shot bardagi24
profili

  • koronavirüs tarihinin unutulmayan olayları

    marketlerde bazı bölümlerin kapatılıp alışveriş yapılamaması.

    marul almak serbest, yazıcıya kartuş almak yasaktı…

  • sırrı süreyya önder'in atatürk eleştirisi

    sıkıntı ssö'nün atatürk'ü eleştirmesinde değil.

    sıkıntı bunu chp'nin finansörlüğünde yapmasıdır.

    kendi tabanına ve kurucu ilkelerine bu kadar düşmanlaşmış bir parti olmamıştır. olsa bile hayatına devam edememiştir.

    ama burası türkiye. insanlar bir siyasi partinin sırf kabuğuna bile oy verecek kadar aptaldır.

  • 6 mart 2023 cumhurbaşkanı adayının açıklanması

    kk'ya o kadar kızıyorum ediyorum ama çok da sallamamak lazım artık gerçekten.

    yani deprem sonrası anketlere bakıyorum akp hala %30 üzeri.

    bu halk onu kefensiz namazsız yıkanmadan mezara koyan adamlara hala %30 destek veriyor.

    o yüzden bu halkı kurtarmak ya da ülkeyi ileri götürmek falan için çok da kasmamak lazım.

    terakkiyi hiçbir hal ve şartta istemeyen 87iq ortalamalı bir sürü için insanın kendini yıprattığına malesef değmez.

    ben bugüne kendi adıma bu misyonu yürütmeye çalıştım. çünkü kurucu babalara ve kurtuluş uğruna canını verenlere karşı kendimi hep borçlu hissettim. hiç tanımadığım görmediğim o adamlara layık olmay çalıştım.

    çünkü beni var eden şey onların açtığı yoldu. ben eğer trabzonun bir dağ köyünde sığır çobanı değil de yüksek inşaat mühendisi olmuşsam bu onların sayesindedir.

    ben cumhuriyetin var ettiği bir bireyim.

    cumhuriyet olmasaydı benim ailemde benim slotumda olan kişinin en büyük başarısı belki de tonya'dan akçaabata inmek olacaktı. ya da bunu babam başaracak ben de akçaabattan trabzona gelecektim.

    ama ben o adamların açtığı yol ve sosyal geçirgenlik sayesinde memur bir ailenin yüksek mühendis çocuğu olarak yetiştim.

    artık kurucu babalara da olan borcumu ödediğimi düşünüyorum.

    çünkü olmuyor.

    eldeki bu malzeme ile cebir kullanmadan terakki muvaffak olamıyor.

    bu yola da girmek istemiyorum.

    çünkü üstad şerif faysal'ın da dediği gibi:

    “ben bu halk için ne oturur otuz sayfa sosyolojik analiz yaparım ne de bir köy evinde kurşun yerim. değmez amk çarıklılarına”

    bu tarihte adı açıklanacak kişi kim olursa olsun benim için artık bir önemi yok.

    bunca felakete, yıkıma, teröre, aşağılamaya rağmen stalinin tavuğu gibi bu heriflere %30 oy veren bir toplum için kendimi üzmeye, sıkılmaya, dertlenmeye devam etmeyeceğim.

    siz de adayınızı götünüze sokabilirsiniz.

  • putin'in paşinyan ve aliyev'le olan fotoğrafı

    nerdeeeen nereye

    putin azerbaycan ve ermenistan genel müdürlerini karşısına dizmiş ykb gibi poz vermiş.

    vladimir putin - make and keep russia great again.

  • yusuf yerkel

    twitterdan bir metin yayınlamış güya özür dilemiş, kendi yolculuğunda böyle şeyler olabilirmiş falan filan...

    işin acı tarafı "muhalif" görünümlü bir çomar da "aa çok içten çok samimi ben affettim" diye rtlemiş.

    tekme olayından sonra yusuf yerkel ayağım incindi diyerek rapor aldı, tekmelediği adama ceza kesildi, iş verilmedi, aradım özür diledim dedi tekmelenen kişi bunu yalanladı...

    yusuf yerkel denilen yandaş akp sayesinde elde ettiği bütün makamlardan istifa edip, yandaş olduğu için kazandıklarını da yerde yatarken tekmelediği kişiye vermediği sürece kuru özürlerle vicdanlarda aklanmayacaktır.

    kendisine bir hatırlatma daha. düzen değiştiğinde kapısında kul olduğun ağababaların sıvışacak, geriye halkın nefret objesi olarak sen ve senin gibi maşalar kalacaksınız.

