este noyan17
profili

  • 15 ekim 2021 başakşehir beşiktaş maçı

    adamın hocası 8 maç alacakken tüm kurallar hiçe sayılarak rezil bir kararla 1 maç alıyor. oyuncusu kasap rosier yine atılmıyor. uyduruk penaltı kazanıyor yine de çıkıp hakemden şikayet edebiliyor. bu yüzden şampiyonlar ligi'nin en kolay grubunda maçlara fark yememek için skor 2-0ken bile 11 kişi defans yapmaya devam ediyorsun işte. tff'nin şımarık çocuğu sporting maçlarında da üstünlüğü eline alamaz.

  • eğitimli kesim cnn türk izliyor

    bahsi geçen eğitim tuvalet eğitimi ise o bile meçhul.

  • burak yılmaz

    ya bi siktirin gidin tüm stat burak diye inledi, 15 dk önce gol diye evinde anırdın, gelmiş buraya günah çıkarmaya çalışıyor.

    götüm götüm sevindin ve stadınız burak diye inliyor. az susun artık amk.

    türk futbol tarihinin en büyük dansözlüğü bu adamdır, 2012'de oynanmış bir maç için üstelik darbe aldığı bir posizyon için 7 sene ağlayıp adamı statta onure edip burada maval okumayın.

    tatava yapma sevin geç.

  • red dead redemption 2

    sevgili genç kardeşlerim, last of us ile başlayan, hemen hemen her şeyi oyuncuya yaptıran, ürettiren, hazır sunmayan gerçekçi anlayış artık oyun dünyasına egemen oldu diyebiliriz. son dönemde oyun teması ne kadar metafizik öge içerirse içersin oynanış gerçekçi unsurlara dayanıyor. tamamen fantastik bir yapım olan god of war bile gerçekçi dövüş mekaniklerine döndüğü oyun ile patlama yaptı. yani o tarz bir oyun ancak o kadar gerçekçi olabilirdi. bunu demek istedim.

    rdr de bu akımı tamamen başka bir boyuta taşımış görünüyor. ateşi yakıp vurduğun tavşanı yiyorsun, uyuman gerekiyor, üstün başın pis dolaşınca millet taşak geçiyor, senden uzaklaşıyor vb. dolayısı ile "iyi ki almamışım yeaa şu ıvır zıvır işleri güncelleme ile geçme seçeneği gelince alırım." demek last of us'ta "çakıyı üretme ıvır zıvır işi güncelleme ile kalkacak yeaa" demek kadar saçma. oyun tamamen bu temeller üzerine kurulu, bunu bekliyorsan avucunu yalarsın. bu oyunda öyle süper kahramanlıklar, şovmenlikler yok. her an her yerde üstüne çullanan düşman veya hayvan görmen mümkün. dev gibi de harita var, tren ile hızlı yolculuk dışında seçeneğin yok yani. o da bilet parasını verip alıyorsun ki oyunda parayı tutmak aşırı zor. geçmiş olsun size.

    velhasıl kelam, öyle silahı alıp önüne geleni kesip doğradığın, her şeye bir tıkla ulaştığın oyunların devri bitti bitiyor. artık firmalar gerçekçilik teması üzerinden gidiyor. ağlamayı kesin, abileriniz gibi emek harcamayı öğrenin. hadi güzel kardeşlerim benim. bu oyunu oynamak istiyorsan o boklu götün o banyoya girecek, yoksa yallah cs'ye.

    ek: dallamalara çok kelam ayırdık, zevk sahibi oyunculara bir öneride bulunayım ki oyun da bilgi kısmında bulunmuş zaten spoiler sayılmaz. suç işlerken bandana kullanın ve bağladığınız, öldürdüğünüz adamı sakın ola görülecek yerde bırakmayın. bundan sonrası hafif spoiler içeren bir uyarı, bence okumanız iyi olur diyebilirim ama her şeyi kendim görerek yaşayacağım diyorsan uzaklaş.

