlar bir devletin dini saiklerle yönetilmesi, dinin toplumda gerici ve gelişmeye, refaha kapalı bir zihniyete sebep olması gibi meseleleri hala daha ciddiye almıyorlar. bunun sebebi de bunların babalarının ve dedelerinin aynı dini saiklerle yıllar boyu uyutulmuş olması.

    dünyada ne kadar geri kalmış devlet varsa tümü kolektif zihniyet anlamında akıl-dogma cetvelinde dogma tarafına yakınsayan devletlerdir. tümü dini ve kültürel aidiyetlerini akılın ve bilimin önüne koyduğu için geri kalmıştır. tümü bir devleti ileri yapan, adil yapan, liyakat sistemini işler yapan, yeteneğe saygı kültürünü oluşturan, görev paylaşımını hakkaniyetli yapan modern bir hukuk sistemine sahip olamadıkları için geridir. türkiye de bunlardan biridir. diğer geri kalmış ülkelerin dogmaları farklı farklı olabilir ancak türkiye'de hukuk sisteminin gerektiği gibi kurulamamasının ve çalışamamasının en büyük gerekçesi dini bağnazlık ve dinin akla, bilgiye ve bilime hala daha hükmediyor olmasıdır.

  • araba almak değil,borçlanmak kolaylaştı.
    milletin cebinde dahi olmayan parasını,gelecekteki muhtemel birikimlerini ipotek ettirmesi kolaylaştı.
    yoksa parası olana araba almak zaten zor değildi.
    sanki 14 yıl önce arabayı karneyle veriyorlardı.
    doğru olmayan tespittir.