twelvemonkeys3
profili

  • rte'ye muhalif olayım derken vatan haini olan tip

    ayni zamanda vatan kavramini da sorgulatan tiptir, bu sebeple bence fikir anlaminda iyidir hostur.

    dunyanin bir noktasinda dogmam; surecini kendim belirleyemedigim, raslantisal sureclere bagli olarak gelisen bir durum mudur? evet. oyleyse neden illa dogdugum cografyaya, icinde oldugum kulture bir minnet borcum olmali ya da onlari sevmeliyim? yakin aile cevrem disinda koskaca milyonlarla nasil bir baglanti kurabilirim. bence zor bir durum. yok eger milyonlarla baglanti kurabiliyorsak, yani boyle bir kabiliyetimiz varsa neden ulkelerle sinirliyoruz ki neden butun dunya ile de baglanti kurmayalim?

    baglanti kurabildiklerimiz ile kuramadiklarimiz arasinda siniri sanirim dogal ve beseri sartlar belirliyor. dogal sartlar uzaklik ile ilgili olabilir. ornegin turkiye'deki birisinin japonya'daki biriyle baglanti kurmasi zordur cunku iki ulke birbirine cok uzaktir. beseri sartlar ise dil, din, kultur, tarih gibi ortak yasanmisliklarla alakalidir. fakat gunumuzde bilisim caginda bu dogal ve beseri sinirlar erezyona ugruyor. farkli bir kulturu tanimak internet'te tek tik uzakta ya da bir ucak biletine bakmakta. gezdiginiz zaman goruyorsunuz ki butun insanligin cok basit bir amaci var; yasamak, keyif almak ve uremek.

    dolayisiyla ister istemez neden kendime turk, alman, japon demeliyim; neden anlamli ya da anlamsiz her durumda icinde bulundugum koca toplumu yani milyonlari savunmaliyim ama dunyanin geri kalan daha koca bir toplulugunu, yani milyarlari dislamaliyim bazen anlamlandirmakta zorlaniyorum.

    boyle dusundugum zaman ne devlet ne de sinir kavramindan hoslaniyorum. benim icin vatan su an asilmasi en zor sinir olan dunyadir. geri kalan ayrismalarin hicbirisini umursamiyorum. anadolu'nun gen havuzunda kimbilir kimlerle karismisimdir ki genetik durumum da umurumda degil. ben su an ortalama yasam suresi 80-85 yil olan insan turunun bir ferdiyim ve bu omrumu keyif alip yakin aile bireylerimle mutlu sekilde yasamak istiyorum.

    istedigimi istedigim gibi yargilarim, rte'ye muhalif de olurum ve bu beni vatan haini yapmaz diye dusunuyorum. zaten vatan kavramini derinden sorguluyorum, ve onu artik farkli yorumluyorum. ben x, y, z vataninin ya da milletinin tarafinda degilim, basit bir insanim ve butun dunya icin ozgurluk ve demokrasiden yanayim.

  • asker otele vardığında rte'nin istanbul'da olması

    15 temmuz 2016 darbe girişimi sirasinda yasanan garip bir doga olaydir.

    tayyip'in darbeden birkac gun once ortadan yok olmasi ve gazetecilerin bile nerede oldugunu bilmemesinden daha enteresan bir olaydir.

    bu ilginc olay bugune kadar neden yuksek ses ile tartisilmadi anlamiyorum. muhtemelen su mesaj bile sozlugun derinliginde kaybolup gidecek.

    bakın çok enteresan tayyip, hande firat ile telefondan gorusme yaparken saat yaklasik 00:20 civariydi. bu konusma sirasinda tayyip'in nerede oldugu tam bilinmese de tayyip bulundugu yeri terk edecegini ve meydanlara gelecegini acikca soyledi.