    --- spoiler ---

    ani verdiğiniz kararlar kısa vadede götünüzde patlayabilir.

    yavşak bir çeteyi doğradım, adamın cesedini inceledim bir süre sonra dışarı attım. "zavallı atı da vurmuşum"diye üzülüp incelerken yanlışlıkla üzerine çıktım. yoldan geçen dalyarağın teki bildirip hayvana eziyet suçundan şikayetçi olmuş. siktir lan diyerek beklerken gelenlere karşılık verince, 3-5 kişiyi daha öldürmek zorunda kaldım. kafama konan ödül o sınırlarda birkaç kez pusuya düşürülerek ölmemle sonuçlanınca ee sikerler diyip gidip teslim oldum. hapse attıkları yetmediği gibi tüm parama da kondu ibneler. zaten para kazanmak zor, yarma gibi adamı ipe bağlayıp soyuyorum 25 cent çıkıyor pezevengin cebinden. ona göre hareket edin. gizliliğine önem vermeyen keklik olur bu oyunda.
    --- spoiler ---

  • netflix ücretsiz 3 aylık üyelik

    beleş mezar bulsa girecek tipler için velinimet sanırım. sanıyor ki biri eline toplamış isteyen herkese dağıtıyor. içerikten, nasıl olduğundan haberi yok, içeriği ile de ilgilenmiyor. biri başlatmış, bana da düşer belki diye yazıyor. eminönü baklava dağıtımlarını anımsatıyor bana.

    biz öğrenciyken durumu olmayan kişi elini kaldırıp istekte bulunmazdı. herkeste bir onur ve tevazu vardı. şimdi "ilk mesaj atana 50 tl vereceğim." desem mesaj kutum dolar taşar.

    sorsan ülke bu durumda ise nedeni kömürcüler, makarnacılar vb. ithamlarla tanımlanan insanlar.

    onun bir tık üstü de sensin, sadece az biraz daha gelişmiş versiyonusun. hayat mottosu nerede beleş oraya yerleş olan insandan bir cacık olmaz.

  • fatih terim

    devletten hangi desteği almış çok merak ediyorum? bir tane mantıklı argüman sunun zırvalamadan önce. tabii ondan da önce yaşananları bir hatırlamaya çalışın azıcık nöronunuz kaldıysa.

    adam ne diyor? ''önceki şampiyonluklarımdan daha özel.''

    bunu niye diyor sence dallama? 7 şampiyonluğu olan, kadıköy'de bile kupa kaldırmış adam bunu niye der?

    nedeni gayet basit, evet kampanyasına katılmadı diye üstü çizildi bu adamın. basında sürekli üzerine gelindi. haklı yönleri de vardı. çomarlık yapmıştı. devamında tazminat olayını dava ederek halkın gözünde hak ettiği parayı almaması için baskı yapıldı. kendini kaybetsin diye 4-5 uyduruk penaltı çalındı aleyhimize. hiçbir oyuna gelmedi. işine bakmaya devam etti.

    şampiyonluk maçı öncesi cumhurbaşkanı apaçık başakşehir'i destekleyin mesajı verdi, yine de başaramadı. onun takımını da yendik. akhisar rahat rahat as kadro çıksın diye kupa finali bir gün sonrasına alındı lan daha 2 hafta önce.

    bütün bunlara rağmen şampiyon da olduk.

    bunu yazmak için tam bir fosil beyin motivasyonuna sahip olmak gerekir.

    bu adamın özel olarak nitelendirme nedeni tam olarak budur.

    dediği gibi de bariz bir şekilde özel olmuştur.

  • istanbul başakşehirspor

    stressiz, baskı olmazdan, tıkır tıkır maaşları yatan oyuncularla yükseldiler. paranın nereden geldiği de halen meçhul. garip garip firmalar 0 getirisi olmasına rağmen sponsor oluyorlar. takımın iç dinamikleri hakkındaki eleştirilere kimse açıklık getirmiyor. türkiye'de kafası bu kadar rahat başka bir kulüp ve oyuncu grubu yok. hem de adam istanbul'da yaşıyor. ulan dünyadaki en mutlu insanlardan biri olur o adam o kafa rahatlığıyla. bir zahmet başarılı olsun.

    aynı lato başakşehir'de olsun herif maksimum performans sergiler. bizde milyonlarca göz senin üzerinde, statta her yaptığın anında tepki alıyor. bu adamla başakşehir'in adamı aynı seviyede olamaz elbette.

