çiftlik bank

  • şu an bu başlıkta 2424 giri var.
    para yatıran insan sayısı 77000.
    geri ödemeleri ve yatırım, reklam vs giderleriyle bu olusumun caldıgı para olsun olsun 100 milyon tl.

    (bkz: cengiz inşaşat'ın vergi borcunun silinmesi)

    bu baslıkta 213 entry var. parası calınan ınsan sayısı 80 mılyon. calınan para donemınde 422 mılyon tl su ankı kurla mılyar tl uzerinde...

    ve hala devam ediyor.

    (bkz: cengiz holding'in devlet sırrı kapsamına alınması)

    bu başlığa girilen entry sayısı 28

    sozluk gündemi uzerinden turkiye cıkarımı yaparsak biz milletce amımıza konulmasını sevıyoruz. ciftlik bank gibiler sadece ön sevişme yaptıklarımız.

    bence tosuncuk gangbang arkadaslarını yanlıs secti ve oyuzden patladı.

    sevgiler.

  • https://i.hizliresim.com/5d3kpm.jpg

    adam paraları alıp uruguay'a kaçmış. facebook grubunda arkasından yazılanlar ise türkiye'nin özeti.

    mehmet kardeşim çok güzel bir yere olta atmışsın ya.

    edit: caps uçtu

  • dedemi sülün osman dolandırmıştı, babamı ise banker kastelli. ben de dolandırılmak için jet fadıl’ın caprice gold’una birkaç kez girmeye çalışsam da yüksek giriş ücretleri nedeniyle dolandırılmaya nail olamadım, ben de mega holdings, herbalife gibi projelerde ufak ufak dolandırıldım ama babam gibi ev parası kaybetmedim. o yüzden ailede hep yarım adammışım gibi bir pozisyona düştüm.

    çiftlik bank ilk çıktığında şüpheyle yaklaştım açıkçası. mehmet aydın’ın tipine baktıkça bu beni nasıl dolandırsın dedim ama eşimin de telkiniyle (kendisi yılların oriflame ve avon gezici bayisi, doğrudan pazarlama çalışanı. her ay ufak miktarlarda zarar yaşayarak ve yaşatarak şu çarkı döndürüyor çok şükür) bu işe girdim. mobil oyun uygulaması gibi saçma ve emek isteyen dolandırma yöntemi olsa da yine de vazgeçmedim.

    çünkü şunu fark ettim ki bu ülkede dolandırılmak bile aslanın ağzında. genç mağdurlar, mağdur adayları lütfen unutmayın; dolanmazsan dolandırılamazsın! (sözü, emeksiz yemek olmaz’ın dolandırma tabanlı şekli gibi düşünün)

    neyse lafı uzatmayayım, en sonunda tüm çabalar işe yaradı ve gün itibari ile 80 bin içerideyim çok şükür, hamd olsun. kolay kolay geri alacakmışım gibi de görünmüyor. allah kalbime göre verdi açıkçası. hem sansasyonel bir dolandırma hem de kanun karşısında pek bir haklılığım yok, müthiş! yıllarca unutulmayacak bir hikaye.

    ama ne yalan söyleyim ilk 6 ay boyunca ayda 3-5 bin aylık gelir alınca “ulan dolandırılmıyor muyuz yoksa?” gibisinden bir evhama kapıldım. ama şimdi görüyorum ki adamlardan boş yere şüphelenmişim. adamlar temiz adamlar. benim gibi 500 bin insandan kimseyi mağdur etmediler. belki birkaç adam herkesten önce sistemden çıkıp parasını kurtardıysa, o kadar. onun dışında ceo mehmet aydın ve ekibi yarım milyon insanı, ülkedeki her 40 aileden birini söz verdiği gibi dolandırdı. hakikaten çok temiz dolandırıldım, bu hususta teşekkürü kendisine borç bilirim. onun sayesinde dedemin, babamın yüzünü yerde koymadım.

    umarım oğlum da ailemizin yolundan şaşmaz, nasıl ki babası, 20 yaşındaki bir çocuğa 80 bin lira kaptırıp atalarını gururlandırdıysa, oğlum da beni gururlanduracak, inanıyorum. açıkçası en büyük hayalim 4 yaşındaki oğlumun jet fadıl tarafından dolandırılması. kısmet...

    yaşına başına bakmadan oğluma; ufak ufak ponzi oyunu nedir, nasıl ponzi oyunu anlaşılır gibi şeyleri öğrettim. nasıl da hevesli kerata. hemen dediklerimi de uygulamaya başlamış bir arkadaşını kendini dolandırması için ikna etmiş, böylelikle ilk dolandırıcılığını 4 yaşında tattı bile. dondurma alması için verdiğim 5 lirayı sadece iki saatte kaybetti eşek sıpası. canım cevher’im benim, canım oğlum.

