öğretmen kalitesinin artması için çözüm önerileri

  • çok şey var ancak bir anımı paylaşmak isterim. lisede iken ingilizce öğretmenimiz müfredatı çöpe attı ve kafasındaki eğitim ve öğretim şablonu bize uygulamak istedi. o da şuydu : temel gramer bilgisinden sonra her hafta bir konu belirlenir. (örn: futbol) onunla ilgili key words'ler belirlenir onları ezberlemeye çalışırdık. sonra bir hafta boyunca sınıfta türkçe konuşmak kesinlikle yasak. tamamen tarzanca bir ingilizce ile maç muhabbeti.. her hafta başka bir konu. aradan 2-3 ay geçti. biz şaka maka ingilizce konuşmaya başladık. derdimizi gayet güzel anlatıyoruz. sonra okul yönetimi araya girdi. müfredatı uygulanmadığı için ingilizce öğretmenimize uyarı verdiler. konu il mem'e gitse soruşturma açılabilir diye de tehdit ettiler. sonra açtık müfredat kitabını

    " may feyvırıt popstar is tarkan"

  • kesinlikle performans sistemi ya da sınava tabi tutmak değildir. performans sistemi değildir, çünkü öğrencilerin tabiriyle kafa hocalar, öğrenciyi eğlendiren hocalar sevilir, tutulur. öğrenci ders anlatmayan hocayı daha çok severler. son dakikaya kadar öğrenciye bir şey katmaya çalışan öğretmeni sevmezler.

    belirli aralıklarla sınava tabi tutup, başarılı olanları maaşla ödüllendirmek değildir. çünkü o sınava derste hazırlanıp, gerçekten o maaş ödülünü kazanacak ama ders anlatmayacak öğretmenler tanıyorum.

    öğretmenlik biraz kişinin vicdanına kalmış bir olay. eğer iyi niyetle, canla başla çalışırsa öğretmenin yapamayacağı şey yok, eğer öğretmen kalitesini artıracak çözüm önerisi aranıyorsa en başından bu işe aşık olanların tercih edeceği bir meslek haline getirilmeli. ek ders hesabı yapacak, boş günüm şu gün olsun, bana kurs açın. diye zırlayacak adamları bu meslekten uzak tutacaksınız? bu nasıl olur? bence öğretmen olmayı zorlaştırabildiğin kadar zorlaştıracaksın. adam 6 yıl okuyacak öğretmenlik için, daha en başından bütün klasikleri okumuş olacak, ağır eğitimlere tabi tutacaksın. öyle bir hale gelecek ki ilerde ek ders hesabı yapacak öğretmen olmayı düşünen vasıfsız, "abi ben tembel bir adamım, bu kadar uğraşıp öğretmen olamam" diyecek. benim çözüm önerim bu. şu zamana kadar atanan kalitesiz öğretmenlere de ne yaparsan yap, kaliteli olması imkansız.

    edit: imla.

  • şurda öğretmenlerle, eğitim sistemiyle ilgili 100lerce başlık açılıp 1000lerce entry girilmiştir.

    herkes "şu yapılmalı, bu yapılmamalı, ben bakan olsam şunu yapardım, öğretmen bunu yapsın, öğretmen onu öyle yapmasın, öğretmen dersi şöyle anlatırsa daha iyi olur" gibisinden konuşup duruyor habire.

    bir kişi de çıkıp demiyor ki "olm biz kimiz biz ne anlarız eğitimden, eğitimdeki sorunların çözümü için yapılması gerekenleri öğretmenlere sorsak ya?"

    sözde burası ülkenin en aklı başında insanlarının bulunduğu bir topluluk *

    kimse kızmasın darılmasın gençler, hiçbir öğretmenin;
    - doktorlar başlığına gidip bence ameliyatı şöyle yapsınlar sağlık sistemi düzelir dediğini,
    - mühendisler başlığına gidip bence projeyi şöyle çizmeliler o zaman ülkede ar-ge gelişir dediğini,
    - avukatlar başlığına gidip şöyle savunma yapsınlarki adalet sistemimiz rayına otursun dediğini vs. göremezsiniz. diyen varsa en az sizin kadar boştur. giderayak bizim için açtığınız başlıklardan birkaçını size uyarlayayım belki yaptığınızın ne kadar saçma olduğunu anlarsınız.