    cumhuriyet gazetesinin marmaris iddianamesinden verdigi detaylara gore tc-ata ucagi dalaman'dan 01:43 gibi istanbul'a hareket etmis. buna gore tayyip de muhtemelen hande firat ile konustuktan sonra 00:40-01:00 arasinda helikopter ile marmaris'ten dalaman'a hareket etti ve 01:43 gibi kendisini bekleyen tc-ata'ya bindip istanbul'a yola koyuldu. saat 03:15 gibi de ataturk havalimani'na indi.
    http://www.cumhuriyet.com.tr/…stanbul_a_varmis.html

    oysa darbeci askerler marmaris'e saat 03:20 gibi geliyorlar. tayyip ise basin toplantisinda kendisinin ayrilmasindan az farkla askerlerin oraya gelip, otele saldirdiklarini soyluyor. yenisafak erdogan otelden hainler gelmeden 15 dakika once ayrildi diye haber yapiyor. sonrasinda cnn roportajinda da tayyip 15 dakika gec kalsam oldurulecektim diyor.
    http://www.yenisafak.com/…-15-dakika-detayi-2511965
    http://www.iha.com.tr/…aydim-oldurulecektim-574208/

    bu suikast girisimini yoneten tuggeneral gokhan sahin sonmezates'in ifadesinde soyle ilginc bir soz soluyor; "şimdi düşündüğümde bir üst iradenin bizi orada kasıtlı olarak beklettiğini düşünüyorum. zamanında yola çıksaydık hedefimizi bulacaktık". ancak ifadeye baktigimizda zamaninda yola ciksalar da birseyin degismeyecegini anliyoruz.

    sonmezates'e gore darbecilere 01.00-01.30 civarında operasyona baslanacagi bilgisi veriliyor. yani erdogan helikopterle ile marmaris'tan havalandiktan cok sonra darbeciler cigili'den daha yeni hareket edecekler. hatta sonra operasyon iptal haberi geliyor. askerler her ihtimale karsi calisir vaziyetteki helikopterde bekliyorlar ve yaklasik 1 saat sonra tekrar operasyon bilgisi geliyor ve oyle marmaris'e dogru hareket ediyorlar. tabiki oraya varislari gecikiyor ve 03:20 gibi iniyorlar.
    http://www.abcgazetesi.com/…rak-bekletti-23595h.htm

    simdi elimizdekiler;
    - ortada bastan basarisiz olacagi (operasyon emrinin ilk geldigi anda hareket etseler bile) bariz belli olan bir askeri operasyon var, o zaman bu operasyon asker tarafindan neden yapildi, (yazar yorumu: iyi ki daha buyuk bir catisma olmadi, ancak operasyon sekil itibariyle inanilmaz absürt)
    - askerin hic mi birisinde cep telefonu yoktu da tayyip'in hande firat ile gorusmesini dinlemedi ve bulundugu yeri terk edecegini anlamadi,
    - tayyip'in ifadeleriyle olaylarin gerceklesme zamanlari arasinda tutarsizlik var,

    bonus;
    - tayyip ataturk havalimanindaki konusmasi sirasinda bugun ogleden sonra askerde bir hareketlilik vardi diyor. bir baska konusmasinda ise darbeyi aksam saat 20-21 gibi enistesinden ogrendigini soyluyor.

    bu tutarsizliklar uzerine basa basa neden medyada yer almiyor hala anlamis degilim. hadi medyada yer almiyor sosyal medyada neden dillendirilmiyor onu da anlamadim. cnn'e konusmaci olarak ciksam dogru duzgun cevap alana kadar tartisilan konu ne olursa olsun papagan gibi su yukardaki durumu anlatir cevap arardim.

    en cok merak ettigim ise tayyip, binali, mit ve genelkurmay baskanlari tbmm darbe araştırma komisyonu tarafindan neden dinlenmiyor.

