çok zeki bir insanın inançlı olma ihtimali

  • inançla bu kadar kafayı bozmak da kesinlikle zeka yoksunluğunun sonucudur.

    zekanın düz bir koordinat ekseninde tanımlanamayacağı bilim tarafından ispatlanmışken hala inançla kıyaslamak en iyi ihtimalle embesilliktir. o yüzden inançla, inanç özelinde islam la kafayı bozan ekşiloserlara tavsiyem moral değerlerin zeka üzerindeki olumlu etkisini araştırsınlar.

  • edit: bircok mesaj almisim sabahtan beri ve mesajlarin cogunu bu rufflesla kahvalti yapip butun gun agiz kokusuyla ortalikta dolasan zibidiler olusturuyor. hepsinin mesaj icerigi hemen hemen ayni. "anan, anani senin, arap dolu, aq muslumani vb."
    gibi mesaji atan tipler bunlar...

    eksi sozlugun bomontici bitli ve rastali ateistlerine gore boyle bir sey mumkun degilmis. cunku eksi sozlugun ateist pici pulp fiction izleyip jimi hendrix dinlemistir bu nedenle o aydinlanmis ve buyuk resmi gormus ateist bir pictir.
    zibidiye bak hele ne akademik basarisi ne de mesleki basarisi var gelmis altin sarisi disleriyle konfucyus taklidi yapiyor.
    bunlar defult olarak hegel, nietzsche veya marx gibi adamlarin ustun koru bilgisine sahiptir onlari da marjinallik ayagina diline pelesenk etmistir.

  • bir çok gerizekalıdan ateist oluyor da; neden zeki insandan inançlı olan çıkmasın?

    (bkz: ekşi sözlük)

  • bölük pörçük:

    1) eğer bu tartışma "100 tane çok zeki insan varsa, kaçı inançlı olur" diye yapılsa, şuradakinin yarısı kadar bile küfür olmazdı. egoyu tetikleyecek konularda, soruyu doğru şekillendirmek önemli.

    **

    2) eski dehaları örnek vermemek lazım.

    biz en zeki insanları değil, eserleri bize ulaşmış eğitimli kişileri hatırlıyoruz. bunlar da ekseriyetle aristokrasi veya ruhban sınıfından çıkıyorlar, çünkü sadece onların yeterli zamanı, izni ve parası var. yani ancak en yoğun din eğitiminden geçenlerin bilimadamı veya filozof olabildiği bir sistem var.

    iş eğitimle de bitmiyor, mensubu oldukları sosyal kastlarda inançsız biçimde varolmak imkansız. hadi bunu da becerseler, eserlerinin bize ulaşması imkansız sansür olduğundan.

    buradaki mucize, bu kadar din adamının bilimsel deha olması değil, tam tersine, inançsızlığın 1700'lerin sonunda açık seçik kutlanmasıdır (bkz: the cult of reason). asıl mucize, feuerbach, schopenhauer, marx gibi insanların, taa 1800'lerde açık seçik ateizm propagandası yapabilmeleridir. ilk ateist manifesto denilebilecek şey de o zamanlar yazılıyor. daha ortada insan hakları kavramı yok, kölelik yasal, darwin yok, galaksiler yok, dna yok, yapay zeka hiç yok. bunca adamın doğal yollardan ölmüş olduklarına şaşıyorum hala.

    **

    3) inançsızlık bir skala. ama çoğunluk, bunu islam-ateizm arasında bir siyah-beyaz ayrımı olarak görüyor. bunun da sorumlusu bizzat islam ve milliyetçilik zaten. ikisi bir olup, diğer renkleri soldurmuşlar, siyah beyaz bir dünyamız olmuş. bu topraklarda niye sufizm bir turist atraksiyonu? niye bahailik yok? ilk hrıstiyanların yaşadığı yerlerde niye aktif kilise yok? bizansın başkentinde oturanların neden bir tane bile ortodoks arkadaşı yok? sünni islam, felsefi olarak bunlara üstün olduğu için değil herhalde.

    çoğu toplumda benzer bir "arınma" oluyor. bizdeki sonucu, sünni islam'dan çıkmanın, ateizmle eşanlamlı olması. alevilere olan tutumda bile görülüyor bu. yani aynı dinin, farklı bir alt kolunda olmak bile yetmiyor.

    daha kötüsü, bunu yapanlar bir sonraki nefeste de, hiç gocunmadan hawking'in, einstein'in, spinoza'nın adını anıyorlar, sanki onlar "kendi takımlarındanmış" gibi. halbuki onların skaladaki yerleri, richard dawkins gibilerine çok çok daha yakın.

    **

    4) hem iq seviyesi ile, hem de analitik ve sorgulayıcı düşünce (daha genel tabiriyle reflective thinking, yani düşünme şekli üstüne düşünme) ile dini inanç arasında negatif ilişki var. wiki'de tonla araştırma ve meta-araştırma linki mevcut. burada bence önemli nokta şu:

    zeka veya analitik düşünce, aslen eğitim ve refah seviyesi tarafından belirleniyor. aynı faktörler, dindarlığı da belirliyorlar. yani dindarlıkla düşünsel yetenekler arasındaki ilişkinin çoğu dolaylı. zaten o yüzden, dinsizlik otomatikman daha güzel bir dünyaya yolaçmıyor. (cult of reason'dan bahsetmişken, fransız devrimi sonrası dönem hiç de rasyonel değildi mesela)

    ama kısmen de olsa, arada nedensel bir ilişki olmalı. bütün gün saçmasapan dini hikayeler dinleyip, hocasına itaat etmesi tembihlenen birinin belki iq'su çok etkilenmiyordur ama analitik düşünce yeteneği körelecektir.

    ikinci bir önemli nokta da şu: zekayı ölçmenin tek bir yolu olmadığı gibi, dindarlığı ölçmenin de tek bir yolu yok. ibadet sıklığı, yaratıcıya inanç ve ateizme karşıtlık, farklı sonuçlar veren farklı ölçütler.

    **

    5) zeka çok önemli değil. zeka arabanın motoruysa, düşünmesini bilmek de trafik kurallarını ve yolu bilmek gibi. yönünü bilmeyen biri, ne kadar hızlı olursa olsun, varacağı yeri bulamaz.

    bu iyi bir şey aslında, çünkü iq'nun genetik kısmı büyük (farklı imkanlara sahip aileler tarafından yetiştirilen tek yumurta ikizlerinin iq'ları epey yakın çıkıyor) ama reflective thinking daha esnek bir yetenek. atıyorum, 100 saat pratik yaptıktan sonra iq'nuz 1 puan yükseliyorsa, düşünme ve sorgulama yeteneği 10 puan yükselebilir.

    işin güzel tarafı, bunu yapmak için dinden çıkmaya gerek yok.