ömer üründül ekranlara geri dönsün kampanyası

  • bugün avrupa futbol şampiyonası'nın 5. günü.

    sizi bilmem ama bendeniz geçen bu süre zarfında izlediğim maçlardan pek keyif alamadım. umut sarıkaya tipi bir mutsuzlukla baktım ekrana. ne bileyim bir türlü odaklanamadım işte. hep bir şeyler eksik gibiydi. kulağım hep bir sesi, soluğu aradı. şiki şiki babasız kupon yapamayan kemal sunal gibiydim.

    sanırım bizler, yani ekşi sözlük ahalisi bu sefer çok büyük bir çam devirdik. dünyanın en tatlı, en babacan insanlarından birini ekrandan uzaklaştırdık, küstürdük. çalıştığı kurumlardan tek kuruş para almayan. (hem de böyle bir devirde) yancılık, yalakalık yapmayan. yol, yemek, konaklama giderlerini dahi kendi cebinden karşılıyan bir futbol aşığına çok büyük bir ayıp ettik.

    sanırım yaşlanıyoruz ve olgunlaşıyoruz. ben şu beş günde bunu anladım. dün gece oynanan italya maçını hiç unutmayacağım. zira yalçın çetin bir dünya kupası finalini sunuyormuş gibi tutkuyla anlatırken, ömer üründül'ün araya girip; "kollektif bütünlük ve bloklar arası uyum önemli" demesini bekledim hep.

    ama demedi.

    dedirtmedik çünkü. biz yaptık bunu. oturduğumuz yerden atıp tutarak güzel bir adamın kalbini kırdık. o da ekranlardan uzaklaştı. keşke trt kovmuş olsaydı ama öyle olmadı. duygusal bir insan olduğu için bizim tutum ve davranışlarımızdan etkilendi. hayatının belki son düzlüğüne girmiş bir insanı incittik. böyle düşününce daha çok yıkılıyorum biliyor musunuz?

    sizler ersin düzen'li hırvatistan maçından keyif almış olabilirsiniz. ama ben almadım. maçta ne olacak diye merak dahi etmedim. sesini duyduğum gibi suratıma bir şaplak vurdum ve kapattım tv'yi. çünkü ben iflah olmaz bir romantiğim! ve bazı şeylerin değişmesini istemiyorum! onlar hep çocukluğumda, yakın gençlik çağlarımda olduğu gibi kalsın istiyorum.

    bugün turnuva'nın 5. günü. yani daha yol yakın. gelecek 25 gün içinde oynanmayı bekleyen onlarca maç var. sonra başka maçlar, başka turnuvalar. yıllar geçiyor, ömürler bitiyor. bu duygu ve düşünceleri paylaşıyorsak eğer yapmamız gereken bir şey var.

    bu trt 1'in facebook sayfası.
    bu da twitter.

    elbet trt'ye ben de bayılmıyorum ama yapmak zorundayız.