pembe kilot giyen kiz4
profili

  • jon snow

    kendisinin mıy mıy hallerinden çok haz etmiyorum ama göz göre göre de haksızlık yapılmasın adama.

    yazar arkadaş demiş ki; " bu adamın lider olarak başarılı bir savaşını göremeyeceğiz" (bkz: #89497718)

    sonra demiş ki;

    iddia 1: "yabanilere karşı duvarı savunamadı stannis yetişti"

    -o iş öyle olmadı bu canını tehlikeye attı ve başsız kalmış kargaların başına geçti ve duvarı aslanlar gibi savundu (hatılarsanız duvarı savunmakla görevli lord kumandan vekili götün götün kaçıp sam'le kilerde saklanıyordu) 100 kişi 100bin kişiye karşı savaşıyorlardı hatırlarsanız. o olmasa o kadar iyi bbir savunma yapılamazdı. ayrıca ertesi gün liderliğin kralını yapıp kendi intiharına gitti ve kuzeydeki kralı öldürüp, kendi de işkence görüp ölmeyi göze alarak duvarın arkasına geçti ve o sırada stannis geldi. adam yanında 100 tane kalmış adamla ne yapacaktı? götünden ateş mi çıkarsın.

    iddia 2: "ramsey öldürecekti sansa yetişti"

    yine askeri bir eşitsizlik vardı o durumda sanırım 4 e 1 gibi bir durum vardı. az adamıyla ramsey'e saldıracak kadar cesur ve taşşaklıydı. tamam sonunda sansa yetişti ama eğer sansa tek başına gelse winterfell'i o da alamazdı. çünkü onun gücü de yetmezdi. yani sansa-jon koalisyonu olmadan zaten o savaş kazanılmazdı. tek taraflı olmuyor o iş.

    iddia 3 : "night kingle olan savaşta hiç işe yaramadı"

    el insaf amk. adam olmasa orda ne ejderha camından yapılmış silah olurdu. ne dany olurdu, ne 2 tane ejderha olurdu, ne lekesizler olurdu ne de dothraki'ler olurdu. bunların hepsini liderlik becerileriyle o getirdi oraya. jon olmasa kuzeyliler zombi ordusuyla beraber kings landing'e yürüyordu çoktan.

  • telefonuna şifreli ekran kilidi koymayan insan

    yarrak yalnızdır.
    amk telefonunu kurcalayamayacağını bilmeli hayatınızdaki insanlar. onları engelleyen şifre olmamalı.

    hayatımdaki kadınlardan telefon kaçırmam, şifre de koymam ama onlara da söylerim kurcalarsan karşına çıkanlara da katlanacaksın diye.

    yaptığınızın arkasında duramayacak, şifrelerle saklayacaksanız yapmayacaksınız.

    edit: telefonunun içinde o kadar mühim bilgiler varsa ve çaldırmayıp, kaybetmeyecek kadar koruyamıyorsan kusura bakma ama sen o bilgileri bulundurma zaten. ikincisi havalimanında çalışıyorum ve kaybolan telefonları sahibine ulaştırmada en hızlı yöntemimiz içindeki son aranan kişiye ulaşmak oluyor. ekran kilidi varsa ne oluyor? adam gideceği yere gidene kadar farketmiyor. hele bir de telefonun şarjı biterse o iş bitti gitti o adam bi daha o telefona ulaşamaz.

    telefonunuzu ele geçiren herkes kötü niyetli değil. hacker ve dolandırıcı da değil. o kadar korkmaya gerek yok. uzaktan her şeyi kilitleyebiliyorsun zaten gerekince.

    senin gmail hesabına girip kendine yolladığın çocuk pornolarını bulacak diye endişe etmiyosan bunu dert etmemek lazım bence.

  • can dündar

    basın özgürlüğünde 170 ülke arasında 151. sırada olan ülkenin gazetecisi daha ne diyecekti.
    -ülke gazeteci hapishanesi değil mi?
    -akp'li olmayana cehennem değil mi?
    - tecavüzcüsüyle evlendirilmeye çalışılan küçücük kızlara cehennem değil mi?
    -yurtlarda tecavüze uğrayıp üstü kapatılan erkek çocuklarına cehennem değil mi?
    -her gün ölen askerler aileleri için cehennem değil mi?
    -orda burda patlayan bombalarla ölen masumlar için cehennem değil mi?

    söylediğinde ne gariplik, ne yalan var. söylediğinde olsa olsa eksiklik vardır, fazlası yoktur.

