çalıştığı halde başarılı olamayan insan

  • güya burası bir sözlük ve her başlık altına da, en azından ilk giride tanım girilmesi bekleniyor.

    çalıştığı halde başarılı olamayan insan tanımını yapabilmemiz için öncelikle çalışmak ve başarı kavramlarının tanımlarının yapılması gerek. doktora yaptığım için çalışmak dendiğinde benim aklıma ilk gelen ders çalışmak, başarı dendiğinde de derslerden geçip tezi vermek oluyor haliyle.

    bu bağlamda öncelikle çalışmanın tanımına bakalım. diyelim ki bir ders alıyorsunuz ve size derste çeşitli konular anlatılıyor. sizden beklenense, bu konuları öğrenmeniz. bu dersten geçebilmeniz içinse öğrendiklerinizi doğru ve yeterli düzeyde öğrenip öğrenmediğinizi ölçmek için yapılacak sınavlarda geçer notu almanız gerekiyor.

    herhangi bir şeyi öğrenmek için öncelikle anlamanız ve sonra da öğrendiklerinizi yineleyerek işleyip uzun süreli belleğe atmanız gerekir ki öğrenme gerçekleşsin. bun sürece de çalışmak denir. siz çalışma işini doğru yapmıyor olabilirsiniz. neden olabileceğine bir bakalım:

    1) konuları anlamıyor, ama anladığınızı sanıyor olabilirsiniz.
    2) konuları anlıyor olsanız bile yeteri kadar yinelemediğiniz için uzun süreli belleğe aktarmıyor olabilirsiniz. yani öğrenmiyor ve yalnızca aşinalık kazanıyor olabilirsiniz. yeteri kadar çalışmıyorsunuz da diyebiliriz.
    3) çalışmak için kullandığınız yöntem ile öğrenmeniz gereken konu birbirini tutmuyor olabilir. söz gelimi, matematik ve geometri konularını okuyarak çalışırsanız, defalarca okusanız bile öğrenme gerçekleşmeyebilir. yazarak çalışmanız gereklidir.
    4) çalıştığınızı sanarak kendinizi kandırıyor olabilirsiniz. kitabın başından 4-5 saat boyunca hiç kalkmasanız bile kendinizi vermeden/anlamaya çalışmadan yazıp ya da okuyup geçmiş olabilirsiniz. bir gözünüz telefonunuzda olabilir ve birkaç dakikada bir sosyal medyaya bakıyor olabilirsiniz. müzik dinleyerek çalıştığınız için müzik dikkatinizi dağıtıyor ve anlamanıza engel oluyor olabilir. çalışmalar insanların aynı anda birkaç işi birlikte yapamayacağını gösteriyor. müzikle ders çalışılmıyor kısacası.

    çalışmanın tanımı yaptıktan sonra gelelim başarının tanımını yapmaya. başarının tanımını yapmak biraz daha zor; çünkü çalışmanın, geçerliği ve güvenirliği kanıtlanmış çeşitli testlerle ölçümünü yapmak her ne kadar mümkün olsa da başarı, tanımı çağa, kültüre, bireye göre değişiklik gösteren bir kavram. aslında oldukça göreceli. yalnızca nesnel ölçümleri göz önüne aldığımızda geçme notu 60 olan bir dersten 60 puan toplayıp geçen bir öğrenci, gereklerini yerine getirdiği için dersten geçmeye hak kazanır ve bu açıdan başarılı da sayılır. 60 alan öğrencinin kendisinden beklentisi de bu yönde ise kendisini başarılı sayar ve yaşamına devam eder; ama dersten 85 ile geçen bir öğrenci, dersi geçmek için gerekli puanı fazlasıyla toplamış olsa bile kendisini başarılı saymayabilir; çünkü kendi beklentisi dersi en azından 90 ile geçmek olduğundan ötürü beklentisinin altında kalmıştır. yani istediği başarıyı gösterememiş olabilir.

    ölçüm araçlarının geçerliğinin ve güvenirliğinin tam, ölçen kişinin de etik ilkelere bağlı kaldığını varsayıp buradan gelecek yanlılıkları bir kenara bırakırsak, çalıştığı halde başarılı olamayan insan ya 1) çalışmıyor ama çalıştığını sanıyordur; ya 2) yöntemi yanlıştır; ya da 3) beklentisini karşılayacak kadar çalışmıyordur.