çocuk yapmanın anlamsızlığı

  • (bkz: #123074001)

    şu tarz yorumlar sadece bana mı bencilce geliyor? bu başlığı eleştirenlerin hemen hepsi aynı argümanla karşılık veriyor. evet, doğru aslında. bir çocuğu olması, onu çok sevip bağrına basması bir insanın sahip olabileceği en güzel duygulardan biridir. ama çocuk sahibi olan kişiler açısından böyle. peki ya çocuk açısından? o çocuğa muhteşem bir yaşam sunabileceğinize inancınızın tam olmasını size düşündürten nedir? siz bunun garantisini verdiniz diyelim, ya elinizde olmayan sebepler? türkiye gibi ülkelerde biliyorsunuz ki bu sebepler oldukça fazladır. "ne yapalım, bu yüzden bu duygudan mahrum mu kalalım bu kısacık hayatta?" diye soracak olursanız, bunda da haklısınız. bilemiyorum, gerçekten çok karmaşık bir durum. bildiğim tek şey varsa; o da bir insana yaşama hakkı tanımak, ona bu hayatta bir şans vermek, onu huzurlu hiçliğin içinden çekip bu her tarafından kötülük fışkıran dünyaya getirmek için çok büyük sorumluluk gerektiğidir. ama biz insanlar hiç düşünmeden, olaya sadece kendi açımızdan bakarak bu eylemi gerçekleştiriyoruz. dünyadaki birçok insan mutsuz ve zor şartlar altında yaşıyor. buna rağmen hunharca yeni insanlar getiriyoruz dünyaya.

  • nedense hala insanlarin inanamadigi durum. kadinsan ve bu cografyadaysan cocuk istemek zorundasin.

    2.5, 3 yil once tanistigim, yakin arkadasim olan, sevdigim ve saygi duydugum biri vardi. daha once bosanmis, bir de kizi vardi. her seyi konusabiliyorduk. tanistigimiz sure boyunca hayatimiza giren insanlarin dedikodularini bile yaptik. bolca ictik. cok gulduk. birbirimizi anlamaya calistik.

    sonra ne oldugunu anlamadan flort etmeye basladik. konu ciddilesti. plan falan yapmaya basladik. 6 ay kadar once bi gece yine icerken mevzu cocuga geldi. cocuk istemedigimi soyledim. cok sasirdi. benden iyi anne olacagini falan anlatmaya calisti. karsima birisi cikip beni cok sevdigini ve benden cocuk istedigini soylerse ne diyecegimi sordu. "kopek alalim derim sanirim." dedim. neden cocuk istemedigimi sordu. ozgurlugumu kisitlamak istemedigimi, cocuk yapacak kadar sabirli, zengin, dayanikli olmadigimi, 9 ay karnimda bir bebek tasimak istemedigimi, hamilelikte kilo alacagim icin depresyona girecegimi ve mutsuz olacagimi, hayatimin en az 2 yilini araliksiz 6 saat uyuyamayacak uzerine de kalan yillarimi bir cocugun iyiligi icin adamak istemedigimi, hayatimda cocugun yukunu benimle paylasacak bi adamla hic tanismadigimi, ortalama bir erkek olsaydim muhtemelen cocugu cok isteyecegimi zira bir kere bile alt degistirmeden / odevlerine yardim etmeden / gunde sadece 15 dakika agu agu diyerek cocuk buyutmenin kolay oldugunu, kendisinin ortalamanin cok ustunde olmasina karsin kiziyla ilgilenmedigini; benim neye dayanarak kendinden cocuk yapacagimi anlamadigimi, ayrica cocuk istegi omrumde hic tasimadigimi anlattim. anlattim da kendisi pek inanmadi. daha dogrusu inanmak istemedi sanirim. zira kadindim, saglikliydim, akilliydim, ahlakliydim ve cocuk istemeliydim.

    o gece mevzuya bir kac sey daha eklendi. (ickiyi tamamen birakacagim, daha duzenli hayat istedigim gibi mevzular -ki sonrasinda ickiyi biraktim. bazi konularda cidden daha duzenli yasamaya basladim.)

    o geceden sonra bir daha gorusmedik. daha once cok daha agir konular hakkinda konusup sorun yasamayan biz, dogmamis ve dogmasini istemedigim bir cocuk icin gorusmedik.

    ilginc olansa ortaya sundugum hicbir tezle ilgili haksiz oldugumu soyleyemedi. ne anladim ben bu isten.

  • böyle düşünmenin mutlu bir ailede çocukluk yaşamamışlıkla alakası olmayan durum.

    not: 2 üstteki yazarın entry'sine istinaden yazılmıştır.