    oğlumun arkadaşından, oğlumdan çarptığı (dolandırdığı) 5 lirayı 20 lira karşılığında satın aldım ve her babanın yapacağı gibi çerçeveletip duvara astım. aferin oğluma. biz kuşaklar boyu dolandırıldık, bu bir aile geleneği artık. oğlumun da bu geleneği sürdürecek olması beni acayip gururlandırıyor. umarım oğlum da babasıyla gururlanıyordur, yaşı kemale erdiğinde gururlanacaktır...

  • ben seviyorum bu olayları, çiftlik bank ve benzeri oluşumlara ben bir nevi özel eğitim kurumu gözüyle bakıyorum. dershane gibi bir şey yani, parayı veriyorsun dersini alıyorsun, oturuyorsun aşağı.

    amerika'da, almanya'da, isviçre'de, israil'de, çin'de, malezya'da, finlandiya'da dünyanın dört bir yanında insanlar 4 yaşından 30 yaşına kadar okuyorlar, üstüne deli gibi çalışıyorlar, o yıllarca verilmiş emeğin karşılığında 3-5 kuruş maaşla para kazanıp yaşayıp gidiyorlar. bizim mahalledeki bu ahmet abiler de kolay yoldan para kazanacak ya, çok zekiler ya, bu eğitimli arkadaşlara her türlü saygısızlığı yapar, okudun diye sana keriz gözüyle bakar. her ortamda vardır bu ahmet abi. hiç şaşmaz, muhafazakardır, osmanlıcıdır, dindardır, dinini ülkesini sever ama cebini daha çok sever. tüm dünya salak, bi sen akıllısın di mi ahmet abi? bi bıraksalar, bu eşsiz köylü zekanla yorulmadan milyoner olacaksın di mi ahmet abi?

    işte bu abiler böyle oluşumlara para gömüp zengin olmanın peşinde koşarken aslında çok pahalı bir eğitim programı satın aldıklarının farkına varıyorlar işin sonunda. maalesef çok geç oluyor, bi bakmışsın anneannenin bileziklerine kadar geçirmişler tavukları. işte bütün gün kahvede osmanlıcılık oynayacağına ilköğretimi bitirseydin belki üç-beş ibret alırdın tarihten ama nafile; kulaklar gözler kapalı, beyinden zaten eser yok! hadi geçmiş olsun ahmet abi.

    "çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş milletler; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar." - mustafa kemal atatürk.

  • yalnız adamlara hayran kaldım.

    dolandırdım lan sizi deyip sistemi kapatmaktansa, jet fadıl gibi umut ve bahane ile sistemi devam ettiriyorlar.

    hala sisteme para yatırmaya çalışan kullanıcılar var.

    tosunun yerinde ben olsam;

    ödemeleri bitcoin ile yapacağım. cüzdan hesabı açın derim. ona da bi site kurup cüzdan başına 250 tl para isterim. paralar gelince de bu site mahkeme kararı ile engelenmiştir yazısı koyar suçu yine devlete atarım.

    ancak çok para kaldırmak için şunu yapmak lazım;
    paraları cüzdan açma sırasına göre nisan ayında yatıracağız denmeli. bunu demezsen bekleyelim görelim derler katılım az olur. ama bu şekilde kapış kapış açarlar. 400 bin üye 250 lira dan 100 milyon yapar.

    akıl vermek gibi olmasın ama :)

    edit: vay hırsız fikrimi çalmış.

  • facebook sayfasındaki yorumlar inanılmaz eğlenceli.

    --- spoiler ---

    lütfen pes etmeyin. ne olursa olsun pes etmeyin. mehmet aydın'a sesleniyorum kardeşim ne olursa olsun pes etme. allahın izniyle hepimiz ailelerimizle birlikte arkandayız. varsın paralarımız yatmasın geç yatsın ama sen çiftlikleri tarımı ayaklandır. allahına kurban senin.

    --- spoiler ---

  • bakanlığın bunun nitelikli dolandırıcılık olduğunu keşfetmesi bu kadar uzun sürdüyse işimiz var.

  • para aptal adamin eline yakismaz. uckagit zeka isidir ve aptalin parasinin uckagitcinin cebinde durmasi daha hayirlidir. varsa para kaptiran uzulmesin. her serde bi hayir vardir.