    yapay, stresten uzak, dış etmenlere kapalı, arkasında siyasi güç olan bir yapı kurmuşsun. binbir sorunla boğuşan kulüplere kafa tutuyor diye taktir etmemiz bekleniyor. tatlılardan ne alır bu arkadaşlar?

    adamlar büyük bir rahatlıkla otobüsten inip gazetecilere meydan dayağı atıyorlar ve doğru dürüst ceza bile almıyorlar. melo'nun tweet nedeniyle 3 maç yediği ülkede oluyor bunlar. çok taktir etmeliyiz arkadaşlar, hakkını verin şu adamların :(

    yıllarca büyüklere karşı bilenerek prim yaptılar. 2. yarı kendi yaptıklarını büyükler bunlara yapacak kanımca. ekstra motivasyon ile oynayacaklar bu takıma karşı. neler olacak merakla bekliyorum. fenerbahçe'yi küçümseyenler de oynadıkları göze hoş gelmeyen, kabız futbol nedeniyle yanılıyor. türkiye'de yenmesi en zor takım fenerbahçe'dir. aynı zamanda onlara mağlup olmak da zor. ligde gördüğüm en garip hüviyete sahip takım. tam bir beraberlik takımı. yaratıcılık 0 olsa da müthiş alan daraltıp rakibin oyununu her maç bozabilen ilginç bir sistemleri var. fener de öyle kolay lokma olmaz bunlara.

  • arda turan

    ingiltere, fransa ve almanya'da transfer dönemi bitti. ispanya'da eski kulübü de transfer yapamıyor. vefa amacıyla rotasyonda kullanırlar mı? sanmıyorum. transfer yasakları da var. onun dışında diğerleri de alacak gibi görünmüyor.

    barcelona'da geçen sene 13 gol atan yetenekli bir oyuncuyu kimse almıyor. kafasını duvarlara vurarak sorması gerekiyor bu soruyu kendine; neden?

    en büyük neden oturmayan karakteri. burada yaptığı zırvalıkları, gazeteci saldırılarını, hoca ile kavgalarını elin adamı takip etmiyor mu sanıyorsun? ınstagram'dan yaptığın paylaşımlardaki bozuk türkçe bile geleceğini etkiler. millet oyuncu alırken yemek tercihine bile bakıyor artık.

    senin yaz boyu gündem maddelerin nelerdi?

    - bir oturuşta 200 midye yemek
    - haddin olmayan konularda yorum yapmak
    - göbekli pozlar vermek.
    - milli takımı karıştırıp geri dönmek

    bunların hepsi izleme ekipleri tarafından takip edildi. barcelona gibi bir vitrindesin, iyi oynadığını bir sezon sonunda çöp muamelesi görüyorsun.

    başına geleni sonuna kadar hak etmiştir. bu saatten sonra bu bidonu galatasaray'a getiren de beyinsizin önde gidenidir. 3 milyar euro para akışı sağlanan 2 ayda kimsenin tercih etmediği bir çöp torbasını yıldız, evlat diye yemez kimse.

    galatasaray'ın gerçek evladı dün havaalanında karşılandı.

    galatasaray kimsenin yedekte tuttuğu bir takım olamaz. terim konusunda doğru yaptınız, bu fırsatı ona tanımadınız. hatasının bedelini ödedi. aynı derecede bir yanlışla berbat etmeyin sakın.

    2-3 seneye batıp gidecek zaten kendisi.

  • suudi prenseslerin muğla'da bikiniyle gezmesi

    vatandaşının tadamadığı zevki elin suudisi tadıyor, vatandaşın alamadığı arsayı elin katarlısı alıyor. vatandaşın gezemediği yeri elin arap'ı geziyor, sıradan vatandaşa sorsan bu vatan onların. vatan, millet sakarya aley hoo!

    bu toplum bu vatanın sadece cefasını çekiyor sefasını da başkaları. modern kölelik tam olarak böyle bir şey işte.

