harzem23
profili

  • 9 ekim 2020 merkez bankası faiz arttırımı

    doların yılda %30 arttığı ortamda faizi en az %25'e çıkarmadıkları sürece %0'a indirseler de aynı şey. en azından ortamlarda faiz indirdik dersin.

  • şaka maka corona ölüm oranının %20'ye yaklaşması

    doğru yapılmış hesaptır. "matematiğini sikeyim"cilerin matematiğini sikeyim. bi bok bilmeden laf sokma yarışına giriyorsunuz.

    ölüm oranı "hasta sayısı" üzerinden hesaplanmaz. "ölenler vs iyileşenler" üzerinden hesaplanır. bu hastalığın gerçek verileri henüz oluşmadı. mevcut verilere göre, sayılar oldukça yüksek çıkıyor. birkaç milyon hasta ve birkaç hafta daha süre geçince gerçek değerler belli olmaya başlayacak. (yazdıklarıma mantıklı karşı argüman: (bkz: #104419290) )

    hesap şu şekilde:

    10,000 kişi hastalanmışsa, 80 kişi iyileşmişse, 20 kişi ölmüşse, ölüm oranı %20'dir. çünkü 100 kişinin hastalığı sonuçlanmış. 9900 kişi halen hasta, ve sonuçlarının ne olacağı bilinmiyor demektir.

    verilere göre dünyada 724,436 hasta var. bunların hepsi "iyileşecek miyim, ölecek miyim" korkusunda. çünkü 152,000 kişi iyileşmiş, 34,000 kişi ölmüş, diğerlerinin sonucu belirsiz.

    şöyle düşünün. bir tren kazası oldu, 100 kişi hastanede yoğun bakıma yatırıldı. kaza sırasında 1 kişi öldü, ama geri kalan 99 kişi hastanede yatıyor. bu kazanın ölüm oranı %1 mi?

    hayır, çünkü hastanede yatan 99 kişinin sonucu henüz belli değil. hasta olan 99 kişi var, ölen 1 kişi var, ama ölüm oranını açıklamak için hastanedeki 99 kişinin sonucunu beklememiz gerekiyor.

    ilerleyen günlerde hastanede 4 kişi daha öldü, 20 kişi taburcu oldu, 75 kişi yoğun bakımda devam ediyor. ölüm oranı %5 mi?

    hayır, şu anda ölüm oranı %20. çünkü 25 kişinin sonucu belli. 5 kişi öldü, 20 kişi yaşıyor, gerisi belirsiz. geri kalanların hepsi de ölebilir, hepsi de iyileşebilir.

    coronavirüs de aynı durumda. 5 kişi iyileşiyorsa 1 kişi ölüyor. bu hastalık, bulaştığı anda öldürmüyor. bekleme süresi var, hastalık süresi var, iyileşme süresi var, tekrar hastalandığı iddia edilen hastalar var. 700,000 kişiye bulaşmışsa, bu 700,000 kişinin ölüp ölmeyeceği haftalar sonra belli olacak. iki hafta önce hastalık bulaşmış kişilerin %18'i öldü. hastalığa daha dün yakalanmış kişiyi, ölüm oranı hesabında kullanamazsınız.

    700,000 kişinin çoğu daha birkaç günlük yeni hasta. ölenlerin çoğu haftalar önce hastalandı. haftalar önce total sayı 100,000'in altındaydı. şu anda hasta olan kişi sayısıyla, haftalar önce hastalanıp bugün ölmüş olanları kıyaslayamazsınız.

    halen daha anlamadıysanız matematik hocanız sizi siksin bir zahmet.

  • meb'in bir milyon delphi lisansı satın alması

    neden eleştirdiği konusunda bilgilendirmek gerekirse, "uber'e bir milyon murat 124 alınması" veya "bir milyon mühendise sanskritçe öğretilecek" gibi bir haber.

    delphi denen dil hiçbir yerde işe yaramayan, eskimiş, yerine binlerce daha iyisi gelmiş, öğrenenlerin iş bulma imkanı falan olmayan bir yazılım dili. milyon lisans alınmış, onun yerine herhangi bir ücretsiz dil öğretilmesi ve bu dilin notepad'de yazılması öğrenciler için daha verimlidir.

    yani tamamen gereksiz, veya belki biraz deşelenirse rant veya vergi kaçırmak için yapılmış bir harcama. hatta öğrenciler için vakit kaybı.