  • adamlar bilecik'de 146.743 dana kapasiteli süt üretim tesisi kuruyor, bizim çok bilmiş sözlük yazarları bu firmaya bok atıyor. ben kazanıyorum arkadaşım. 10 bin lira olan borcum çiftlik bank sayesinde 60 bin lira oldu. daha da kazanacağız inşallah. amin.

  • konuyla ilgili epeydir bi şeyler yazmak istiyordum kısmet bugüneymiş. birincisi bu tarz oluşumlara 1 kuruş bile yatırmadım, bugün 1 kuruş yatır yarın 1 milyar olacak diye garanti verseler yine de yatırmam. bedava paraya her zaman şüpheyle bakan biriyim çünkü.

    şimdi gelelim konumuza. biz ailecek dededen hatta dedemin babasından beri hayvancıyız. çiftçilik de yaparız ama genel olarak hayvancılıkla uğraşıyoruz. ha babam memurdu onun kuşakta bi 20 sene ara vermişiz fakat şimdi halen hayvancılıkla uğraşıyoruz neyse konu biz değiliz zaten.

    bakın güzel arkadaşlar, hayvancılıktan kar etme para kazanma dönemi biteli aylar yıllar oldu. bundan 20 sene önce 10 tane büyükbaş hayvanın varsa krallar gibi yaşıyordun köy yerinde ama şimdi 100 tane de hayvanın olsa o rahatlık yok.

    birincisi girdisi çok. bu girdilerin hepsi her sene zamlanırken sattığın ürüne çok düşük yüzdelerde zam geliyor. çok basit örnekler vereceğim ki bunlar benim bizzat şahit olduğum rakamlar;

    sene 2003 - bir balya samanı satıcıdan almanın maliyeti 1.5 lira.

    sene 2003 - bir litre süt için üreticiye ödenen tutar 0.75 lira

    sene 2017 - bir balya samanı satıcıdan alma maliyeti 8.5-9 lira.

    sene 2017 - bir litre süt için üreticiye ödenen tutar 1.40 lira

    bak bu verdiğim örnek sadece 1 adet saman balyasının 14 senede maliyeti 5 kat artarken üreticiye ödenen tutar 1 kat bile artırılmamış. diğer bi deyişle 14 sene içerisinde maliyet %500 artarken gelir %100 bile artmamış .

    yani o hayvancılıktan köşeyi döneceğiz devri çoktaaaaan geçti babacım. ha kendi tarlan vardır kendin işler kendin sürer kendin samanını, otunu, yoncanı, mısırını hasat edersin maliyetlerini %50 daha azaltırsın ki bu bile maliyetlerde %200-250 artış olmasına rağmen gelirde yine %100 artış sağlayamadığını gösterir.

    çok fazla sayısal veriyle kafa ütülemek istemiyorum çünkü bizim insanımız okumayı sevmeyen bi insan olduğu için en kısa yoldan yazmaya devam ediyorum, hayatında en yakın ineği kurban pazarında gören insanlarımız bu olaydan zengin olacağını zannediyor.

    hayvancılık zor iştir. kar marjı şu zamanda çok düşük bi iştir. bildiğim kadarıyla buzağı desteği veren devlet artık onu da kesti vermiyor diye biliyorum. neden? zaten ithal ediyoruz ne gerek var desteğe di mi? bunun haricinde balya bağlamak, balya yükle, indir, bindir yapmak ve bunlar için işçi maliyeti karşılamak, o balyaları tarladan samanlığa getirmek için traktör maliyeti, mazot maliyeti gibi girdiler adamın iliğini kemiğini kurutan şeyler.

    hayvanlar da insanlar gibi farklı farklı şeyler yiyiyor maalesef. bunun buzağı başlangıç yemi var, buzağı büyütme yemi var, süt yemi var, besi yemi var var da var. yani hepsine daya samanı şeklinde olacak iş değil ki zaten samanın besin değeri sıfır tamamen hayvanları tok tutması ve oyalama amaçlı bi şey. biz daha çok samanı altlarına atmak için kullanıyoruz yalan yok.

    bunun yanında sağım yapmak için elektrikli makineleriniz olacak, sonra suyun bol olacak, suyunuz yoksa şebeke suyu maliyetiniz olacak. burada şimdi bazı zeki arkadaşlar diyecek ki ''ya bizim kuyumuz var ne suyu ehehehe' diye kendince akıllıca bi tespit yapacak fakat devlet der ki bahçende kuyu varsa ve sen bu suyu kullanıyorsan kuyuna sayaç takarım sen de kuyu suyunun faturasını bana ödersin. heee yani biz her ay boşuna 200 lira su faturası ödemiyoruz canikom.