  • başak purut

    öncelikle neden kanzuk başlığına değil de buraya yazdığımla başlıyım: olayın geldiği şu son nokta artık kendisinin adını, soyadını ve gelecek nesillerine bırakacağı itibarını etkiliyor.

    kendisi gezi olaylarından beri gördüğüm en kötü kriz yönetimini gerçekleştirerek kendisi için yapılan "ekşi sözlüğün recep tayyip erdoğan'ı" tanımlamasını %100 haklı çıkartıyor. (recep tayyip erdoğan benzetmesini övgü olarak kabul edebilecek kafada bir insan olduğunu düşündüğümden bunun övgü amaçlı bir benzetme olmadığını kendisi için buraya not düşmek isterim)

    tema, telif gibi konularda sorunları çözeceğini söyledikten, iletişimi arttırmak için yollar bulduğunu açıkladıktan dakikalar sonra 10'larca yazarı haksız yere uçurması aynı "biz onyübinmilyon ağaç diktik" dedikten sonra gencecik çocukların üzerine polislerini saldırtan adamın yaptıklarıyla örtüşüyor.

    lütfen kimse bana "adamlar zaten entrylerini silecekti" savunmasıyla gelmesin. ben de ülkeden gitmek için alternatifler arıyorum ama bu vatandaşlıktan durduk yere çıkarılmamı haklı göstermez. entry silenlere karışmayız dedikten sonra bu yazarları uçurması ve dakikada ancak 2 entry silinmesine müsaade ettiği yeni bir kural getirmesi, bariz olarak entry silenlere karışmaktır. bunun öyle olmadığını iddia etmek de komiktir.

    kendisinin geliştirdiğini düşündüğüm "sözlük yönetimine hakaret" uçurulma sebebi tayyip amcanın kendi gibi düşünmeyenlere uyguladığı yöntemle birebir aynıdır. götümüze girebilir gerekçesiyle uçmuyor uçurulanlar ya da hukukçu olan başak bey kendisine yapılan hakaret için yasal yola başvurmuyor, neden? çünkü hukuki olarak bir hakaret söz konusu değil. hakaret olarak algıladıkları şey sadece kendi hoşlarına gitmeyen şeylerin yazılmış olması. yani eleştri sınırlarını aşmadığı için hukuki olarak ya da gg nedeniyle silinemeyecek entryleri tam günümüz türkiyesine yakışan faşizan bir tavırla yazarları uçurmak için bahane olarak kullanıyorlar.

    entryleri nerden biliyorsun derseniz cevabım da kendimden biliyorum olur. entrylerime bakarsanız dişe dokunur tek bir entry bile girmedim çünkü önceki hesabım yukarıda bahsettiğim "sözlük yönetimine hakaret" gerekçesiyle silindi. bende sözlüğe artı değer yaratacak şeyler yazmanın gereksiz olduğuna karar verdim. meltem banko mevzusu patladığında yaptığı açıklama üzerine, kendi hakkında entry girmiş ve entryde ; dürüm hukuku biliyor, dürümlerin efendisi gibi şeyler yazmıştım. ama yazdıklarımın genel bağlamındaki eleştiri nasıl dokunduysa sözlük yönetimine hakaret gerekçesiyle hesabımı uçurmuştu. çünkü dürüm esprileri havada uçuşuyor zaten başlıkta beni uçurma sebebi dürüm değildi, dürüm sadece bahaneydi.tamam burası onun çöplüğü olabilir ama bu yaptıkları da onu faşist bir diktatör yapar bunu bilmesi gerekir.

    nasıl gezi parkında olay biyerden sonra ağaç mevzusunu geçip baskıcı rejime karşı bir tepkiye döndüyse şu an için sözlükte de durum aynı. sen tepki gelen konuları çözeceğini söyledikten dakikalar sonra tepki verenleri uçuruyorsan dediğim gibi bu faşizmdir ve diktatörlüğünü tescil eder.

    biliyorum ki uzunca bir süredir bu keyfi uçurulmalara tepki gelmiyor ya da çok cılız sesler çıkıyor ve sen de buna duyduğun güvenle istediğin gibi hareket ediyorsun. ama unutma ki tepki verenlere uyguladığın bu baskı sonucu birgün elinde sadece benim bu hesapta yaptığım gibi magazin ve futbol başlıklarına yazan insanlarla, immanual tolstayevski gibi abdullah gül vari "ılımlı" yazarlar kalacak. ha sen bundan şikayet etmezsin yeterli tık olduktan sonra o kadarını bilemem.

    sayın başak purut. ekşi sözlüğü bitiren adam olarak hatırlanmak istemiyorsan bu keyfi uygulamalarına son vermen gerekiyor. bunları yazdığım için beni uçurabilirsin. sana karşı çıktığı için yüzlerce yazarı da uçurabilirsin. burası bizim için sadece bir sosyal medya platformu unutma. facebook örneği veriyorsun ya tasarım konusunda, ben de facebook örneği veriyim sana; uçurulunca facebook'u kapatmış gibi rahatlamamız bile olası. gelir yine okuyacağımızı okuruz biz ama burası senin ekmek teknen. burayı batırırsan veya yönetmiyor olursan webrazzi'den falan da gelmezler sana iş vermeye(anladın sen onu) ama neticede avukat adamsın aç kalmazsın. dediğim gibi sadece "türkiyenin en büyük sosyal medya platformunu batıran adam: başak purut" olarak hatırlanırsın.

    (bkz: 28 şubat 2016 ekşisözlük direnişinde uçurulanlar)

    edit: peşinen immanuel tolsteyevski 'nin sözlükte en evdiğim yazarlardan biri olduğunu belirtiyim favori entrylerimin en büyük payı kendisine aittir.sadece tavrındaki umursamazlık bende bir abdullah gül ya da bülent arınç hissiyatı yarattı söylemeden edemedim.