  • yenilmiş en berbat tatlı

    tuzlu anasonlu şekerlemedir benim için.

    kuzey avrupa'da sevilen, siyah renkli, tuza bulanmış, anason kokulu, rezil bir şekerlemedir. ingilizcesi salty liquorice olup türkçesi amına koyim bu ne be rezalet'tir çünkü her deneyen bunu der.

  • ateistleri köşeye sıkıştıracak sorular

    (bkz: dincilerin çok gergin olması)

    (bkz: #93208083) hayırdır birader, evreni bizzat sen yaratmışsın da biz gelip işgal etmişiz gibi, neye bu kızgınlığın? inançlı olunca iç huzurunun olması gerekmiyor muydu senin?

  • tiyatro abartılmış balon bir sanattır

    ilkokul piyesi dışında bir şey izlememişseniz öyle hissetmeniz normaldir tabi.

    amerika'da broadway tiyatrolarında oynayabilmek için hollywood filmlerini reddediyor aktörler. ingiltere'de shakespeare oyuncusu denen bir kavram var, televizyon veya film oyunculuğunun üstünde bir tiyatro oyunculuğu.

    türkiye'de bile saçma salak devlet baskısı olmasa ne oyunlar ve ne oyuncular vardı. metin akpınar'dan ferhan şensoy'a herkes tiyatro kökenli. cem yılmaz bile filmden kazanamadığı parayı sahne sanatından kazanıyor.

    sen tiyatrodan anlamıyorsun diye kimse anlamıyor zannetme.

  • avm'lerde alaturka wc'lerin kaldırılması

    yanlış bilinenlerin bazılarını düzeltelim.

    1. alaturka'nın pozisyonu, dışkılama için daha sağlıklıdır. ancak klozette kazık yutmuş gibi değil öne eğilerek oturursanız aynı pozisyonu elde edersiniz.

    2. idrar sterildir. sağlıklı insanın idrarında mikrop yoktur. idrar değen yerde de mikropların yaşaması zorlaşır.

    3. klozetin oturağı, elinizdeki cep telefonundan daha temizdir. cep telefonunuzdaki mikrop sayısı ve çeşidi, umumi tuvaletteki klozetin oturağındaki mikrop sayısı ve çeşitinden fazladır.

    4. insan vücudu, ağız yoluyla alınan dışkı mikroplarına karşı bile bağışıklığa sahiptir. dışkı yiyerek bile hasta olmak sandığınız kadar kolay değildir. klozete oturarak hastalık kapamazsınız eğer bacaklarınızda açık yara yoksa.

    5. klozetten hastalık kapılsaydı, avrupa ve amerika'da veba salgını gibi bir hastalık dalgası devam ediyor olurdu. adamlarda tüm tuvaletler klozet şeklinde.

    6. alaturka tuvaletten bacağınıza sıçrayan idrar veya dışkı ile de hasta olmazsınız. görüntü kirliliği olur pantolonunuzda sadece.

    7. aids'li birinin idrarı veya dışkısına otursanız bile aids kapamazsınız.

    8. halkımız alaturkayı da klozeti de kullanmayı beceremeyen, pis bir halk. yıllardır klozet kullanan ülkeler temiz kullanmayı öğrenmiş. taharet musluğu olmadan bile temiz kullanabiliyorlar. bizim daha yolumuz var o seviyede temizliğe.

    9. alaturka'da yanda duran ve yere akan taharet musluğundan sıçrayan damlaların gözünüze gelmesi ve gözünüzü iltihaplandırması ihtimali, yukarıda anlattığım diğer tüm hastalık ihtimallerinden daha fazla.