  • muhsin yazıcıoğlu yaşasa akp'nin kaybedecek olması

    muhsin yazıcıoğlu yaşasaydı şu an akp sivas belediye başkanı adayıydı. beka beka diyerek oy istiyordu.

  • 17 temmuz sabiha gökçen bahreyn uçuşu

    olası bir iç savaçta ilk şoku atlatırsak bize karada ölüm yok.

    olm gece gece açıp canlı yayında uçuşları uçakları izleyen obsesif adamlarımız var. bizdeki yetişmiş insan kalitesine bakar mısın ya. çıta cidden allahu ekber dağlarında. bunlar bir savaş durumunda cephe gerisinden bir ikmal hattı çizer var ya şiir şiir.

    tek sıkıntı köşe başında m16 satılacak güne kadar hayatta kalmak. gerisi bizde.

  • kemal kılıçdaroğlu

    bu atanamamış devlet bahçeli, her seferinde rte'yi canlı yayında tartışmaya çağırıyordu.

    ama kendisi uğur dündar'ın davetine rağmen diğer chp genel başkan adayları ile canlı yayına çıkmadı...

    ee demezler mi adama bu ne perhiz bu ne lahana?

    demezler amk mal mısın burası türkiye.

  • lord eddard stark

    ben kendisini başka bir arkadaş sanıyordum. öyle ki ruh ikizi kadar benziyordu düşünceleri.

    üniversiteden bir arkadaşımdı. nasıl bir tipti? ergenekon zamanı taraf gazetesi okurdu. 17-25 döneminde "aman tadımız kaçmasın" tadında güçlü olan tarafı bulmak adına bekledi ve iki tarafa da eşit mesafede durarak kendisine alternatifler hazırladı. sonra ip kopunca da ölümüne reisçi oldu.

    aramızda bu tip insanlar var. hatta azımsanmayacak kadar da çoklar. 80 lerde köyden kente göçen travmatik neslin yetiştirdiği double travmatik gençler bunlar. aslında dertleri atatürk, aydınlanma falan değil.

    dertleri sensin.

    asla senin bir kızla iletişim kurduğun gibi iletişim kuramaz,
    asla senin hayata baktığın gibi bakamaz,
    asla senin gibi birey olabilmenin tadını alamaz
    asla senin gibi önüne çıkan zorlukları tek başına aşma yetisi gösteremez,
    asla senin gibi hobileri olmaz,
    asla senin gibi hayattan her zorluğa karşı tad almasını bilemez,
    asla senin gibi çalışıp çabalayıp hak ederek bir yer edinme kaygısı olmaz,
    asla senin izlediğin filmleri izlemez,
    asla senin sosyal konumuna erişemez,
    asla senin kahkahan gibi gülemez.

    bildiği tek şey vardır. sana olan nefreti.

    bu nedenle de senin en sevdiğin şeye saldırmaktan hastalıklı bir keyif alırlar. yoksa atatürk, osmanlı falan umurları değildir. asıl hedef sensin güzel kardeşim. iyilikten güzellikten aydınlanmadan yana bir birey olan sen.

    tarihten yana zırnana cahil oldukları gibi, masallara inanmayı da pek severler. masallarla bezenen tarihten aldıkları ideolojik temel ile "olsa" "bulsa" "gitse" şeklinde tarih tezleri yazmaya da bayılırlar. mesela "ii.abdülhamit han'ın başlattığı eğitim seferberliği sayesinde ben üniversitede asistan oldum" diyebilirler. "19.yy'da sadece ingiltere'de 13 modern üniversite varken, koca osmanlı devletinde 4 tane varmış" desek, "olm cennetmekan ii.abdülhamit han israile osmanlının tüm dış borçları karşılığında bile toprak satmadı" diyecek kadar da profesyonel kötüdürler. bu yüzden genç siviller üyesi ve trabzonlu olması beni şaşırtmadı. aksi daha çok şaşırtırdı.

