long live rock n roll4
profili

  • liverpool fc

    3 yıldır bu takımla ilgili sezon başı incelemesi yapıyorum:
    (bkz: #36644520)
    (bkz: #45417934)
    (bkz: #53995224)

    bu incelemeleri, yeni sezonda birkaç maç oynanıp transfer sezonu bitmesine müteakip yazıyorum ki kadro şekillensin ve kısa bir performans izleyebileyim. yani eylül başı yazıyordum her yıl, şimdi aksattım bir ay kadar. evet başlayalım.

    *********************************
    *********** transferler ***********
    *********************************

    liverpool, bu yaz transfer sezonunu kârda bitiren tek premier lig kulübü oldu. buna karşın, kadrosunu en iyi şekillendiren kulüplerden olduğunu da söyleyebiliriz. klopp'un sisteminde işe yaramayan ama yetenekli olan christian benteke'yi neredeyse alındığı fiyata (£30m), pek kanat oyuncusuna ihtiyaç olunmayan sistemde jordon ibe'ı £15m+ileriki satıştan pay+geri alma ücreti belirlenerek, kaliteli olmasına rağmen kadroda fazla şans bulamayan joe allen'ı £13m'a, artık oynama şansı bulamayacak olan martin skrtel'i £5m'a, hiçbir katkısı olmayacak olan luis alberto ve brad smith'i bile para kazanarak (£4m & £3m) takımdan göndererek £70m gibi büyük bir gelir elde ettik. zamanında £19m verilen mario balotelli'den biraz gelir elde edilebilirdi ama en azından temelli olarak gitmesi olumlu. bunun yanında kolo toure ve joao teixeria bedelsiz gönderilirken, jon flanagan, andre wisdom, lazar markovic, danny ward gibi isimler kiralık olarak gönderildi. bunlardan ileride de pek bir fayda sağlanmaz belki ama rotasyon oyuncusu olurlar ya da hepsi toplam £20m gibi bir gelir getirir ileride. bu bakımdan şimdi düzenli oynamaları önemli.

    gidenlerden elde edilen £70m'un neredeyse tamamı transfer edilen 4 futbolcuya ödendi. sadio mane belki de premier lig'de yılın transferi olacak şekilde £32.5m'a, gini wijnaldum orta sahaya dinamik getirmek için £25m'a, loris karius kısa dönemde simon mignolet'e rekabet, uzun dönemde kaleyi temelli korumak için £5m'a, ragnar klavan ise stoper rotasyonuna toure'ye upgrade olarak £4m'a getirildi. bunların yanında ocak'ta transfer edilip kiralanan marko grujic orta saha rotasyonu ve geleceğe yatırım olarak takıma katıldı, bonservisi £20m dolaylarında olan joel matip bedava olarak alındı, alexander manninger ise üçüncü kaleci ve takımın abisi olarak aramıza katıldı.

    özet olarak; zaten fayda sağlanmayan veya sağlanamayacak benteke, ibe, allen, skrtel, alberto ve smith'ten güzel bir gelir elde edilirken mane, matip, wijnaldum ve karius gibi nokta atışı transferler ile kadro seviye atladı. özellikle mane'yi 3 yıl sonra suarez fiyatına giderken görebiliriz.

    *********************************
    ************* kadro *************
    *********************************

    kale: karius'un gelmesi mignolet'nin performansını da artıracak. hatta daha iyi performans gösterip karius'un daha çok oynayacağını söyleyebiliriz.

    savunma: skrtel ve toure gitti, matip ve klavan geldi, stoperlerde seviye atladık. şu an sağ bekte clyne'ın alternatifi yok, ancak adam maç kaçırmıyor ve müthiş istikrarlı lan. avrupa kupaları olmadığı için sorun yaşamaz. yaşasa da geçici olarak emre can kapatır orayı. sezona girerken sol bek pozisyonu çok zayıf görünüyordu. moreno büyük hatalar yaparken iyi bir sol bek alınmaması büyük bir hata olarak görünüyordu ancak şu ana kadar pansuman olarak görünen milner orayı çok iyi kapattı. belki moreno da kendine çeki düzen verir bu vesileyle. savunmayı güçlendirdik diyebiliriz. joe gomez de sakatlıktan dönerse değmeyin keyfime. mamadou sakho olayına hiç girmeyelim, onu anlayamadık gitti. seneye £10m'a falan gider diye varsayalım.

    orta saha: hücuma yönelik adamları ayrı tutarak 3'lü orta sahada oldukça diriyiz. şimdiye kadar henderson, wijnaldum ve ileriden orta üçlüye çekilen lallana oynuyor. performansları da gayet iyi. emre can form tuttukça daha da iyi olacağız. bunların yedekleri olan lucas leiva, marko grujic ve kevin stewart is gayet yeterli adamlar. özet olarak allen yerine wijnaldum geldi, lallana geriye çekilerek performans artırdı, orta alan güçlendirildi.

