üniversite mezunu olup ev hanımlığı yapan kadınlar

  • 10 yıl çalışma sonucunda bende aynı şekilde çalışmamayı tercih ettim. birazda mecbur kaldım diyeblirm. çünkü bilmediğim bir şehirde prematüre bir bebekle tek başınaydım. biraz okul-kreş çağına gelince bazı sektörlerde kısa kısa çalıştım ama bir türlü düzenli hakkımı veren bir firma bulamadım. evden yapabileceğim tüm işleri yaptım minnig dahil. bir şekilde para kazandım. hatta tencerelerle yemekler bile sattım. canım istedi ikinci çocuğu yaptım. varken yedik yokken evde oturduk. bende isterdim güzel bir şirkette yada devlette olayım ama kısmetim yoktu(.kpss 83-80-77 puanla atanmadım) evdeyim diye boş durmuyorum tabi ki ikinci el al-sat yaparak, borsa-coin vs yolumu buluyorum ihtiyaçlarım için eşimden pek para istemiyorum. gelecek için bireysel emeklilik ve temettü emekliliği için dişimden tırnağımdan arttırıp yatırıyorum. not: deu iktisat mezunu. kadınları aşağılamaya gelenlere boydan....

  • bireylerin eşitliğini savunup da çalışmayan insanın üniversite okumuş olmasını bile aşağılıyorsanız, bu ikiyüzlülüktür.

    çalışmak pekçok kişi için sadece bir tercihtir arkadaşım, hele ki kendine ait malı, mülkü, bir gelir kaynağı* varsa. durumu müsait insan ister okur, ister çalışır, isterse gider bodrum'da organik tarım yapıp, denize karşı çayını içerek hayatını geçirir.

    karışamazsınız.

  • 3-4 yaşından küçük çocuğu varsa ve sadece eşinin geliriyle istediği hayat standardına yakın bir yaşam sürdürebiliyorsa, mantıklı bir karar vermiş kadındır.

    insan iki sebepten çalışır. ya mesleğine aşıktır, işini tutkuyla yapıyor ve mutlu oluyordur ya da para kazanmak için çalışıyordur. bazı şanslı insanlar her iki sebebe de sahip olabiliyor ancak maalesef insanların büyük bir çoğunluğu sadece ikinci sebepten çalışıyor. bu büyük çoğunluk içinden evli bir kadını ele alalım. eşinin geliriyle kira, faturalar, mutfak ve çocuğun masrafları ödeniyor, üzerine de çiftin ruh sağlığı için gerekli giderlere (kültür-sanat organizasyonları, hobi, gezi vb.) para kalıyorsa kadın* çalışmayabilir.

    kadının çalışarak edineceği ek maddi getiri ailenin ekonomik durumunda hayati bir önem taşımıyorsa, çocuğun hayattaki ilk yıllarında annesi tarafından bakılması ve temel eğitiminin verilmesi gerekir *.

    ancak bir süre sonra çocuğun masrafları artmaya başlar, bunun yanında aile (ev, araba, eğitim ve sağlık ihtiyacı için) geleceğe dönük maddi birikim yapmak isteyebilir. bu durumda ev hanımlığına devam etmek mantıklı bir karar olmaktan çıkabilir. maalesef para yine işin içine girip insanların hayatlarına yön veriyor.

  • burada önemli parametreler var. 1. bitirdiği bölüm iş olanağı düşük bir bölümdür. 2. iyi bir bölümdür(mühendisliktir örneğin) ama üniversitesi iyi değildir; düşük maaşla patron şirketinde çalışacaktır. 3. çocuğuna bakacak güvenilir kimsesi yoktur. (her anneanne/babaanne melek değil ve bakmaya da ölmüyor) 4. bulduğu iş ile elde edebileceği geliri, evden çalışarak sağlayabiliyordur. (sadece freelance çalışmak demek değil. örneğin; bakıcıya, iş yerine ulaşıma, öğlen yemeğe, işe gittiği için her gün eskiteceği kıyafete vs vereceği paraları düşünce kalan maaşını yazın domatesini, tarhanasını yapıp dondurucuya atarak çıkarabiliyor olabilir)
    en önemlisini sona sakladım: 5. canı öyle istiyordur ve karı koca buna karar vermişlerdir. bize ne? herkesin hayatına kimse karışamaz:)
    ha denilebilir ki, işte üniversitede yer işgal etmeseydi çalışmak isteyen okusaydı. 1. ev hanımı olma kararını ana karnında almamış olabilir. 2. dünyanın bin türlü hali var; boşanma var ölüm var. kolunda bir altın bileziği var.

  • istifam kabul edildiği taktirde hem dil sınavlarına hazırlanmak hem de uzmanlık sınavında* istediğim yere yerleşebilmek amacıyla bir süre yapacağım eylem. dört gözle ev hanımı olup sabahtan sporumu yapıp derslerimi çalışıp yemek hazırlayıp şöyle bir temizlik yapıp akşamına keyif kahvesi çakacağım günleri bekliyorum.

    gün boyu "kadın programı" adı altında lanse edilen tivi şovlarını ya da imrenerek diyaloglarından ve yüzeyel samimiyetinden uzak durulması gereken dizilerin bilmemkaçıncı tekrarını izleyenleri sözüm dışı bırakıyorum. hakkıyla ev hanımlığı yapan nice insana rastladım. nice üniversite öğrencisinden çok kitap okuyan, mutfaktan arta kalan parasıyla tiyatro bileti almaya çalışan, belgesel seyredip notlar alan ve bu notları eşiyle dostuyla paylaşan, eşinin ölümüyle(!) nihayet özgürlüğünü eline alıp türkiyenin 4 yanını gezen, parası yettiği kadarınca dünya turlarına çıkan...

    hiç bir meslek dalı, şartları itibarıyle aşağılanmaya ya da tam tersi şahlanmaya koşullanmamalıdır.

    yaptığı iş ne olursa olsun, güzelleştiren insanlar var. onlara selam olsun.

