çadır kurup deniz tatili yapmak

  • temmuz ayının ortasında, antalya sıcağında 5 gün yaptık biz bunu. sabah kahvaltı yapmak için gölge kovalıyorduk, güneş geldikçe masayı gölgeye çekiyorduk. sahilde başlayan kahvaltı tepede taşların arasında bitiyordu. küçük bir mağara bulduk, 2 sandalye ancak sığıyordu. kahvaltıdan sonra sıkış sıkış mağaraya geçiyor akşam beşe kadar orada takılıyorduk. o kadar sıcak oluyordu ki dışarı çıkıp gölge gelmiş mi gitmiş mi akşam mı olmuş sabah mı bakmaya üşeniyorduk. tabi ayağa kalkınca yerini de kaptırabilirsin onun için serin serin çiş kokulu mağarada oturmak denize girip yüzmekten daha cazipti.

    bir gece çadırda nem öyle boğdu ki dışarı çıkıp taşların üzerinde yattım. taşların arasından kertenkele mi gelmiş, yılan mı çıkmış umrumda olmadı. o an çadırda boğulmaktansa bir yılan tarafından sokulmak daha mantıklı geldi.

    başka bir gece sivrisinek sürüsünün gazabına uğradım. her tarafım şişti, benek benek oldu. tatil boyunca öyle acı çektim ki yaşadıklarımın yanında su bulma, bulaşık yıkama, yemek yapma, duş alma gibi şeyler ufak detaylar olarak kaldı.

    denize girip iki kulaç atacağız diye komando eğitiminde bulduk kendimizi. 15 gün kalacaktık güya 5. günün sabahında canımızı zor kurtardık. 5 gün tatil yaptık 3 ay kendimize gelemedik. şimdi çadır gördüğüm yerde tekme atıp kaçıyorum * çadırınızda ayak izi görürseniz uzaklara dalıp critica burdan geçmiş deyin. benim için bir tekme de siz atın.

    iyi tatiller

    allah belasını versin böyle tatilin.