    yeni türkiye'deki hayatında daha çok furkanlar göreceksin. çünkü sen de iyisin hoşsun ama oportünizm bataklığına batmış bir ılık götlüsün. furkanlarla twiterda rt yaparak, facebookta link paylaşarak ya da başka türlü it sikine osurmayacak yöntemlerle baş edeceğini sanıyorsun. gözünün önünde kurulan saltanatı ve yeni devlet yapısını görmeden klavye delikanlılığı yapıyorsun. azıcık o pembe götünün rahatının bozulmasını istemiyorsun.

    peki ne olacak şimdi?

    furkan da biraz dinlendirilir, marmara ile ilişiği kesilir ama cukkasından edilmez. saraybosna'da, balkanlarda ya da başka bir yerde 2-3 sene inzivaya çekilmek üzere bir üniversiteye gönderilir. o ara doktorasını da yapar. duruma göre de devam eder.

    sen o ara ne yapacaksın peki. söyleyeyim

    %30 a çıkmış vergi diliminle furkan'ın maaşını ödemeye devam edeceksin.

  • 5 haziran 2017 katar krizi

    katar'da bulunmadım ama arap ülkelerinde totalde 3 sene geçirdim. bunun 1.5 senesi umman'dadır. katar'da halihazırda çalışan veya bulunmuş zibil gibi arkadaşım dostum var. yüksek lisans mezunuyum.

    katar, değişik bir ülke. körfez bölgesindeki başka hiç bir ülkeye benzemiyor. dişdaşaları bile farklıdır diğerlerinden.

    katar'da bir güç hırsı var. daha doğrusu küresel bir güç olma hırsı. diğer hiç bir arap ülkesinde bunu göremezsiniz. hepsi kendi iç dengelerinde kral olmanın derdindedir. diğer kardeşleri ile ara ara hırlaşsalar da iş bir yerde çözülür, develer kesilir, pilavlar avuçlanır, içmağa ve zinaya bahreyn'e gidilir, saati 1k usd'lik avrupalı eskortlar gelir iş tatlıya bağlanır.

    ama bu katar bambaşka. gittiler önce el cezire diye bir medya devi kurdular. dünyaya yaydılar. tunus'ta, mısır'da, libya'da arap baharı denen naneyi desteklediler. kendi kendilerine bir havalara bir hallere girdiler. 2022 dünya kupasını aldılar, yollar, statlar, yüksek binalar gırla gidiyordu.

    yetmedi.

    doyamadılar.

    üstlerinde oturdukları sonsuz doğalgaz denizini suriye ve türkiye üzerinden avrupa'ya taşıyıp oranın da kaymağını yemek istediler. esat-rusya hop dedi, iç savaş çıkarttılar. daha doğrusu ateşine benzini barrrrrr diye döktüler. tabi bu önce kendilerini vurdu. petrol fiyatları ebesinin amını gördü. el şakşak ül devasa taşşak towers gibi safi ziyan fakat expatın kanı canı olan inşaat projeleri durdu.

    bu kadar mevzuyu tabii ki tek başlarına yapmadılar. şimdi eğer kalkıp da katar'ın amerika'yı falan geçtim, suud'dan bağımsız olarak bir işler çevirip ambargodan belini doğrultamamış ve kanlı bıçaklı mezhep savaşlarından bir tık uzakta oldukları iran'a yaklaştıkları için bu şevkat tokatını yediğini söylerseniz bu biraz havada kalır.

    artık küreye el koymalı fantastik savaşlar çağına girdik. suud'lar 350 milyar dolarlık silahı ambarlarda çürütmeye almadı. hedeflerinin iran ve denk getirebilirlerse de katar'ın sonsuz doğalgaz denizi olduğu açık. katar garibim de şamar oğlanı gibi kaldı arada. olan bizim expat arkadaşlara olacak gibi. ummandayken de hep dua ederdik varisi olmayan sultan kabus biz ordayken ölmesin diye ki iç savaşın ortasında kalmayalım. kısmet katar'aymış demeyiz umarım.

    bu arada suud'da 10 milyon şii yaşamaktadır. expatlarla, hintli kölelerle beraber 3 milyon olan tüm katar nüfusunun 3 katı yani. kimin iran'a yaklaşma olasılığı daha yüksek bir düşünün. işin altında başka işler dönüyor.

    buraya "siyasal islam bitti, uzatmaları oynuyor" falan da yazmak isterdim ama hem maddi hem manevi çok bitiğim bu konuda. 8 seçim kaybetmiş pasifin önde gideni bir memuru deviremiyoruz da, siyasal islamı bitireceğiz he mi. peh.

