üniversitelilerin ısrarla okula gitmek istemesi

  • büyük bir çoğunluğu ya aile evinde sıkıldığı için ya da ortam ve eğlence için istiyor. 2 yıllık okuyan ya da benim gibi saçma sapan bölüm okuyan adamlar eğitim göremiyorum falan demesin hiç, komik oluyorsunuz. tek istediğiniz ortam ve rahatlık, kandırmayın kendinizi.

  • size bi hikaye anlatayım. itiraf da olabilir:

    bilen bilir, yurtlarda sevgilisinden ayrılan kızlar krize girer kendini yerlere atar, ayılır bayılır. bildiğin şovdur bu. kendi gibi olanlardan destek aldıkça bu şov daha bi abartılır. eee biz de insan ruhu incelemeyi öğrenmeye gitmişiz. bu fırsatı kaçırmaz gidip şovu izlerdim. not falan alırdım. yurtta kalmak istememin sebeplerinden biriydi. ne kadar çok insan o kadar değişik vaka.*

    bunlar ayılıp bayılınca taşradan su ürünleri fak fik fok ya da zilli dilli "edeb"iyati okumaya gelen yol arkadaşları hemen ambulans çağırırdı. aynı şeyi baba evinde yapsa ağzında insan dışkısı koleksiyonu yapılacağını bildikleri halde değişik bir cesaretleri ve özgüvenleri olurdu.

    neyse dostlarım, insan yurtlarda sabretmeyi öğreniyor ama final zamanı, hele de yüksek lisansı hedefleyenler için bu kızların ayılıp bayılmaları sinir bozucu olabiliyor.

    işte bu finaller zamanı sevgilisinden ayrılan bir kız var. bir kaç gün arayla şovunu yapıyor. her akşam intihar edeceğine dair halka sesleniş. neredeyse "saat 20.00' da bileklerimi keseceğim eyy halkım!" falan diye herkese saat konum falan verecek. yeter ki sevgilisinin kulağına gitsin, balkon konuşması yapmaya razı.

    yine bir akşam " ben onsuz yaşayamam. artık yaşamak istemiyorum. " falan diye koridorda hönkürmeye* başladı. şov için ısınma hareketleri yapıyor.

    baktım geleceğimi yakacak bu kız. yuksek lisans, doktora vs bitirip çocuklarımın anası, henüz var olmayan sevgili kocişkomun biricik karısı olabilme ihtimalimi düşürüyor. finallere az kaldı. bari 4 yılı bitirebilseydim vs. derken müthiş bir fikir geldi aklıma. bence müthişti yani.

    aramızın iyi olduğu yurt görevlisi de o gün nöbetçi. fırsatı kaçırmadım. gittim dedim ki "bu kız intihara meyilli. ailesinin bilmesi gerekiyor. belki memleketinde psikologa götürürler. yurtta intihar vakası yaşanırsa hepimizin psikolojisi alt üst olur. o günkü görevli de sıkıntı yaşar. sonuçta her gün ambulans geliyor. nasıl olur da kızın durumunu fark etmezsiniz derler"

    görevli ablanın gözler açıldı. işin ucunda kendisi vardı. "ben bi müdüre hanımı arayayım." dedi.

    ertesi gün şov vakti yine rimeli akmış ruju suratına bulaşmış bir vaziyette saçlarını yolup çığlık atıyor. histerik histerik ağlıyor. aşağıya indirdiler ambulansı aramışlar onu bekliyor tayfası.

    gorevli abla müdireyi aramış ve müdire de
    "siktir et zilliyi defolsun gitsin." demiş olmalı ki* o baygın kızımız babasını karşısında görünce birden bilinci yerine geldi. "aaağ buba sen niye geldin?" diye bi kalkışı vardı. adam adeta isa mesih. ölüyü diriltti sanki.

    ama babanın kulaklarından dumanlar çıkıyordu.
    "sıçtırtma lan babana soytarı! bu ne kılık lan mımına koduğumun kızı." diyince kızın havarileri ortadan kayboldu. yurt görevlisi araya girdi sakinlestirdi. sonra adam kızını alıp memlekete götürdü.

    o günden sonra bayılma vakaları bıçak gibi kesildi. bir iki deneme oldu tabii. onları da "ya ailesini arayalım. yazık" diyerek kendilerine getirdik.*

    bu da böyle bir anımdır. başlığı görünce aklıma gelmesi ise tammamen tesadüf.*

  • muhtemelen aile evinde psikolojik baskı görmelerindendir. biri daha önce bi başlığa yazmıştı. üniversite hayatı kim ne derse desin balayı gibidir diye. hah aynen öyle bu sebepten ötürü gitmek istiyorlar.