    ––– özet –––
    iki çeşit tuvalet de hasta etmez, ama ikisinden de mikrop bulaşır. bu mikroplara karşı vücudunuz bağışıklık sahibidir. kendi cep telefonunuz, umumi klozet oturağından daha pistir. bu hepiniz için geçerlidir, istisnası yoktur. sadece günlük olarak telefonunu alkol ile temizleyenler için geçersizdir.

    her gün cep telefonunuzu kolonya ile silmiyorsanız, umumi klozetin mikrobundan boşuna şikayet ediyorsunuz.

    kaynak:

    https://yourhealth.augustahealth.org/…-toilet-seat/

    http://time.com/4908654/cell-phone-bacteria/

    https://www.thenewsminute.com/…let-seat-study-86826

    https://www.dailymail.co.uk/…s-finds-new-study.html

    https://www.vice.com/…that-really-going-to-stop-you

  • kanada'da acilde 11 saat bekleyen kadının ölmesi

    kanada'da o kadar nadir bir olay ki, ta türkiye'de haber oluyor.

    türkiye'de olsa türkiye'de bile haber olmuyor.

    türkiye'de, doktoru gördükten sonra ilaçsızlıktan, devlet ameliyat parasını ödeyemediğinden falan ölüyorlar zaten.

  • gezi olaylarını osman kavala'nın finanse etmesi

    kamera kayıtlarıyla sabit olan deri pantolonlu kabataş tacizcilerini ortaya çıkarın önce.

    bir de camide bira içilmişti, geçen cuma açıklanacaktı, değil mi?

    ayrıca, troll beslemeden önce nick altını okuma alışkanlığı edinelim lütfen. (bkz: cengizem)

    edit: özel mesajla hakaret ettiğiniz için fikrim komple değişti evet, artık ben de bir yandaşım. kahrolsun geziciler. hüloğğğğ.

  • türkiye'de ateist nüfusunun artması

    şu avrupa ülkelerinde 30 yaş altındaki insanlar arasında "dinsizler" %50'yi geçti:

    ingiltere, fransa, ispanya, hollanda, belçika, norveç, danimarka, finlandiya, macaristan, çek, estonya, isveç.

    https://www.theguardian.com/…people-survey-religion

    türkiye'de de kimle konuşsam çıkmış dinden. can korkusu yüzünden anket yapılamıyor ama dinsizlik yükselişte.

    çünkü insanların bilgiye erişimi var. dinin en büyük düşmanı da bilgidir.

  • türkiye'de dinsizliğin artma sebepleri

    "oku" dedi, okuduk. yıllarca arapça okuduk. sonra türkçe okuduk. meğer "oku da gör" diyormuş. dinsizlik puanı +1 arttı sonra.

    sadece bir kitap okuyunca olmuyor. başka insanların yazdığı kitapları da okumak lazım. sen bi tane kitap okuduğun için takılıp kalmışsın onda. meğer ne kitaplar varmış, senin kitabının etrafında taklalar atabilen. hem de insanlar yazmış, aklı başında insanlar araştırmış yazmış. "oku" diye emretmemiş de. istersen okursun diye yazıp koymuş. sen kafanı kullanıp okusan, meğer ben yıllardır aynı kitabı boşuna okuyormuşum diyeceksin.

  • mühendislik fakültelerindeki en zor ders

    ortak dersler içinde: diferansiyel denklemler

    elektrik bölümünde: elektromanyetik teori

    makinada: akışkanlar mekaniği

  • en güvenli ülkeler arasında 149. olmamız

    ahaha bi de beğenmemiş sözlük yazarlarımız. "pencereden kurşun mu giriyor" falan demişler.

    evet giriyor. şemdinli'ye gidebiliyor musun sen korkmadan? hakkari'ye gezmeye gider misin?

    "şemdinli soğuktur şimdi" diye mi gitmiyorsun? yoksa "yolda götümü keserler" diye mi?

    peki oranın halkı ne düşünüyor sence? pencereden kurşun girer diye düşünmüyorlar mı?

    tüm türkiye kadıköy ve izmir mi lan? şemdinli türkiye'de değil mi?

    sen daha kendi ülkenin doğu yarısına memur olarak atandığın zaman "doğu görevi" deniyor, "zorunlu hizmet" deniyor, doktorlar hakimler istifa ediyor oralara tayin edildiklerinde. askere gidenlere diyarbakır lotosu çıktığında analar ağlamaya başlıyor.

    batıya dönelim. istanbul'da sen tatlı totoşunu fatih'e, güngören'e sokarken içinde hafif bir tedirginlik hissediyor musun?