  • green card

    trump kardeşim, meşazını aldım, güçlü bir türkiye için ortadoğu'da kalmaya devam diyorum.

    (bkz: has not been selected)

  • 4 milyar fidan diktik inanmıyorsan say kardeşim

    bunu diyen başbakan gemi yüksek mühendisi.

    düşünsene amedo avogadro çıkıp "1 molde 6x10^23 tane atom var işte kardeşim inanmıyorsan say" diyor. cidden bilime akla zekaya bu kadar hakaretle nereye kadar devam edicez merakla bekliyorum.

    neyse biz hesabını yapalım da yine sonra falan filan olmasın.

    4.000.000.000 fidan 15 senede demek;
    266.666.666 fidan 1 senede
    730.593 fidan 1 günde dikmek demektir

    81 il var

    her ilde günde 9019 fidan dikilmesi lazım.

    12 saat mesai desen

    her ilde saatte 751 fidan eder.

    bir fidan dikmek nerden baksan 5 dakika sürer. saatte 12 fidan desen hadi 15 olsun.

    her ilde saatte 15 fidan dikecek 50 ekibin aynı anda 15 sene aralıksız günde 12 saat çalışması gerekiyor.

    aklına yatan varsa hayırlı olsun.

    ek: 2016 birim fiyatlarında bahçıvan ve fidan ustasının maliyeti 8,9 tl/saat. 4bn fidanı aritmetik olarak diktiklerini varsayalım.

    senede 266.666.666 fidan.
    saatte 15 fidandan
    17.777.777 saat lazım. x8,9tl
    197.777.777 tl sadece geçen sene devletin bu işle uğraşanlara ödemesi lazım. düz işçi bunlar. daha şefi memuru müdürü mazotu transportu yemeği kazma küreği eldiveni.... var.

    güzel para.

  • yazar nick'lerinin öbür dünya versiyonları

    (bkz: zemzem fincanı)

  • bekir bozdağ

    "evlenmiş ama resmi nikah yapmamış" diye bir tabir kullanan devlet adamı.

    olm adam bakan lan. devlet yani. devlete göre evlilik resmi nikahtır. ötesi yoktur.

    adam açık açık imam nikahını meşrulaştırıyor, 18 yaş altı evlilikleri destekliyor. biz de izliyoruz amk. aferin bize. suç bunlarda değil.

  • kemal kılıçdaroğlu

    hevaller lütfen.

    lütfen bu başlıkta ağlamayın.

    gidin sırrı abenizin mitle beraber iş tuttuğu günlere ağlayın. oyları bölmek için istanbul'dan aday çıktığı günlere ağlayın. adam istanbul'dan aday olup ankara'da oy kullanmıştı hatırlarsanız. 1 oy 1 oydur diyerek.

    gidin akp ile çok iyi olduğunuz günlere ağlayın. aranız gayet iyiydi. kosterlerle başkanınıza gidiyordunuz hep. hatta sırrı abeniz mecliste takmadığı kravatı başkanınıza giderken takmıştı.

    gidin o meşhur oslo pazarlığı gibi yaptığınız pazarlıkların tıkandığı ve artık ne isteyip de alamadığınız günlere ağlayın.

    gidin taziye verdiğiniz teröristlere ağlayın.

    gidin 2010 referandumunda çekimser kaldığınız günlere ağlayın.

    ama lütfen bu başlıkta ağlamayın. sıra chp de evet ben de görüyorum. ama onun çözümünü biz buluruz. bu chp seçmeninin sizin gibi terör destekçisi bir partiye yanlaması anlamına gelmiyor.

  • istiklal caddesi'nde 1 ayda 35 dükkanın kapanması

    kısa bir türkiye özeti.

    bir ülkenin kendi öz kaynakları ile yetiştirdiği eğitimli insanları ve onların kattığı artı değer olmasa geleceği durumun göstergesi. dikkatinizi çekti mi bilmiyorum. kapanan dükkanların çoğu beyaz yakanın alışveriş yapacağı dükkanlar. ve neden bu dükkanlar kapanıyor?

