öğrenci evinde yaşanabilecek en dumur olaylar

  • üniversite'nin son yılları..
    çetin geçen kış aylarında, zar zor bir ev bulunmuş, kira, depozito vb. şartlarda anlaşılmış, kontrat yapılmakta..
    ancak ev sahibimizin küçük bir ricası var.
    kendisi geçen sene umreye gittiği için; evine kız arkadaş getirilmemesini istiyor.
    çaresiz yav he he diyor ve taşınıyoruz.

    malum final haftası.. ders notları, kopyalar, fotokopiler havada uçuşuyor..
    eve gelenin gidenin haddi hesabı yok.

    yalnız ufak bir sorunumuz var.
    kapıyı ne zaman açsak, perdenin arkasında bir karartı görüyoruz bizi izleyen. ne zaman eve dönsek, kapının önüne oturmuş, bizi bekliyor. elimizde ki poşetleri, yanımızda ki insanları süzüyor sürekli. rahatsız olmamak elde değil.
    neyse diyip geçiştiriyoruz çaresiz..

    akşam 8-9 sularında kapı çalıyor. gelen ev sahibimiz. burnundan soluyor..

    -sizi uyardım. benim evimde günaha giremezsiniz. o orospulara söyleyin, bir daha gelmesinler!!

    anlatamıyoruz. final haftası, sınıf arkadaşı, ders notu..
    anlamıyor..
    tek yaptığı şey pencereden bizi izlemek ve her akşam nefret dolu hırlamalarla suratımıza çemkirmek..

    ona göre salonda köpük partisi veriyor, mutfakta birbirimizi kırbaçlıyoruz.
    iblis'in bize verdiği yetkiye dayanarak, bütün kampüsü s*ktiğimizi falan düşünüyor olmalı..
    (bkz: fifty shades of student)

    inatlaşma bundan sonra başlıyor.
    evde ne kadar içki şişeşi, ne kadar prezervatif kutusu var ise; evin sokağa bakan tüm pencerelerinin kenarlarına diziyoruz..
    bir bakan bir daha bakıyor.
    derken kapı çalıyor.

    - çocuklar şu penceredeki şeytan icatlarını allah rızası için kaldırın.
    tamam, hanım kızlarımız gelip ders çalışsınlar. karışmıyorum.
    yeter ki; kaldırın şunları, konu komşu görmeden..

    (bkz: yaa ev sahibi kardeş. çok rahat konuşuyordun)