    (bkz: türkiye'deki doktorların kalitesizliği)
    adam hipokrat yemini etmiş, diş çekemem diyor. neymiş o nöroloji uzmanıymış. dişte sinir yok mu? az geliştirin kendinizi ya

    (bkz: bankacıların akşama kadar oturması)
    biri bana anlatabilir mi bu adamlar akşama kadar napıyor? ne zaman bankaya gitsem bilgisayar başında boş boş oturuyorlar. bunca bankacı var faizler almış başını gidiyor, dolar olmuş bilmemkaç. hiç utanmıyosunuz di mi? bence bizim daha dinamik elemanlara ihtiyacımız var, bankacıları her yıl 400 metre engelli koşu testine tabi tutalım. ayrıca o koltuklara da 10 dakikadan fazla oturana elektrik verecek bi modül takılmalı. evet

    (bkz: mühendis kalitesinin artması için çözüm önerileri)
    olm binlerce elektrik elektronik, bilgisayar mühendisimiz var hala bi işlemci üretemedik ya. olm hadi biz boş beleş insanlarız, üniversite yılları hep karı-kız ortamıyla geçti; abi sizin fakültede bir erkeğe beş erkek düşüyo insan az bi derslere asılır bişeyler öğrenir bu ne rezilliktir ya. bence derhal mühendislik fakülteleri lağvedilmeli. hemen

    edit: ufkunuz açılsın (bkz: #73253120)

  • öğretmenlere makale yazdıran mı dersin, yeni öğretim tekniklerini uygulatan mı ararsın, üniversiteye yüksek puanla sokanı mı görürsün, ne ararsan var. teori teori teori. tek bildiğiniz sınavlarla, salt bilgiyle öğretmen kalitesini artırmak.

    yazmıyorum arkadaşım. makale yazmak benim işim değil, olmasın da. eğer bunu isteseydim akademisyen olma yolunda ilerlerdim. akademik bilgi üretmek istemiyorum. ben bilgiyi sunmak ve bunu en iyi şekilde yapmak istiyorum. öğretim yöntem ve tekniği diyorsunuz ya hani, ne hayallerle geldim başladım işe. o video senin bu speaking benim, şunu listening yaptırırız şu kitabı okuturuz dedim. bunları sene içine yayıp anca yapabiliyorum ve mutlu oluyorum. çünkü öğretimi communicative yapsan da bunu ölçen merci teste tabi tutuyor öğrenciyi. kimse benim öğrencimin speakingini sorgulamıyor emin ol. iyi bir liseye gitsin de ileride kapağı sağlam bi üniversiteye atsın diye ben de o çocuğu konuşturmaktan geçiyorum. testi yapabilsin yeter diyorum. öncelikler farklı. hani yüksek puanla girsinler üniversiteye demişsiniz ya, git sayısalcıya sorsana bunu bi. adam sınavda yüksek puan alırsa ya mühendis olur ya doktor. neden mi? para o bölümlerde var da ondan. öğretmen maaşı az değil ya diyorsunuz ya, doktor, avukat, mühendis maaşıyla kıyaslarsan az kalıyor. bu yüzden kimse bu maaş için zibilyon tane çocukla uğraşmak istemiyor. maaşlar artsın bak nasıl öğretmen oluyor insanlar.

    biz ahlaki bakımdan yozlaşmış, geri kafalı ve gelişime kapalı bir toplumuz. bu hiçbir zaman değişmeyecek. finlandiya eğitim sistemi dediğiniz şey için belli bir vizyon gerek. senin ülkendeki çocuk daha sen ve siz ayrımı yapamıyor, dedikodu yapıyor, kadın programıyla büyüyor. sen gelmiş öğretmen kalitesi diyorsun. öğretmen kalitesiyle ilerlemek için kaliteli veli lazım, yani çocuk 6 yaşında terbiyesini alıp sınıf ortamına girmeli. bak bakalım etrafındaki ayılara bi, kaç tanesi çocuğuna terbiyeyi ve görgüyü öğretiyor.

    bence şu seminer dönemlerinde velilere eğitim versin öğretmenler. meb bunu bi düşünsün. zira bomboş geçen 2 haftanın içi bu şekilde muazzam doldurulur.

    neymiş, makaleymiş, sunum ve slaytmış. ya her kuşu tuttuk bi leylek kaldı. bunun öğrenciye faydası ne olacak? ben 80 makale yayınlasam ortaokul öğrencisinin regl kanı sıraya bulaştığında o makaleyi yerler. lise öğrencimin sınav kaygısıyla yaşadığı sıkıntı karşısında makaleyi alırlar beni harcarlar.

    burası türkiye, bunu bi cebe koyun sonra elitizim ve kalburüstücülük kasın.