yazmasam deli olacaktim2
profili

  • bir erkekle bir kız gerçekten arkadaş olabilir mi

    orhan pamuk tarafından da masumiyet müzesi adlı eserde bir kenarından değinilmiş sorudur.

    --- spoiler ---

    "yani bir erkekle bir kız, kapalı bir odada avruplalılar gibi uzun bir süre sevişmeden duramazlar mı?

    durabilirler tabii... ama burası türkiye olduğu için herkes onların matematik değil, başka bir şey becerdiklerini düşünür. herkesin böyle düşündüğünü bildikleri için, onlar da o işi düşünmeye başlarlar. kız namusu lekelenmesin diye 'kapıyı açık bırakalım' filan demeye başlar. erkek kendisiyle uzun bir süre aynı odada kalmaya razı olan kızın pas verdiğini düşünür ve ona hala bir şey yapmamışsa, erkekliğine laf geleceği için kıza asılır. bir süre sonra kafalarının içi herkesin yaptıklarını düşündüğü şeylerle kirlenir ve o şeyi yapmak gelir içlerinden. sevişmeseler bile suçluluk duymaya başlarlar ve odada sevişmeden fazla kalamayacaklarını hissederler."
    --- spoiler ---

  • yaya geçidinde yol verme kampanyası

    bir süredir başlatmayı düşündüğüm kampanyadır.

    öncelikle kendi adıma bir öz eleştiri yapayım. ışık yoksa ve yaya geçidi, okul çıkışı gibi levhalar varsa bunları farketmekte çok zorlanırım. hemen hemen hiçbir zaman durmam, yayaya öncelik vermem. ben hız keseceğime o iki saniye daha beklesin, sonra geçsin diye düşünürüm. bu düşünce benim farkında olarak sahip olduğum bir düşünce değil. bu benim farkında olmadan yaptığım ve üzerinde düşünmedikçe de farkına varamayacağım bir güdü.

    bu benim içinde yaşadığım kültür, bu benim okulda aldığım trafik dersi, bu benim öğretmenlerim, bu benim enliyet sınavım, bu benim ailemden gördüğüm, bu benim toplumdan gördüğüm, bu benim şahsi aymazlığım...

    ve nihayetinde bu aslında benim. bizzat kendimim. ve ben hatalıyım.

    doğrusunu ise üniversitede yurtdışına çıktığımda birçok vatandaşımız gibi avrupada görmüştüm.

    doğrusu, yaya geçidi varsa o yayayı ne kadar uzaktan görürsek görelim hemen yavaşlamaya başlamak, yaya geçidine ağır ağır yaklaşmak ve çizgisine dahi dokunmadan durmaktır.

    bunu birkaç kez denediğimde, çevremdeki araçların da benimle birlikte durduğunu farkettim. aydınlanmayı bu anda yaşadım. sürü psikolojisini avantaja çevirmiştim.

    maalesef çoğu yaya dahi şaşırdı, geçmemi bekledi, yola inmeye cesaret edemedi. ama ben inatla bekledim. gözlerinin içine baktım. yolun onların hakkı olduğunu, benim bir jest yapmadığımı, ikramda bulunmadığımı, normal olanın bu olduğunu hissettirmeye gayret ettim.

    kimi yaya hiç aldırış etmedi, karşıya geçmedi, bekledi. kimi ürkek adımlarla karşıya koştu. kimi bir tebessümle bana teşekkür etti.

    medeniyet dediğimiz şeye ulaşma yolunda hiçbir unsur hiçbir unsurdan daha önde gelmez. bu işin sırası yoktur. en küçük detaydan en büyük bir hadiseye kadar her güzel şey, her iyi şey ülkemiz adına bir artıdır.

    her ne kadar kötü olaylar yaşasak da, bazen ülkeyi terketmek istesek de, güzel günler için savaşmayı bırakınca gerçekten kaybedeceğimizi hepimiz biliyoruz.

    evet değerli yazarlar, yaya geçidinde yayaya yol vermek de bence devrimci bir eylemdir. ve herhalde bu eylemin gerekliliği üzerinde mutabık kalabiliriz.

    püf noktası da bence şudur: bu kültür bizim dna mıza işleyene kadar yayayı her farkettiğimizde duracağız, unuttuğumuz zaman kendimize kızmayacağız ve bir sonrakinde durmak için kendimize yeniden söz vereceğiz.

    bu bizi daha insan kılacak.