öğretmenler günü

  • geçen senenin sömestr tatilinde aile ve sosyal politikalar bakanlığından biri annemi arayıp, bir ricada bulunuyor. aile içi şiddet ve taciz mağduru kız çocuklarını koruma altına aldıkları eve gelip çocuklara bir saatlik konuşma yapmasını istiyor.
    iki kız çocuğu sahibi bir anne, 40 yıldır sadık bir eş ve 43 yıldır öğretmen olan annemin dünyada en iyi yaptığı şey öğretmenliktir.
    işini bu kadar severek yapan, hala yeni şeyler öğrenmeye hevesli, söz konusu öğrencileri olduğunda akan suları durduran biri her zaman çıkmaz karşınıza. haliyle biz iki kardeş de babam da bunu bilir ve kabulleniriz.

    köylerde, kenar mahallelerde, şehir merkezinde ve en gözde özel okulda da öğretmenlik yaptı, hala da yapıyor. çoban çocuklarını da okuttu valilinin çocuğunu da. anneme göre çocuk çocuktur, kimliği yoktur. özellikle ilkokul çocuklarının yüzlerinden, bakışlarından, duruşundan içinde bulunduğu aileyi, evdeki mutluluğu/huzursuzluğu çok kolay okursunuz der. bu sayede yıllar içinde farklı şekillerde istismar edilmiş çocukları tespit edip, gerekenleri yaptı.
    buna rağmen o konuşma için hazırlanırken çok heyecanlanmış annem, öncesinde bize hiç bahsetmedi.

    konuşma günü gelmiş ve bir saat için girdiği o evden dört saat sonra çıkmış. gizlilik sebebiyle kızların başlarından geçenleri çok detaylı bilmese de çocukların hallerinden anlaşılıyormuş. annemi çok sevmişler ve saatlerce sorular sormuşlar, annem gibi olmak için neler yapabilecekleriyle ilgili danışmışlar ve bize yani öz çocuklarına selam söylemişler. muhtemelen bizim yaşadığımız çocukluğa hasretlik duyduklarındandır bu. selam değil de yaşanmamış bir geçmişe özlem.

    oradan çok mutlu ayrılmış ve hemen beni aramıştı annem. ama sesinden harap olduğunu anlayabiliyordum. bu da benim yıllara dayanan evlatlık mesaiyimin bir getirisi. çok yorulurdu, okulda öğrencileri için harcadığını bildiğim sabrı bana gelince çoktan tükenmiş olurdu. çocukluğum ve ergenliğim boyunca çok içerlerdim buna ama artık annemi anladığım yaşlardayım. o zamanlar ona hiçbirimiz nasılsın diye sormaz hatta eve gelir gelmez kendi taleplerimizi yüklerdir. şimdi soruyorum, üzüldüğünde teselli ediyorum, mutluluğunu paylaşıyorum, onunla gurur duyduğumu her fırsatta belirtiyorum.

    haliyle o konuşmada da sordum. bu kadar ağır şeyler yaşamış çocuklarla görüştükten sonra ne hissetmişti. bu temas annemde nasıl bir iz bırakmıştı. “anlayamıyorum” demişti annem. “tamam aileler cahil olabilir, kötü olabilir, anne-baba olmaya uygun olmayabilir ama ya öğretmenleri? nasıl farketmezler, nasıl müdahale etmezler, çocukları nasıl izlemezler, korumazlar, kurtarmazlar? mutlaka işaret vermişlerdir, sözle olmasa da yardım istemişlerdir, bir öğretmen buna nasıl kayıtsız kalabilir?” çünkü anneme göre o çocuklar sadece ailelerin çocukları değil, toplumun çocuklarıdır ve öğretmenin tek görevi eğitim vermek değil ona emanet edilen çocuğu gerekirse ailesinden bile korumaktır. *

    başta annem olmak üzere görevini şevkle yapan, iyi bir gelecek nesil yaratmak için çabalayan, şevkini yıllar içinde arttırarak kendini geliştiren, mesleğini seven ve öğrencilerini ayırmadan onları koruyan tüm cumhuriyet öğretmenlerinin öğretmenler günü kutlu olsun.

  • ''ben sizin anneniz babanız değilim
    dersimi anlatır giderim''
    demeyen
    yani;
    "bari bir öğretmen"
    olmayan
    tüm güzide, emektar öğretmenlerimizin
    önünde saygıyla eğiliyorum.

  • öğretmen maaşlarını, tatillerini, gereksizliklerini falan konuşmayı en azından 1 gün erteleyip bu günü anlamlı kılacak şekilde hakkari'de yeni göreve başlayan genç bir öğretmen arkadaşımızın okuluna kitap, kırtasiye yardımı isteğine kulak versek? öğretmenimize kendisi için en güzel hediyeyi versek? ortamlarda yine "pff öğretmenler çok boş yaee" deriz kim bilecek lan. güveniyorum bize.

    adres: pehlivan mah. devlet hastanesi karşısı olimpiyat pansiyon hakkari-merkez

    istekte bulunan öğretmen lise biyoloji öğretmeni. en önemli ihtiyaç kırtasiye malzemeleri, devletin verdiği ders kitapları harici kaynak kitaplar ve bunun dışında romanlar, klasikler v.s. gibi kitaplar. hiçbir şekilde nakit yardımı istenmediğini tekrar belirtmek istedim.

    ayrıca başta annem olmak üzere benim gibi bir sığırla uğraşmak zorunda kalan tüm öğretmenlerimin günü kutlu olsun. evet ilkokulda solak olmama rağmen sağ elimle yazmaya zorlayan psikopat öğretmenimin bile.