    "kalabalığa karışmayalım bomba patlar" ya da "cüzdan gidecek kesin" demedin mi hiç?

    tüm dünyayı bisikletle gezen kadınlar bu ülkede tecavüz edilip öldürülmedi mi?

    polis görünce içinde bir güven hissi mi oluşuyor tedirginlik mi?

    askeri araç gördün mü sen hiç ömründe? avrupada bir ömür askeri araç görmeden yaşıyor insanlar. bazı ülkelerin ordusu yok.

    amerika'da da polisten korkarlar. adamlar 121. sırada zaten biz gibi. amerika'da da sokakta tedirgin olursun.

    singapurda olmazsın. hollanda'da olmazsın. gece 1'de ara sokaklarda yürüyüşe çıkarsın.

    "ülkemiz o kadar da kötü değil" diyenler tam bir stockholm sendromu yaşıyor. gerçekten rahat ülke görmemişler midir nedir?

    o 146'ncılık sıralaması kadıköy ve beşiktaş'ın ortalaması değil. şemdinli de var, erzurum da, kütahyanın kenar malalleleri de var.

    sadece ölüm korkusu da yok. hastanede doğacak çocuk sağlıklı mı olacak yoksa hastane çocuğu yanlışlıkla öldürüp suçu da bize atacak mı korkusu da var. bu şortu giyersem tecavüz edilir miyim de var. şortu geçtim uzun pantolon giysem de tecavüz edilir miyim var.

    trafikte kırmızı ışık söndüğünde bir saniye geç kalkarsam arkamdaki adam elinde levyeyle beni hastanelik eder mi korkusu da var. orospu çocuğu taksici beni istediğim yere götürecek mi korkusu da var.

    dolmuşta sona kalınca hemen inen kadınların olduğu bir ülkeyiz. kıraathane önünden geçmemek için yolunu uzatan kadınların olduğu ülkedeyiz.

    apaçi dolu bir grubunun bağıra çağıra dikildiği sokağı görünce spotify'ı kapatıp yanlarından geçerken içinden dua etmeye başlayan erkeklerin olduğu bir ülkeyiz.

    "1 ay şemdinli'de mi yaşamak istersin güney afrika cumhuriyetinde mi?" diye sorsam afrikaya benden önce bilet alacak yazarlar kalkmış ülkemiz o kadar da kötü değil diyor.

    kötü efendim. kötü. kafanızı kaldırın da bir bakın.

  • atılım mezunlarının havalı oldukları kabulü

    (bkz: ülkenin en iyi dört üniversitesinden biri)

    alfabetik sıraya bakmış olmayasın?

    şu şimdiden şurada dursun: http://prntscr.com/h41eks

  • b1916

    pazartesi gel başla lan.

    edit: kapı çaldı, gelmiş. "abi adını adresini çözdüm geldim, boşuna pazartesiyi beklemeyeyim" dedi.

  • yazarların 1 ocak 2018 dolar kuru tahminleri

    hadi analiz kasalım.

    https://i.hizliresim.com/vmdaxv.png

    gördüğünüz gibi, 2015'teki ekstra artışı dışında, son 4 buçuk yıldır, yılın ilk yarısı az yükselen veya sabit kalan dolar, yılın ikinci yarısında ani bir yükselme eğilime girerek coşuyor. yıllık ortalama %21 civarı bir artış var, bu artışların neredeyse tamamı yılın ikinci yarısında.

    ağustos sonu, eylül başı civarındaki meyve sebze ihracatının bitmesi ve turistlerin eve dönmesi sebebiyle, yılın ilk yarısında sabit tutulabilen dolar, ikinci yarısında kaçıp gidiyor.

    2017'nin de ilk yarısına bakıp da doların sabit kalması sizi heyecanlandırmasın, yılın ikinci yarısında son 5 yıldır olan %21'lik artış tekrar yaşanırsa, ki ekonomi düzelmediğinden artmaması için sebep yok, yeni yılın ilk ayında dolar kuru4.23 ile 4.35 arasında olacaktır.

    2017 ekonomisinin son 5 yıldakine göre daha iyi olduğunu iddia edecek kadar beyni yanmamış herkes, doların yılın ikinci yarısında %20'den fazla arttığını görebilir.