  • ırak ve şam islam devleti

    irak el-kaidesi'nin suriye'ye de sicrayarak levant bolgesinde olusturmak istedigi islam devletinin populer adi.

    ayni zamanda hakkinda gercek islami temsil eder mi etmez mi tartismasinin en cok yapildigi devlettir. kimilerince devletten ziyade yurtdisi baglantilari da olan taseron bir teror orgutu olarak gorulur ve yaptiklarinin dogrudan islam ile bagdastirilmamasi gerektigi savunulur. bu gorustekiler isid'in surekli muslamanlara saldirmalarini, ote yandan israil'e saldirmamalarini bir arguman olarak kullanirlar.

    sonucu bastan soyleyeyim; isid yurtdisi baglantilari olan taseron bir orguttur ama gucunu tumuyle sunni selefi akimdan alir. islami literaturu duz mantikla yorumladiginizda islamiyeti gercege yakin uygularlar. siradan orgutler yerine yer altinda degildir ve etkisi altina aldigi bolgeyi bir devlet gibi yonetir. tartismayi yaparken sapla samani birbirine karistirmamak icin isid'in islam yorumunu onun yurtdisi baglantilari ya da terorist yani ile ortmeye calismamak gerekiyor.

    siz bir bolgeyi yeniden tasarlamak istiyorsaniz o bolgede isinize yarayacak dinamikleri kullanirsiniz. hicbir gucun bir bolgede sifirdan ideolojik bir hareket olusturmasi mumkun degildir. ajanlarin gorevi sadece katalizor gorevi gormektir. sureci hizlandirir, lojistik destek verebilir ve surece kendi lehine olabilecek ufak dokunuslar yaparlar. yani orada zaten uyuyan bir hareketi uyandirirlar. ilerde bu olusum kendilerine de zarar verebilir ama ajanlar icin onemli olan fayda zarar oranidir. eger fayda kismi agir basiyorsa zarar kismi mumkun mertebe onemsenmez ve minimumda tutulmaya calisilir.

    burada sunu anlamalisiniz ki yillar once henuz ajanlar bolgede cirit atmiyorken orada oyle fikirde insanlar vardi ki islamiyeti yorumlama sekilleri, hayalleri isid gibi bir olusum ile susluydu. bu hayalleri onlara veren kurandi, sunnetti, sunni selefi din yorumuydu. ajanlarin tek yaptigi bu hayali gercege cevirmelerine yardimci olup, bu insanlarin pozisyonlarini bolgede kendi lehlerine kullanmaktir.

    isid muslumanlara saldiriyor, israil'e saldirmiyor argumanina gelelim. tarihin hangi vaktinde muslumanlar yahudilere karsi buyuk bir savasa giristi cok merak ediyorum. muhammed doneminde bile yapilan savaslarin cogu mekkeliler'e karsidir. sadece mekke'ye karsi yapilan ittifaki bozduklari icin bazi yahudi kabilelere saldirilar duzenlenmistir. yahudiler muhammed'in hicbir zaman odak noktasi olmadi. yahudiler tarihin farkli donemlerinde avrupa'dan kovulduklarinda dahi onlara kucak acan her zaman musluman osmanli imparatorlugu ve ortadogu olmustur. bugun anladigimiz bicimde yahudi musluman dusmanligi 20 yy.'da icat oldu. milliyetcilik akimiyla beraber mesele ortadogudaki toprak ve kaynak paylasimidir. dogrudan dinsel degildir. turkiye'deki abarti ve absurt yahudi dusmanligini akit gazetesi gibi fantastik medyadan ogrendiyseniz bunu tekrar gozden gecirin derim. hiristiyanligin gobeginde dogan masonluk bile turkiye'de yillarca gizli ve kotu bir yahudi yapilanma olarak tanitildi. oysa alakasi yoktur. o yuzden isid'in su an israil'e saldirmasi icin dogrudan tarihsel bir sebebi yoktur. gunluk siyasete gore saldirabilir de saldirmayabilir de...