    çünkü bu caddeyi güzel ve aydınlık yapan insanları buraya küstürdünüz. bu yüzden bu karanlık ve pis hava. bu yüzden o güzelim dükkanlarınız kapanıyor teker teker. elinizde sadece paralı görgüsüz araplar ve mafyacıklar kaldı. beyaz yaka buradan gitti. gelmiyor. gelmeyecek de. şimdi de ağlıyormuşsunuz "dükkanlarımız kapanıyor, mamamız azalıyor, zamanında 23423423 milyar dolar yatırım yaptığımız yere artık beyaz yaka gelmiyor" diye. ayrıca beyaz yaka buradan uyanır da ekonomik boykotunun yaratacağı etkiyi anlarsa asıl o zaman vay halinize. "beyaz yakayı istiklale küstürelim,kovalım, asfalt dökelim, rantın gözüne vuralım ama 2840923423 milyar dolar yatırım yapmaya da devam edelim" düşüncesi de ancak sizden çıkabilirdi zaten. çünkü düşünmek sizin özellkleriniz arasında değil.

    şimdi istediğiniz kadar godaman arap turistle, suriyeli ile doldurabilirsiniz buraları fakat düşüşünü durduramazsınız artık. istiklal caddesini yeni türkiye bitirdi. sadece ben hissediyordum sanıyordum bu durumu. istiklal caddesi bana artık karanlık ve pis geliyordu ve işim olmadıkça gitmiyordum. oysa çok değil 3 sene önce bile sadece tur atmaya giderdim. gördüm ki herkeste aynı hissiyat varmış.

    ve siz orta sınıfın ayağını kesmek için asfalt bile döktünüz. harbiye tarafını yıllarca beton bir alan olarak beklettiniz. asmalıdan masaları kaldırdınız.ağlamaya sızlamaya hakkınız yok. o devasa avmleriniz de batacak. emek sinemasının ahı tutacak. istiklal caddesi eski karaköyün, kasımpaşanın arka sokakları gibi bir yer olacak. bunu siz istediniz. o aydınlığın üstüne siz asfalt dökerek toma yürüttünüz. artık fazla bir şey beklemeyin.

    bir süre bu sonra karanlık ve pis caddenize araplar da gelmemeye başlayacak. neden mi? çünkü onlar zaten kendi ülkelerinde bir sürü böyle karanlık pis ve kalabalık caddelere sahipler. tatil için geldikleri bu modern müslüman ülkede hem müslüman hem laik olmanın keyfini yaşıyorlar. kızları çarşaf giymeden gezebiliyorlar. istedikleri zaman sokakta dolaşabiliyorlardı. insanları görüp özeniyorlardı. hayallerindeki ülkede yaşıyor gibi oluyorlardı. yani hangi beyinle gs lisesinin karşısına öd kokusu dükkanı açtınız anlamıyorum ki. bütün körfez öd kokuyor zaten. ama dediğim gibi düşünmek sizin özellikleriniz arasında yok. siz ancak kurulu bir sistemin başına gelip, kendi saçma ideolojinizi yüklediğinizde bile o sistemin yürüyeceğini sanan kibir putlarısınız.

    bizim elimizden ekonomik özgürlüğümüzü alabilirsiniz. hayatımızı zorlaştırabilirsiniz. ama sıfırdan kendi emeğimiz ile bir noktaya gelme özelliğimizi alamazsınız. bunu da bir kenara yazın.

    debe editi: (bkz: #62760145)

  • tarık akan

    bir kuşağın belki de son temsilcisi.

    türkiye'de idealizmi savunarak, idealist olarak kaybedecekleriniz, kazanacaklarınızı katlar.

    tarık akan da şan-şöhretin zirvesinde iken bir anda bir kırılma yaşamış 70-80 arasındaki sol hareketin içinde yer almayı tercih etmiştir ve bu nedenle, sadece inandıklarını savunduğu için dışlanmış ve ambargo yemiştir. servet sahibi olabilecekken mütevazi fakat gururlu ve onurlu bir hayat sürmüştür. görüşlerine katılın katılmayın, buna saygı duymak zorundasınız.