  • 15 haziran 2017 galatasaray riva ihalesi 2. turu

    kıskançlıktan dezenformasyon yapanlar da damlamış hemen. galatasaray alacağı net para olduğu için istediği oyuncuya para basıp alabilir. transfer yapmayı 1980lerdeki gibi sananların yorum yapmaması gerekiyor. şimdi adama vereceğin parayı 48 aya bölüp veriyorsun. al 20 milyon ver oyuncuyu diye bir şey yok. bazıları öyle yapıyor tabi. orası da ayrı.

    beşiktaş 2 senelik şampiyonluğa rağmen 300 milyon zarar etmiş durumda. fener de öyle. galatasaray bu arazi satışıyla en azından rahatlamış olacak. bu satışlar olmadan önceki rakamlar. bjk 5-6 sene değil bir ömür boyunca bu borçlar için uğraşacak. galatasaray bu kadar kötü durumda olsa çarşaf çarşaf haberler okurdunuz, fb aleyhine olunca paylaşılmaz o nedenle bilinmemesi normal.

    ha bu satışlar beceriksiz yönetimler nedeniyle günü kurtarır ancak. 20 sene sonra aynı borç olursa şaşırmam.

  • akp iktidarına en yakın spor kulübü

    adamın başkanı gün aşırı tayyip'i yalıyor, daha bugün yine yalamış. seçim sonuçları hakkında yorum yapıp sıçıp batırmış. vodafone arena'yı davutoğlu ve rte posterleri açarak açıyorlar hala galatasaray diyor. ha siktir oradan derler adama.

    bu düzende tüm takımlar iktidara yakın durmak zorundadır lakin bazıları onurlarını ve haysiyetlerini, kulüp değerlerini hiçe saymaktadırlar.

    bunun en bariz örneği geçen seneye kadar sinan engin'siz şampiyon olamayan, sahte evrak ve şikeden dolayı avrupa'dan men edilen siyah beyaz bir takımdır. vergi faiz indirimlerinin tüm kulüpler için gerçekleştiğini bilmeyen sığır taraftarları vardır.

    kimse kendini kandırmasın. iktidarın medarı iftiharıdır bu kulüp son dönemde. başkanları dili kahverengi dolaşır. ramazan da geldi, çıkar yine sahur programlarına palyaçoluk yapmaya devam eder.

    geçen sene bileğinin hakkıyla herkesi darmadağın eden bjk'nin bu sene aldığı şampiyonluk ile 2010 dönemindeki şampiyonluk arasında benim açımdan bir fark yoktur. hatta fenerbahçe sahada bu kadar bariz hakem desteği almamıştır o sezon. katledildiği maç bile olmuştur. bu sene ise ligin başında ve devamında galatasaray sürekli doğranmış, bjk sürekli hakem desteği alarak ritim tutturmuştur. bu süreçte galatasaray tepetaklak olmuştur. kayseri, rize ve bjk maçlarında art arda yaşanan hakem komedilerini unutmayacağım ama bu ağlaklar gibi senelerce muhabbetini de yapacak değiliz. buna rağmen takım daha iyi olmalıydı, asıl sorumluların kim olduğunu biliyoruz. nihayetinde bu takım gelen bu destekle birlikte takım öz güven kazanmış ve ligi açık ara önde götürmüştür. kısacası yaladıkça kazanmış, kazandıkça yalamaya devam etmiştir. zaten bu menfaatçiler de ilk başarısızlıkta başkanlarını çarmıha gerekecekler yalaka diye. bu entry burada dursun, aynen böyle olacak. ben de bu entry'yi hatırlatacağım. adamın yalaka ötesi bir sülük olduğunu başarısız olduklarında idrak edip şereften falan bahsedecekler yine salya sümük akıtarak. yeni nesil insan tipi bu şekilde. nasıl olursa olsun kazan mantığı var artık. o yüzden fiko başgan modundalar. aynı adamlar ''çıldırt bizi demirören'' pankartları açıyordu statlarında 3-4 transfer yapılınca. türkiye'deki genel taraftar profili bu şekilde tabii, onu da eklemek gerekir. leş gibi insan yetiştiriyoruz. onursuz, gurursuz, haysiyetsiz, çıkarcı, iş ahlakı olmayan... nihayetinde de sonuç böyle oluyor.

  • abdullah çakıroğlu

    öncelikle şunu ekleyeyim, serbest bırakılmış. şunu hatırlamakta fayda var.