  • master'ım da var hatta.
    1. zengin kocam yok, hatta işi bırakmak zorunda kalmam da bu yüzden
    2. çocuklarımı bırakabileceğim sağlıklı bir annem, herhangi bir akrabam ya da kızkardeşim de yok
    3. iyi bir bakıcı tutacak paramız yoktu, paramızın yeteceği bakıcılara da biz güvenemedik. aslında hiçbirine paramız yetmeyecekti, evet evet... (kaygı meselesi; amaç bakıcıları ya da bakıcılığı kötülemek değil. duyar kasmayın hemen)
    4. ağlaya ağlaya bıraktım işimi. kanunen zorunluluğu olduğu halde kreşi bulunmayan şirketim beni tazminatsız atmaya çalıştı hatta; çocuğu bırakacak kreş bulamıyordum yaşı küçük olduğu için.
    5. zengin koca bulup evde oturan kadın o okulu zaten kariyer için okumamıştır. ya da hayat amacı çok başkadır tek derdi evlenmektir falan; bu da kimseyi bağlamaz aslında. uyuz olsam da beni de bağlamaz.
    6. en azından çocuklarımın ilk bebeklik dönemi açısından içim rahat; her aşamasını görerek bilerek büyütme şansın oluyor. çalışan ama aynı zamanda çocuk isteyen kadının hayatı her şekilde ısdırap. ya işinden vazgeçecek ya çocuğuna karşı vicdan azabı duyacak ömür boyu. sağlıklı annesi, süper yardımcı kayınvalidesi olanlar bu şanslarının kıymetini bilsin; elini eteğini öpsün o insanların. ben her ikisinden de bahtsızım ve kıymetini çok iyi biliyorum öyle bir desteğin. hastalıktan ölürken bile elinde pusetle acile gitmek zorunda kalırsan anlarsın sen de...
    7. kafayı yemek üzereyim bir an önce işime dönmek istiyorum ama en az 1 yıl daha dönmem mümkün değil
    8. habire her şeyi yargılama cüretini kendinde gören ekşi bebelerine son sözüm ise: bsg!

  • pek çok sebebi olabilir. bazıları şunlardır:
    (bkz: tercih)
    (bkz: işsizlik) *

  • kadının tek düşmanı kadındır lafını doğrulamış başlıktır. hakaret edenlerin çoğu kadın. vallahi rezillik.

  • üniversite mezunu olsun olmasın , çalışsın çalışmasın bütün kadınlar ev hanımlığı yapar zaten. belki istisnalar vardır ama adı üzerinde istisna.

    ev hanımı: çamaşır, bulaşık, ütü, temizlik, yemek, alışveriş, çocuklar ve eşten sorumlu olan aile bireyi, üstelik kadın. yani fiziken daha zayıf, kırılgan, çabuk yorulacak olarak görülen kişi.

    üniversite mezunu olup çalışan her kadın bu işleri zaten yapmıyor mu? lavobaların kirlendiğini, çamaşır sepetinin dolduğunu, şöyle kıyı köşe temizlik gerektiğini, akşam evde ne yeneceğini, buzdolabında neyin bittiğini, çocukların banyosunu, aile ziyaretlerini, misafirlere ne ikram edileceğini, mikrodalganın içinin kirlendiğini, tost makinasının kırıntı dolduğunu, parkelerin üzerindeki kılların çöllerde savrulan çalı çırpıya döndüğünü, balkonların toz içinde olduğunu, deterjanın bittiğini, tüllerin kirlendiğini, halıların yıkamaya verilmesi gerektiğini, otomatik ödemede değilse faturaların takibini, yere damlayan sıvıların temizliğini, çerez kırıntılarının koltuk aralarına dolduğunu, duşakabinin sabundan katmerlendiğini üniversite mezunu ve çalışan karı kocadan hangisi fark edip ilginiyor acaba. üstelik kadından dişilik bekliyor erkekler. eve gelince gri eşofmanı giyip, topuz yapıp kezban gibi dolanmayacak. seksi olacak, cilveler yapacak, "yemek hazır bey" diyecek, gece de başı ağrımayacak.

    kadınların üzerine mi zimmetli bu işler anlamıyorum ki.. çok merak ediyorum mesela yemek masasını öylece bırakıp tv karşına geçmek nasıl bir (rahatlık) duygu? yani o masa hayatımda hiç yokmuş gibi, az önce orada ben yemek yememişim gibi... falan. kadın olmak gerçekten zor, ev hanımlığı daha zor, çalışan bir ev hanımı olmak hele ohooo...

    tabi şanslı kadınlar da var ya da bu işleri yapmak zorunda olmayan kadınlar ama görüyorsunuz örneklemeyi onlardan yapmadım.