    tam tersi yönü seçseydi bugün şöhreti de serveti de kat ve kat daha fazlaydı.

    mesela isim vermeyelim aynı kırılmayı aksi istikamete yaşayan bir değerli sanatçı var o yıllarda. fakat o makbul tarafa yönlendiği için şöhreti artmış, işleri gazinolardan, islami konserlere fiyatı da artarak kaymış, kayıptan ziyade kazançlar elde etmiştir.

    bu nedenle makbul olan tarafa kırılan kişi ile, namakbul tarafa kırılan kişi arasında ayrımı iyi yapın. hangisi idealleri uğruna daha çok şey kaybetmişse, daha çok saygı duyulması gereken o dur. tabi insanlar gerçekten hissettikleri için de makbul tarafa geçebilirler. ama bu oran o kadar azdır ki. menfaat her zaman ağır basar.

    melamet hırkasını kendi giyenler her zaman daha büyük insanlardır. hele namakbul tarafa yönlenip bir de başarılı olursa o zaman heykeli dikilecek adamlar çıkar.

  • 10 bin tl maaş almak

    maaş alma konseptinin kendisi fakirliktir.

    zengin, adam çalıştırır, sigorta yatırır, maaş verir.

  • türkiye-yunanistan konfederasyonu

    (bkz: helenotürkizm)

    bu da link. .

    seküler türkiye'nin tek yaşama şansı. fatih sultan mehmet'in kurduğu ülke. ab doğal üyesi. orta doğu ile arasında anadolu islam federasyonu tampon bölgesi olan, egenin iki yakasının birleştiği, yüz yıldır ayrı 2 kız kardeş izmir ve selaniğin, rakı ve uzonun kavuştuğu ütopyalar güzeldir ülkesi.

    aşağıda haritanın linki de verilmiş. ya şu ülkenin güzelliğine bakar mısın.

  • emlak balonu

    patladı-patlayacak-patlıyor tartışmalarına verilerle cevap veriyorum. buyrun.

    sahibinden indexe bakarsanız, istanbulda 1 yılda konut fiyatlarının %25 düştüğünü söylüyor. buna doların da %20 artmasını ekleyelim.

    şöyle bir hesap yapalım.

    2015 de değeri 250k tl - 100k usd olan bir ev bugün 190k tl - 65k usd. dolar bazında %35 evin değeri düşmüş.

    ben kendim de bizzat şahidim. geçen sene 350k dan gözüme kestirdiğim bir ev vardı üsküdarda. yeni yapılan metroya yürüyerek 3 dakika mesafede. 1 sene satılmadı ve fiyatı kademeli olarak 285k tl ye kadar düştü. peşinatım olmadığından alamadım. aynı evin karşısı geçen sene 500k tl ye satılmıştı. bu da size bir gösterge olsun.

    bu ne demektir. balon patladı patlayacak demektir. ha gazeteler yazmaz tabi "emlak balonu patladı" diye.

    peki emlak balonu patladı da biz neden hala ev alamıyoruz?

    çünkü çok çok çok az kazanıyoruz sevgili kardeşim. maaşımızın kuştan farkı kalmadı. bugün beyaz yaka bir çift bile para biriktiremeyip, ay sonunu zor getiriyor. ekonomik kriz var fakat sadece orta sınıfa var. alt sınıfın zaten hayat standartları düşüktü. fakat iyi kötü kaliteli bir hayat yaşayan orta sınıf bugün alt sınıfa doğru kayıyor.

    ayrıca petrolün 150 usd olduğu, fed'in çılgınlar gibi dolar basıp dünyaya pompaladığı dönem de geçti. bugün artık doların faiz arttırımından bahsedilen noktadayız. petrol 50 doları geçmeye ve tutunmaya çalışıyor

    e o zaman kim alıyor bu evleri?

    başta araplar alıyor. zaten bu fiyatların buralara gelmesindeki en büyük etken de bu yabancı alımlardı. gel gör ki bizim orta çağ artığı feodal müteahhitler, araplar bir gün giderse şişmiş bu fiyatlardan nasıl ev satarız diye düşünmeden bastılar zammı bastılar fiyatları. arapların rağbet gösterdiği levent, ataşehir gibi semtlerde fiyatlar artınca kısıklıdaki ev sahibine de bir haller oldu.