    "ama dolar düşmeye başladı" diyecek herkes de aynı grafiğe bakıp 2014, 2016ve 2017'nin ağustos civarında, doların yılbaşına kıyala düştüğünü, ama sonra turizm ve ihracat sezonu bitince hızla yükseldiğini görebilir.

    ayrıca unutmayalım, dolar yükselmiyor türk lirası düşüyor.

    (bkz: 3.88'den dolar alın diyen süper zekalar) başlığına bakınız vermek dışında hiçbir somut bilgi, öngörü veya analiz koyamayan süper zekaları da ortaya çıkarmıştır.

    1970'te eski parayla 11 lira olan dolar, şu anda aynı para birimiyle 3,500,000 lira. kağıt paradaki sıfırları yazmayınca paranın değeri artmıyor.

    1970'te de "dolar 20 lira olmaz" diyenlerin çocukları, şimdi doların 4,000,000 olamayacağını zannediyor.

    5 yıldır yılın ilk yarısı sabit kalsa hatta düşse bile ikinci yarısı en az %20 artan dolar, bu yılın ilk yarısında sabit kaldığı için ikinci yarısında artmaz zannediyorlar.

    1 ocak 2018'de 4.30'dan dolar alacak aynı dalkavuklar.

  • 11 haziran 2017 söğütlüçeşme metrobüs kazası

    öncelikle geçmiş olsun diyelim masumlara.

    (bkz: açlık kan şekeri) nedir bilmeyenlerin oruçla ne alaka yaa diye dövündüğünü de gösteren kazadır.

    (bkz: alkollü araç kullanmak) sebebiyle kaza yapana da alkolün ne alakası var, alkolsüz de kaza yapılabilir ki diyor musunuz?

    şoförün algılarının oruç yüzünden zayıflayabileceği gerçeğini görmezden gelebiliyorsanız belli ki siz de oruçsunuz, beyinize şeker gitmiyor.

    oruç bir adamın istanbul sıcağında o kadar yolcunun sorumluluğunu alması sorumsuzluktur, alkollü araç kullanmaya benzer. aksini iddia edenin biyoloji bilgisi sıfırdır.

    not ekleyelim: tabi ki kazanın sebebi oruç olmayabilir. ancak alkollü bir şoförün yapacağı bir kazanın sebebi de alkol olmayabilir. alkolsüz veya oruçsuz kişiler de kaza yapar. burada önemli olan oruçla ne alakası olabilir ki? gerzekliğini yapmamaktır.

  • 3.88'den dolar alın diyen süper zekalar

    (bkz: mal balina)

    canım benim kıyamam, dolar yükselmez zannediyor hala.

    önce şuna bak: http://prntscr.com/f0ewxl
    grafik okuma özürlüysen al sen bununla oyna dolar 4.5 olana kadar: http://www.petburada.com/…opek-oyuncagi-medium-bone

  • metin feyzioğlu'nun başkan adayı olması

    avukatlığın a'sını yaşamış herkes bu adamdan başkan falan olmayacağını bilir. magazin yönüne güvenmeyin.

  • 8 aralık 2016 dolar kuru

    dolar şu anda dünya genelinde düşüyor, iki gün önceye kadar eur/usd oranı 1.06 iken bugün 1.08. görebileceğiniz gibi, türk lirasından bağımsız, bedava berber için dolar bozduran milletimizden bağımsız, dünyada düşüyor.

    sebebi de aralık ayındaki fed faiz açıklamasının hazırlığı.

    14 aralıkta faiz açıklanınca, ocak'ta da trump başa geçip milliyetçi yatırım politikalarına başlayacağını söylediği anda, dolarda 3.60'ları tekrar göreceğiz.

    fed faizi açıklanacağı günden hemen önce, doların artması beklentisiyle bizim borsa istanbul gibi rezervini tl'ye çevirmiş kuruluşlar tekrar dolar almaya başlayacak. yani bir haftaya kalmaz, dolardaki bu düşüşün ne kadar geçici olduğunu hepimiz görürüz.

    at fav'a bekle. ya da facebook'ta paylaş. hiç entrim paylaşılmadı çok yalnız hissediyorum ey sözlük.