hayaletin garip huylari2
profili

  • set emekçileri ölmek istiyor

    öteki sinema'nın kurucularından murat tolga şen'in kendisine gelen bir maili paylaştığı yazısı.

    sinema sektörüne yıllarını veren, günde on sekiz saat sigortasız çalışıp üç kuruş parasını almak için koşturup duran set işçilerinden birisinin isyanı.

    belki bir şeyler değiştirir, bize bir şeyler gösterir umuduyla bir sinema-tv öğrencisi olarak ben de bu entry'de bırakıyorum o maili...

    "iki gün önce bir mail daha aldım, beni son paragrafıyla oldukça endişelendiren bir imdat çığlığıydı bu. benim bu alanda çalışan insanlara iş bulabilmek gibi bir imkanım yok ancak iyice düşündükten sonra bu maili paylaşmaya karar verdim çünkü hayal fabrikasının gerçek yüzünü ve insanlara ne yaptığını herkes bilsin istiyorum. mail'i gönderen kişinin telefonu bende, olur da bu kadar çaresiz birine iş vermek isteyen bir yapımcı olursa (insanlık dışı şartlarda değil elbette) bana yazının sonundaki mail adresimden ulaşabilir.

    cumartesi neşenizi böldüğüm için özür dilerim. bir okuyun, sonra hayatınıza kaldığınız yerden devam edersiniz. sevgiler...

    "benim adım x bir sinema emekçisiyim.

    20 yaşımdan bu yana 15 yıldır sinema sektörünün içindeyim, 35 yaşındayım ama 35 ay sigortam yok!

    sayısız sinema filminde kamera arkasında emek harcadım, set işçiliği yaptım, dizilerde sezonlarca çalıştım, reklamlarda kliplerde çalıştım. yabancı firmalarla, araplarla çok çalıştım. en dürüst olanda araplardı. 3 yıldır iş bulamıyorum. çeşitli işler yaptım. marketlerden su alıp, soğutup sattım e5 kenarlarında, o da birilerinin tekelindeydi aynı sinema gibi… dayaklar yedim diğer su satıcılarından, tek başımaydım onlar kalabalıktı. cezalar yedim zabıtadan, polisten kabahatler kanununun çevreyi rahatsız etmek maddelerinden trafik cezaları yedim. ben yaya iken arabadaki insanın hayatını tehlikeye attığım için.

    çok büyük firmalarla çalıştım ama bana hep söylemen şuydu; “git sigortanı bir yerden yatır biz sigortanı ödemeyiz. çalışırsan bu şekilde çalışırız kabul etmezsen kapı orada” deniliyordu. mecburen bir yerden sigortamı ödemek zorunda bırakılıyordum sadece sigorta bedeli ile bitmiyordu fatura kesmem gerekiyordu kdv ödetiyorlardı oysa ben sadece bir işçiydim. ya bu şekilde çalışırdım ya da dayak yiyerek su satardım. ben de bildiğim işi sinemayı tercih ettim, boyun eğdim maalesef. her boyun eğmende daha fazla yükle geldiler. benim etim-budum ne ki bir yapım firması kadar güçlü olaydım. işe başlarken haftada 4 tane yani her bölüm para ödeyeceklerini söyleyen yapım firmaları iş başladıktan bir süre sonra ayda sadece 2 tane para ödeyebileceğini söylüyordu yani sözünde durmuyordu ama ben sözümde ve günde 18 saat ayakta durarak üstün gayret ve çaba göstererek çalışıyordum.

    insanlar evinde 2 saat dizi izlesinler diye, ayda 2 yevmiye alıp birini kdv’ye sigortaya ödüyordum geriye kalan bir haftalık para ile de ev kiramı ödeyemez hale geldim. çoğu zaman metrobüs parası 3.55 tl’yi bile bulamıyordum. işe gitmek için çok yalvardım metrobüs duraklarındaki güvenliklere… incirliden mecidiyeköylere gecenin üçünde çıkıp 4 saat boyunca çok yürüdüm, saat 7’deki servise yetişebilmek için. artık güvenlikler tanıyordu beni, almıyorlardı metrobüs… bu duraktan almadılar diye zeytinburnu’na yürürdüm zeytinburnu’ndaki de beni artık tanıyor ve almıyorsa merter e o da almazsa cevizlibağ’a o da almazsa artık kimseye minnet etmemek için yürüyordum, işe geldiğimde bitmiş bir halde oluyordum canımı dişime takıp çalışıyordum her işte 20 kilo verdim.