    bugün kira katsayısı 240 olan bir ev bulmak, çok zor. kartal'da iki fabrikanın arasında kuş uçmaz yerde 2. kata 450k istiyorlar. 1850 tl ye o evi kiralayacak enayi ben tanımıyorum. varsa da zaten hayatımdan çıkartırım. en fazla 1000 tl eder. evin değeri de 250k yı geçmez. ama gel de ortaçağ sıçmığı müteahhite anlat.

    ayrıca artık 20 sene 25 senelik mortgage de kalmadı. konut kredileri maks. 10 sene çıkıyor. o da 1.1x-1.0x lerde faizler. 0.xx faiz de kalmadı. haliyle krediyle bile ödenemeyecek noktada artık.

    peki ne olacak?

    vallahi biz türklerin genine işlenmiş ev almak. yabancıya bakıyorsun emekli olunca dünyayı geziyor, gidiyor köye yerleşiyor, ufak çaplı bir işletme açıyor. biz ne yapıyoruz? hayatımızı betona gömüp "ev sahibi olduk" diye seviniyoruz. biraz daha böyle durgun gider piyasa. sonra tayyar kaynağı getirmeyi başarırsa tekrar krediler verilir, ev fiyatları tekrar şişer... türk insanının ev kısır döngüsü bitmez.

    deprem falan olmadıkça fiyatlar 240 seviyesine zor döner gibi geliyor bana artık. 1 senede %35 düşüşe rağmen ev sahibi olmakta zorlanıyoruz, orta sınıf olarak ölmüşüz farkında değiliz.

    dediğim gibi ev fiyatlarının artışı yanında orta sınıfın alım gücü çok düşük.

    mantıklı eleştirilere cevap:

    m2 yerine ev fiyatını almamın nedeni piyasaya uygun olmaması. zira türk ev satın alma sisteminde aynı m2 ye sahip evler arasında kat farkı nedeniyle bile uçurumlar oluşabiliyor. 1. kat ile 5. kat arasında 1 daire farkı kadar oynama olabiliyor. bu artış doğru orantılı hatta hiç bir orantılı değil tamamen penis keyfine göre belirlendiği için m2 bazı fiyatlar yanıltabilir. ayrıca brüt-net ayrımı da doğru dürüst yapılamıyor.

    hurriyet index daha eski fakat veriler doğru çalışmayabiliyor. istanbul da ev fiyatları orantıya vurulduğunda düşmüştür. sahibinden index nüfus ve konut yoğunluğunu daha çok işin içine kattığını düşünüyorum. yani nişantaşında bir evin 5m den 4.7m ye düşmesiyle, kayaşehir gibi yeni yapılaşan yerlerde 350k dan 300k ya düşmesi aynı oranda etkilemez fiyatları. talep çarpanını da göz önüne almalısınız.

    ayrıca yapılan en büyük hata fiyatları tl bazında değerlendirmek. türkiye üretimin olmadığı sıcak parayla dönen bir ülkedir. bu nedenle para birimi olan lira, üretim değeri olan dolar karşısında ancak rüzgardaki bir yaprak olabilir. evinizin değerini her zaman usd cinsinden hesaplayın ve karda mısınız zararda mısınız ona göre bakın. 5 sene önce 100k usd ye aldığın evi bugün kaç usd ye satıyorsun? bunu değerlendirin.

    ev fiyatları normal kiralar düşük tezine de katılmıyorum. kirayı verebilmek için öncelikle o kirayı kazanabilmemiz lazım. 2k kirayı verebilmek için en az 6k para kazanmak lazım. beyaz yakanın alım gücü düşüyor. maaşı enflasyon oranında artmıyor. sorun burda. kiralar düşük değil.

    ayrıca ev almak yatırım olmaktan da şöyle çıktı. eğer evinizi satıp ev alacaksanız bu bir yatırım olmuyor. çünkü senin evinin değeri artarken, alacağın evin de değeri artıyor. 1 ev verip 2 ev almıyorsun. 1 ev verip üstüne kredi çekip daha pahalı bir ev alıyorsun. ha iş kuracaksan, eğitimine harcayacaksan evet bu yatırım olur.