ütopya

  • 7 haziran ile başlayan süreçte sanki türkiye 'nin biraz değiştiğini görmemizi sağlayan olaylardan biridir tuncay 'ın kazanması.

    hayırlı olsun ne diyelim.

  • bu yarışmanın içinde biri var, herif türkiye. yani alsan bu herifi eritsen böyle mesela hamur haline getirsen şöyle top halinde yukarıdan aşşağıya atsan diyelim, adam edirne'den kars'a sinop'ta hatay'a türkiye haritası olarak düşer yere. o kadar türkiye bu adam.

    öyle semih-akp ya da tuncay-chp sığlığında bir karşılaştırma değil derdim.

    bak hacı, yaşım 32. 10'dan fazla ülke gördüm. 5 yıl yurt dışında yaşadım, amerika'da mba yaptım. evli barklı adamım. peder polis, türkiye'nin bir çok yerinde bulundum. yani aklına gelen gelmeyen binlerce tip insanla muhattap oldum ama bir ülkeyi bünyesinde bu kadar net barındıran bir insan evladını ilk defa görüyorum.

    adı altar gültekin bu adamın.

    nereden geldiği belirsiz, inanılmaz rahatsız edici boş bir özgüven.. bizim bütün dertlerimizin tek cümle özeti.

    içi bomboş kos koca bir neslin temsilcisidir altar.

    ailesinin yıllardır ona aşıladığı gibi 'farklı' olduğuna dair aşırı ve kesinç bir inanç. kızsa prenses, erkekse aslan parçası. dersler kötüyse zekidir ama çalışmıyordur. o da olmazsa başka bir süslü psikolojik tespit ile açıklanır zaafları altar'ın. çünkü altar'ın mesela kafasının basmama ihtimali yoktur matematiğe, sorun olsa olsa matematiğin kendisi yada hocada olmalıdır. derhal okul değiştirilmeli ve gereken yapılmalıdır. altar ailenin göz bebeğidir, nasıl mümkün olabilir altar'ın alık olması.

    herkesin prenses ya da aslan parçası olduğu gruplara girdiği için de bocalar altar. sonra yalnız kalınca diğer arkadaşları gibi, kendini bilgisayara verir. annesine göre yalnızığı seviyordur. ''ulan ne yanlızlığı amk, çık bir mahalle maçı yap, ciklet falan çal, zillere basıp kaç, kime çekti bu tipini siktiğimin altar'ı'' diyordur belki babası içten içe kimbilir ama nafile sesini duyuramaz.

    dünya kupası elemleri mesela kuralar çekilir. güçlü bir takım (ispanya, hollanda, ingiltere falan) daha az güçlü ama yine de iyi bir takım (hırvatistan, belçika, rusya) ve biz türkiye. sonradan boktan iki takım daha (malta san marino, faroe adaları)

    birinci çıkacağımıza inanır altar. 'oo hırvatistan mı, rahat çakarız hacı hırvatistan kim amk 2008'de perişan ettik onları' diyen adamdır altar. biz hiç birinci çıkamayız ama inatla hep birinci çıkacağımıza inanır altar sebepsiz yere.

    futbolcuysa eğer oyundan alınınca kızar altar. çünkü çok iyi oynarken nerden çıkmıştır şimdi oyundan çıkarılmak falan. 'ulan boş kaleye 3 tane golü atamadın, beynini sikeyim senin' diyemese de hocası, çak falan der yalandan elini uzatır. çakmaz altar. kendisinin nasıl oyundan çıkarıldığına anlam veremez. zaten menajeri de olan babası çoktan küfretmeye başlamıştır hocaya..

    altar evlenir. çok bocalar. bir 'prenses' ile evlendiğinden o prenses kendisini, altar da kendisini sevmekle meşgul olduklarından birbirlerini sevemezler bir türlü. ama altar'a göre yine o haklıdır. ne yani bu kadar anne, baba, teyze, amca onun bir dediğini iki etmemişte bu bade denen kız da kim oluyor, boşanır gider. nedir yani.. zaten onun özgür ruhuna göre değildir evlilik fikri..

    suçu kendinde aramaz altar, en büyük hatası da budur..

    hayatını yaşayıp hatıralar yaratacağına her gün, hayaller peşinde koşar altar.. bir gün bir bakar, elinde ne başarılmış bir hayal ne de bir hatıra var.