    isid muslumanlara saldiriyor argumani ise sanirim cahillikten ileri geliyor. muhammed oldukten sonra muslumanlar birbirine girmis neredeyse ecelinden olen halife kalmamistir. ayse yani peygamberin karisi cemel savasinda cariye pozisyonuna dusmus, sonrasinda serbest birakilmis, kuran sayfalari mizraklara asilmis, peygamberin torunlari katledilmis, millet birbirinin karisini savas esiri olarak almistir. muslumanin muslumana yaptigini baskasi yapmadi desek yeridir. bugun de aynisi devam ediyor. bunu anlamakta zorlanan ise musluman olsa da islami literaturu iyi bilmeyen turkiye muslumanlaridir.

    islami literaturu kuran, hadis ve peygamber donemi de dahil yasanan tarihi olaylarin toplami olarak ele alirsak bugunku isid aslinda 1400 yil once ortadoguda yasananlarin birebir kopyasidir. samimi olarak soyluyorum inanmayan acsin literaturu okusun. isid'in gercek islama benzetilmesinin sebebi de budur. islamiyeti turk-islam sentezi perspektifiyle yorumlarsaniz ya da sadece kuran merkezli bir yorum getirirseniz evet yasanan olaylari biraz garipseyebilirsiniz. ancak burada bile problem tam olarak ortadan kalkmaz cunku kuran'in kendisi yapisal sorunlar icerir. bu yapisal problemler de zaten isid gibi olusumlarin dogmasina sebep veriyor. kuran 1400 yil once de bu problemlere sebep oldu simdi de ayni problemlere sebep oluyor. bu bin yillardir test edilip sinanmis birsey. gercegi goremeyen namazinda niyazinda nur yuzlu babaannesi tarafindan buyutulen, ilkokulda diyanetin peygamberin guzel ahlaki basliginda secme hadisleri okuyan turkiye muslumanidir.

    kuran'in kendisi yoruma acik bir sekilde siddeti, savasi, koleleligi, cariyeligi, kadin erkek esitsizligini* icerir. bunu nasil yaparsaniz yapin ortemezsiniz cunku ayetler ile sabittir. konuyu rasyonel degerlendirmek icin kuran'i matematiksel bir sistem gibi ele alirsak 99 dogru tarafi olsa bile 1 tane hatali tarafi olmasi bu sistemi curutur. sistemsel ele alinca o 99 dogrunun bir anlami kalmaz. anlatmaya calistigim yapisal problem de budur. bu oyle bir yapisal problemdir ki her zaman icin bir isid dogurma potansiyeli vardir. yoksa elbette kuran icinde duzgun ifadeler var ancak bunun rasyonel degerlendirme icinde anlami kalmiyor. hadisleri, yasanan tarihi olaylari bir kenara atmistik ama elimizdeki kuran'da bile hatalari gorunce bu sefer edip yuksel gibi 19 mucizesiyle bazi ayetleri de atmaya baslarsiniz. kuran da degistirilmis ben aslinda icindeki 99 iyi yana inaniyorum geri kalan hatali 1 sonradan eklenmistir demeye baslarsiniz. inanmak istedikten sonra boyle de inanabilirsiniz, ben bile inanabilirim ama bu sefer de ortaya baska bir yapisal problem ortaya cikar. icerigindeki kusursuz tanrinin kusurlu bir iletisim sistemiyle insanlarla haberlesmesi tanrinin kusursuzlugu ile celisir*. bu durumda ya tanrinin kusurlu olabilecegini kabul etmek gerekir ya da kuran'in kulliyen bir tanri sozu olamayacagini kabullenmek gerekir. kuran ve aslinda din oyle bir sistemki rasyonel bir zemine oturtmak istediginizde illa bir yani havada kaliyor. neyse bu bahis dogrudan isid ile alakali degil o yuzden bitiriyorum.

    artik sorgulamak, isid'in gercek islami temsil edip etmedigini ogrenmek size kalmis diyorum. biliyorum saf bir inanc ile islamiyeti kabullenmisken onu sorgulamak, gerceklerle yuzlesmek cidden cok zor. kolay gelsin.