    "bekar ve ailesiyle yaşadığı öğrenilen abdullah ç'nin için "manik depresif" teşhisi konulduğu, ancak tedavi olmak için sevk edildiği hastaneye gitmediği iddia edildi."

    sokak bu tip hastalarla dolu. menzil gibi bir oluşumda huzur bulan kişiler incelense yarısı böyle hasta çıkar. çok net.

    atatürk 1925'te bu tiplerin leş ve kokuşmuş zihniyetini fark edip engel olurken bilgi çağında "diğer cemaatler merak etmesin, onlarla aramız iyi keh keh keh" tarzında açıklamalar yapan kişiler yöneticilik yapmaya devam ettiği sürece bunun gibi beyni çürümüş zihniyet insanları zehirlemeye devam edecektir.

  • 27 ağustos 2016 ypg'nin türk tankını vurması

    türkiye geçen sene ışid götünü kesecek diye türkiye - suriye sınırına yığılıp yalvarıp yakaran 300 bin kürt'ü kurtarmıştı yine. daha yeni bu olay. öyle 20 sene önce değil. sınırımızı açtık, barınak verdik, yemek verdik, bunların güçleri bizim sınırdan geçtiler. hastanelerimizi kullandılar. sonunda ne oldu? 6 ay önce dönüp amerika'ya üs verip bizi yine arkadan vurmaya devam ettiler. tıpkı saddam zulmünden kaçan 1 milyona yakın kişiye kucak açıp yardım etmemiz gibi. o dönemde de çoğu gelen kişi pkk'ya katılıp arkadan vurmuştu.

    bu ülke bunları yok olmaktan kurtarır, bunlar arkadan vurur. seneler geçse de bu gerçek değişmez. siz hala birbirinizle kardeş olduğunuzu sanmaya devam edin. canlarım benim.

  • 5 ağustos 2016 cnn türk türkiye'nin gündemi yayını

    adamlar öyle bir örgütlenmiş ki genelkurmay başkanı'nın uçak ve helikopter kalkmayacak talimatının ulaşacağı her birime adamlarını yerleştirmişler, 15 temmuz günü senin elini kolunu bağlamışlar. girmesi en zor, 40 tane aşamadan kefil şartıyla kabul edilen özel harekat timine bile sızıp üstüne bir de giriş şartlarını değiştirerek doluşuyorlar. cumhurbaşkanı az kalsın canından oluyordu. böyle bir yapının bütün siyasi partilerde adamları olduğunu düşünmemek ahmaklık olur. şimdi asıl soru geliyor, bu adam bu isimlerden sadece bir tane açıklamış mı? bir diyorum bakın. hayır. vay efendim meral akşener mv olmadan bakan olmuşmuş. yapacağınız algı operasyonu batsın. gerçekten bilen ve dürüst bir adam olsaydı mv olan cemaatçileri sıralardı, sinsi bir adamdan fazlası olduğunu düşünmüyorum.

    balyoz davası için "türk milleti bağırsaklarını temizliyor." diyebilmiş bülent arınç gibi adamlar yargılanmadıkça kimse beni saf bir cemaat temizliği yapıldığına inandıramaz. iltimas olmadan bu cemaati savunan her mv, yönetici, gazeteci vb. sorgulanmalı. her hıyarım var diyene tuzlukla koşmamayı, veri ve kanıt sorgulaması yapmanız gerektiğini ne zaman öğreneceksiniz merak ediyorum.

  • eren derdiyok

    sözlük'e gezi ayağına sadece beşiktaşlı olduğu için doluşturulan bir yığın ergen var, nerede galatasaray ile ilgili haber görsem bu adamlar damlıyor ve şampiyon olmanın gazıyla kuru sıkı sallıyorlar. şu başlıkta galatasaraylıdan çok bu adamların olması makat sancısından başka bir şey değil.

    1-) beşiktaş transfer sezonunu en berbat şekilde geçiren kulüptür. en iyi oyuncularını kaybetmiş yerine de adam alamamıştır. her bölgeye acil kaliteli isim alması gerekiyor ki bu bu da mümkün değil. talip olduğu oyuncuları da galatasaray elinden söke söke almıştır.