    bunun haricinde ilkbaharda meraya çıkarmak için çobana ihtiyacın olacak ki bu adamlar öyle 2000 liraya falan çalışmıyor. hadi kendin çıkardın diyelim eyvallah bu hayvanlarla her gün sabah serinlikte çıkıp akşam hava kararmadan döneceksin. bu da demektir ki günde 10-12 saat o güneşin altında hayvanların başında bekleyeceksin.

    eğer hayvanlarını çıkarmazsan hayvanlar yağ bağlar aynı zamanda eti sert olur, kuru olur, lezzetsiz olur. hayvan koşacak, dolaşacak edecek bu böyle olmalı.

    gelelim işin veteriner boyutuna. e tabi bu hayvanlar da insanlar gibi hastalanıyor ya da doğum yaparken sezaryan yapmak zorunda olabiliyor veya atıyorum samanı tarladan bağlarken içine tel girebiliyor bunu inek yiyebiliyor o tel bağırsaklara kadar gidebiliyor ve türlü türlü hastalıklar olabiliyor uzatmayayım. veteriner maliyeti şöyle diyeyim biz aylık 10 hayvan için 1500 lira para ödüyoruz veterinere. açık konuşuyorum. bi tohumlama 100 lira. tutmazsa ikincisi 80 yine tutmazsa üçüncüsü 70 dördüncüsü 60 beşincisi 50 lira. yani hayvanın 5 kere tohumlanırsa sana maliyeti 360 lira bu sadece bir hayvan için.

    yine tarım ve hayvancılık bakanlığının şap aşıları var. tanesi 12 lira. senede 2 defa vuruyorlar. tek hayvan için maliyetin 24 lira.

    bunlar dışında çobanlar haricinde bu hayvanlara bakacak ahır içinde çalışacak 2 tane adamın olması lazım. tek adamla olmuyor o işler. bi yere kadar sonra kafayı kırıyorsun o yüzden 2 adam ideal. bunların maliyeti var.

    bak ahırın kirasını falan saymadım. onu kendi malın olarak varsaydım. bunun haricinde hidroforlu suluğundan tut, bağlamak için zincirine, gübre küremek için gelberi ,sürileri, diğren, el arabası gibi ekipman maliyetleri var. bak daha soğutma tankı bilmem ne onlara hiiiiiç girmedim.

    şimdi bu kadar sana maliyet verdim kafan karıştı doğal olarak. daha kısa şöyle söyleyeyim senin günde bir hayvandan sağdığın 20-30 litre süt o hayvanın günlük maliyetini bile karşılamıyor üstüne cepten veriyorsun. kafan karıştıysa bu şekilde anlatmış olayım. e şimdi diyeceksin ki ''ya madem cepten veriyorsunuz da siz niye bu işi yapıyorsunuz?'' hayvancılık yapan adamın karı yavru buzağıdır. yavru buzağı o hayvandan ettiği kardır ki o da bak şimdi aklıma geldi her doğan yavruyu kaydettirme şartın var onlara küpe takılıyor 9 lira da onlar.

    dediğim gibi hayvancılıkla uğraşan adamın karı buzağı. iyi de dedim ya en başta hayvanlar da insanlar gibi diye. onlar da düşük yapabiliyor, ölü doğum yapabiliyor ne bileyim buzağının boynuna kordon dolanıp ölebiliyor ya da anne ineğin çatısı(vajinası) zorlamadan yırtılıp kan kaybından ölebiliyor hani birden çok ihtimal var. %100 buzağı sağ salim doğacak diye bi şey yok. e buzağı da öldü mü ne oluyor kocaaaaa 9 ay baktığın ineğin maliyeti sana koskocaman bi eksi yazıyor babacım.

    durum böyle gençler. hayvancılıktan sütten para kazanamazsın, etten hiç kazanamazsın. çünkü ülkemizde bu işi yapan adam sayısı azaldıkça et fiyatı artıyor ve daha da artacak. aynı şekilde böyle devam etsin 5 sene sonra etin kilosu 100 lira olmazsa bak bu yazdıklarım burada gel beni yeşillendir.

    o yüzden farmville ve türevleri oyunları oynayıp hayatında inek boku görmemiş üstüne bassa köstebek pasta zannedecek adamlar bu sistemi savunabilir. gayet normal ama siz siz olun sakın ha hayvancılıkla zengin olacağınızı düşünüp bu adamlara paralarınızı kaptırmayın.

    edit: unutmadan tanımımızı yapalım; keriz silkelemek isteyen bi adet tosunun tokatlama amaçlı kurduğu ponzi yapılı kerttirgeç.