    hücum: atak yönünde pek fazla pozisyon ayrımı yapılamıyor klopp'un sisteminde. gayet esnek bir dizilim var. sezonun çoğunda coutinho-firmino-mane üçlüsünü görmeyi bekleyebiliriz. bunların yerine sturridge ve origi çok diri adamlar ve rotasyonda oynarlar. mane'nin başına bişey gelmezse her maç oynayacağını varsayabiliriz. pek az oynayabilecek ings ve ojo gibi adamlar da bonus. tam bir yıl önce fit olan bir sturridge'in liverpool'da forma giymemesi teklif dahi edilemezdi, coutinho ile birlikte en iyi iki hücumcudan biriydi. ancak şu an taktik icabı yedek oturabiliyor. bu bile hücum yönünde ne kadar ileriye gittiğimizin bir göstergesi.

    ideal 11 aşağıdaki gibi olacaktır:

    ------------------------------------------------------------
    ----------------------- karius ---------------------------
    ------------------------------------------------------------
    ---- clyne ----- matip ----- lovren ----- milner ----
    ------------------------------------------------------------
    ---------------- henderson (emre) -------------------
    ------------------------------------------------------------
    ------ lallana --------------------- wijnaldum -------
    ------------------------------------------------------------
    ------------------------------------------ coutinho -----
    ------- mane --------------------------------------------
    ------------------ firmino (sturridge) ----------------
    ------------------------------------------------------------

    *********************************
    **** klopp ve oynanan futbol ****
    *********************************

    ligdeki ikinci hafta bitince (20 ağustos) sorsanız, takımda gelişme olduğunu ancak büyük istikrarsızlığın devam ettiğini (2-0 burnley yenilgisi), çok önemli bir sol bek eksikliği bulunduğunu, sakho'nun manasızca harcandığını söyleyerek birçok negatif sayabilirdim.

    ancak geçen 40 günde gördük ki bu takım gerçekten bambaşka bir şey. mane kimsenin beklemediği denli olağanüstü bir performans gösteriyor. böyle giderse yılın 11'ine seçilmesi işten bile değil. matip'ten ümitliydik ama kapalı kutuydu. beklentileri karşılayıp savunmayı toparlayacak gibi görünüyor şu an. sol bekte denenen milner, ters ayağından dolayı bazen sırıtsa da kendinden bekleneni yapıyor. hem savunması güçlü, hem de ileride tehlike yaratıyor. firmino her geçen ay biraz daha iyi oluyor. coutinho bildiğiniz gibi zaten... mane gibi kaliteli bir adamla istikrarını da artıracak gibi. wijnaldum'un biraz daha zamana ihtiyacı var, ancak halihazırda faydalı. henderson ve lovren gibi adamlar da performansını artırdı.

    gelinen nokta itibariyle liverpool 2016'da premier lig kulüpleri arasında en çok gol atan takım. ligde city ile birlikte en iyi futbolu oynuyorlar, ve karşılığı da alınacak gibi görünüyor. yani klopp'un gegenpressing taktiği oturdu ve meyvelerini de vermeye başladı. insan heyecanlanmaktan başka bir şey yapamıyor. her maç bittiğinde bir sonraki maçı iple çekiyorum.

    20 ağustos'ta bir tahmin yapacak olsam, hayvani transferler yapan city ve united'ı tabelanın en üstüne koyar, nokta birkaç transfer yapan arsenal'i bunların hemen altına yerleştirir, tottenham'ın performansının düşmeyeceğini öngörür, chelsea'nin de tekrar potaya gireceğini tahmin edip liverpool'u sezon sonunda 5.-6. sıraya yerleştirirdim. diğer takımlar hakkındaki düşüncem fazla değişmiş değil, ancak liverpool'un yapabileceklerinin sınırı çok değişti, ve dolayısıyla sezon sonunda şöyle bir tablo bekliyorum:

    1. manchester city
    2. liverpool
    3. manchester united
    4. arsenal
    5-6. chelsea
    5-6. tottenham
    7-10. everton
    7-10. southampton
    7-10. leicester city
    7-10. crystal palace

    kim bilir, belki avrupa'da oynamamanın avantajı ile şampiyonluğa bile ulaşabiliriz. ama beklentim o ki, bu yılı çılgın bir futbolla şampiyonlar ligi potasında kapatıp, seneye daha da iyi oturmuş taktik ve şl cazibesi ile yapabileceğimiz transferler ile de avrupa'da tekrar kırmızı rüzgarlar estirmek. yürüyedurun!