    iş bitiyor para içeride… ya yapım firması bankada gecelik repolarla paraları işletiyordu bana vermeden önce aylarca ya da zaten arada bir taşeron var o vermiyordu hakkımı… alacağım toplu paraları 50 tl, 100 tl gibi harçlıklarla bankadan havale ile yolluyorlardı, 10 lirasını da banka havale ücreti alıyordu. dedim ya benim etim ne budum ne? banka da bir tokat atıyordu, bu işleri bana öğreten şefim sette çalışırken kalp krizi geçirdi öldü, bense ortada kaldım. şimdi ne yapmalıyım?

    annemin 3 aydan 3 aya aldığı emekli parasını yol paraları olmayan işlere nakliye paraları yaptım yok yere...

    berberlik değildi ki benim öğrendiğim yada camcılık değildi normal hayatta geçerli bir meslek değildi demir ustasının yanında demir bükmeyi öğrenseydim demire bir şekil verir zanaatımı devam ettirirdim ben kameraya net atmayı öğrendim devamlılık tutmayı prodüksiyon yapmayı gündüzü gece geyi gündüz yapmayı reel efekt yapmayı öğrendim hiç bir yere zarar vermeden yangın çıkartmayı yağmur kar dolu yağdırmayı ray kurmayı dengeyi şaryo yapmayı öğrendim jimmy jib öğrendim steadycam öğrendim, hayatın neresinde ne yapabilirim şimdi bununla?

    3 yıldır iş bulamıyorum düzenli, olursa günlük işlere gidiyordum 100tl yevmiyle evden çıkıp 100 tl kazanacağım diye 26 saat sonra gelebiliyordum tekrar eve yoğun argın 100tl de 3 ay sonra gelecek diyorlardı, acaba 3 ay ne yerim ne içerim ben? adımı çoğu jeneriklere yazamıyordu çünkü sigortamı yatırmadığı için ya onu şikâyet edersem diye, adım jenerikte olursa orada çalıştığım kanıt olurdu bende senaryo biriktirdim günlük haftalık iş programlarını kanıtlayabilmek için ama kime kanıtlayacaktım? sigortasız işçi çalıştırmak suç! bu sucu bile bile işliyorlardı çünkü devletin sigortasız işçi çalıştırdığını kontrol eden mekanizması çalışmıyordu. kimlik fotokopisini istiyorlardı sigorta başlatmak için e-devlet’ten kontrol ettiğimde girişim bile yoktu sigortamı sorduğumda, “başlatacağız muhasebeci bir hata yapmış” gibi ucuz yalanlar söylüyorlardı hiçbir güç-kuvvet ve kudret o sigortayı başlatamıyordu. dişim ağrıdığı için largopen antibiyotiği bile alamıyordum

    hoş sigorta başlatsa da 3. ayda ya da 4. ayda bir kere çıkış yapıp tekrar giriş yapıyorlardı ki benim devletten alacağım işsizlik parasının önüne geçiliyordu. en son bir dizi de çalıştım 1525tl alacağım var şuanda iş biteli iki ay oldu hala alamadım, her sormamda “haftaya” deniliyor, haftalar hiç bitmiyor. sanatçı yeğenleri oyuncu arkadaşlarına, oyuncular yönetmenlere söyleyerek kolaylıkla iş bulabiliyorlardı hiç bir tecrübeleri yokken. tamam, onlara da şans verelim ama benim gibi bu işi bilip iş bulamayanlar ne olacak?

    hesapladım, matematiğini yaptım bir pompalı tüfek lazım. dipçikle olunca yerden insanın çenesine uzun geliyor namlu o yüzden dipçiksiz olmalı, gittim silahçıya, 500 tl’ye buldum tüfeği, birkaç işlemi var yapılması gereken… o paramı alıp o tüfeği alıp kafama sıkacağım. hiç tanımadığım bir yardımcı yönetmenlik yapan meslektaşım 4 yıldır iş bulamadığı için canına kıydı adı caner tanımazdım. aynı şeyleri ben de yaşıyorum caner’den sonra ben devam ettiriyorum bu intihar işini, yazıklar olsun türk sinemasına! diğer yarışmacı arkadaşlara da başarılar diliyorum. daha önce caner'i yazdığın için bunu da yazmanı rica ediyorum. internet bulabilmek ve bunu doğru kişiye yollayabilmek için bile 8 saat harcadım. umarım doğru yere ulaşmıştır."

    mailde bazı kısaltmalar yaptım ve kişi-şirket isimlerini sakladım, bu da yine yazanı koruma amaçlı bir çabaydı. okuduğunuz için teşekkürler... "

    http://www.medyaradar.com/…ek-istiyor-haberi-326169

  • istanbul valisinin istifa etmesi

    konsolosluklar beyoğlu'nda bir patlama olacağını söyleyip uyarırken "bir şey yok, ihbarlara itibar etmeyin" diyen valinin hemen istifa etmesi gerekiyor.
    istanbullularin bu kamuoyu tepkisini oluşturması gerekiyor!