    2) beşiktaş yapabildiği transferleri de ucuza falan kapatmamıştır. 600 k'ya adriano aldık cümlesi kocaman bir yalandır. ilk 2'ye girdikleri taktirde 1.7 milyon euro daha ödeyecekler. ha ben müzmin 3.'yüm diyorsan amenna. imza parası ile birlikte adriano'ya senelik 2.5 milyon euro ödeyecekler ortalama. bu bence yine de iyi bir transfer ama öyle bedavaya falan alınmadı. diğer aldıkları bir diğer 32'lik adama da yine imza parasıyla birlikte ortalama 2.5 milyon euro ödeyecekler. "fenerbahçe'de gökhan gönül şoku!" haberleri ile sakatlığı nam salmış bu adama bir tomar para dökenler '' eren zaten sakat yea"diye ortada dolaşıyorlar.

    3) kasımpaşa 2.5'a aldığı, ülkeyi, futbolumuzu bilen, avrupa ligleri görmüş bir adamı parlatıp en verimli olacağı yıllarda sana 1.5'a bırakmaz. serdar aziz transferi ne kadar yanlışsa eren transferi o kadar doğrudur.

    4)galatasaray'ın en büyük eksikliği oyuna pozitif katkı yapan santrafordu. hava topunda etkili, arkasındaki oyuncuları rahatlatıp alan yaratan bir "komple forvet" ihtiyacımızı fazlasıyla karşılayacaktır. malum şartlarda avrupa'dan paraları bayılmadan alabileceğin hiçbir oyuncu yok. bu durumda yerli piyasada alınabilecek en iyi forveti alman doğru bir adımdır. dahası adam 2009'da kendisine hediye edilen galatasaray formasını bile saklamış, galatasaraylı olduğu da aşikar. gayet yararlı olacak inşallah.

    diyeceğim o ki transfer sezonunu berbat geçiren ve oyuncularının bir bir kaçtığı kulübün kara trollerinin kıytırık yorumlarına aldanıp gaza gelip durmayın. kendileri alabilse bir ton methiye düzeceklerdi. adama destek olmuyorsanız da köstek bari olmayın. başka galatasaray yok.

  • öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    öğrenildiğinde ufku iki katına çıkarır mı bilmem ama cumhuriyetin nasıl kazanıldığını, ülkenin nasıl bir bataklıktan kurtarıldığını daha net görmek için bilinmesini gerektiğini düşünüyorum. olduğu gibi aktarayım.

    “1923' te türkiye’de;
    nüfus 13 milyon civarıydı, 11 milyon kişi köyde yaşıyordu.
    40 bin köy vardı, 38 bininde okul yoktu.
    traktör sıfırdı, karasaban’dı.
    5 bin köyde sığır vebası vardı.
    hayvanlar kırılıyor, insanlar kırılıyordu.
    iki milyon kişi sıtma, bir milyon kişi frengiydi, verem, tifüs, tifo salgını vardı, üç milyon kişi trahomluydu,

    bebek ölüm oranı yüzde 48’di, yani her doğan iki bebekten biri ölüyordu.
    memlekette sadece 337 doktor vardı.
    sadece 60 eczacı vardı, sadece 8’i türk’tü.
    diş hekimi, sıfırdı.
    dört hemşire vardı.
    40 bin köy, sadece 136 ebe vardı.
    ortalama ömür 40’tı.
    yanmış bina sayısı 115 bin, hasarlı bina sayısı 12 bin. ülkeyi yeniden inşa etmek gerekiyordu.

    kiremit bile ithaldi. adı; marsilya kiremidiydi.
    limanlar, madenler, demiryolları yabancıya aitti.
    toplam sermayenin sadece yüzde 15’i türk’tü.
    osmanlı’dan cumhuriyet’e miras kalan sadece dört fabrika vardı, hereke ipek, feshane yün, bakırköy bez, beykoz deri…
    elektrik sadece istanbul, izmir ve tarsus’ta vardı.
    otomobil sayısı bin 490’dı.
    sadece dört şehirde özel otomobil vardı.
    veremle boğuşan halk, ahırda yatarken…

    bugün bazılarının yere göğe sığdıramadığı abdülhamid’in 16 tane eşi vardı: nazikeda, safinaz, dilpesent, peyveste, nazlıyar, bidar, mezide, emsalinur hanım… 16 tane… yaş itibariyle, tamamı çocuktu.
    abdülmecid’in 22 eşi vardı. ahali ineğine verecek saman bulamazken, o sarayında iki futbol takımı kadar kadınla yatıyordu.
    kadın, insan değildi.

