öğrenciyken ek gelir için yapılan şeyler

  • üniversite şenliğinde tuzlu salatalık satmak: bir arkadaşla çuvalını 10 tlye aldığımız salatalığı soyup tuzlayıp tanesi 1 tlye satmıştık. kazandığımız parayla da maddi durumu olmayıp da çok başarılı olan bir arkadaşımızın yüksek lisans parasını ödemiştik.

    gizli müşteri: çeşitli yemek zinciri firmalarının gizli müşteriliğini yaptım. hem bedava yemek yedim hem de üstüne para aldım.

    baskülle insanların kilosunu tartmak: eskiden hastanelerde ziyaret saatleri olurdu. sadece o saatlerde ziyaretçiler hastalarını görebilirlerdi. dolayısıyla da o saatlerde hastane bahçelerinde çok insan olurdu. işte oralarda " tartayım mı abi? tartayım mı abla" diye dolaşırdım. yaşım daha 12'ydi. hatta kilosunu bilenden ücret almıyorum derdim. öyle yapınca daha çok para kazanırdım. bedavayı duyunca bu millet hemen atlıyor.

    kola kutusu satmak: boş kola kutularını toplar satardım. aliminyum olanların kilosu 25 milyon, teneke olanların kilosu 5 milyondu. artık o kadar ustalaşmıştım ki bir bakışta teneke mi aliminyum mu anlardım.

    debe edit: kola kutusu anımı da buraya bırakayım

    (bkz: #100807128)

  • amaaaan çok işler yaptım. akla ne gelirse. ailemden para gelmiyordu bana pek fazla. hatta bazen benden para istedikleri bile oluyordu öğrenci kredimi aldığım günlerde.

    anketörlük, o zamanın kliplerinde figüranlık, marketlerde ürün tanıtım hostesliği (sucuk tattırıcı), yurt odasında gelinlik üstüne boncuk işlemecilik, bir avukatın bürosunda part time telefonlara bakma sekreterlik, terzi yamaklığı, garsonluk, otobüs hostesliği.

    benim zamanında olsaydı onlyfans açardım öğrencilik süresince. gerek yoktu bu sefalete yani. ama yalnızca ayakçılara ayaklarımı gösterdiğim bir yayın yapardım. sonuçta bunun da meraklısı bol. sadece bununla bile rahat bir öğrencilik hayatı geçireceğimi düşünüyorum.

  • bilkentteki zengin ama ödev yapmak istemeyen arkadaşların ödevlerini yaptım ve pandemi zamanında kampüste marlboro double fuison sattım. ticaret daha verimliydi benim için tatil paramı çıkartmıştım. internetten 25’e alıp 65’e satıyodum. öbür türlüsü günde 6-7 saatini alıyor minimum. işte tam o esnada beyin gücünün bi sike yaramadığını anlamış bulunmuştum

  • ankara'da greenpeace'te calistim, once tunali hilmi'de sokakta bagisci topladim, sonra yine tunali civarindaki kafelerde tek tek masalari dolasmak suretiyle bagisci toplamaya calistim. benim gibi insan ve muhabbet sevmeyen birisi icin oldukca zorlayici oldugu kadar keyifli de bir isti.

    okudugum ozel universitenin dibindeki alisveris merkezinde bir magazada satis elemanligi yaptim. ilk baslarda universite arkadaslarimi calistigim yer civarinda gormek zoruma gitse de sonradan buna alistim ve sorun etmemeye basladim.

    her iki yaptigim isin universite okurken para kazanmamin yaninda kisisel gelisimim icin de oldukca faydali olduguna inaniyorum.

    40'a merdiven dayayan birisi olarak universiteli genclere ihtiyaclari olsun olmasin mutlaka ekstra isler/ugraslar icinde bulunmalarini oneriyorum.

  • iş bulma ajanslarına yazılıp günlük işlerde çalışıyordum. bundan yaklaşık 5 yıl önce, emaar square avm daha yeni açılmış. orada gelen kişilere broşür dağıtıyordum. 12 saat takim elbise ve rugan ayakkabı ile avm girişinde broşür dağıttım. gün sonu ayaklarım bana bakarak senin ben yapacağın işi s*keyim deyip isyan etti.

  • bardakta mısır satıyordum.

    kendi tezgahımı kendim arkadaşımın atölyesinde imal etmiştim. ayaklarım soğuktan, ıslaktan dona dona okuldan sonra saat 4-10 arası mısır satıyordum. işgaliye parasını takır takır ödediğim tezgahlarıma belediye el koydu. belediye başkanına yakın bir isim yerimi aldı ve kendisi satmaya başladı. hakkımı aramak için gitmediğim yer kalmadı ama hepsi belediyenin yeri biz bir şey yapamayız diye savuşturdular.

    hakkımı yemedikleri yer mi kaldı sözlük? öğretmenlik okuduk atamamızı yapmadılar. elimizdeki ekmeğimizi bile aldılar. anlatacak çok şey var ama ...

  • matematik adına özel ders verdim ve halen devam ediyorum. gerçekten amacı ders almak olan aileler bulursanız tertemiz iş. bölümünüzle alakalı derslerde kendinize güveniyorsanız tabi.

    fakat bir kadınsanız ders vereceğiniz kişiye ve ailesine çok dikkat edin. ipsiz sapsız insanlar çıkabiliyor, ders vermek için eğer kişinin evine gidilecekse derse gitmeden önce kalabalık bir yerde tanışın. zaten kişiler kendilerini orada belli ediyorlar. eğer tereddütleriniz varsa direk o kişiye ders vermekten vazgeçin hiç riske atmayın kendinizi, zira yaşadığımız ülke tedbirin elden bırakılmaması gereken bir ülke.

    ders vereceklere başarılar diliyor, iyi insanlarla karşılaşmalarını temenni ediyorum.

  • anket yapmıştım zamanında. allahım çok zor işti. 180 lira için çalmadığım kapı kalmamıştı. bu işi deneyimledikten sonra gördüğüm tüm anketör arkadaşlara önce gülümser, insan gibi selamlaşır, sonra dinler, sorularını cevaplarım. yüzüme o kadar çok kapı kapanmış, o kadar azar işitmiştim ki yaşadığım stresi ölsem unutmam.