çay yoksa

  • bunları yazarken ocaktaki akşamüstü çayının demlenmesini bekleyen 30 senelik karadenizli olarak, şiddet eğilimi gibi tehlikeli bir şeyi mizah unsuru yapmamak adına kaldırılmasını istediğim reklam. kardeş afedersin de bok gibi olmuş reklamınız.

    bu çaysız kahvaltı edememe, çaya düşkünlük meselesi değil, mantının yanında çay içen insanım ama bir gün bile çay yok kahve yok diye kimseyi "kafasını kırmakla" tehdit etmedim. bir daha gitmezsin, internette bir yerlere yazarsın, eşine dostuna söylersin gitmeyi düşünen insanları uyarırsın, o kadar.
    video kurgu olabilir, ama hepiniz biliyorsunuz ki "çay yok" deseler şu videodaki tepkilerin 10 katını verecek insanlardan müteşekkil bir ülkedeyiz. ve bu tepkiler komik/doğal değil, tedavi gerektiren tepkiler. "ahahaha çay yok diye kafa göz dalacaktı abi :d" diye güldüğünüz insan trafikte yol vermedi diye adam bıçaklayan insan, komşusuyla kavgası komşununu öldürmekle biten insan, sevdiği kadından karşılık alamayınca sokak ortasında ya da evini basıp kurşun yağdıran insan, "bana yan baktı" diye cinayet işleyebilen insan. siz onları ayrı bir gezegende, tarlada mı yetişiyor sanıyorsunuz? şiddete ilk başvurmaları karşılıksız aşk, yol kavgası gibi olaylarla mı başladı, o olaylardan önce çok medeni/kibar insanlardı mı zannediyorsunuz? bugün çay yok diye tehditler, hakaretler savuruyor, ertesi gün 22:00'dan sonra bira vermeyen tekele saldırıyor, aşkına karşılık vermeyen kadının erkek arkadaşını dövüyor, bir sonraki aşamada nenesini iyi tedavi etmeyen doktoru öldürüyor. şiddetinin normalleştirilmesi çay yok diye sinirlenmesinin mazur görülmesiyle başlıyor. bu video gibi şeyler internette, tv'de yayınlandıkça adam/kadın kendi ruhsal bozukluğunu şirin bir komiklik olarak görüp daha da cesaretleniyor.

    toplum olarak son 10-15 yıldır baya boktan şeylere gülüyoruz *, osuruğa, görgü kurallarının hiçe sayılmasına, kadına şiddete, klinik vaka maço karakterlere, heyet önüne çıksa psikopat raporu alacak insanlara, evlilik programlarına çıkarılan zihinsel engelli kişilerin düştükleri durumlara, stil programlarında kavga eden genç kadınlara, ve bir ton boktan şeye daha. sonra o güldüklerimiz haliyle gelip bize dadanınca da ağlıyoruz ama. güldüklerimize layık şekilde yaşıyoruz çünkü, aynen böyle.

  • çay olmayınca hemen medeniyetten uzaklaşabilen 2 tür! haricinde çok güzel olmuş gizli reklam. birisi garsona "kafayı gömmekten" bahsederken diğeri "kalbinizi kırmak istemiyorum ama kafanızı kıracam" diyor.

    barzoluğun cinsiyeti ve bölgesi yok, onlar her yerde!

    edit: anadolu çomarı kelimesi kaldırıldı.