    tiyatro yok, müzik yok, resim yok, heykel yok, spor yoktu.
    arkeolojik eserler, öyle gizli saklı değil, padişahların hediyesi olarak, trenlerle çalınmıştı.
    kimisi alaturka saat’i kullanıyor, güneşin battığı anı 12:00 kabul ediyordu.
    kimisi zevali saat’i kullanıyor, güneşin en tepede olduğu anı 12:00 kabul ediyordu.
    kimisi güneş batarken grubi saat’i esas alıyordu,
    kimisi güneşin tamamen battığı ezani saat’i esas alıyordu.
    “saat kaç birader?” diye sorduğunda, her kafadan ayrı bir ses çıkıyordu.,
    kimisi hicri takvim kullanıyordu, kimisi rumi takvim kullanıyordu. kimisinin şubat’ı kimisinin aralık’ına denk geliyordu. herkes aynı zaman dilimindeydi, ama farklı aylarda yaşıyordu!

    dirhem, okka, çeki vardı. arşın, kulaç, fersah vardı. ne ağırlığımız dünyaya ayak uydurabiliyordu, ne uzunluğumuz… ölçülerimiz ortaçağ’dı.
    erkeklerin sadece yüzde yedisi, kadınların sadece binde dördü okuma yazma biliyordu.
    okur-yazar erkeklerin çoğunluğu, subay veya gayrimüslimdi. okul yaşı gelen her dört çocuktan üçü okula gitmiyordu.

    toplam, 4894 ilkokul, sadece 72 ortaokul, sadece 23 lise vardı. türkiye’nin tüm liselerinde sadece 230 kız öğrenci kayıtlıydı.
    öğretmenlerin üçte birinin, öğretmenlik eğitimi yoktu. tek üniversite vardı, darülfünun, medreseden halliceydi. ülke bilim’den çoook uzaktı.
    600 sene boyunca türkçenin ırzına geçilmiş, osmanlıca denilmişti. arapça, farsça, fransızca, italyanca kelimeler, levanten terimler dilimizi istila etmişti. karşılıklı sesli-sessiz harfleri olmayan arapçayla türkçe yazmaya çalışıyorlardı.
    “harf devrimi yapıldı, bir gecede cahilleştirildik, köpekleştirildik” deniyor ya…
    ibrahim müteferrika’dan itibaren 150 sene boyunca basılan kitap sayısı kaçtı biliyor musunuz? sadece 417’ydi. bunların da çoğu gayrimüslimlerin matbaasından çıkmıştı. ki zaten, müteteferrika da devşirmeydi, macar’dı.
    bu topraklara kitap gelene kadar, avrupa’da 2.5 milyon farklı kitap basılmış, 5 milyar adet satılmıştı.

    voltaire, bir kitabında şu ağır tespiti yapmıştı: “istanbul’da bir yılda yazılanlar, paris’te bir günde yazılanlardan azdır!” ve neymiş efendim, mezar taşı okuyacakmış… sen önce iki tane kitap oku da, dünyadan haberin olsun biraz!"

  • cristiano ronaldo

    1.5 ay önce 17 gol attığı şampiyonlar liginde şampiyonluk yaşayan, kırmadığı rekor kalmayan adam sakatlandı diye ağlıyor, sakat sakat oynamaya çalışıyor ama yere yıkılıyor. tüm tribünler ayakta alkışlıyor kendisini.

    bizde ise barcelona'da yedek olan adam götü göbeği salıp soytarı gibi sahada dolanıyor. ona buna hesap sormaya kalkıyor ve yıldız muamelesi görüyor.

    kupa alamıyor diye milli formadan kaçan sözde starlar varken kendisine olan saygım müthiş arttı bugün. şu adamdaki hırs, iş ahlakı dünya üzerinde çok nadir rastlanacak türden. umarım portekiz kupayı alır.