  • dünyanın performans/yaş oranı en yüksek futbolcusu

    orandan anlamayan sözlük yazarlarını görmemizi sağlayan anket. millet yaşlı yaşlı futbolcuları sıralayıp durmuş, gençleri tercih etmeleri gereken yerde. aloo, performans aynı olduğunda yaş ne kadar büyük olursa performans/yaş oranı o kadar düşük olur. yani gençlerin daha çok şansı var.

  • football manager 2016

    "canlı maça çıkarken, önceden oynanıp bitmiş bir maçı mı izliyoruz?" diye sorulurken ironi mi yapılıyor diye çok düşündüm. ama sanırım gerçek. dolayısıyla cevap vermek durumundayım.

    canlı maça çıkıldığında o anki parametrelere göre (kadrolar, fitness, hava durumu, taktikler...) bir simülasyon yapılıyor ve buna da bir miktar randomness ekleniyor ki gerçekçiliği artsın. dakika 1'den başlıyor, bu parametrelere göre pozisyonlar yaratılıyor maç içinde.

    önce pozisyonun simülasyonu gerçekleştiriliyor, sonucunda ne olacağına karar veriliyor, sonra da ekranda gösteriliyor. yani pozisyon gösterilirken o pozisyon için simülasyon devam etmiyor, sonucu belli. (zaten pozisyon gösterilmeye başlandığında oyunu durdurup taktik değişiklik yapsanız bile, bu değişiklikler ancak pozisyon bittikten sonra aktif oluyor. yani en erken bir sonraki pozisyonun simulasyonu başlayana kadar) sonucu belli olduğu için de o pozisyonun önemli pozisyon mu, yarı-önemli pozisyon mu olduğu biliniyor ve kullanıcının tercihlerine göre ekrana geliyor ya da gelmiyor.

    dolayısıyla "önceden oynanıp bitmiş bir maçı mı izliyoruz?" sorusunun cevabı "hayır", ama soru "önceden oynanıp bitmiş bir pozisyonu mı izliyoruz?" olsaydı cevabı "evet" olurdu. yani manager'in etkisi (ve randomness etkisi) mevcut pozisyon için değil, sonraki pozisyonlar için geçerli.

    "ya 90 dakika bütün maçı izleme opsiyonunu seçersem ne olacak?" diye soracak olursanız da... yine değişen bir şey yok. oyun pozisyonlardan oluşuyor. mesela top aut'a çıkana kadar, ya da kaleci topa sahip olana kadar, ya da faul olana kadar vb... 90 dakika full izlerken yaptığınız değişiklikler bir sonraki pozisyondan itibaren geçerli olacaktır, bir fark yok.

    bilal'e anlatır gibi anlattım açık bir nokta kalmaması için ama, bir yandan da halen ironiyi anlamayan kişi olarak bizzat ben bilallik mi yaptım diye düşünmeden edemiyorum.

  • galatasaray'ın kaostan çıkmasının formülü

    türkçe'den türkçe'ye çeviri:

    1-dursun başkana destek manevi açıdan oluşacak pozitif hava başarıyı kısa vadede olmasa bile uzun vadede getirecektir.
    meali: "galatasaray'ın başına böyle boktan yöneticiler her zaman geçmez, bunda ısrarcı olsunlar."

    2-mustafa denizliye tam destek maç öncesi arenada tribünlere çağırıp moral vermek.
    meali: "hamza'dan daha iyi olabilir ama fark yaratacak vizyon sahibi bir hoca değil, bununla devam etsinler."

    3-ekonomik olarak zor şartları göz önüne alıp transfer konusunda ısrarcı olmayıp sabırlı davranmak başkanı psikolojik olarak rahatlatmak.
    meali: "transfer yapmasınlar, bir süre daha sportif başarı gelmesin, bu sırada iyice yara almış olurlar zaten."

    4-umut buluta güven duyulduğunun tribünlerde gösterilmesi şu anda başka forvet yok.
    meali: "bizde gomez/rvp varken bunlar umut'la devam etsin hohoho."

    5-bundan sonra kötü sonuçlar alınsa bile birlik ve beraberlik görüntüsü verip çatlak seslere prim vermemek.
    meali: "işler kötüye giderse (ki gidecek), bu gidişi tersine çevirecek bir girişimde bulunmayın."

    6-muslerayı devre arası satarak kulübün ödemeler dengesini sağlamak.
    meali: "en iyi oyuncularını da gönderdik mi tamamdır."

    7-amatör branşları kapatarak basketbol gibi gelecek sene transfer için kaynak oluşturmak.
    meali: "sadece futbol şubesinin içine etmek yetmez, tüm kulübü batıracağım!!"